- Temizlik Bölümü

Adsense kodları


Temizlik Bölümü

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Mon 10 October 2011, 07:15 pm GMT +0200
2-) Temizlik Bölümü
(Kitâbu't-Tahâra)


138-) Ebû Hureyre (r.a.)'dan. Rasûlüllah (s.a.v.): "Abdestini bo­zan bir kimsenin, abdest almadıkça namazı kabul olmaz." bu­yurmuştur. Hadramevt'ten bir kimse: "Ey Ebû Hureyre, abdest bozma nedir?" dedi. 0 da: "Sesli veya sessiz yellenmektir" dedi. [169]


139-) Hz. Osman (r.a.) bir keresinde bir kap su İstedi ve iki eline üç defa döküp yıkadı sonra sağ elini kabın içine koyup ağzını çalkaladı, burnuna su verdi sonra yüzünü üç defa yıkadı, iki ellerini dirseklere ka­dar üç defa yıkadı, sonra başını meshetti, sonra topuklarını ayak bilek­lerine kadar üç defa yıkadı sonra da: "Rasûlüllah (s.a.v.): "Kim benim şu abdestim gibi abdest alır, sonra iki rekat namaz kılar da bu iki rekat hakkında içinden nefsine bir şeyler geçirmezse geç­miş günahları bağışlanır." buyurdu" demiştir. [170]

 

140-) Başka bir rivayette ise: "Bakın size bir hadis anlatıyorum eğer, ayet olmasaydı size anlatmazdım. Hz. Peygamber (s.a.v.)'i: "Bir kimse abdest alıp abdestini güzel yapar da namaz kılarsa bu kimsenin kıldığı namaz ile kılacağı namaza kadar geçen süredeki günah­ları bağışlanır."diye buyururken işittim" demiştir. Hadisin raviierinden Urve, söz konusu ayetin «İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti, ki­tapta insanlara açıklandıktan sonra gizleyenler, ki onlara Allah da lanet eder, lanet ediciler de lanet eder» (Bakara: 159) ayeti oldu­ğunu söylemiştir.

(Müjde dozu yüksek olan ve helâl haram gibi bir hükümlerle bir ilgisi bulunma­yan bu tür hadisleri, tenbelliğe sürükler diye son ana kadar rivayet etmemek asha­bın yapageldiği bir uygulamadır. Onlar bir gerçeği, emaneti gizlemiş olmanın veba-Ünden çekinerek vefatlarına yakın böylesi hadisleri rivayet etmişlerdir.) [171]

 

141-) Bir kimse Abdullah b. Zeyd (r.a.)'a: "Rasûlüllah (s.a.v.)'in nasıl abdest aldığını bana gösterebilir misin?" dedi. Abdullah b. Zeyd (r.a.):"Tabi" dedi ve su istedi. İki eline döküp iki defa yıkadı, sonra üç defa ağzı­nı çalkalayıp burnuna su verip sümkürdü sonra üç defa yüzünü yıkadı son­ra da ikişer defa ellerini dirseklere kadar yıkadı sonra eliyle başını meshet-ti. İki elini başının önünden başlayarak enseye varana kadar öne arkaya götürüp ilk başladığı yere getirdi. Sonra da iki ayağını yıkadı"[172]

 

142-) Ebû Hureyre (r.a.)'dan. Rasûlüllah (s.a.v.): "Sizden biriniz abdest aldığında burnuna su götürsün ve sümkürsün, kim taş­la taharetlenirse tek yapsın (üç, beş...gibi)" buyurmuştur. [173]

 

143-) Ebû Hureyre (r.a.)'dan. Hz. Peygamber (s.a.v,); "Biriniz uykusundan uyandığında abdest ahp üç defa sümkürsün. Çünkü şeytan genzinde geceler, "buyurmuştur. (Şeytan gözle görülemeyen bir vatlıktır. Bizler gözlerimizle göremediğimiz bazı şeylerin keyfiyetini de bilemiyoruz. Bu nedenle, bize bunları bildiren Peygambere inanmakla yetinmeliyiz. Zaten iman, görmediğimiz bir şeyi, haberi getirene itimadı­mızdan do!ayı var olduğunu kabul etmektir. Bu nedenle şeytanın genizde geceleme­si, esnemenin, kötü rüyanın şeytandan olması, geceleyin şeytanların ortalığa dağıl­ması gibi konular maddi bağlamda gözlenemez. Haber veren kişiye itimadı olan bun­ları kabul eder, itimadı olmayan reddeder. Allah, bizim bilip göremediğimiz birtakım bilinmezleri Peygamberine bildirmiştir. Biz de Peygambere inanmakla tüm bilinmezleri maddi bağlamda gözlemleyemesek dahi bunlara inanırız.) [174]

