- Ölüm Düşüncesini Etkileyen Faktörler

Adsense kodları


Ölüm Düşüncesini Etkileyen Faktörler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Thu 19 January 2012, 10:58 pm GMT +0200
2- Ölüm Düşüncesini Etkileyen Faktörlerle ilgili Bulguların Değerlendirilmesi

Deneklerde ölüm düşüncesini oluşturan ve onu olumlu yönde etkileyen faktörlere bakıldığında; “herhangi bir cenaze ve mezarlık” görmenin en etkili faktör olduğu görülmüştür. Bu tes­pit, daha önce bu konuda yapılan teorik ve tecrübî araştırma bulgularını da desteklemektedir. Nitekim herhangi bir cenaze veya mezarlık görmek, direkt olarak insanlara kendi ölümlerini hatırlatmaktadır. Bu konuda ikinci etkili faktör olan “ölümle il­gili vaazlar dinlemek veya kitaplar okumak” faktörü de aynı doğrultuda değerlendirilebilir. Deneklerin önemli bir bölümünün (%32.7) ölümü düşünmek için herhangi bir uyarıcıya ihti­yaç duymamaları, dindarlık düzeylerinin yüksek olmasıyla açık­lanabilir. Ölüm düşüncesinin oluşmasında “yalnız kalmak ve yalnızlık duygusu hissetmek” ile “hasta olmak” faktörleri, diğer faktörler kadar olmasa da, insanları ölümü düşünmeye yönelt­mektedir. Zira yalnızlık duygusu, ölüm sürecinde insanın yalnız ve tek başına olacağı gerçeğini de çağrıştırdığından, insanları ölümü düşünmeye sevketmektedir. Hasta olmak ise ölümün en önemli sebeplerinden birisidir.

Deneklerde ölüm düşüncesini oluşturan “herhangi bir mezarlık veya cenaze görmek”, “ölümle ilgili vaazlar dinlemek, kitaplar okumak” ve “hasta olmak” gibi faktörlerden bayanların erkeklerden daha çok etkilenmeleri, onların daha duygusal bir şahsiyet yapısına sahip olmasıyla açıklanabilir. Ölümle ilgili va­azlar dinlemek ve kitaplar okumak faktörünün gelişim dönem­lerine göre ergenliğin son döneminde olan deneklerde daha etkili olması ise, onların telkine daha müsait olmalarıyla açıklana­bilir. Hiçbir uyarıcıya ihtiyaç duymadan ölüm üzerinde düşün­me konusunda 60+ yaş grubunun en düşük düzeyde olması, yukarıda da değindiğimiz gibi onların bir nevi ölümden kaçın­ma eğiliminde olmalarına atfedilebilir. Hiçbir uyarıcıya ihtiyaç duymadan ölüm üzerinde düşünme konusunda öğretim ele­manları ve öğretmenlerin diğer meslek gruplarına oranla daha yüksek düzeyde olması ise, onların diğer meslek gruplarına na­zaran sadece ölüm ile ilgili değil genel olarak düşünmeye daha yatkın olmaları ile yorumlanabilir.

Ölüm düşüncesini olumsuz yönde etkileyen faktörlere baktığımızda ise “dünya meşgalelerine dalıp gitme”nin denek­lerde ölüm düşüncesini zayıflatan birinci faktör olduğu görül­müştür. Ölümün öte dünyaya geçişi sağlayan bir köprü olduğu düşünülürse, durumun böyle olması gayet normal olarak değer­lendirilebilir. Zira, madde ile mâna arasındaki zıtlık ve mücade­le bu alanda da kendisini göstermekte, madde kendi formatında yaşayan insanlara mânayı unutturmaktadır. Ayrıca ölüm düşün­cesini olumsuz yönde etkileyen bu faktörün demografik değiş­kenlerin hiçbirine göre değişiklik arzetmemesi de, ölüm düşün­cesinin oluşmasında en büyük engelin dünya meşgaleleri oldu­ğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Yine bu bulgular da­ha önce bu konuda yapılan teorik ve tecrübi araştırmaların so­nuçlarını da destekler mahiyettedir.

“İnsanın kendini ölümden uzak görmesi” ve “yaratılışı icabı sevip hoşlanmadığı şeyleri düşünmek istememesi”nin, ölüm düşüncesini zayıflatma konusunda ikinci ve üçüncü faktör olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, insanın psikolojik karakteristikleriyle açıklanabilir. Zira haz uyandıracak şeylerin peşin­den koşmak, elem uyandıracaklardan ise mümkün olduğunca uzak durmak, insanın genel psikolojik yapısında bulunan iki özelliktir. “Ölümden duyulan korku”nun bu konuda dördüncü faktör olması da aynı düzlemde değerlendirilebilir. Ayrıca bu faktörün deneklerin ölümden hissetmiş oldukları genel kaygı düzeyi ile de yakından ilişkili olduğunu belirtmek gerekir. “Ebedi bir hayatın olduğuna inanmak” faktörünün bu konuda diğer faktörler kadar olmasa da etkili olması ise, ölüm korkusun en etkili nedenlerinden biri olan “yok olmak” kaygısına atfedilebi­lir. Ayrıca bu faktörün deneklerin dindarlık düzeyleriyle de iliş­kili olabileceği düşünülebilir.

Ölüm düşüncesini olumsuz yönde etkileyen “ölümü ken­dinden uzak.görmek” faktöründen en çok doktorların etkilen­mesi, onların sağlık açısından kendilerini daha emniyette hisset­meleri ile yorumlanabilir. Bu faktörün emekli öğretmenlerde da­ha az etkili olması, yaşları itibarıyla ölüme daha yakın olmala­rıyla açıklanabilir. Polis memurlarında bu faktörün etkisinin mi­nimum düzeyde olması ise, onları bu mesleği tercihe yönelten şahsi özellikleri ve görevleri icabı ölüme daha yakın olmalarıyla açıklanabilir. “İnsanların yaratılışları icabı sevip hoşlanmadıkları şeyleri düşünmek istememeleri” faktöründen bayanların erkek­lere nazaran daha çok etkilenmeleri ise, yine onların erkeklere nazaran daha duygusal olmalarıyla açıklanabilir. [1119]


[1119] Yrd. Doç. Dr. Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, Beyan Yayınları: 351-353.


ceren
Mon 14 November 2016, 09:32 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri dünyasını onun yolunda harcayan ve ölüm hayirla ve imanla karsilayip kurtulusa eren kullardan olalim inşallah...

fatmakaradere 7/B
Mon 14 November 2016, 10:35 pm GMT +0200
ölüm her zaman her canlı yaşayacaktır her varlığın bir eceli vardır allaha güvenmeliyiz ona dayanmalıyız ve ölümden korkmamalıyız allahın huzuruna kavuşmak kötü bişey değildir

Sevgi.
Tue 15 November 2016, 05:42 am GMT +0200
Aleyna Ve Aleykümüsselăm. Yaşadığımız sürece Allah'ın Rızasını kazanmayı hedefliyen kullarından oluruz inşaAllah. Amin

Bilal2009
Tue 15 November 2016, 06:52 am GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ölmeden ölen kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun