sümeyra
Sun 11 December 2011, 12:15 pm GMT +0200
4300)Abdullah bin Amr (bin el-Âs) (Radiyallâhü anh)dan
4300) "... Abdullah bin Amr (bin el-Âs) (Radiyallâhü anh)dan rivayet edildiğine göre kendisi: Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)"ı şöyle buyururken işittim, demiştir :
Kıyamet günü bütün yaratıkların duyacağı biçimde ümmetimden bir adam (hesaba) çağırılır ve ona (günahlarının yazılı olduğu) doksan dokuz sicil (yâni büyük defter açılıp) yayılır. Her defter gözün görebildiği saha kadar uzundur. Sonra Allah (Azze ve Celle) (o kula) :
Bu sicillerde yanlı (günahlar) dan bir şey inkâr eder misin? buyurur. Kul Hayır, ya Kabbi, der. sonra Allah (ona):
(Kulların sevablanm ve günahlarını) kaydedip tutan yazıcı melekler sana haksızlık ettiler mi? buyurur. Sonra (yine) Allah (Azze ve Celle) :
Şu (kadar günahlarına karşılık bir iyiliğin - hayrın var mı? diye sorar. Bunun üzerine adam büyük bir korkuya kapılarak (telaşından) :
Hayır (hiç bir iyi amelim yok), diyecek. Sonra Allah (Azze ve Ceîle) :
Bilâkis (vardır). Şüphesiz katımızda senin bir takım iyi amellerin bulunur ve şüphesiz bu gün sana hiç bir zulüm yoktur, buyurur. Sonra o adam için bir yaprak kâğıt çıkarılır ki onda "Eşhedü ellâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Resûlühu = Dilimle söyler, kalbimle de tasdik ederim ki Allah'tan başka ibâdete-tapınmaya lâyık hiç bir ilâh yoktur ve dilimle söyler, kalbimle de tasdik ederim ki Muhammed, Allah'ın kulu ve (son) elçisi, peygamberidir." bulunur. Resûlu Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurmuş ki:
Adam : Yâ Rabbi, şu (koskoca) büyük defterler yanında bu kağıt nedir? Allah (ona) :
Şüphesiz, sana zulüm edilmiyecek, buyurur. Sonra siciller (yâni günahlarının yazılı olduğu büyük defterler) terazinin bir kefesine konulur. Şehâdet kelimesinin yazılı olduğu kâğıd da terazinin diğer kefesine konulur (ve tartılır). Büyük defterler hafif gelir ve o kağıt parçası ağır gelir.
Râvilerden Muhammed bin Yahya dedi ki: Bıtâka, kâğıt parçasıdır. Mısır halkı kâğıda Bıtâka derler."[167]
İzahı
4297 nolu î b n - i Ömer (Radıyallâhü anh) 'ın Zevâid nevinden olan hadisinin notunda S i n d î, bu hadisin aslının Zevâid nevinden olmadığını belirtmişti. Evet, Buhâri' nin Edeb kitabının 18. babında ve M ü s 1 i m ' in Tevbe kitabının 4. babında Ömer {Radıyallâhü anh)'den rivayet ettikleri bir hadiste tutsak bir kadın, başka bir tutsak gurubu içinde emzikli çocuğunu görüp onu bağrına basarak emzirince Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
"Şüphesiz Allah, kullarına bu kadının emzikli çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir." buyurmuştur. Bu babın son hadîsi de Allah'ın imân ehlini bağışlıyacağını müjdeler. 4296 nolu hadîs de aynı hükmü ifâde eder. Ancak orada belirttiğim gibi ilim adamları bâzı kayıtların melhuz olduğunu söylemişlerdir.
Yine Zevâid nevinden olan 4298. hadîste şaki olan kimseden başkasının cehenneme girmeyeceği beyân edilerek şakinin ne demek olduğu da tarif ediliyor. Şaki, ibâdet niyetiyle hiç iyi bir iş yapmayan ve şu iş günahtır, diye bir kötülüğü günahlığı sebebiyle bırakmayan günahkâr kimse demektir. Ancak bu hadîsin senedi notta belirtildiği gibi zayıftır.
E n e s (Radıyallâhü anh) 'ın 4299. hadîsini Tirmizî, M ü d -d e s s i r sûresinin tefsiri bölümünde rivayet etmiştir. Ayrıca N e s â i ve Ahmed de rivayet etmişlerdir.
Bu hadîste, azabından sakınılmaya liyakatli olanın da, bağışlamaya liyakatli olanın da ancak Allah olduğu belirtilir. M ü d d e s -s i r sûresinin 56. âyetinde geçen İlâhi Nazmın bir tefsir ve açıklaması mâhiyetini taşıyan bu hadis de Allah'a ve Resulüne imân edenler için bir müjdedir.