 

144-) Abdullah b. Amr (r.a.) anlatır: "Rasûlüilah {s.a.v.) ile birlikte çıktığımız bir yolculukta, bizden biraz geride kalmıştı. Bu sırada abdest alırken bize yetişti. Namaz vaktinin daralması bizi acele etmeye sürük­ledi, ayaklarımızı da âdeta mesh eder gibi gelişi güzel yıkayıvermiştik. Bunun üzerine yüksek bir sesle iki veya üç defa: "Vay o topukların cehennemden çekeceğine" diye seslendi," [175]

 

145-) Ebû Hureyre (r.a.)'da. Hz. Peygamber (s.a.v.), topuğunu yı­kamamış bir kimse görmüş ve: "Vay o topukların cehennemdeki haline" buyurmuştur. [176]

 

146-) Ebû Hureyre (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.v.)'i: "Muhakkak ki kıyamet günü ümmetim abdest izlerinden dolayı el, yüz ve ayaklarında nurlar patlayarak çağrılır."diye buyururken işittim. Sizden kim nurunu çoğa İta bil irse çoğaltsın." demiştir. [177]

 

147-) Ebû Hureyre (r.a,), Hz. Peygamber (s.a.v.)'in: "Eğer üm­metime veya insanlara güçlük çıkarmış olmasaydım her na­mazla birlikte misvak kullanmayı emrederdim." diye buyur­duğunu rivayet etmiştir.[178]

 

148-) Ebû Mûsâ (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.v.)'e gelmiştim ki kendisini elinde misvak ile dişlerini temizliyor, misvak ağzındayken sanki kusacak gibi "Öğ, Öğ" derken gördüm" demiştir. [179]

 

149-) Huzeyfe (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.v.) gece namaza kalk­tığında ağzını misvakla temizlerdi," demiştir. [180]

 

150-) Ebû Hureyre (r.a.)'dan. Hz. Peygamber (s.a.v) Şöyle bu­yurmuştur; "Fıtrat beştir; Sünnet olmak, kasıkları traş etmek, koltuk allını traş etmek, bıyığı kısaltmak, tırnakları kesmek." (Hadisimizde sözü edilen "Fıtrat" değişik anlamlara yorumlanmıştır. Bunlar içe­risinde en geniş olanı ise insanın yaradılışına uygun olan şeyler aniamınadır. Buna göre sözü edilen şeyler insan tabiatına uygun olan şeylerdir. Hadisimizde bunların beş tane Olduğu belirtilir. Bir başka hadiste İse (Müslim, Tahara: 56, Tirmizî, Edeh; 14, Nesei, zîne: ı, ibrtî Mâce, Tahara: 8) on tans olduğu bildirilir. Buna göre beş sayısı sınırlama ifa­de etmemekte bu şeylerin beş tanesini bildirmektedir.) [181]

 

151-) Abdullah b. Ömer (r.a.)'dan, Hz. Peygamber (s.a.v.): "Müş- ) tiklere muhalefet ediniz, sakal bırakınız, bıyıklan da kısaltı­nız."'buy'urmuştur, [182]

 

152-) Abdullah b. Ömer (r.a,)'dan. Rasûlüllah (s.a.v.):  "Bıyıkla iyice kısaltınız, sakalı bırakım, "buyurmuştur.  [183]                       

 

153-) Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.): "Rasûlüllah (s.a.v,): "Sizden birisi  ozmaya gittiğinde kıbleye önünü dönmesin, arkasını da (dönmesin, kıbleyi sağına veya soluna alsın "buyurdu" demiştir. [184]

 

154-) Abdullah b. Ömer (r.a.): "Birtakım insanlar: "Abdest bozmaya oturduğunda ne kıbleye ne de Beyt-i Makdis'e (Kudüs'e) dön!" diyorlar. Bir gün evimizin damına çıkmıştım, Rasûlüllah (s.a.v.)'i abdest bozmak için Beyt-i Makdis'e karşı dönmüş iki kerpiç üzerinde gördüm." demiştir. [185]

 

