neslinur
Mon 12 July 2010, 04:22 pm GMT +0200
Ailevî Himaye
Âyet-i kerimede ifâde edilen, yetimin muhâlâtası yâni maddî-mânevî zarara duçar kılınmama şartıyla yetimin aile içerisine dâhil edilmesi tavsiyesi dikkatlerimizi bir başka noktaya çekmektedir: Çocukların aile içerisinde yetiştirilmesi meselesi. Kur'ân-ı Kerîmdeçocukların terbiye ve bakımlarıyla ilgili olarak, çocukların anne sütüyle beslenmeleri; süt devrelerinin miktarı gibi bir kısım teferruata yer verilmiş olmakla birlikte, çocukların ailevî atmosfer içerisinde yetiştirilmesi gereğini ifâde eden çok sarih emre rastlanmaz. Ancak yukarıdaki âyet bu emri bir vecîbe olarak değil, bir tavsiye olarak yapmaktadır. Yâni çocukların "salâh şartıyla" ailevî bir atmosfer içerisinde yetiştirilmesi daha hayırlıdır. Şayet ailede, istenen uygun atmosfer olmayacaksa bunda ısrar "çocuğun salâhına" olmayacaktır. Nitekim yukarıda kaydettiğimiz hadîste, Hz. Peygamber (aleyhisselâm) en kötü evin içerisinde yetim bulunan, fakat ona fena muamele yapılan ev olduğunu haber vermiştir.
Ancak şunu da yeri gelmişken ifâde etmek gerekir ki, günümüz medenî hayatında ortaya çıkan "yuva", "kreş", "ana okulu" gibi terbiye müesseseleri, âyet-i kerîme ve hadîs-i şeriflerin ışığı altında değerlendirilecek olursa, bunlara çok ağır kayıtlar altında cevaz verilebilir, belki de hiç verilmez. Zira, âyette vazıh bir şekilde çocuğun aileye entegre edilmesinin daha hayırlı olacağı dile getirilmekte, hele yetimlerin yetimhane denen müstakil müesseselerde bir araya toplanması hiç mevzûbahs ve imâ bile edilmemektedir.
Çocukların muvazeneli ve normal bir gelişme gösterebilmelerinde aile hayatının zaruretini ortaya koyan son ilmî araştırmalar açısından değerlendirecek olursak, son asırlarda ortaya çıkıp günümüzde iyice yaygınlaşmaya yüz tutan yukarda isimlerini kaydettiğimiz müesseselerin, medeniyetin insanlığa sunduğu bir mefhari değil, kaçınılması mümkün olmayan bir marazı,bugünkü medenî hayat anlayışının bir kamburu olarak görebiliriz.[356]
Âyet-i kerimede ifâde edilen, yetimin muhâlâtası yâni maddî-mânevî zarara duçar kılınmama şartıyla yetimin aile içerisine dâhil edilmesi tavsiyesi dikkatlerimizi bir başka noktaya çekmektedir: Çocukların aile içerisinde yetiştirilmesi meselesi. Kur'ân-ı Kerîmdeçocukların terbiye ve bakımlarıyla ilgili olarak, çocukların anne sütüyle beslenmeleri; süt devrelerinin miktarı gibi bir kısım teferruata yer verilmiş olmakla birlikte, çocukların ailevî atmosfer içerisinde yetiştirilmesi gereğini ifâde eden çok sarih emre rastlanmaz. Ancak yukarıdaki âyet bu emri bir vecîbe olarak değil, bir tavsiye olarak yapmaktadır. Yâni çocukların "salâh şartıyla" ailevî bir atmosfer içerisinde yetiştirilmesi daha hayırlıdır. Şayet ailede, istenen uygun atmosfer olmayacaksa bunda ısrar "çocuğun salâhına" olmayacaktır. Nitekim yukarıda kaydettiğimiz hadîste, Hz. Peygamber (aleyhisselâm) en kötü evin içerisinde yetim bulunan, fakat ona fena muamele yapılan ev olduğunu haber vermiştir.
Ancak şunu da yeri gelmişken ifâde etmek gerekir ki, günümüz medenî hayatında ortaya çıkan "yuva", "kreş", "ana okulu" gibi terbiye müesseseleri, âyet-i kerîme ve hadîs-i şeriflerin ışığı altında değerlendirilecek olursa, bunlara çok ağır kayıtlar altında cevaz verilebilir, belki de hiç verilmez. Zira, âyette vazıh bir şekilde çocuğun aileye entegre edilmesinin daha hayırlı olacağı dile getirilmekte, hele yetimlerin yetimhane denen müstakil müesseselerde bir araya toplanması hiç mevzûbahs ve imâ bile edilmemektedir.
Çocukların muvazeneli ve normal bir gelişme gösterebilmelerinde aile hayatının zaruretini ortaya koyan son ilmî araştırmalar açısından değerlendirecek olursak, son asırlarda ortaya çıkıp günümüzde iyice yaygınlaşmaya yüz tutan yukarda isimlerini kaydettiğimiz müesseselerin, medeniyetin insanlığa sunduğu bir mefhari değil, kaçınılması mümkün olmayan bir marazı,bugünkü medenî hayat anlayışının bir kamburu olarak görebiliriz.[356]