- Utbe b. Rebia nın Çıkıp Çarpışmak İçin Er Dilemeleri

Adsense kodları


Utbe b. Rebia nın Çıkıp Çarpışmak İçin Er Dilemeleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Sun 7 February 2010, 10:11 pm GMT +0200
Utbe b. Rebia, Şeybe b. Rebia ve Velid b. Utbe b. Rebia´nın Meydana Çıkıp Çarpışmak İçin Er
Dilemeleri


Utbe b. Rebia çarpışmaya hazırlandığı zaman, Hakîm b. Hizam ona:

"Velid´in babası! Biraz bekle!

Yoksa, men ettiğin birşeyi ilk işleyen sen olursun!" dedi.[264]

Fakat, Utbe ve kardeşi Şeybe ve Utbe´nin oğlu Velid, Hz. Ali´nin dediği gibi, sadece Cahiliye guru ru ve gayretiyle meydana çıktılar ve:

"Bizimle çarpışacak kim var?" dediler.[265]

Onlara karşı, Ensar gençlerinden üçü;

Avf,

Muawiz,[266]

Muaz[267] ya da Abdullah b. Revana meydana çıktı.[268]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Müslümanlarla müşrikler arasındaki bu ilk savaşta, Ensarın müşrik lerle karşılaşmalarını istemiyordu.[269]

Kureyş müşrikleri, karşılarına çıkan Ensara:

"Siz, kimlersiniz?" diye sordular.

Ensar gençleri:

"Ensardanız!" dediler.

Müşrikler:

"Bizim sizinle bir işimiz yok!" dediler.

Onlardan birisi.[270] Utbe b. Rebia:

"Biz bunlarla çarpışmak istemiyoruz![271]

Ey Muhammedi Sen kavmimizden, dengimiz olanları karşımıza çıkar![272]

Biz, Abdulmuttalib oğullarından, amcalarımızın oğullarıyla çarpışacağız!" dedi .[273]

Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam, saflarına dönmelerini Ensar gençlerine emir ve kendilerine dua ettikten sonra:

"Kalkınız ey Hâşim oğulları! Allah´ın nurunu, bâtıllanyla söndürmek için gelenlere karşı, hak yolun da çarpışınız-ki, zaten Allah peygamberinizi de bunun için göndermiş bulunuyor![274]

Kalk ey Ubeyde b. Haris!

Kalk ey Hamza!

Kalk ey Ali!" buyurdu.[275]

Ubeyde b. Haris, Hz. Hamza ve Hz. Ali hemen kalkıp müşriklerin karşılarına vardıkları zaman, müşrikler:

"Siz, kimlersiniz?[276] Konuşunuz ki, sizi tanıyalım.

Eğer dengimiz iseniz, sizinle çarpışalım!" dediler.[277]

Ubeyde b. Haris:

"Ben, Ubeydeyim!"

Hz. Hamza:

"Ben, Hamzayım!"

Hz. Ali:

"Ben, Ali´yim!" dedi.

Bunun üzerine, Utbe b. Rebia:

"Değerli birer denklersiniz!" dedi.[278]

Kavmin en yaşlısı olan Ubeyde b. Haris, Utbe b. Rebia ile,

Hz. Hamza, Şeybe b. Rebia ile,

Hz. Ali de, Velid b. Utbe ile karşılaştı ve çarpıştı.

Hz. Hamza, Şeybe b. Rebiayı,

Hz. Ali de, Velid b. Utbe´yi öldürmekte gecikmedi.

Ubeyde b. Haris ile Utbe b. Rebia ise, karşılaştılar ve çarpıştılar.

İkisi de, ayakta duramayacak derecede birbirlerini yaraladılar.

Hz. Hamza ve Hz. Ali, kılıçlarıyla Utbe´nin üzerine yürüyüp, kendisinin ölümünü hızlandırdılar.

Ubeyde b. Hâris´i yüklenip, İslâm karargâhına getirdiler.[279]

Ubeyde´nin kesilen ayağının bileğinden kan ve ilikleri akmakta idi.[280]

Ubeyde b. Haris, o halinde yanağını Peygamberimiz Aleyhisselamın ayağının üzerine koyarak:[281]

"Yâ Rasûlalları! Ben şehit değil miyim?" diye sordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Evet! Şehitsin!" buyurdu.

