- 36 – Yasin Suresi(41-83.Ayetler)

Adsense kodları


36 – Yasin Suresi(41-83.Ayetler)

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sümeyra
Mon 11 April 2011, 08:44 am GMT +0200
36 – YÂSîN SÛRESİ(41-83.AYETLER)

Bir delil daha onlara:

Nesillerini dopdolu gemilerde taşımamızdır.

Eski tefsirlerimizin çoğu burada Hz. Nuh (a.s.)’ın gemisini düşünürler. Merhum Elmalı’lı M. H. Yazır ise, nesillerin ana rahimlerinde boğulmaksızın, emniyetle taşınmasını düşünür. Bu mânâ -tek tek bütün insanlarla ilgili olup, hepsinin devamlı görüp durduğu bir hâdise olması itibariyle- daha münasip sayılabilir.

42 – Biz, onlar için, gemiye benzer, daha nice binekler yaratırız...

Birçok çağdaş tefsirde belirtildiği gibi burada, ulaşım aracı olmak bakımından gemiye benzeyen yolcu nakil vasıtalarından tren, otobüs, uçak gibi binekler, açıkça haber verilmektedir.

43 – Şayet dileseydik onları boğardık

Ne feryatlarına koşan bir kimse bulabilir, ne de başka türlü kurtarılırlardı.

44 – Sadece Biz’den ulaşacak bir rahmet ve onları bir vâdeye kadar yaşatma irademizle hayatta kalabilirler.

45 – Onlara ne zaman: “Önünüzde ardınızda bulunan hâllerden sakının,

böylelikle merhamet edilmeye müstehak olun!”

denilse, yüz çevirirler...

Bu haller hakkında şu ihtimaller düşünülmüştür:

“Dünya azabı ve âhiret azabı”; “Şimdiki zaman veya istikbaldeki tehlikeler”, “Görünen veya görünmeyen kaza ve belalar”


46 – Ne zaman Rab’lerinin âyetlerinden bir âyet, gelse, yüz çevirirler...

47 – Onlara ne zaman: “Allah’ın size lütfettiğinden, siz de muhtaçlar için harcayın!” denilse,

kâfirler müminlere şöyle derler:

“Size kalsa Allah’ın dilediği takdirde bol bol rızıklandıracağı kimseyi doyurmak bizim mi işimiz?

Siz, böyle ne sapık düşünürsünüz!”

48 – Ve yine derler ki: “Eğer doğru söylüyorsanız, bizi tehdid ettiğiniz bu mezarlardan kalkma ne zaman?

49 – Onların beklediği: Sadece bir ses!..

Çekişip dururlarken kendilerini çarpacak bir ses...

50 – İşte o zaman...

Ne vasiyette bulunabilir, ne de evlerine dönebilirler...

51 – Sura üflendi, “Kalk!” borusu çaldı!..

İşte mezarlarından kalkıp, Rab’lerinin huzurunda duruşmaya koşuyorlar...

52 – “Eyvah bize! Kim kaldırdı bizi yatağımızdan?” diyorlar...

“İşte Rahmân’ın vâdi: Resuller doğru söylerler!”

53 – Bütün olay, bir çağrıdan ibâret!

İşte hepsi duruşma için toplanmışlar...

54 – Artık bugün, kimseye zulmedilmez, hakkınızdan başka size bir karşılık verilmez.

55 – Amma bugün cennetlikler, zevk ve eğlence içindedirler...

56 – Hem kendileri, hem eşleri gölgeliklerde, tahtlarına kurulurlar.

57 – Orada turfanda yemişler onlara,

hâsılı istedikleri her şey onlara...

58 – Rabb-i Rahim’den sözle olan bir selâm yine onlara...

59 – “Fakat bugün sizler,

şöyle bir tarafa çekilin ey mücrimler!”

60 – “Ey Adem’in evlatları!

Size emretmemiş miydim:

“Şeytana tapmayın sakın!”

“Çünkü o size âşikar düşman...

61 – Lâkin Bana tapın!

işte sırat-ı müstakim!”

62 – O, içinizden nice nesilleri saptırdı.

Bunu düşünmeli değil miydiniz?

63 – İşte tehdid edildiğiniz cehennem!

64 – İnkârınız sebebiyle bugün oraya girin.

65 – Bugün mühür vuracağız ağızlarına,

elleri Bize söyler, ayakları şahitlik eder, kendi yaptıklarına.

