Esila
Fri 4 February 2011, 11:09 am GMT +0200
Ed-Dâî
HAŞİYE-1 Yıkılmış bir mezarım ki, yığılmıştır içinde
Said’den yetmiş dokuz emvat HAŞİYE-2 bâ-âsâm âlâma.
Sekseninci olmuştur mezara bir mezar taş,
Beraber ağlıyor HAŞİYE-3 hüsrân-ı İslâma.
Mezar taşımla pür-emvat enîndar o mezarımla
Revânım saha-i ukbâ-yı ferdâma.
Yakînim var ki, istikbal semâvâtı, zemin-i Asya
Bâhem olur teslim yed-i beyzâ-yı İslâma.
Zira yemin-i yümn-ü imandır,
Verir emn ü eman ile enâma.
--------------------------------------------------------------------------------
Haşiye-1
Bu kıt’a onun imzasıdır.
Haşiye-2
Her senede iki defa cisim tazelendiği için, iki Said ölmüş demektir. Hem bu sene Said yetmiş dokuz senesindedir. Her bir senede bir Said ölmüş demektir ki, bu tarihe kadar Said yaşayacak.
Haşiye-3
Yirmi sene sonraki bu şimdiki hali, hiss-i kablelvuku ile hissetmiş.
--------------------------------------------------------------------------------
bâ-âsâm: günahlarla birlikte bâhem: bir arada, birlikte
ed-dâî: dua eden emn ü eman: emniyet ve korkusuzluk
emvat: ölüler enâm: halk, insanlar
enîndar: iniltili, inleyen hiss-i kablelvuku: birşeyi olmadan önce hissetme duygusu
hüsrân-ı İslâm: İslâmın maruz kaldığı tehlikeler istikbal: gelecek
pür-emvat: ölülerle dolu revân: yolculuk, gidiş
saha-i ukbâ-yı ferdâ: yakın gelecekteki âhiret sahası semâvât: gökler
yakîn: kesin ve doğru bilgi yed-i beyzâ-yı İslâm: İslâmın temiz ve pâk eli
yemin-i yümn-ü iman: imanın bereketli eli zemin-i Asya: Asya kıtası
âlâm: elemler, acılar