Eslemnur
Wed 3 November 2010, 12:38 am GMT +0200
3. Ailedeki Din Eğitimi ve Öğretiminde Ceza
Ailede gerçekleştirilen din eğitimi ve öğretiminde zaman zaman çocuğu birtakım oiumsuz alışkanlıklardan vazgeçirmek ya da yaptığı hatalı davranışlara engel olmak amacıyla veya bazı ibadetleri terki durumunda, çeşitli müeyyidelere ve cezalara başvurulduğu bilinmektedir. Bu ceza türlerinin çocuk üzerindeki etkilerini tartışmaya geçmeden önce, öğrencilerin, kendilerine çocukluk çağlarında öğretilen dualar, sureler, ibadetler, kısaca verilen din eğitimi esnasında, ebeveynleri tarafından başvurulan cezalandırma olayının oranı ve sıklığı konusunda bir durum tesbiti yapmak gerekecektir. Bu amaçla öğrencilere sorulan soruya verilen cevaplardan, cezalandırma oranı ve sıklığı, ceza türleri ve bunların çocuklar üzerindeki etkileri belirlenmeye çalışılacaktır. Bu konuda da, standart bağımsız değişkenlerin ne gibi farklılaşmalara sebep oldukları tablolar ve chi-kare testi sonuçlarıyla tesbit edilecektir.
a. Cezalandırma Oranı ve Sıklığı
Ankette yer alan, “Ailenizde gerçekleştirilen din eğitimi ve öğretimi esnasında, size ceza veriliyor muydu?" sorusuna öğrencilerin % 41.61'i "Evet bazen"; %1.80" 'i "Evet sık sık"; % 56.58'i ise "Hayır" cevabını vermiş, % 5.8'i ise bu soruyu cevapsız bırakmıştır. Ortalama olarak % 43.41 oranında "Evet bazen / Evet sık sık" cevabının alınmış olması, çeşitli türlerine başvurarak, ailedeki din eğitimi-öğretiminde cezalandırmanın önemli boyutlarda olduğu izlenimini vermektedir. [453]
Ailede gerçekleştirilen din eğitimi ve öğretiminde zaman zaman başvurulan cezaların oranı ve sıklığının değişkenlere göre dağılımı, bu konuda ailelerin takındıkları tavrı belirlemeye yardımcı olacaktır. [454]
Çevre faktörünün bu konuda farklılaşmaya sebep olduğu, gerek frekans tablosundan, gerekse chi-kare değerlerinden anlaşılmaktadır. Buna göre Van, şehirler arasında cezaya en çok başvurulan ildir (% 48.9). Bu oran Bursa'da % 44.2, Balıkesir ve Erzurum'da %37.0 düzeyindedir. Chi-kare sonuçlarının anlamlı bulunması, Van ilinin bu özelliğini incelemeyi gerekli kılmaktadır. Kanaatimizce bu husus Van'ın gerek demografik ve ekolojik yapısı ve gerekse öğrencilerin çoğunluğunun ailesinin köyde yaşayan insanlar olmasıyla alakalıdır. Geleneksel tarzda gerçekleştirilen din eğitimi ve öğretiminde ebeveynin okur-yazar olmama oranının oldukça yüksek olmasının[455] birçok dezavantajları yaşanmaktadır. Şahsî gözlemlerimiz de anket sonuçlarıyla paralellik arzetmektedir. Bu konuda halkın yeterli ve sağlıklı dinî bilgiye sahip olmayışını en büyük faktör olarak gördüğümüzü belirtmeliyiz. Nitekim genel okuma-yazma oranının en düşük seviye ile Van'da gerçekleşmesi de bunun bir başka yönden ifadesidir. Yöre halkı, dini temel eserlerden, Kur'ân ve Sünnet'ten direkt olarak almaktan mahrum olduğu gibi, yaşanan geleneksel tarzdaki dinî hayat ise birçok hurafe ve dinin özüne uymayan unsurlarla doludur. Bu şartlar altında gerçekleşen dinî eğitimde baskı ve cezalandırmaya başvurma oranının yüksekliği yadırganmamalıdır. Bunun gibi, gerek ailede gerçekleştirilen dinî eğitimde baskı, katı disiplin ve cezaya dayalı eğitimin bu ilimizde yüksek düzeyde olması [456] ve gerekse mükâfatlandırma oranının düşük düzeyde bulunması [457] bir tesadüf sayılmamalıdır.
