- Akîka

Adsense kodları


Akîka

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Sun 17 October 2010, 05:02 pm GMT +0200
C. Akîka

Rasûlüllah (s.a.v.), akikanın durumunu soran Ümmü Kürz'e şu cevabı vermiştir: "Oğlan çocuğunda iki, kız çocuğunda bir koyun (kesilir). Kesilecek koyunların erkek veya dişi olmaları size bir zarar vermez; bir sakıncası yoktur." [62]

Semura'dan gelen bir rivayete göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyur­muştur; "Her oğlan çocuğu akika kurbanı ile rehindir (yani, bir nevi ipotek altındadır ve gereğini yerine getirmeden ondan faydalanalamaz). Akika, çocuğun doğumunun yedinci günü kesilir, adı konulur ve başı tıraş edilir." [63]

Konuyla ilgili olarak ayrıca Yezid'in kızı Esma'dan gelen rivayete göre Rasûlüllah (s.a.v.) "Akika haktır; oğlan çocuğuna birbirine denk iki koyun, kız çocuğuna ise bir koyun (kesilir)"[64] buyur­muş, İbn Abbas'dan gelen rivayete göre "Oğlan çocuğuna iki akika, kız çocuğuna da bir akika (kesilir)"[65] buyurmuş, Büreyde'den gelen rivayete göre de "Akika, (doğumun) yedinci, ondördüncü veya yirmibirinci günü kesilir"[66] buyurmuştur. Enes de (r.a.) çocuklarına akika olarak deve keserdi.[67]

Selef-i sâlih, akika konusuna o kadar önem vermiştir ki, çocuğuna akika kurbanı boğazlamak için imkan bulamayan kimse serçe kes­miştir. Muhammed b. İbrahim b. el-Hâris et-Teymî şöyle der: "Babamdan duyduğuma göre, bir serçe ile de olsa akika müstehaptır."[68] İmam Mâlik der ki: Bize göre, akika kurbanı kesmek isteyen kim­se, çocuğuna erkek veya dişi bir koyun keser. Akika vacip değil, müstehaptır. öteden beri insanlar bu faziletli ameli yapagelmişlerdir. Akika, normal kurban gibidir. Bundan dolayı da kör, zayıf, boynuzu kırık ve hasta hayvan caiz olmaz. Eti ve derisi satılmaz, kemikleri kırılmaz. Akika'nın etinden kesen yiyebilir ve sadaka olarak da verir. Kurbanın kanı çocuğa sürülmez." [69]

Dihlevî (r.a.) şöyle der: İki koyun bulan kimselerin, oğlan çocuğu için ikisini birden kurban etmeleri müstehab olur. Çünkü Araplar nezdinde erkekler, kızlardan daha avantajlı ve daha yararlı idi. Bu itibarla, oğlan çocuğu karşısında şükür ve hamdi artırmak uygun düşmektedir. Akikanın emredilmesinin sebebi şudur: Araplar çocuklarına akika kur­banı keserlerdi. Onlara göre akika, gerekli bir şey, uygulanması gerek­en bir adetti. Bunun dinî, sosyal ve psikolojik bir çok faydası vardı. Bundan dolayı da Peygamberimiz (s.a.v.) bu adeti kabul ederek yerine getirdi ve insanları buna teşvik etti. Ne var ki Rasûlüllah (s.a.v.) uygu­lamayla ilgili bazı gelenekleri değiştirdi.

Büreyde (r.a.) der ki: Oğlan çocuğumuz doğduğu zaman cahiliye döneminde biz, ona bir koyun keser ve hayvanın kanını da çocuğun başına bulaştırırdık. İslâm döneminde ise bir kurban keser, çocuğun başını tıraş eder ve başına da zaferan sürerdik."[70]

Akikanın fayda ve hikmetleri:

a)
Çocuğun nesebini duyurmak suretiyle nezaket göstermek:

Hakkında dedikodu yapılmaması için çocuğu olan bir babanın bunu yayması gerekir, Tabîi, yol ve sokaklarda dolaşarak bir çocuğu olduğunu duyurması güzel bir hareket olamaz. Akika münasebetiyle bunu gerçekleştirmek, bu yüzden bir nezakettir.

b) Cömertlik çağrısına uymak, cimrilik çağrısına tepki göstermek,

c)
Hıristiyanlar, çocukları doğduğu zaman vaftiz ederler ve "Çocuk bu yolla hırıstiyan olur" derlerdi. Buna karşılık şu ayet-i kerîme nazil olmuştur: "Allah'ın verdiği boyayı kabul edin. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir."[71]