66 – Eğer dileseydik gözlerini dümdüz, silme kör ederdik,

o zaman yola dökülüp dururlardı.

Fakat o takdirde nasıl görebilirlerdi?

“İmana gelmeleri için, ille de kendilerini böyle sakat, çarpık çurpuk etmemizi mi bekliyorlar? Dileseydik böyle yapardık, Ama o zaman da imâna koşmak için yarışmak isterlerdi. Fakat bu vaziyette nasıl görebileceklerdi ki?” demektir.

67 – Eğer dileseydik, oldukları yerde, hemen başüstü, mâhiyetlerini değiştirir, çirkin mi çirkin, tersyüz ederdik...

Artık ne ileriye devam edebilir, ne de geriye dönüş yapabilirlerdi.

68 – Onlardan hayatta bıraktığımız kimsenin ise, hilkatini tersyüz ederiz.

Hâlâ akıllanmazlar mı?

Tefsirlerin çoğunluğunda bulunmayan bu anlam ve irtibat Tefsiru’t-Tahrir ve’t-Tenvir’den alınmıştır.

69 – Biz Resûl’e Kur’ân öğrettik, şiir öğretmedik, o zaten ona yaraşmaz.

O sırf bir irşâd ve parlak bir Kur’ân’dır.

70 – Yaşayan her kişiyi uyarsın diye,

böylece ilahî hüküm kâfirler hakkında kesinleşsin diye,

gönderilmiştir.

71 – Şunu da görmediler mi:

Ellerimizle yaptığımız eserlerden kendileri için uysal, evcil hayvanlar yarattık da onlara mâlik bulunuyorlar.

72 – Onları emirlerine âmade kıldık. Onlardan hem binek edinir, hem de yerler,

73 – Onlardan içecekler elde ederler,

daha nice menfaatlerinden yararlanırlar.

Halâ şükretmezler mi?

74 – Tuttular, Allah’tan başka tanrılar peşine düştüler, güyâ ki yardıma nâil olacaklar!

75 – O putlar kendilerine yardım edemezler, nasıl olur?

Zaten bunlar, onlar için hazırlanmış askerler!

Şirkin asıl çelişkisi şuradadır: Müşrik, putundan yardım bekler; amma aslında müşriğin yardımı olmasa put varlığını devam ettiremez. Hazır kuvvet halinde nöbettarlık, bekçilik eden putperesttir ki, şirki devam ettirir. Yani o ona asker, öbürü buna asker! Âyet-i kerime bu iki anlamı mükemmel bir tarzda toplamaktadır.

76 – O halde ey Resulüm, üzülme sen onların laflarına,

onların gizlediklerini de iyi biliriz, açıkladıklarını da, sen hiç tasalanma!

77 – İnsan şunu hiç görüp düşünmedi mi:

Biz kendisini bir nutfeden yaratmışken, yaman bir hasım kesildi Bize.

78 – Nasıl yaratıldığını unutarak, bir de misâl fırlattıBize:

“Çürümüş vaziyetteki o kemikleri kim diriltecek!” diye.

79 – De ki: “Onları ilk defa yaratan diriltir, hem O, yaratmanın her türlüsünü bilir.”

Burada “halk”, Türkçedeki mef’ul mânâsında olmayıp, masdar mânâsınadır. Yani “Allah, yaratmanın her türlüsünü, hayale bile gelmez şekillerini, mekanizmalarını bilir” demektir.

80 – O’dur ki sizin için yeşil ağaçtan bir ateş yaratır, siz de onu tutuşturup durursunuz.

Tefsirlerin çoğu bundan, yaş iken birbirine sürtülmekle ateş çıkaran çöl ağacı merh ve afâr’ın kasdedildiğini bildirirler. Çağdaş müelliflerden, petrolü oluşturan ağaçları düşünenler de vardır.

81 – Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya olmaz mı kadir!

Elbette kadir!

Hallâk O’dur, alîm O’dur!

(Her şeyi yaratan, her şeyi bilen O’dur).

82 –
Bir şeyi dilediğinde O’nun buyruğu, sadece “Ol!” demektir, hemen oluverir...

83 – Sübhandır, münezzehdir o Zât ki, her şey üzerinde hâkimiyet elindedir.

Ve... hepinizin de dönüşü,

O’na olacaktır.

 

ceren
Tue 15 May 2018, 12:02 pm GMT +0200
Esselqmu aleykum. Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ...

Bilal2009
Tue 15 May 2018, 12:41 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun