- 7. Lema bir tetimme ikinci nükte

Adsense kodları


7. Lema bir tetimme ikinci nükte

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Tue 8 February 2011, 05:43 pm GMT +0200
İKİNCİ NÜKTE

İşte bu âyet-i kerime,

(1)

tabiriyle, sırat-ı müstakimin ehli ve hakikî niam-ı İlâhiyeye mazhar nev-i beşerdeki taife-i enbiya ve kafile-i sıddıkîn ve cemaat-i şüheda ve esnaf-ı salihîn ve envâ-ı tâbiînin bulunduklarını ifade etmekle beraber, âlem-i İslâmiyette o beş kısmın en mükemmelini dahi ayrıca sarahaten gösterdikten sonra, o beş kısmın imamları ve baştaki rüesalarını sıfât-ı meşhureleriyle zikretmekle onlara delâlet edip ifade ettiği gibi, ihbar-ı gayb nev'inde bir lem'a-i i'câz ile o taifelerin istikbaldeki reislerinin vaziyetlerini bir vecihle tayin ediyor.Evet,  nasıl ki sarahatle Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâma bakıyor; fıkrasıyla Ebu Bekri's-Sıddık'a bakıyor. Hem Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmdan sonra ikinci olduğuna ve en evvel yerine geçeceğine ve "Sıddık" ismi ümmetçe ona ünvan-ı mahsus ve sıddıkînlerin başında görüneceğine işaret ettiği gibi kelimesiyle Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali Rıdvanullahi Aleyhim Ecmaîni, üçünü beraber ifade ediyor. Hem üçü Sıddıktan sonra nübüvvetin hilâfetine mazhar olacaklarını ve üçü de şehid olacaklarını, fazilet-i şehadetleri de sair fezâillerine ilâve edileceğini işaret ve gaybî bir surette ifade ediyor. kelimesiyle Ashab-ı Suffe, Bedir, Rıdvan gibi mümtaz zevâta işaret ederek, cümlesiyle, mânâ-yı sarihiyle onların ittibâına teşvik ve Tâbiînlerdeki tebaiyeti çok müşerref ve güzel göstermekle, mânâ-yı işarîsiyle Hulefâ-i Erbaanın beşincisi olarak ve (2) hadis-i şerifin hükmünü tasdik ettiren, müddet-i hilâfeti azlığıyla beraber kıymetini azîm göstermek için o mânâ-yı işarîsiyle Hazret-i Hasan Radıyallahu Anhı gösterir.

Elhasıl, Sûre-i Feth'in âhirki âyeti Hulefâ-i Erbaaya baktığı gibi, bu âyet dahi, teyiden, ihbar-ı gayb nev'inden onların istikbaldeki vaziyetlerine kısmen işaret suretiyle bakar. İşte, Kur'ân'ın envâ-ı i'câzından olan ihbar-ı gayb nev'inin lemeât-ı i'câziyesi âyât-ı Kur'âniyede o kadar çoktur ki, hasra gelmez. Ehl-i zâhirin kırk elli âyete hasretmeleri, nazar-ı zâhirî iledir. Hakikatte ise binden geçer. Bazan bir âyette dört beş vecihle ihbar-ı gaybî bulunur.
(3)
(4)

Bu tetimmeye ikinci bir izah

Şu âhir-i Feth'in işaret-i gaybiyesini teyid eden, hem Fâtiha-i Şerifedeki sırat-ı müstakim ehli ve (5)
âyetindeki murad kimler olduğunu beyan eden, hem ebedü'l-âbâdın pek uzun yolunda en nuranî, ünsiyetli, kesretli, cazibedar bir kafile-i rüfekayı gösteren ve ehl-i iman ve ashab-ı şuuru şiddetle o kafileye tebaiyet noktasında iltihak ve refakate mucizâne sevk eden şu âyet,(6)   yine âhir-i Feth'in âhirki âyeti gibi, ilm-i belâgatte "maârîzu'l-kelâm" ve "müstetbeâtü't-terâkib" tabir edilen mânâ-yı maksuttan başka, işarî ve remzî mânâlarla Hulefâ-i erbaa ve beşinci halife olan Hazret-i Hasan'a (r.a.) işaret ediyor, gaybî umurdan birkaç cihette haber veriyor. Şöyle ki:

Nasıl ki şu âyet, mânâ-yı sarihi ile, nev-i beşerde niam-ı âliye-i İlâhiyeye mazhar olan, ehl-i sırat-ı müstakim olan kafile-i enbiya ve taife-i sıddıkîn ve cemaat-i şüheda ve envâ-ı salihîn ve sınıf-ı tâbiîn, muhsinîn olduğunu ifade ettiği gibi; âlem-i İslâmda dahi o taifelerin en ekmeli ve en efdali bulunduğunu ve Nebiyy-i Âhirzamanın sırr-ı veraset-i nübüvvetten teselsül eden taife-i verese-i enbiya ve Sıddık-ı Ekberin maden-i sıddıkiyetinden teselsül eden kafile-i sıddıkîn ve hulefâ-i selâsenin şehadet mertebesiyle merbut bulunan kafile-i şüheda, (7) sırrıyla bağlanan cemaat-i salihîn ve (8 ) sırrını imtisal eden ve Sahabelerin ve Hulefâ-i Râşidînin refakatinde giden esnaf-ı Tâbiîni ihbar-ı gaybî nev'inden gösterdiği gibi, kelimesiyle, mânâ-yı işarî cihetinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan sonra makamına geçecek ve halifesi olacak ve ümmetçe "Sıddık" ünvanıyla şöhret bulacak ve sıddıkîn kafilesinin reisi olacak Hazret-i Ebu Bekri's-Sıddık'ı ihbar ediyor. kelimesiyle, Hulefâ-i Râşidînden üçünün şehadetini haber veriyor. Ve Sıddıktan sonra üç şehid halife olacaklar. Çünkü cem'dir; cem'in ekalli üçtür. Demek Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali (Radıyallahu Anhüm) Sıddıktan sonra riyaset-i İslâmiyete geçecekler ve şehid olacaklar. Aynı haber-i gaybî vuku bulmuştur.

Hem
kaydıyla, Ehl-i Suffe gibi taat ve ibadette Tevrat'ın senâsına mazhar olmuş ehl-i salâhat ve takvâ ve ibadet, istikbalde kesretle bulunacağını ihbar etmekle beraber, cümlesi, Sahabeye ilim ve amelde refakat ve tebaiyet eden Tâbiînlerin tebaiyetini tahsin etmekle, ebed yolunda o dört kafilenin refakatlerini hasen ve güzel göstermekle beraber; Hazret-i Hasan'ın (r.a.) birkaç ay gibi kısacık müddet-i hilâfeti çendan az idi, fakat hükmüyle ve ihbar-ı gaybiye-i Nebeviyenin tasdikiyle ve (9) hadisindeki mucizâne ihbar-ı gaybî-yi Nebevîyi tasdik eden ve iki büyük ordu, iki cemaat-i azîme-i İslâmiyenin musalâhasını temin eden ve nizâı ortalarından kaldıran Hazret-i Hasan'ın (r.a.) kısacık müddet-i hilâfetini ehemmiyetli gösterip, Hulefâ-i Erbaaya bir beşinci halife göstermek için, ihbar-ı gaybî nev'inden mânâ-yı işarîsiyle ve  kelimesinde beşinci halifenin ismine, ilm-i belâgatte "müstetbeâtü't-terâkib" tabir edilen bir sırla işaret ediyor.

İşte, mezkûr işarî ihbarlar gibi daha çok sırlar var. Sadedimize gelmediği için şimdilik kapı açılmadı. Kur'ân-ı Hakîmin çok âyâtı var ki, herbir âyet çok vecihlerle ihbar-ı gaybî nev'indendir. Bu nevi ihbârât-ı gaybiye-i Kur'âniye binlerdir.


1 Peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih kimseler-ne güzel arkadaştır onlar!

2 "Hilâfet benden sonra otuz sene devam edecek, ondan sonra saltanat şekline girecektir." Tirmizî, Fiten: 48; Müsned, 5:220, 221; el-Elbânî, Sahîhu Câmiu's-Sağîr, no: 3336.

3 "Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme." Bakara Sûresi, 2:286.

4 "Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin." Bakara Sûresi, 2:32.

5 "Kendilerine in'âmda bulunduğun kimselerin yolu." Fâtiha Sûresi, 1:7.

6 "İşte onlar, ALLAH'ın kendilerine pek büyük nimetler bağışladığı peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih kimselerle beraberdirler. Ne güzel arkadaştır onlar!" Nisâ Sûresi, 4:69.

7 "İman eden ve güzel işler yapanlar." Bakara Sûresi, 2:82.

8 "De ki: Eğer ALLAH'ı seviyorsanız bana uyun ki ALLAH da sizi sevsin." Âl-i İmrân Sûresi, 3:31.

9 "Şu benim oğlum Hasan, seyyiddir. ALLAH onun vasıtasıyla Müslümanların iki büyük ordusunu barıştıracaktır." Buharî, Fiten: 20; Sulh: 9; Fedâilu Ashâbi'n-Nebî: 22; Menâkıb: 25; Dârîmî, Sünnet: 12; Tirmizî, Menâkıb: 25; Nesâî, Cum'a: 27; Müsned, 5:38, 44, 49, 51.