reyyan
Sun 22 August 2010, 12:53 am GMT +0200
Teyemmüm İçin Sadece Toprağın Belirlenmesi
Kur'ân-ı Kerîm'de teyemmüm âyetinde iki tabire yer verilmiştir: said ve tayyib... [376]
Saîd:
a) Katade'ye göre, üzerinde ağaç ve bitki bulunmayan yerdir.
b) İbn Zeyd'e göre, düz arazidir. Leys de aynı görüştedir.
c) Ferra'a göre, toprak demektir.
d) Zeccac'a göre, yeryüzünün üstündeki toprak tabakası demektir. Bazısına göre ise, bu tabaka ister toprak, ister taş olsun, hepsine birden saîd denilir. Çünkü bu kelime sadece yeryüzüne delâlet eder.
e) İmam Şafiî'ye göre, üzerinde ince toz bulunan topraktır. Taş ve çakılla örtülü olan toprağa saîd denilmez. Ancak bunlara ince toprak karışır da bir toz tabakası oluşursa, o takdirde saîd deni lebilir.
f) İbn Abbas'a (r.a.) göre, toprak demektir.
Şüphesiz ki kelimenin farklı mânalara delâlet etmesinden farklı hükümler çıkarılmıştır.
Tayyib: Temiz demektir. O halde ancak temiz bir toprakla teyemmüm caiz olur, hükmü ortaya çıkar. İleride bu husus yeterince açıklanacaktır.
Konuyla ilgili hadîsler:
Hz. Ali (r.a.)'den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz’in şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"Hiçbir peygambere verilmeyen şeyler bana verildi; Korku salmakla yardım gördüm (düşmanları O'ndan korkmakta idi). Yeryüzünün anahtarları bana verildi. Ahmed diye adlandırıldım. Toprak bana temizleyici kılındı. Ümmetim de ümmetlerin hayırlısı olarak belirlendi."[377]
Hz. Huzayfe (r.a.)'den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"Biz, insanlar üzerine üç şey ile üstün tutulduk: (Namazdaki) saflarımız meleklerin safları gibi kılındı, yerin hepsi bizim için mescid (namaz kılınacak, secde edilecek yer) kılındı, yerin toprağı da -su bulamadığımız zaman- bize temizleyici kılındı..."[378]
Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:
1- İslâm, cihan dinidir, bütün insanlara hitap kudretini taşımaktadır. Düşmanlarının çokluğu, ondan duydukları korku ve endişenin mahsûlüdür. Nitekim Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, Arap Yarımadası'nda idi, ama İran, Bizans O'ndan korku içinde yaşıyorlardı.
2- İslâm'ın kıtalar üzerinde yayılacağında şüphe yoktur. Nitekim üç kıtaya yayılmış durumdadır. Gelecekte İslâm, bütün ülkelere yayılacak ve İsa Peygamber'in inmesiyle birçok hıristiyan ülke İslâm'a girecektir. Çünkü yeryüzünün anahtarları Resûlüllah'a (a.s.) verilmiştir.
3- Peygamberimiz (a.s.) herkesten çok övülmeye lâyık ve çok beğenilmiş olduğundan Allah ona Ahmed ismini vermiştir. Ondan önce hiçbir peygambere bu isim verilmemiştir.
4- Toprak temizleyici olarak belirlenmiştir. Su bulunmadığı veya bulunduğu halde kullanmaya engel haller olduğu takdirde onunla teyemmüm caizdir
5- Muhammed (a.s.) ümmeti, Kitap ve Sünnet'e bağlı olduğu sürece diğer ümmetlerden üstündür. Çünkü onlara verilmeyen birçok hasais bu ümmete verilmiştir.
6- Cemaat halinde namaz kılınırken saf oluşturmak müekked sünnettir. Meleklerin de Cenâb-ı Hakk'ın huzurunda ibâdetleri saf halinde yerine getirilir.
7- Bir müslümanın mutlaka cami veya mescidde namaz kılması şart değildir. Temiz olduğu ve başkasının koruluğu içinde bulunmadığı takdirde yeryüzünün her yanı bu ümmete mescid kılındığından, nerede namaz vakti girerse orada kıbleye dönüp namaz kılmak caizdir.
8- Abdestin hem ruhi hem de bedeni temizlik üzerinde olumlu te'sirleri şüpheye yer verilmeyecek kadar belirgindir. Su bulunmadığı takdirde sözü edilen manevî temizlik toprak ile yerine getirilir. Ayrıca su bulunmadığı yerde beden veya elbiseye dokunan pisliği toprağa sürtmek suretiyle temizlemeye cevaz verilmiştir. Nitekim ayakkabılara dokunan necaset, onun yere, yani toprağa sürtünmesiyle temizlenir.
Hadîslerin ışığında müctehid imamların ictihad, istidlal ve ihticacları:
Hanefilere göre:
İmam Ebu Hanife ve İmam Muhammed’e göre, torak, kum, taş, kireç, arsenik alçı ve benzeri toprak cinsinden olan her şeyle teyemmüm caizdir. İmam Ebu Yusuf'a göre, sadece toprak ve kumla teyemmüm caiz olur.[379]
b) Şâfiilere göre:
İçine pislik karışmayan ve said (toprak) ismini taşıyan her şeyle teyemmüm caizdir. Said ismine perde (engel) olup onu (o vasıftan uzaklaştıran) bir toprakla teyemmüm edilmez. Ansak "said" ismi ince toz taşıyan toprağa verilir. Taşlı, çakıllı toprağa bu isim verilmez. O halde teyemmüm eden kimse elini toprağa vurduğunda ona toz yapışıyorsa, onunla yani o toprakla teyemmüm caiz olur.[380]
c) Hanbelilere göre:
Teyemmüm ancak, üzerinde toz bulunan ve dokunulduğunda ele yapışan temiz bir toprakla caiz olur. Çünkü Cenâb-i Hakk, "Temiz toprakla teyemmüm edin; yüzlerinizi ve ellerinizi (kollar ve dirseklerle birlikte toprağa dokundurduğunuz ellerinizin içiyle) mesnedin!" buyurmuştur. Nitekim İbn Abbas (r.a.), "saîd, sürülmeye elverişli topraktır" demiştir. Teyyib, ise temiz anlamına gelir. İmam Şafii, İshak b. Rahuye, Ebu Yusuf ve Davud ez-Zahirî de ancak tozlu bir toprakla teyemmüm caiz olur demişlerdir. İmam Ebu Hanîfe ile İmam Mâlik yeryüzündeki toprak cinsinden olan her şey ile teyemmüm caizdir, demişlerdir. Evzâî, kum da toprak gibidir, demiştir. Hammad b. Süleyman ise, mermer, alçıtaşı, kireçtaşı da toprak cinsindendir, onlarla da teyemmüm caizdir demiş ve Buharî'nin "Yeryüzü bana mescid ve temizleyici kılındı" mealinde rivayet ettiği hadisle istidlal ettiğini belirtmiştir. Bir başka rivayette Ahmed b. Hanbel'inde kum ile teyemmüm etmeye cevaz verdiği tesbit edilmiştir.[381]
d) Mâlikilere göre:
Saîd tabiri yer cinsinden ortada olan her şeyi kapsamına alır. Ancak toprakla teyemmüm afdaldır. Kum ve taş ile de teyemmüm edilir. Bunlar gibi, kar ve buz ile de teyemmüm caizdir. Bu her ne kadar donmuş su sayılsa bile, taşa benzediği için yer cinsinden sayılabilir. İnce çamur da böyledir, ancak elini hafifçe çamura dokundurmak suretiyle teyemmüm eder. Kireçtaşı yanmadan önce teyemmüm için kullanılabilir; yandıktan sonra artık caiz olmaz. Altın gümüş ve cevahir (adını alan kıymetli taşlar) dışında diğer madenler de ateşle erimeden önce teyemmüme elverişlidirler.[382]
Böylece toprakla teyemmüm hususunda Şafiî mezhebiyle Hanbeli mezhebi; Hanefî mezhebiyle Mâlikî mezhebi bazı (nüans) farklarıyla aynı görüştedirler.