Sınıf değişkeninin ise bu konuda küçük bir farklılaşmaya
Tablo- 19: Ailede Din Eğitimi ve Öğretiminde Cezalandırma Oranının Değişkenlere Göre Dağılımı
S
E Ç
E N
E K
L
E R
cc
3
CHİ-KARE
DEĞİŞKENLER
Evet
Bazen
Evet
Sık
Hayır
H
a.
DEĞERLERİ
S
O!
S
^
S
%
S
TOl
Bursa
163
44.2
4
1.1
202
54.7
369
15
33
SD
:9
Balıkesir
7a
37.0
3
1.4
130
61.6
211
15
226
X
: 16.91
Erzurum
81
37.0
3
1.4
135
61.6
219
13
232
BD
: 26.18
Van
70
485
7
4.9
66
46.2
143
15
158
P
1.002
LİSE II
206
40.5
53
10.4
135
26.3
512
22
534
SD X!
:3
Bin
BD
5.11
LİSE IV
33
7.6
124
28.4
436
30
466
P
: .164
ERKEK
471
63.6
75
10.1
195
26.3
741
39
780
SD
:3
.2-
X
:7,81
c
BD
:5,64
(J
KIZ
133
63.8
11
5.3
64
30.9
207
13
220
P
ŞEHİR
308
64.3
45
9.4
126
26.5
479
26
505
SD
12
8-
İLÇE
59
66.3
7
7.9
23
25.8
69
10
99
: 21 02
Vül
NAHİYE/BUC.
10
62.2
0
6
37.5
16
0
16
BD
: 14.77
o
KÖY
205
61.4
29
8.7
100
29.9
334
15
349
P
: .254
YURTDIŞI
21
70.0
5
16.7
4
13.3
30
1
31
Ok-yz.değ.
226
59.9
31
8.2
120
31.9
l
16
Okur-Yazar
98
65.8
10
6.7
41
27.5
149
11
160
SD
! 18
o
İlkokul M.
257
66.6
39
10.1
90
23.3
336
21
407
X2
: 28.86
ni
Ortaokul M.
7
53.3
2
16.7
3
25.0
12
12
Lise Mez.
7
58.3
3
25.0
2
16.7
12
1
13
BD
: 24.79
Üniversite
4
100.0
0
0
4
1
5
P
: .131
Cevapsız
JQ
Ok-yz.
değ.
36
55.4
5
7.7
24
36.9
Bb
12
n
Okur-Yazar
79
61.7
10
7.8
39
30.5
128
3
131
SD
118
E
İlkokul M.
337
64.6
4B
9.2
137
26.2
522
27
549
X1
: 28 86
Ortaokul M.
44
67.7
5
7.7
16
24.6
65
4
69
Lise Mez.
39
62.9
5
8.1
1G
29.8
6!
