hafiza aise
Tue 1 May 2012, 02:13 pm GMT +0200
1 SAATLİK NARGİLE 100 ADET SİGARAYA EŞİT!
Temmuz 2011 70.SAYI
NARGİLENİN TARİHÇESİ
Nargile, tütünün değişik kullanım şekillerinden biridir. Kökeni Hindistancevizinin içinin boşaltılarak bir kamış aracılığıyla Hint keneviri içme alışkanlığına dayanır.
Osmanlı döneminde tütünün kullanıldığı 16. yüzyıldan itibaren nargile de kullanılmıştır. Nargilenin içine konan, gece ıslatılmaya bırakılan tütüne “tömbeki” denir. Son zamanlarda fermente edilmiş meyvelerden ve aromalı tütünlerden elde edilen “Bahri” veya “Arap Tömbekisi” denilen bir tür daha mevcuttur. Rulenin içine yerleştirilen 10-20 gramlık tütün, üzerinde 1 mm.lik alüminyum levhalarla kapatılır. Her çekilişle birlikte oluşan 3 cm civarındaki basınç, havanın şişedeki kömürünün yanmasını sağlar. Bu şekilde nargile dumanı oluşur. Sigarının aksine içiminde çevreye duman yayılmaz. Ancak yanan kömür, ürünleri içen kişi tarafından solunmuş olur.
Nargile dumanında nikotin, kömür ve ağır metaller bulunduğunu kaydeden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Demir, nargilenin üç saniye aralıklarla standart içim protokolü tek sigara içimiyle karşılaştırıldığında arsenik, krom, kurşun gibi ağır metal içeriğinin sigara içiminden çok daha yüksek miktarda olduğunu vurguladı.
BULAŞICI HASTALIK RİSKİ VAR
Sigarının aksine nargile tüketiminin daha az sıklıkla, sosyal ortamlarda gerçekleşmekte olduğunu belirten Demir, bunun da nargilenin zararının az olduğu yanılgısının sürdürülmesine yardımcı olduğunu kaydederken, “Kafe ve restoranlarda aynı nargilenin farklı kişilere sunumu, bulaşıcı hastalıklara da davetiye çıkaran önemli bir faktördür. Kullanım sıklığı sigarayla karşılaştırıldığında çok daha az olmasına karşın, ortalama bir saatlik bir kullanım 100 sigara içmeye eşdeğerdir. Sigara ile benzer şekilde nikotin ve karbondioksit alınmasına, hidrokarbon ve ağır metal gibi karsinojenlerin sigaraya göre çok daha artmış miktarlarda alınmasına yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.
İngiltere’de üniversite öğrencileri arasında yapılan bir araştırmada, nargile içicisinde solukta ölçülen ortalama karbondioksit miktarı, bağımlılık nedeniyle sigarayı bırakmak için başvuran tipik bir sigara içicisinden iki kat yüksek bulunmuştur. Dr. Demir’in verilerine göre, gebelik döneminde kullanım, sigarayla benzer şekilde düşük doğum ağırlığı ve diğer olumsuz sağlık sonuçlarına yol açabileceği gibi, sigarayla benzer şekilde çevreye toksik gaz yayılmasına neden olduğu gösterilmiştir. Günlük kullanımının 10 sigarayla eşdeğer nikotin alımına yol açtığı, dolayısıyla bağımlılık yapıcı etkisi olduğu da ispat edilmiştir.
Doç. Dr. Ahmet Demir sözlerine şöyle devam etti: “Nargilenin bırakılması sigaradan kolay bulunmuş, ancak zarar algısının az olması nedeniyle genelde bırakma isteğinin pek olmadığı fark edilmiştir. Kullanımın aralıklı, genelde sosyal ortamlarda olması, bağımlılığın klasik ölçütlerle anlaşılmasını zorlaştırmaktır. Örneğin sigara bağımlılığını değerlendirmek için kullanılan ‘fagerstörm’ ölçeğinde sorulan sorulardan ilk tüketilen sigarayla ilgili soru nargile için geçerli değildir. Eve nargile alınması bağımlılıkta önemli bir basamağı temsil eder. Bağımlılık gelişimi ve kullanımı artıracak sosyal pazarlama stratejilerine karşılık vermesiyle bırakılması konusunda bilgi ve etkinliklerin eksikliği bu eğilimi güçlendirmektedir. Nargilenin sigaraya geçiş için önemli bir adım olabileceği de unutulmamalıdır.”
Nargilenin tütün tüketiminde giderek popülerleşen yeni bir eğilimi temsil ettiğini savunan Dr. Demir, nargile içenlerin birçok sağlık sorunu ve bağımlılık riskiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, toplum sağlığıyla ilgilenenlerin ve sorumluluğu bulunan yetkililerin hastaları etkileyebilecek nikotin bağımlılığının bu yeni yolu hakkında bilgili ve duyarlı olmaları gerektiğinin altını çizdi.
Aysun ÖZPOLAT