Ubeyde b. Haris:

"Vallahi, Ebu Talib sağ olsaydı, söylediği söze kendisinden ziyade benim lâyık olduğumu anlardı!" dedi ve Ebu Talib´in:

"Biz onun çevresinde, bize çoluklarımızı, çocuklarımızı unutturacak derecede çarpışıp yerlere ser-ilmedikçe, onu size teslim edeceğimizi mi sanıyorsunuz?" mealli beytini okudu.[282]

Ne mutlu o kişiye ki

Hayatının sonucunda

Bulur Şanlı Peygamberi

Kendisinin başucunda.

Ubeyde b. Haris, Bedirden dönülürken,[283] Safra´da vefat etti ve oraya gömüldü.[284]

Allah ondan razı olsun!

Peygamberimiz Aleyhisselam, Nâziye´de konakladığı ve ashabın:

"Biz, bir misk kokusu duyuyoruz!?" diyerek hayret ettikleri zaman:

"Duymanıza ne engel var? İşte, Ebu Muaviye´nin [Ubeyde b. Hâris´in] kabri oradadır!" buyurmuştur.[285]



[264] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 67.

[265] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 117, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 71 Zehebî, Megâzî, s. 65, Ebu´l-Fidâ, el- Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 278, Heysemî, Meanau´i-ievâid, c. 6, s. 76.

[266] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Vâkıdî, Megâzî, c.1 , s. 68, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 17, Taberî, Târih, c. 2, s.279, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 72, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 125, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 54, Zehebî, Megâzî, s. 36.

[267] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 68, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 17, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 273.

[268] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s.68, Taberî, Târîh, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve,c. 3, s. 72, İbn Esîr, Kamil, c. 2, s. 125, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 254, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 273.

[269] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 68, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 17.

[270] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Taberî, Târîh, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 72, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 254, Zehebî, Megâzî, s. 36, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 273.

[271] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 117, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 71, Zehebî, Megâzî, s. 65.

[272] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 68, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 17, Taberî, Târih, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 72, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 254, Zehebî, Megâzî, s. 36.

[273] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 117, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 72, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 278.

[274] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 68, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 17.

[275] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 117 Taberî, Târîh, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 71-72, İbn Esîr, Kâmil, c.2,s. 125, İbn Seyyid, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 254, Zehebî, Megâzî, s. 37, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 278.

[276] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Taberî, Târîh, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 71-72, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 125, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 254, Zehebî, Megâzî, s. 37, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 273.

[277] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 68, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 17, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 273.

[278] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Taberî, Târîh, c. 2, s. 279, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 255, Zehebî, Megâzî, s. 37, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 277.

[279] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Taberî, Târih, c. 2, s. 279, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 125, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 255, Zehebî, Megâzî, s. 37, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 277.

[280] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 69, Taberî, Târih, c. 2, s. 279.

[281] Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 274.

[282] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 69-70, Taberî, Târih, c. 2, s. 279, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 188, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 125, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 274, Diyarbekri, Târîhu´l-hamîs, c.1, s. 278.

[283] Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 188, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1021, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 557.

[284] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 50, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 188, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1021, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 554.

[285] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1021, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 554.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/343-346.



halim
Thu 10 September 2015, 01:58 pm GMT +0200
Esselamu aleykum;  Bedir savasiyla ilgili ibretlik bir
paylaşım Cenabı hak istifade edebilenlerden olmayı nasip eylesin.
Allah razi olsun

ceren
Thu 10 September 2015, 02:03 pm GMT +0200
Aleykümselam.Canıyla ruhuyla İslam için savaşan ve şehit düşen Utbe b.Rebia.Rabbim bizleri onların şefaatine nail eylesin inşallah.Rabbim razı olsun paylaşımdan Sümeyye abla...

melda 6D
Thu 10 September 2015, 02:04 pm GMT +0200
Selamün aleyküm. Şehit olarak ölmek ne kadar güzel bir mertebe Rabbim herkese nasip etsin. Allah c.c razı olsun.