3
65
BD
: 30.76
m
Üniversite
44
62.9
11
15.7
15
21.4
70
1
71
P
:.031
Cevapsız
38
Çiftçi Memur
145
63.1
15
6.5
70
30.4
KM
11
24;
138
65.4
23
10.9
50
23.7
211
10
221
SD
: 18
İşçi
78
56.9
20
14.6
39
28.5
137
15
152
X'
: 26.36
EsnTüccar
84
68.3
9
7.3
30
24.4
123
6
126
Ser.Meslek
90
64.7
7
5.0
42
30.3
139
4
143
BD
: 26.36
d
Başka
41
60.3
10
14.7
17
25.0
68
4
72
P
:.O91
Cevapsız
42
Annenin 1
1
14.3
0
6
85.7
7
2
9
SD
115
İbadet 2
41
33.3
2
1.6
80
65.1
123
16
139
Durumuna 3
340
43.3
14
1.3
431
54.9
785
36
321
X
: 24.99
Göre [458] 4
4
36.4
1
9.0
9
54.6
11
2
13
BD
: 31.32
6
3
42.9
0
4
57.1
7
7
P
: .008
Cevapsız
11
Babanın 1
3
17.6
0
14
82.4
17
3
2Ü
SD
; ig
İbadet 2
42
39.2
2
1.9
63
68.9
107
12
119
X2
: 24.99
Durumuna 3Göre 4 5
329 5 3
44.1 18.5 50.0
15 0 0
2.0
402 22 3
53.9 50.0
746 27 6
29
11
775 38 6
BD P
: 68.28 :.000
Cevapsız
42
Ailede 1
53
27.7
2
1.0
136
71.3
191
1
192
Din 2
174
50.2
7
2.1
166
47.8
347
5
352
SD
: 18
Eğitimini 3
113
46.3
5
2.1
126
51.6
244
4
24S
X2
: 28.86
Veren 4Kişiye 5Göre 6
3 15
13.0 32.6
0 0
20 31
87.0 67.4
23
46
1
23 47
BD
: 374.16
11
33.3
2
6.0
20
60.7
33
33
P
: .000
Cevapsız
105
TOPLAM
1000.
sebep olduğu görülmekte, ancak chi-kare sonucu anlamsız çıkmaktadır. Şu kadar var ki, lise II'ler, lise IV'lere nazaran ailelerinde daha az cezalandırılmışlardır. Bu konuda, yükselen tahsil seviyesinin olumlu bir etkisi olduğu kanaatindeyiz. [459]
Cinsiyet faktörü ise önemli bir farklılaşmaya sebep olurken chi-kare değeri ise oldukça anlamlıdır. Buna göre erkeklerin % 45.8 oranında bazen cezaya maruz kaldıkları gözlenirken, bu oran kızlarda %25.6 ile nisbeten düşük bir düzeydedir. Kızların genellikle daha müsamahakar ve hoşgörüye dayalı bir eğitim metoduyla eğitildiklerini hatırlatmak [460] bu bağlamda yeterli bir açıklama olarak görülebilir.
Sosyal çevrenin önemli bir farklılaşmaya sebep olmadığı anlaşılmaktadır.
Annenin tahsilinin frekans tablosunda birtakım farklılaşmaya sebep olduğu gözlenmekteyse de, chi-kare testi sonuçları bunun anlamlı olmadığını belirlemektedir. Ancak yine de yüzeysel olarak, herhangi bir okul mezunu annelerin, okur-yazar olmayanlara nazaran cezaya daha az başvurdukları görülmektedir.
Babanın tahsil seviyesinin ise, bu konuda farklılaşmaya sebep olduğu gözlenmekte ve chi-kare değerleriyle de desteklenmektedir. Buna göre tahsil seviyesi yükseldikçe cezalandırma oranı da azalmaktadır. Okur-yazar olmayan babalarda cezalandırmaya başvurma oranı % 46 düzeyinde iken, bu oran lise mezunlarında %37.1'e kadar düşebilmektedir.
Sosyo-ekonotnik yapının ise herhangi bir farklılaşmaya sebep olmadığı görülmektedir. Yüzeysel olarak çiftçi babaların cezalandırmaya başvuran meslek grubunda oldukları gözlenmiş, diğer meslek sahibi babalardan ise birbiriyle aynı değerlere yakın sonuçlar alınmıştır. Ancak chi-kare sonuçlarının anlamlılık derecesinin oldukça altında gerçekleşmiş olması bu dağılımı desteklememektedir. Dolayısıyla, sosyo-ekonomik seviyenin, çocuklara verilen din eğitimi ve öğretiminde cezalandırma olayına başvurma konusunda etkili olmadığı söylenebilir.