Abdullah bin Amr (Radıyallâhü anh)'in hadîsini Tirmizî İmân bâblarının sonlarında rivayet etmiştir. Ayrıca İbn-i Hibbân, Hâkim ve Beyhakî de rivayet etmişlerdir. Bu hadîs de Kelime-i Şehâdet'in yüce faziletini ve âhiret günü mü'minin sevab defterini ağırlaştıracağını beyân eder.[168]
4300) "... Abdullah bin Amr (bin el-Âs) (Radiyallâhü anh)dan rivayet edildiğine göre kendisi: Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)"ı şöyle buyururken işittim, demiştir :
Kıyamet günü bütün yaratıkların duyacağı biçimde ümmetimden bir adam (hesaba) çağırılır ve ona (günahlarının yazılı olduğu) doksan dokuz sicil (yâni büyük defter açılıp) yayılır. Her defter gözün görebildiği saha kadar uzundur. Sonra Allah (Azze ve Celle) (o kula) :
Bu sicillerde yanlı (günahlar) dan bir şey inkâr eder misin? buyurur. Kul Hayır, ya Kabbi, der. sonra Allah (ona):
(Kulların sevablanm ve günahlarını) kaydedip tutan yazıcı melekler sana haksızlık ettiler mi? buyurur. Sonra (yine) Allah (Azze ve Celle) :
Şu (kadar günahlarına karşılık bir iyiliğin - hayrın var mı? diye sorar. Bunun üzerine adam büyük bir korkuya kapılarak (telaşından) :
Hayır (hiç bir iyi amelim yok), diyecek. Sonra Allah (Azze ve Ceîle) :
Bilâkis (vardır). Şüphesiz katımızda senin bir takım iyi amellerin bulunur ve şüphesiz bu gün sana hiç bir zulüm yoktur, buyurur. Sonra o adam için bir yaprak kâğıt çıkarılır ki onda "Eşhedü ellâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Resûlühu = Dilimle söyler, kalbimle de tasdik ederim ki Allah'tan başka ibâdete-tapınmaya lâyık hiç bir ilâh yoktur ve dilimle söyler, kalbimle de tasdik ederim ki Muhammed, Allah'ın kulu ve (son) elçisi, peygamberidir." bulunur. Resûlu Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurmuş ki:
Adam : Yâ Rabbi, şu (koskoca) büyük defterler yanında bu kağıt nedir? Allah (ona) :
Şüphesiz, sana zulüm edilmiyecek, buyurur. Sonra siciller (yâni günahlarının yazılı olduğu büyük defterler) terazinin bir kefesine konulur. Şehâdet kelimesinin yazılı olduğu kâğıd da terazinin diğer kefesine konulur (ve tartılır). Büyük defterler hafif gelir ve o kağıt parçası ağır gelir.
Râvilerden Muhammed bin Yahya dedi ki: Bıtâka, kâğıt parçasıdır. Mısır halkı kâğıda Bıtâka derler."[167]
İzahı
4297 nolu î b n - i Ömer (Radıyallâhü anh) 'ın Zevâid nevinden olan hadisinin notunda S i n d î, bu hadisin aslının Zevâid nevinden olmadığını belirtmişti. Evet, Buhâri' nin Edeb kitabının 18. babında ve M ü s 1 i m ' in Tevbe kitabının 4. babında Ömer {Radıyallâhü anh)'den rivayet ettikleri bir hadiste tutsak bir kadın, başka bir tutsak gurubu içinde emzikli çocuğunu görüp onu bağrına basarak emzirince Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
"Şüphesiz Allah, kullarına bu kadının emzikli çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir." buyurmuştur. Bu babın son hadîsi de Allah'ın imân ehlini bağışlıyacağını müjdeler. 4296 nolu hadîs de aynı hükmü ifâde eder. Ancak orada belirttiğim gibi ilim adamları bâzı kayıtların melhuz olduğunu söylemişlerdir.
Yine Zevâid nevinden olan 4298. hadîste şaki olan kimseden başkasının cehenneme girmeyeceği beyân edilerek şakinin ne demek olduğu da tarif ediliyor. Şaki, ibâdet niyetiyle hiç iyi bir iş yapmayan ve şu iş günahtır, diye bir kötülüğü günahlığı sebebiyle bırakmayan günahkâr kimse demektir. Ancak bu hadîsin senedi notta belirtildiği gibi zayıftır.
E n e s (Radıyallâhü anh) 'ın 4299. hadîsini Tirmizî, M ü d -d e s s i r sûresinin tefsiri bölümünde rivayet etmiştir. Ayrıca N e s â i ve Ahmed de rivayet etmişlerdir.
Bu hadîste, azabından sakınılmaya liyakatli olanın da, bağışlamaya liyakatli olanın da ancak Allah olduğu belirtilir. M ü d d e s -s i r sûresinin 56. âyetinde geçen İlâhi Nazmın bir tefsir ve açıklaması mâhiyetini taşıyan bu hadis de Allah'a ve Resulüne imân edenler için bir müjdedir.
Abdullah bin Amr (Radıyallâhü anh)'in hadîsini Tirmizî İmân bâblarının sonlarında rivayet etmiştir. Ayrıca İbn-i Hibbân, Hâkim ve Beyhakî de rivayet etmişlerdir. Bu hadîs de Kelime-i Şehâdet'in yüce faziletini ve âhiret günü mü'minin sevab defterini ağırlaştıracağını beyân eder.[168]