- Ahireti hatırlamak için kabir ziyareti

Adsense kodları


Ahireti hatırlamak için kabir ziyareti

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Wed 9 March 2011, 04:13 pm GMT +0200
Ahireti hatırlamak için kabir ziyareti


›-115-  Öğüt almak ve ahireti hatırlamak için kabir ziyareti meşrudur. Ancak kabir ziyareti yapılırken şanı yüce Allah'ı gazablandıracak bir söz söylememelidir.
 

 

Kabirde bulunana dua edip, yalvarmak yüce Allah'ı bırakarak, ondan yardım dilemek yahut onu temize çıkarıp, kesinlikle cennete gireceğini söylemek ve benzeri hususlar buna örnektir. Bu hususta birkaç hadis-i şerif vardır:

 

Birinci hadis Bureyde b. el-Husayn (r.a)'dan dedi ki: Rasûlullah (s.a) buyurdu ki: "Ben size daha önce kabirleri ziyaret etmeyi yasaklamıştım. Artık onları ziyaret edebilirsiniz. [Çünkü o size ahireti hatırlatır], [o kabirleri ziyaret sizin hayrınızı arttırsın], [artık kim (kabirleri) ziyaret etmek istiyor ise ziyaret etsin fakat batıl söz (hucr) söylemeyin.]"[1]

 

 

Birinci ve ikinci fazlalık Ahmed'e aittir. Ebu Davud da birinci fazlalığa yakın ifadelerle ilavede bulunmuştur. İkinci ve üçüncüleri de Nesai'ye aittir. Nevevi -Allah'ın rahmeti üzerine olsun- el-Mecmu (V, 310)'da şunları söylemektedir: "Hucr, (batıl söz) batıl söz demektir. İlkin kabir ziyaretinin yasaklanışı onların henüz cahiliye döneminden yeni çıkmış olmalarıydı. Cahiliyenin batıl sözlerini söyleyebilirlerdi. İslamın temelleri iyice yerleşip, hükümleri yerini alıp, onun belirgin özellikleri gerektiği gibi yayılınca onlara kabir ziyareti mübah oldu. Peygamber (s.a): "Batıl bir söz söylemeyin" buyruğu ile gereken ihtiyatı göstermiş oldu."

 

Derim ki: Avamın ve başkalarının ziyaret esnasında yaptıkları ölüye dua, ondan yardım istemek, onun hakkı için Allah'tan dileklerde bulunmanın hucr ve batıl söz söylemekten daha büyük bir iş olduğu açıkça ortadadır. O halde ilim adamlarının onlara bu hususta Allah'ın hükmünü açıklamaları ve onlara meşru olan ziyareti ve bu ziyaretten maksadı iyice anlatmaları gerekmektedir.



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Hadisi Müslim (III, 65, 6/82), Ebu Davud (II, 72, 131), onun rivayet yoluyla Beyhaki (IV, 77), Nesai (I, 285-286, II, 329-330), Ahmed (V, 350, 355-356, 361)'da rivayet etmişlerdir.