sidretül münteha
Fri 25 February 2011, 04:46 pm GMT +0200
11. Abdest Fiillerinde Sıra ve Besmele
Abdest âzalarının âyetteki sıraya göre yıkanmasının -ki buna tertip deniliyor- vacib olup olmadığı konusunda da görüş ayrılığı vardır. Kimisi sünnet olduğunu söylemektedir. Bu görüş, İmam Ebû Hanife, Süfyan Sevrî ve imam Davud'undur.
imam Mâlik'in etbamdan sonra gelenler, bu görüşü İmam Mâlik'ten de nakletmektedirler.
Kimisi de farz olduğunu söylemektedir. Bunu da İmam Şafii, İmam Ahmed ve Ebû Ubeyd söylemiştir. Bu sırayı gözetmenin farz veya sünnet olmasındaki görüş ayrılığı, sadece yıkanması farz olan azalar arasındadır. Farz ve sünnetler arasında sırayı gözetmek ise, imam Mâlik'e göre müstehab, imam Hanife'ye göre sünnet'tir.
Bu görüş ayrılığının sebebi iki şeydir:
Birincisi, atıf edatı olan (Vav)ın müşterek (birkaç anlamlı) oluşudur. Çünkü bu edat ile kâh sıralı, kâh sırasız şeyler birbirlerine bağlanır. Arap dilini araştıranlar bunu açıkça görmektedirler. Bunun içindir ki «Nahv» (Arap grameri) bilginleri bu konuda ikiye ayrılmış;
Basralılar: «Vav»dan ne maiyyet (hükümde beraberlik), ne de tertib (sıra) anlaşılmaz. «Vav»dân ancak cemi1 (hükmünde ortaklık) anlaşıln»,
Kûfeliler de: «Tertib ve sırayı bildirir» demişlerdir.
Bunun için, abdest âyetindeki «vav»dan sıra anlaşılır diyenler, tertibin vacib olduğu, anlaşılmaz diyenler de vacib olmadığı görüşünde bulunmuşlardır [33]
İkincisi, Peygamber Efendimİz'in hep tertipli olarak abdest alması, abdestte tertibin vacib olduğu için miydi, yoksa fazla sevab kazanmak için miydi diye ihtilâf etmeleridir. Peygamber (s.a.s) Efendimİz'in bir kere olsun ters şekilde abdest aldığı hiç rivayet olunmadığı için birinci şıkkı söyleyenler, tertibin vacib olduğu görüşündedirler. İkinci şıkkı benimseyenler ise tertibin sünnet olduğunu söylemektedirler.
Sonra, abdestin farz ve sünnetleri arasında ayırım yapanlar «ancak abdestin farzları arasında», ayırım yapmayanlar ise «farz olsun sünnet olsun, abdestin bütün fiilleri arasında tertib lâzımdır» demişlerdir. Çünkü vacib olmayan şeyler için de bazan şartlar vacib olur [34]
[33] İmam Şafii, Vav tertib ifade ediyor diye, abdesuc tertibin vücubu görüşünde bulunmamıştır. Müellif, her ne kadar bunu söylüyorsa da hiç kimse, îmam Şafii'nin abdestte tertibin vücubunu Vav'ın mânâsından aldığını söylememiştir. Ali b. Muhammcd cl-Bağdâdî, abdcsl âyetinin tefsiri sırasında söyle diyor: İmam Şafii, abricsllc tertibin vücubunu bu âyetten almıştır, Çünkü Ccnâb-ı Hak önce yüzü, sonra elleri yıkamayı, sonra başı meshcirheyi, sonra ayaklan yıkamayı emir buyurmuştur. Emrin yerine getirilmesi de ancak ALLAH'ın emrinde geçen sıraya göre olmalıdır. Ayrıca Veda Haccı'nda Peygamber (s.a.s) Efcndimiz'den, Sala ile Mcrve tepelerinden hangisinden Sa'y'c başlamanın gerektiği sorulmuş, Efendimiz,
fryet-i kerimesine işaret ederek «ALLAH hangisini önce söylemiş ise, ondan başla» buyurmuştur.
Sa'y'c, Safa tepesinden başlamanın vücubunu bildiren bu hadisin vürud sebebi, her ne kadar Sa'y'ın keyfiyetini anlatmak ise de, ondan, abdestte de, ALLAH'ın buyurduğu sıraya göre, hareket etmenin vücubu anlaşılmaktadır. Çünkü mu'leber olan, sebebin hâss olması değil, lafzın âınm olmasıdır. Sonra, ne Peygamber Efendimİz'in, ne de ashab-ı kiramdan birisinin bir kere olsun icrs şekilde abdcsl aklığını hiç kimse naklctmcmişur. Bütün bunlar gösteriyor ki, abdesuc tertib vaciblir (Hâzin Tefsiri, c. 2, s. 579).
Zcmahşcrî (meşhur okunuşu Zamahşciîdir) de, İmam Şafii'nin abdesuc tertibin vücubunu Vav'dan değil, ayetin nazmından çıkardığı kanaatindedir.
Çünkü Cenâb-ı Hak, mcshcdilmcsiru emrettiği azayı, yıkanmasını emrettiği diğer azalar arasında söyleyerek bunları birbirinden ayırmakladır ki, bununla kısmen de olsa âyetin belagatı zedelenmiş olur. Eğer maksat tertibin vücubunu bildirmek olmasaydı, niçin böyle yapılmış olsun? (Mütercim)
[34] Meselâ: İki rek'at nafile namazım kılabilmek için şart olan abdest vacibtir.
(Mütercim)