reyyan
Mon 23 August 2010, 04:36 pm GMT +0200
Abdest Alırken Boynu Meshetmek
Abdest azasının bir kısmının yıkanması, bir kısmının meshedilmesi, sağlık yönünden aydınlatıcı bilgiler vermekte, sinir sistemini düzeltmeye yönelik, vücuda zindelik kazandırmaya müteveccih hikmetler taşımaktadır.
Boyun, beyne giden sinirerin toplanıp geçtiği önemli bir organdır. Abdest alırken ıslak ellerle onu meshetmenin birçok faydaları söz konusudur. Konumuz sağlıkla ilgili olmadığından bunu erbabına bırakıp ilgili hadisleri naklediyorum :
Leys'den, o da Talha b. Musarrıf'dan, o da dedesinden rivayetle, dedesinin şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in başını gerisine varıncaya kadar ve ondan öte boynun mukaddemine kadar meshettiğini görmüştür."
Ebû Nuaym'ın Tarih-i Esbahan'da tahrîc ettiğine göre, İbn Ömer (r.a.) şu hadîsi rivayet etmiştir:
"Kim abdest alır da boynunu meshederse, Kıyamet günü zincirlerle zincirlenmez."
Hafız İbn Hacer diyor ki: Bir cüzde okuduğuma göre, Ebû Hüyseyn b. Fâris, Füleyh b. Süleyman'dan rivayetle Nâfı'dan, o da İbn Ömer'den (r.a.) rivayet ederek Peygamber (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"Kim abdest alır da elleriyle boynunu meshederse, Kıyamet günündeki zincirden korunmuş olur." İnşâllah bu hadîs sahihtir.
Hadislerin açık delâletinden şu hüküm anlaşılmaktadır:
1- Abdestte başı meshedip kulakları ovduktan sonra ıslak elin serçe parmağından yana gerisiyle boynu meshetmek müstehabdır.
Hadîslerin ışığında mezhep imamlarının görüşleri:
a) Hanefilere göre:
İslâmî ilimlerde söz sahibi olan meşayih bu konuda ihtilâf etmiştir: Ebubekir el-A'meş "Boynu meshetmek sünnettir" derken, Ebubekir el-İskâf "O, abdestin adabındandır" demiştir.[543]
b) Hanbelilere göre: Abdestte boynu meshetmek müstehab mıdır? Bu hususta iki ayrı rivayet vardır: Birincisi, müstehab olduğuna dairdir. Delilleri ise Leys'den o da Talha b. Musarrıf’tan yapılan şu rivayettir: "Resûlüllah (a.s.) Efendimiz başını gerisine varıncaya kadar ve ondan öte boynun mukaddemine kadar meshetmiştir. "Bunu Ahmed b. Hanbel kendi Müsned'inde Leys b. Ebî Selîm'den rivayet etmiştir ki, bu hadîs üzerinde söz söylenmiştir. Diğer bir rivayette ise Resûlüllah (a.s.) "Boyunlarınızı, (Ahiretteki) zincir endişesiyle meshediniz!" [544] buyurmuştur.
İkinci rivayet, müstehab olmadığı hakkındadır. Çünkü Cenâb-ı Hakk, abdestin farzlarını beyân ederken boynu meshetmeyi anmamıştır. Aynı zamanda Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in abdest alma keyfiyetini nakleden Hz. Osman, Hz. Ali, Abdullah b. Zeyd ve İbn Abbas (Allah hepsinden razı olsun), boynunu meshettiğinden söz etmemişlerdir ve bu konuda (sahih) bir hadîs de sabit olmamıştır.[545]
c) Şâfiilere göre:
İmam Şafii, el-Ümm adlı kitabında baş ve kulakların meshinden geniş çapta bahsetmişse de boynu meshetmeyi anmamıştır.
Bundan da anlaşılıyor ki, ilgili hadîslerin sıhhatında şüphe ettiğinden istidlale uygun görmemiştir.
d) Mâlikîlere göre:
İmam Mâlik, el-Muvatta'da baş ve kulakları meshetmekle ilgili sahîh hadîsleri nakletmişse de boynu meshetmekle ilgili hiçbir rivayete yer vermemiştir.
İlgili diğer rivayetler ve tahliller:
Leys'den, onun da Talha b. Musarrıf'tan rivayet ettiği hadîsin isnad silsilesinde Leys b. Ebi Selim bulunuyordur ki, bu zât zayıf kabul edilmiştir.