155-) Abdullah b. Ömer (r.a.)'dan. Şöyle demiştir: "Bir işim için, Hafsa'nın evinin üzerine çıkmıştım. Derken, arkasını kıbleye dönmüş ve Şam tarafına doğru yönelmiş vaziyette Rasûlüllah (s.a.v.)'i abdest bo­zarken gördüm"

hadiste Beyt-i Makdis'e ve Kabe'ye dönük bir vaziyette abdest bozmayı yasaklanırken 154. ve 155. hadislerde Rasûlüllah (s.a.v.)'in bu şekilde abdest boz­duğu belirtilmektedir. Buradaki farklılığı şu şekilde açıklamışlardır. Beyt-i Makdis'e ve Kabe'ye dönük bir vaziyette abdest bozmanın yasaklanması açık arazide ve kıbleye karşı sütre olmayan yerlerdedir. 154. ve 155. hadislerde abdest bozma açık arazide değil kapalı alandadır. Nitekim bir kimsenin banyo yaparken çıplak yıkanması da bu şekildedir. Kişinin banyo yaparken çıplak yıkanmasının durumunda açık alanla kapalı alan arasında fark vardır. Açık alanlarda çıplak yıkanmak kesinlikle yasaklanırken ka­palı alanlar için kesin yasak belirtilmemiştir.) [186]

 

156-) Ebû Katâde (r.a.): "Rasûlüllah (s.a.v.): "Sizden biriniz bir şey içtiğinde kaba solumasın, ayak yoluna gittiğinde de tena­sül uzvunu sağ eline dokundurmasın, sağ eliyle silinip kurulanmastn "buyuröu" demiştir. [187]

 

157-) Aişe (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.v.), temizlenmede, saç sa­kal bakımında, ayakkabı giymede ve diğer bütün işlerinde sağdan baş­lamayı ve sağ tarafı kullanmayı çok severdi." demiştir. [188]

 

158-) Enes b. Malik (r.a.)'dan. Şöyle demiştir: Enes b. Mâlik (r.a.): "Rasûlüllah (s.a.v.) abdest bozmaya girdiğinde ben benim kadar bir oğlan çocuğu yanımızda kısa bir mızrakla su ibriği taşırdık. Kendisi su ile taharetlenirdi." demiştir. [189]

 

159-) Enes b. Mâlik (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.v.) abdest bozma­ya çıktığında ben ve bir oğlan çocuğu yanımızda ucu demirli değnek veya bir asa ya da kısa bir mızrakla su ibriği alarak peşinden giderdik. Abdestini bozduktan sonra kendisine ibriği uzatırdık" demiştir.   [190]             

 

160-) Cerîr b. Abdullah (r.a.)'ın küçük abdest bozduğunda arkasından da abdest aldığı, mestlerine mesh ettiği sonra da namaza dur­duğu, kendisine bu sorulduğunda: "Hz. Peygamber (s.a.v.)'in böyle yaptığım gördüm" dediği rivayet edilmiştir. (Hadisi anlatan İbrahim en-Nehaî): "Bu hadis Abdullah b. Mes'ûd (r.a.)'ın arkadaşlarının hoşuna giderdi. Çünkü Cerîr (r.a.) son senelerde Müslüman olanlardandı." demiştir.

(Bazıları mest üzerine meshi uygun bulmaz ve abdest ayeti (Mâide: 6) ile rneshin kaldırıldığını söylerlerdi. Ama Cerîr (r.a.) bu ayetin inmesinden sonra Müslüman ol­muştu, bu da mest uygulamasının devam ettiğini gösterdiğinden Abdullah b. Mes'ûd (r.a.)'ın arkadaşlarının görüşünü desteklemiş oluyordu. Bu nedenle, hadisi anlatan İbrahim en-Nehaî: "Bu hadis Abdullah b. Mes'ûd (r.a.)'ın arkadaşlarının hoşuna gi­derdi. Çünkü Cerîr (r.a.) son senelerde Müslüman olanlardandı." demiştir.) [191]

 

161-) Huzeyfe (r.a.): "Hz. Peygamber {s.a.v.) bir kavmin çöplüğü­ne vardı, ayakta küçük abdest bozdu sonra su istedi ben de kendisine su getirdim, abdest aldı." demiştir. [192]

 

162-) Muğîra b. Şu'be (r.a.)'dan. Kendisi, Rasûlütlah (s.a.v.) ile birlikte bir yolculukta iken Rasûlüllah (s.a.v.) abdest bozmaya gitmiş. (Daha sonra) Muğîra b. Şu'be (r.a.) Rasûlüllah (s.a.v.) abdest alırken ken­disine suyu dökmeye durmuş o da yüzünü ve iki ellerini (dirsekienyie birlik­te) yıkamış ve başını meshedip mestlerinin üzerine meshetmiştir. [193]