Konuyla ilgili diğer rivayetler, görüşler ve tahliller:
972 nolu Hz. Ali (r.a.) hadîsi, beş hasletten söz etmekteyse de, bu hususta tesbit edilen sahih rivayetlere bir göz atıldığında bu hasletlerin yirmiye ulaştığı görülür. Hattâ Ebu Saîd en-Nisabûrî Şerefü'l-Mustafa adlı eserinde bu hasletleri altmışa yükseltmiştir.
Asıl üzerinde durulan şey, toprak ile teyemmümün bu ümmetin hasaisinden olmasıdır. Teyemmüm için toprağın belirlendiği bu ve diğer sahih hadislerden istidlal yollu çıkarılmaktadır.
Hadîsin sahih olduğu kabul edilmiştir.
973 no'lu Huzayfe hadîsinden de teyemmüm için toprağın belirlendiği anlaşılıyor.
Toprak cinsi her şeyle teyemmüm caiz olur diyenler ise, şu hadîslerle istidlal etmişlerdir:
"Yeryüzü bana mescid ve temizleyici kılınmıştır." (Buhari)
"Size gereken (teyemmüm hususunda) kendi toprağınızdır."
(İbn Dakiyk) Ve 973 nolu Huzeyfe hadîsidir. Darekutnî ise bunu şu lâfızla rivayet etmiştir:
"Yerin hepsi bize mescid ve toprağı da temizleyici kılındı..."
Ancak râvîleri arasında Abdullah b. Muhammed b. Akiyl bulunuyor ki, onun rivâyetiyle ihticacda ihtilâf vardır. Beyhâkî ise aynı hadîsi, Kabus b. Ebi Zabyan'dan, o da babasından, o da İbn Abbas (r.a.)’dan rivayet etmiştir.
Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde "(Teyemmüm için) toprağa erekli olun!" mealinde bir rivayete yer verilmiştir. Râvileri arasında Müsnî b. Sabah bulunuyor ki bu zat hakkında hayli ihtilâf vardır: Fellâs diyor ki: Hadîs bilginlerinden Yahya ve Abdurrahman ondan hadîs rivayet etmezler. Ahmed b. Hanbel ise, "onun hadîsi (rivayeti) bir şeye (güvenilir rivayete) eşdeğerde değildir."[383]
Zeylâî de bu zat hakkında şunları nakletmiştir: "İbn Maîn, onun bir değer olmadığını, Nesâî ise, onun metruk sayıldığını kaydetmiştir.[384]
Bu konuda Seyyid Sabık ise özetle şöyle diyor:
"Teyemmüm temiz bir toprakla caizdir. Aynı zamanda yer cinsi olan her şey, kum, taş, kireç ve alçı taşı gibi maddeler bunun kapsamı içinde bulunuyordur. Çünkü Cenâb-ı hak, "Temiz bir saîdle teyemmüm ediniz!" buyurmuştur. Lügat ehli, saîd'in yeryüzündeki şeyler, olduğunda icma' etmiştir. Bu şeyler toprak da olabilir, başka şeyler de olabilir."[385]
Böylece Seyyid Sabık, her ne kadar müctehid imamlardan söz etmemişse de, bu görüşüyle Hanefî ve daha çok Mâliki mezhebine uymuştur.
Çıkarılan Hükümler:
1- Toprak ve toprak cinsi sayılan taş, kum, çakıl, kireç ve alçı taşı gibi her şeyle teyemmüm caizdir. Çünkü "saîd" tabiri bunların hepsini kapsamına almaktadır. (Bu, Hanefîlerle Mâlikilerin görüşüdür) .
2- Üzerinde ince toz bulunan toprak, kum, çakıl ve benzeri şeylerle teyemmüm caizdir. Üzerinde toz bulunmayan taş, çamur ve benzeri şeylerle caiz değildir. (Bu, Şâfiilerle Hanbelîlerin görüşüdür).
3- Altın ve gümüş dışında diğer eritilmemiş madenlerle de teyemmüm caizdir. (Bu, Mâlikilerin görüşüdür).
4- Sözünü ettiğimiz maddelerin temiz olması şarttır. İçinde veya üzerinde necaset ve pislik bulunan toprak veya benzeri bir maddeyle teyemmüm caiz değildir.
5- Müctehidlerin farklı görüşlerine rağmen, teyemmüm için ince toprak veya kumu kullanmak afdaldır.