- 42.Bölüm

Adsense kodları


42.Bölüm

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Fri 22 July 2011, 02:02 pm GMT +0200
42. BÖLÜM

Buhârâlı Seyf Mısır'a gitti. Aynayı herkes sever;herkes sıfatlarının aynasına, herkes,
kendine fayda veren şeylere âşık olur; fakat yüzündeki gerçekten haberi bile yoktur. Yüzündeki peçeyi yüz
sanır. Örtü altındaki ayna, yüzünün aynasıdır senin... Yüzünü aç da, yüzünü görecek aynayı bul da sence
benim ayna olduğum anlaşılsın.
(Birisi,) onun sözü bence de gerçek dedi; peygamberlerle erenler de aslı olmayan bir
sanıya kapılmışlar; kuru dâvâdan başka birşeyleri yok.
Semazen.net
(Mevlânâ) dedi ki:
Bu sözü şakacıktan mı söylüyorsun, yoksa sen de böyle mi görüyor da söylüyorsun? Böyle görüyor
da söylüyorsan varlıktaki görüş gerçekleşmiş demektir; görmekse varlıktaki en üstün, en yüce şeydir, aynı
zamanda da peygamberleri gerçek bilmedir. Çünkü onlar da gördüklerini iddiâ etmişlerdir ki sen de onu
ikrar etmedesin. Sonra görmek, görülenle meydana çıkar; çünkü görmek, insandan taşan, birşeye ulaşan
işlerdendir. Görmek için kesin olarak görülen gerek. Görülen, istenendir, görense isteyen; yahut da tersi
olur bunun. Şimdi inkârınla isteyende sâbit oldu, istenen de, varlıktaki görüş de. Allahlıkla kulluk, nefyinde
ispat olan bir kaziyedir; demek ki kesin olarak sübûtu vâciptir.
Şu topluluk, bu gaflete daldıran adama mürîd olmuş, onu ululayıp duruyor dendi de dedim ki:
Gaflete daldıran şu şeyh, taştan, puttan da aşağı değil ya. Taşa, puta tapanlar onları ululuyorlar,
büyütüyorlar; onlardan birşeyler umuyorlar; onlardan şevke geliyorlar; dilekler diliyorlar; hâcetler istiyorlar;
onlara karşı ağlayıp sızlanıyorlar. Taşın, putunsa bunlardan haberi bile yok, birşeycik duymuyor; fakat Ulu
Tanrı, gerçekliklerine karşı onları sebep ediyor da dileklerini veriyor; taşın, putun bundan da haberi yok.
Bir fakıyh, çocuğun birini dövüyordu. Neden dövüyorsun, suçu ne dendi. Dedi ki Bu piçin ne
yaptığını, ne ettiğini bilmezsiniz siz. Ne yaptı ki, ne cinâyet işledi dediler. Tam akıtacağım vakit hayâli kaçıp
gidiyor dedi. Hiç şüphe yok ki o, hayâline âşık onun; çocuğunsa bundan haberi bile yok. İşte müritler de bu
battal şeyhin hayâline âşık olmuşlar; oysa onların ayrılığından da habersiz, ulaşmalarındanbuluşmalarından
da, hallerinden de. Fakat yanıltıcı, yanılmış bir hayâli sevmek bile insana vecit verir; verir
amma bu aşk, âşığın her halini bilen, gören gerçek sevgiliye karşı beslenen aşka da benzemez. Karanlıkta
sevgiliyi kucaklıyorum sanarak bir direğe sarılan, ağlayıp sızlayan, şikâyetlenen kişinin duyduğu tat, diri,
herşeyden haberi olan sevgilisini kucaklayan kişinin duyduğu tat, diri, herşeyden haberi olan sevgilisini
kucaklayan kişinin duyduğu tada benzemez elbet.