 

163-) Muğîra b. Şu'be (r.a.) anlatır: "Hz. Peygamber (s.a.v.) ile birlik-' te bir seferde idim: "Ey Muğîra ıbnğı al"buyurdu. Ben de ıbnğı aldım. Rasûlüllah (s.a.v.) gözümden kaybolacak kadar uzaklaştı ve abdestini boz­du. Kendisinin üzerinde Şam diyarına ait bir cübbe vardı. Elini cübbenin kolundan çıkarmaya çalıştı (abdest almak için kolunu stvamaya çalıştı) ama cübbenin kolu dar geldi. Bunun üzerine altından çıkardı. Kendisine su döktüm, na­maz abdesti aldı, mestleri üzerine meshetö sonra da namaz kıldı. [194]

 

164-) Muğîra b. Şu'be (r.a.): "Bir yolculukta Hz. Peygamber (s.a.v.) ile birlikteydim (abctest için) mestlerini çıkarmak istedim: "Bırak onları, ben onlan (ayaklarım) abdest iken giydim "buyurdu ve üzer­lerine meshetti." demiştir. [195]

 

165-) Ebû Hureyre (r.a.)'dan. Hz. Peygamber (s.a.v.), şöyle bu­yurmuştur: "Biriniz uykusundan uyandığında elin/ üç defa yı­kamadan kaba daldırmasın. Çünkü elinin nerede gecelediğini bitemez"[196]

 

166-) Ebû Hureyre (r.a.): "Rasûiüliah (s.a.v.): "Sizden birinizin kabından köpekiçerse onu yedidefa yıkasın,"buyurdu." demiştir. [197]

 

167-) Ebû Hureyre (r.a.)'dan. Hz. Peygamber (s.a.v.): "Sizden biriniz akmayan durgun suya asla küçük abdestini bozmasın sonra (birisi) onda yıkanabilir''buyurmuştur. [198]

 

168-) Enes b. Malik (r.a.)'dan. Kendisi şöyle demiştir: "Mescidde Rasûiüliah (s.a.v.) ile birlikte bulunduğumuz sırada bir bedevi geldi ve mescidde (bir köşeye) küçük abdest bozmaya kalktı. Rasûiüliah (s.a.v.)'in ashabı hemen: "Heey! Heey! Ne yapıyorsun!" dediler. Rasûiüliah (s.a.v.): "Kendihaline bırakın"'buyurdu, onlar da kendi haline bıraktılar bedevi abdestini bozdu. Arkasında Rasûiüliah (s.a.v.) onu yanına çağırarak: "Şüphesiz, bu mescidlerde ne idrar ne de pislik uygun olur, buralar ancak ve ancak Yüce Allah'ı an­mak/zikretmek, namaz kılmak ve Kur'ân okumak içindir" bu­yurdu veya buna benzer bir söz söyledi- daha sonra cemaatten birisi­ne emir verdi, bir kova su getirip abdest bozduğu yere döktü."

(İmam Tirmizrnin getirdiği rivayette (Tirmizi, Taharet. 112) bu kimse mescidde namaz kılmış arkasından şöyle dua etmiş: "Allah'ım, bana ve Muhammed'e merha­met eyle, ikimizden başka kimseye merhamet eyleme" Rasûlüllah (s.a.v.) ona döne­rek: "Sen geniş olanı daralttın." Buyurmuştur. Biraz sonra da bedevi kalkıp mescidde abdest bozmuştur. Diğer bir rivayette Efendimiz (a.s.): "Bırakın onu, idrarının üzerine bir ko va su dökün. Şu bir gerçektir ki sizler zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı olarak."buyurmuştur. (Buhârî, Vudû: 58; Tirmizî, Taharet. 112) [199]

 

169-) Hz. Peygamber (s.a.v.)'in hanımı Âişe (r.a.)'dan. Rasûlüllah (s a.v,)'e çocuklar getirilir o da bu çocuklara bereket duasında bulunur tahnik yapardı. Yine bir keresinde kendisine bir çocuk getirildi, çocuk Hz. Peygamber'in üzerine küçük abdest bozdu o da su istemiş ve ço­cuğun idrannın üzerine dökmüş (tamamen) yi kamamıştır. [200]

 

