- Kişi Esir Düşmeden Önce İslama Girdiğini İddia Ederse

Adsense kodları


Kişi Esir Düşmeden Önce İslama Girdiğini İddia Ederse

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
neslinur
Wed 28 July 2010, 04:47 pm GMT +0200


Kişi Esir Düşmeden Önce İslam'a Girdiğini İddia Ederse

 

Savaşta müsîümanlar üstünlük sağlayıp düşman tarafından bazı kişileri esîr olarak yakaladıklarında, onlardan bir kısmı "biz daha önce îsîâm'ı kendimize din olarak seçtik" diye iddia eder ve bunu bir şahitle, olsun isbat ederlerse, artık o kişiler Müslümanların dinde kardeşleri sayılırlar ve esirlerden alman fidye onlardan alınmaz ve öldürülmezler.

Zira savaştan amaç düşmanın küfür, azgınlık ve tuğyanını durdurmalı, insanları doğru yola irşad edip Hakk'a yöneltmektir. Esîr düşmeden önce bu yolu seçene artık dokunulmaz.

Esîr edildikten sonra îslâmiyeti kabul edenlere gelince, bunlar üzerinde ciddi bir inceleme yapmak gerekir. Bazısı İslâm'a ve Müslümanlara zarar vermek veyahut fidye ya da katilden kurtulmak için bu yolu geçici olarak seçmiş olabilir. Gereken araştırma yapıldıktan sonra imam veya baştaki yetkili kumandan bunlardan fidye alıp alma­makta serbesttir. [233]

 

Konuyla Îlgili Hadisler
 

îbn Mes'ud (r.a) den yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Bedir günü (Bedir Savaşı) olunca esirler getirildi. Resûlül-îah (a.s.) Efendimiz şöyle buyurdu: "Esirlerden hiçbiri boşalıp kurtulmasın; ancak fidye ve boynu vurulmak suretiyle (bağları çözülsün)." Bunun üzerine ben şöyle dedim: 'Ya Resûlüllah! Ancak Süheyl b. Beyiza1 müstesna». Çünkü gerçekten hen onun İslâm'ı andığını duydum." Resûlüîlah (a.s.) susup bir şey deme­di. O bakımdan o günden kendim, için daha korkunç bir gün görmedim, üzerime gökten bir taş düşecekmiş gibi endişelendini. Derken Resûlüllah (a.s.) Efendimiz: "Ancak Süheyl b. Beyzâ müstesna" diye buyurdu ve arkasından şu âyet indi: "Hiçbir pey­gambere yeryüzünde ağır basıp zafer elde etmedikçe esirler edinmesi uygun olmamıştır..." [234]

 

Tahlil
 

Hadîsin açık delâletinden Süheyl'in esîr düşmeden önce İslâm'ı din olarak seçtiği anlaşılmamaktadır. Ibn Mes'ud (r.a.) sadece onun İslâm'ı andığını söylemiştir. Bunun esîr edilmeden önce olduğuna delâlet eden açık bir karine de mevcut değildir. O bakımdan Resûlüllah'm (a.s.): "Esirlerden hiçbiri boşalıp kurtulmasın" emri, ashabın bu konuda daha çok dikkatli davranmasına ve bir de esîrler arasında öldürülmesi gereken bir iki kişinin bulunduğuna işarete yönelik bir anlatım tarzıdır. Yoksa Uesûlüllah'm (a.s.) fidye almadan salıverdiği esîrler olduğu gibi, öldürdüğü esîrler de olmuştur. Esîr edilmeden önce islâm'ı din olarak seçtiğini veya esîr edildikten sonra İslâm'a giren kimsenin sadece samimiyet derecesi araştırılır, İslâm'a bir zarar verme plânı yoksa Islâmiyeti kabul edilir ve artık ondan fidye talep edilmez. İlim adamlarının çoğu bu görüştedir.

İmam Mâlik bu hadîsle de istidlal ederek, fidye vermeden hiçbir esîrin salıverilmesi caiz değildir görüş ve yorumu, fidye vermeden serbest bırakılanlarla ilgili sahîh hadîslere ters düşmektedir.

O bakımdan bir konuyla ilgili hadîsi diğer sahîh hadîslerle birlikte değerlendirmek ve esbabu vürudi'İ-hadîs çerçevesinde jnanalandırmak gerekir. Aksi halde birtakım hatalı hükümler ortaya çıkarılır. [235]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Savaş neticesi esîr edilen müşriklerden Islânıiyeti ister esîr düşmeden hem en önce, isterse,esîr edildikten sonra kabul eden olursa ciddi bir inceleme yapılır,

2- Esirlerden Islâmiyeti kabul edenlerden artık fidye alınmaz. Aynı zamanda bir ihanetleri ve samimiyetsizlikleri ortaya çıkmadığı takdirde öldürülmezler.

3- İmam, baştaki yetkili kumandan isterse hiç fidye almadan bazı esîrleri veya tamamını salıverebilir. Şu şartla ki, bunları sahvermekte İslâm'ın ve Müslümanların yararı söz konusu olsun.

4- Esirlerden İslâm'a karşı aşırı düşmanlığıyla ün yapmış kişileri serbest bırakmakta birtakım tehlikeler ve zararlar söz konusu ise, o takdirde1 öldürülmeleri uygun olur.

5- İslâm ordusunu güçlendirmek için esirlerden fidye alınır. Fidye verecek durumda olmayanlar birtakım hizmetlere sevkedilirler. Örnek olarak, Resûlüllah'm (a.s.) bu durumda olup okuma yazma öğretme kabiliyeti olanları, Medine'li çocuklara okuma-yazma öğretmelerini fi­dye yerine kabul ettiğini gösterebiliriz. Buna kıyasla o gibilerini İslâm'a ve Müslümanlara yarar sağlayacak birtakım hizmetlerde kullanmaya cevaz verilebilir. [236]

Bilal2009
Thu 21 February 2019, 03:25 pm GMT +0200
Esselamü aleyküm Rabbim tüm gönüllere İslam ı nasip eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Sat 25 May 2019, 01:43 pm GMT +0200
Aleyküm selâm. Rabbim paylaşım için razı olsun

gulsahkilicaslan
Sun 26 May 2019, 02:40 am GMT +0200
Rabbim razı olsun inşallah selam ve dua ile...