Nitekim İmam Nevevî Tehzîbü'l-Esmâ'da diyor ki: İlim adamları bu zatın zaif olduğunda ittifak etmişlerdir.[546]
Aynı hadisi tahric eden Ebû Dâvud, onun için başka bir illet zikrederek Ahmed b. Hanbel'den şunu naklediyor: "İbn Uyeyne râviyi inkâr ederek kim bu Talha b. Musarrıf?" demiştir.
Râvî Talha'nın dedesinin Resûlüllah'ın (a.s.) sohbetinde bulunduğuda çok şüphelidir. Çoğuna göre, o sohbede nail olamamıştır.
İbn Salah da boyunla ilgili rivayetin Peygamber (a.s.) Efendimiz'den ma'ruf olmadığını, seleften bazı kişilere ait bulunduğunu söylemiştir. İmam Nevevi Şerh-i Muhezzeb'de bu hadîsin mevzu' olduğunu belirtmiştir. O bakımdan Nevevi'ye göre, abdestte boynu meshetmek sünnet değil, bid'attır.
Hafız İbn Hacer'e göre hadîs mevkufsa da refi' hükmündedir ve bu ölçüye göre murseldir.[547] Az yukarıda da naklettiğimiz gibi, Hafız İbn Hacer, Nafi' tarikiyle İbn Ömer'den rivayet edilen hadîs için "inşâallah bu sahihtir" demiştir.
et-Tecrîd'de ise Hz. Ali'den (r.a.) Muhammed b. Hanîfe tarıkıyla şöyle rivayet edilmiştir:
"Hz. Ali (r.a.) başını meshettiğinde boynunu da mesnetti ve Muhammed b. Hanîfe'ye şöyle dedi: Benim şu yaptığım gibi yap!"
Boynu meshetme hakkında bu birkaç rivayeti biraraya getirirsek az-çok bir kuvvet kazanır. O bakımdan imam Nevevî'nin bid'a demesi biraz ölçüsüz kalır. Aynı zamanda İmam Şafiî ve bazı değerli ilim adamları boynu meshetmenin bid'at olduğunu söylememişlerdir. Ancak Hidaye gibi ciddi fıkıh kitabında sözü edilen hadîsler nakledilmediği için Zeylâî herhangi bir tahlilde bulunmamıştır.
Çıkarılan Hükümler:
1- Başı ve kulakları meshettikten sonra eldeki ıslaklıkla boynu meshetmek müstehabdır.
2- Terkinde kerahet yoktur.
Abdest azasının bir kısmının yıkanması, bir kısmının meshedilmesi, sağlık yönünden aydınlatıcı bilgiler vermekte, sinir sistemini düzeltmeye yönelik, vücuda zindelik kazandırmaya müteveccih hikmetler taşımaktadır.
Boyun, beyne giden sinirerin toplanıp geçtiği önemli bir organdır. Abdest alırken ıslak ellerle onu meshetmenin birçok faydaları söz konusudur. Konumuz sağlıkla ilgili olmadığından bunu erbabına bırakıp ilgili hadisleri naklediyorum :
Leys'den, o da Talha b. Musarrıf'dan, o da dedesinden rivayetle, dedesinin şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in başını gerisine varıncaya kadar ve ondan öte boynun mukaddemine kadar meshettiğini görmüştür."
Ebû Nuaym'ın Tarih-i Esbahan'da tahrîc ettiğine göre, İbn Ömer (r.a.) şu hadîsi rivayet etmiştir:
"Kim abdest alır da boynunu meshederse, Kıyamet günü zincirlerle zincirlenmez."
Hafız İbn Hacer diyor ki: Bir cüzde okuduğuma göre, Ebû Hüyseyn b. Fâris, Füleyh b. Süleyman'dan rivayetle Nâfı'dan, o da İbn Ömer'den (r.a.) rivayet ederek Peygamber (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"Kim abdest alır da elleriyle boynunu meshederse, Kıyamet günündeki zincirden korunmuş olur." İnşâllah bu hadîs sahihtir.
Hadislerin açık delâletinden şu hüküm anlaşılmaktadır:
1- Abdestte başı meshedip kulakları ovduktan sonra ıslak elin serçe parmağından yana gerisiyle boynu meshetmek müstehabdır.