Annenin ibadet durumu da frekans dağılımında farklılaşmaya sebep olurken chi-kare sonuçları da anlamlıdır. Ancak frekans dağılımında, seçenekler arasında bir çelişki bulunduğu gözlenmektedir. Şöyle ki, beş vakit namaz ve diğer ibadetleri yerine getiren anneler, çocuklarını cezalandıran aileler konusunda ilk sırada yer almaktadırlar. Oysa ailede gerçekleştirilen din eğitiminde izlenen metod ile, annenin ibadet durumu arasındaki ilişkiyi belirleyen tabloda, ibadetlerini eksiksiz yerine getiren annelerin daha çok hoşgörülü ve müsamahakâr bir metod izleyip, baskıya çok az yer verdiklerini tesbit etmiştik.[461]
Kanaatimizce, çelişki ifade eden bu bulgular, bir gerçeğin göstergesidir: İbadetlerini yerine getirmeyen ya da bu konuda ilgisiz ve gevşek davranan anneler, genellikle çocuklarının din eğitimiyle ilgilenmeyen kimselerdir. Durum böyle olunca, tabiî olarak çocuklarını bu konuda cezalandıracakları herhangi bir pozisyon doğmamaktadır. Frekans dağılımında, bu özelliklere sahip annelerin düşük düzeyde seyreden cezalandırma oranlarını bu şekilde açıklamak, sanırız hatalı olmayacaktır.Öte yandan ibadetlerini yerine getiren anneler ise genellikle ilkokul mezunu ya da okur-yazarlıkla sınırlı bir tahsil düzeyine sahip veya okur-yazarlığı olmayan kimselerdir. Durum böyle olunca,çocuklarını bilinçsizce zaman zaman cezalandırabilmektedirler. Dolayısıyla bu durum anketlere de yansımaktadır. Ancak cezaların çocuk üzerindeki olumlu-olumsuz etkilerini belirlemeden, bu konuda daha fazla yorum yapmayı doğru bulmuyoruz.
Babanın ibadet durumu ile din eğitiminde cezaya başvurma olayı arasında da bir ilişkinin var olduğu gözlenmektedir. Burada da en çok cezaya başvuran babalar, beş vakit namazını kılan ve diğer ibadetlerini yerine getirenlerdir. Yukarıda anneler için söylenenlerin babalar için de geçerli olduğu ifade edilebilir. Şu kadar var ki, ibadetlere karşı tamamen ilgisiz olduğu belirlenen babalar % 50 düzeyiyle en çok cezaya başvuranlardır. Bu sonuç ise, din eğitiminde uygulanan metod ile, babanın ibadet durumu arasındaki ilişkiyi belirleyen sonuçlarla [462] paralellik arzetmektedir. [463]
Ailede din eğitimini veren kişi değişkeniyle, cezalandırma oranı ve sıklığı arasındaki farklılaşma da aynı şekilde istatistikî açıdan anlamlıdır. Aradaki ilişkinin anlamlılık derecesi ise oldukça yüksektir. Buna göre, ailedeki din eğitimi esnasında cezaya en çok başvurulma oranında ilk sırada babalar (9650.2), ardından anne-babanın birlikte davrandığı durumlar (9646.3), sonra "Başka" seçeneği (%33.3) ardından dede-nine ve yakın akrabalar (%32.6) sonra anneler (%27.7) en sonda ise abla/ ağabeyler (9613.0) gelmektedir.
Bu sıralama bir bakıma ailede din eğitimini veren kişilere orantısıyla paralellik arzederken, [464] ister birlikte, ister ayrı ayrı anne ya da baba veya yakınlar tarafından verilmiş olsun, her halükarda % 43.4 oranında cezaya bazen ya da sık sık başvurulduğu realitesini ortaya koymaktadır. Cezanın ilk çocukluk yıllarında ailede gerçekleştirilen din eğitiminde çocuğa karşı kullanılmasının onun üzerinde nasıl bir etki bıraktığını, yine onların görüşleriyle netleştirmek daha gerçekçi olacaktır. Çünkü kanaatimizce her ceza türü, her zaman olumsuz etki bırakmayabilir. Bunu belirleyebilmek amacıyla, önce başvurulan ceza türleri, ardından bunların çocuk üzerindeki etkileri ele alınacaktır.