Eslemnur
Tue 12 April 2011, 03:03 pm GMT +0200
Abdest
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
Ey îmân edenler! Namaza kalkacağınız {yani, abdest-siz olup namaz kılmayı irâde ettiğiniz} zaman... (Mâide/6)
Nasıl yapacaklarını onlara öğretmek üzere buyuruyor ki:
...yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın ve başlarınızı nıesh edin {yani, suyu başlarınıza sürün}... (Mâide/6)
Dedi:[54] îbn Mes'ûd dedi ki: "Başın bir defa meshedil-iriiesi yeterlidir."
...ve aşık kemiklerine/topuklara kadar ayaklarınızı da! (Mâide/6)
Buyrukta takdim vardır; yani, ve aşık kemiklerine/topuklara kadar ayaklarınızı da yıkayın! -(demektir).
İşte bu, su ile abdestin farzıdır. Yüce Allah'ın kitabında sözünü ettiği bu hususlardan herhangi birisini terke-den kimse, yıkamadığı yeri yıkar ve yeniden abdest almaz. Eğer namaz kıldıktan sonra bunu hatırlayacak olursa, yıkamadığı yeri yıkaması ve namazı tekrar kılması gerekir.
Mukâtil Sa'îd b. Ebî Hureyb'ten, [55] o Câbir b. 'Abdullah el-Ensârî'den (r.a), o da Nebî'den (s.a) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
Bana Cibrîl (a.s) haber verdi ki, azîz ve celîl olan
Rabbim bana fenîk'i (yani, sakalın etrafını yıkamamı} emretti.[56]
Mukâtil Katâde'den, o Enes b. Mâlik'ten, o da Nebî'den (s.a) şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
Ateşten dolayı topukların vay hâline {yani, abdest alırken topuklarını yıkamayan kimselerin vay haline}!
Dedi:[57] Bize Mukâtil Ebî îshâk'tan, o Habbe el-TJre-nî'den, o 'Ali b. Ebî Tâlib'ten (r.a) tahdis etti: 'Ali b. Ebî Tâlib, üç defa mazmaza yaptı [ağzını çalkaladı!, üç defa istinşak yaptı [burnuna su çekip temizledi], üç defa yüzünü, üç defa kollarını yıkadı. Sonra başına mesh etti, sonra da ayaklarına su dökerek onları üç defa yıkadı. Sonra ayağa kalkıp, kapta kalan suyu içerek dedi ki: "Ben Rasûlullah'm (s.a) böyle abdest aldığını ve böyle su içtiğini gördüm."
Mukâtil dedi: Suyun, abdest azalarına ulaşması durumunda, abdest azalarım üçten fazla veya az yıkamanın herhangi bir sakıncası yoktur. Ancak mest giyilmiş ise, onlar meshedilir.
[54] Girişte açıkladığımız üzere, diyen kişi, TJbeydullâh b. Sâbit'tir.
[55] Asıl yazmada Kerb şeklindedir.
[56] er-Rabi'in Müsned'inde Câbir b. Zeyd'ten şöyle dediği rivayet edilmektedir: 'Bana Rasûiullah'tan (s.a) şöyle buyurduğu ulaşmıştır': "Cebrâîl (a.s) bana fenîk'imi yıkamamı emretti." Rabi' dedi ki: Fenike, bıyıklar arasındaki ince kıllara denilir." (er-Ra-bi! b. Habîb b. Ömer el-Ezdi, Müsnedu'r-Rabi' (Beyrut 1415, s. 66). (Çeviren)
[57] Tercihimiz, bunun [diyen kişinin], 'Abdullah b. Sabit olduğu- dur.
[58] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 44-46.