Hadîslerin ışığında mezhep imamlarının görüşleri:
a) Hanefilere göre:
İslâmî ilimlerde söz sahibi olan meşayih bu konuda ihtilâf etmiştir: Ebubekir el-A'meş "Boynu meshetmek sünnettir" derken, Ebubekir el-İskâf "O, abdestin adabındandır" demiştir.[543]
b) Hanbelilere göre: Abdestte boynu meshetmek müstehab mıdır? Bu hususta iki ayrı rivayet vardır: Birincisi, müstehab olduğuna dairdir. Delilleri ise Leys'den o da Talha b. Musarrıf’tan yapılan şu rivayettir: "Resûlüllah (a.s.) Efendimiz başını gerisine varıncaya kadar ve ondan öte boynun mukaddemine kadar meshetmiştir. "Bunu Ahmed b. Hanbel kendi Müsned'inde Leys b. Ebî Selîm'den rivayet etmiştir ki, bu hadîs üzerinde söz söylenmiştir. Diğer bir rivayette ise Resûlüllah (a.s.) "Boyunlarınızı, (Ahiretteki) zincir endişesiyle meshediniz!" [544] buyurmuştur.
İkinci rivayet, müstehab olmadığı hakkındadır. Çünkü Cenâb-ı Hakk, abdestin farzlarını beyân ederken boynu meshetmeyi anmamıştır. Aynı zamanda Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in abdest alma keyfiyetini nakleden Hz. Osman, Hz. Ali, Abdullah b. Zeyd ve İbn Abbas (Allah hepsinden razı olsun), boynunu meshettiğinden söz etmemişlerdir ve bu konuda (sahih) bir hadîs de sabit olmamıştır.[545]
c) Şâfiilere göre:
İmam Şafii, el-Ümm adlı kitabında baş ve kulakların meshinden geniş çapta bahsetmişse de boynu meshetmeyi anmamıştır.
Bundan da anlaşılıyor ki, ilgili hadîslerin sıhhatında şüphe ettiğinden istidlale uygun görmemiştir.
d) Mâlikîlere göre:
İmam Mâlik, el-Muvatta'da baş ve kulakları meshetmekle ilgili sahîh hadîsleri nakletmişse de boynu meshetmekle ilgili hiçbir rivayete yer vermemiştir.
İlgili diğer rivayetler ve tahliller:
Leys'den, onun da Talha b. Musarrıf'tan rivayet ettiği hadîsin isnad silsilesinde Leys b. Ebi Selim bulunuyordur ki, bu zât zayıf kabul edilmiştir.
Nitekim İmam Nevevî Tehzîbü'l-Esmâ'da diyor ki: İlim adamları bu zatın zaif olduğunda ittifak etmişlerdir.[546]
Aynı hadisi tahric eden Ebû Dâvud, onun için başka bir illet zikrederek Ahmed b. Hanbel'den şunu naklediyor: "İbn Uyeyne râviyi inkâr ederek kim bu Talha b. Musarrıf?" demiştir.
Râvî Talha'nın dedesinin Resûlüllah'ın (a.s.) sohbetinde bulunduğuda çok şüphelidir. Çoğuna göre, o sohbede nail olamamıştır.
İbn Salah da boyunla ilgili rivayetin Peygamber (a.s.) Efendimiz'den ma'ruf olmadığını, seleften bazı kişilere ait bulunduğunu söylemiştir. İmam Nevevi Şerh-i Muhezzeb'de bu hadîsin mevzu' olduğunu belirtmiştir. O bakımdan Nevevi'ye göre, abdestte boynu meshetmek sünnet değil, bid'attır.
Hafız İbn Hacer'e göre hadîs mevkufsa da refi' hükmündedir ve bu ölçüye göre murseldir.[547] Az yukarıda da naklettiğimiz gibi, Hafız İbn Hacer, Nafi' tarikiyle İbn Ömer'den rivayet edilen hadîs için "inşâallah bu sahihtir" demiştir.
et-Tecrîd'de ise Hz. Ali'den (r.a.) Muhammed b. Hanîfe tarıkıyla şöyle rivayet edilmiştir:
"Hz. Ali (r.a.) başını meshettiğinde boynunu da mesnetti ve Muhammed b. Hanîfe'ye şöyle dedi: Benim şu yaptığım gibi yap!"
Boynu meshetme hakkında bu birkaç rivayeti biraraya getirirsek az-çok bir kuvvet kazanır. O bakımdan imam Nevevî'nin bid'a demesi biraz ölçüsüz kalır. Aynı zamanda İmam Şafiî ve bazı değerli ilim adamları boynu meshetmenin bid'at olduğunu söylememişlerdir. Ancak Hidaye gibi ciddi fıkıh kitabında sözü edilen hadîsler nakledilmediği için Zeylâî herhangi bir tahlilde bulunmamıştır.
Çıkarılan Hükümler:
1- Başı ve kulakları meshettikten sonra eldeki ıslaklıkla boynu meshetmek müstehabdır.
2- Terkinde kerahet yoktur.