İşte, hıristiyanların fiiline mukabil bu, hanifler (haktan sapma­yanlar) için müstehap oldu. Bu uygulama ile çocuğun, İbrahim (a.s.) ve İsmail'in (a.s.) dinine tabi olduğu hissettirilmiş olur. Baba-oğul her iki peygambere has en meşhur fiil, Allah için oğlunu kurban etmeye karar verdikten sonra, buna karşılık bir nimet olarak Allah'ın büyük bir kur­banlık vermesidir. Onların en meşhur şer'î tatbikatı da, içinde tıraş ve kurban olan hac ibadetidir. Bu konuda her iki peygambere benzemek hem hanifliğe hürmet göstermek, hem de bu dinin gereğini yapmakla çocuğun "millet-i İbrahim" den olduğunu ilan etmek olur.

d) Doğumun başında bu hareket -İbrahim'in (a.s.) yaptığı gibi- ba­baya Allah yolunda çocuğunu feda etme imajını verir. Bu da, ihsan ve itaat silsilesini/bağını harekete geçirir.

e) Akika, dünyaya gelişinin ilk günlerinde çocuk namına kesilen bir kurbandır; Allah'a yaklaşma vesilesidir. Çocuk, kendisine yapılan duadan, hac ve diğer ibadetlerden nasıl faydalanıyorsa bundan da çok faydalanır.

f) Akika, çocuğu rehin olmaktan kurtarır. Zira o, akikasına karşılık rehindir. İmam Ahmed der ki: "Çocuk, ana babasına şefaat et­mekten ipotek edilmiştir; akika ile şefaat hakkı doğar."

Atâ b. Ebî Rabâh da şöyle der: "Çocuk akikasıyla ipotek altındadır." Ve yine der ki: "Veli, çocuğunun şefaatinden mahrum olur." Allah, çocuk namına kesilen akika kurbanını, doğumundan sonra mu­sallat olan şeytana rehin olmaktan kurtarmanın yolu ve çaresi kılmıştır. Buna göre akika, şeytanın, çocuğu mahkum ve esir al­masından, onu ahiret hayatını kazanmak için gösterdiği gayretten en­gellemesinden kurtarmak için Allah'a sunulan bir fidyedir. Adeta çocuk, şeytanın, dostları ve mensubları için hazırladığı bıçakla boğazlama işine mahkum olmuştur. Şeytan, azı müstesna insan oğlunu kendi yoluna çevireceğine yemin etmiştir. O, doğacak olan çocuğu gözetlemek­tedir. Doğumundan sonra da onu avucuna alıp kendi hizbine ve dost­larının arasına sokmak için gereken çabayı gösterir. Bu hususta şeytan çok hırslıdır ve çocukların ekseriyetinin kendi tarafında olması için mücadele eder. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur: "(Ey İblisi mal­larında ve çocuklarında onlara ortak ol![72] Başka bir ayette de şöyle buyurmuştur: "Andolsun İblis, onlar hakkındaki zannını doğruya çıkardı, inanan bir zümrenin dışında hepsi ona tabi oldular."[73]

Netice itibariyle çocuk, bu ipotek olayıyla karşı karşıya bulunmak­tadır. Bu yüzden de. Allah, fidye olacak bir kurbanla ana babanın çocuğu kurtarmalarını meşru kılmıştır. Kurban kesilmediği takdirde ise, çocuk ipotek altında olmaya devam eder.

Burada bir soru akla gelmektedir: Acaba akika kurbanının, doğumun yedinci günü kesilmesinin hikmeti ne olabilir? Dihlevî bu so­ruya şu cevabı vermektedir:

"Akikanın, yedinci güne tahsis edilmesi, doğumla akikanın arasında bir fasıla gerekmesinden kaynaklanmaktadır. Zira doğumu olan aile ve yakınları, öncelikle ana ve çocuğunun bakımıyla meşgul olurlar. Bundan dolayı da hemen ilk gün meşguliyetlerim arttıracak şeyler onlara teklif edilmemiş; külfet altına sokulmamışlardır. Ayrıca, birçok insan ancak çalışmak suretiyle bir koyun bulabilir. Eğer ilk gün şartı koşulsaydı, akika işi insanlara zor ve ağır gelirdi. Yedi gün ise, sözü edilen fasıla için uygun bir süredir.

Yedinci gün çocuğun başının traş edilmesi, hac ibadetini yapanla­ra benzemesi için, adının konulması da o günden önce isme ihtiyaç duy­madığından dolayıdır."[74