170-) Ümmü Kays bintü Mihsan (r.a.) anlatır. Kendisi henüz ye­mek yemeyen küçük oğlunu Rasûlüllah (s.a.v.)'e getirmiş, Rasûlülah (s.a.v.) de onu kucağına oturtmuş, derken çocuk Hz. Peygamberin el­bisesine küçük abdestini bozmuş. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) su isteyip elbisesine su serpmiş (tamamen) yıkamamıştır. [201]

 

171-) Aişe (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.v.)'in elbisesindeki meni bulaşığını yıkardım, elbisesinde ıslaklık belirtileri bulunduğu halde na­maza çıkardı." demiştir. [202]

 

172-) Esma (r.a.): "Bir kadın Hz. Peygamber (s.a.v.)'e geldi ve: "Birimizin elbisesine hayız kanı bulaşırsa temizliğini nasıl yapsın?" dedi. 0 da: "Ovalatsın, sonra da suyla çitilersin, su döküp bununla namazını kılarsın" buyurdu, "demiştir. [203]

 

173-) İbni Abbâs (r.a.): "Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'nin veya Mekke'nin bahçelerinden bir bahçeye uğramıştı, kabirlerinde azap gören iki kişinin sesini duydu bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.): "Bu ikisi a-zap görüyor ama büyük günahtan ötürü değil" buyurdu sonra: "E-vet, bu ikisinden birisi idrarından sakınıp korunmazdı, diğerisi de koğuculuk yapmak için dolaşırdı" buyurdu, arkasından taze hurma çubuğu istedi, ikiye böldü ve her bir kabrin üzerine koydu: "Ey Allah'ın Rasûfü niçin böyle yaptın?" denildiğinde: "Bu iki çubuk yaş kaldıkları sürece ola ki azaptan hafifletilir" buyurdu." demiştir. (İdrardan sakınmama ve koğuculuk yapmanın kabir azabına neden olması ko­nusu yanlış anlaşılmamalıdır. Bunların dışında kabir azabına neden olan diğer dav­ranışlar da vardır. Kabir azabı sadece bu iki davranışa tahsis edilmemelidir. Kabirde sorulacak sorulara dikkat edilmelidir. Kabirde Rabb'imizin kim olduğu. Peygamberi­mizin kim olduğu sorulacaktır. Dolayısıyla hayatımızdaki Rab ve Peygamberin kim olduğuna dikkat etmemiz gerekir. Nitekim 1896. hadiste kabirde bu soruların sorula­cağı bildirilmektedir. Bu açıklamadan idran hafife alma da çıkarılmamalıdır. Bizim söylemek istediğimiz, idrardan sakınmamak elbette kabir azabına sebep olur zira Hz. Peygamber (s.a.v.) böyle buyurmuştur. Ancak sadece bu hususa takılıp diğer husus­lar ihmal edilmemelidir.

"Bu ikisi azap görüyor ama büyük günahtan ötürü değil" ifadesindeki "büyük günahtan Ötürü değil" ifadesi iki şekilde anlaşılmıştır. Bunlar, azabolunan bu kimselerin gözünde büyük değildi. Onlar bu ikisini önem vermiyorlardı, halbuki bun­lar büyük günahlardandı. Bir diğer aniam ise bunların kaçınmadıkları ve azaba duçar kaldıkları bu şeyler aslında kaçınılması öyle zor bir iş değildi ama onlar bunlara önem vermediler.

"İdrarından sakınıp korunmazdi"şeklinde çevirdiğimiz ifade kelime olarak "İdrara karşı perde edinmezdi" demektir. Konuya bu açıdan bakıldığında abdest bo­zarken avret yerini örtmez açıkta herkese karşı abdest bozardı anlamı gkarmak da mümkündür.) [204]


[169] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 79.

[170] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 79.

[171] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 79.

[172] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 79-80.

[173] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 80.

[174] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 80.

[175] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 80.

[176] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 80.

[177] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 80-81.

[178] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 81.

[179] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 81.

[180] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 81.

[181] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 81.

[182] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 81.

[183] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 81.

[184] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 81.

[185] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 82.

[186] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 82.

[187] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 82.

[188] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 82.

[189] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 82.

[190] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 82-83.

[191] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 83.

[192] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 83.

[193] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 83.

[194] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 83.

[195] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 84.

[196] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 84.

[197] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 84.

[198] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 84.

[199] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 84.

[200] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 85.

[201] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 85.

[202] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 85.

[203] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 85.

[204] Muhammed Fuâd Abdülbâki, (Tahhik, Abdullah Feyzi Kocaer), Müttefekul Aleyh Hadisler, Hüner Yayınları: 85-8