saniyenur
Wed 12 October 2011, 10:21 pm GMT +0200
3. Kelimeleri Açıklaması
anlaşılmasına bağlıdır. Özellikle hadis metinlerinde çokça kullanılmadıkları için tanınmayan, dilde kendileriyle zor ünsiyet kurulabilen, anlaşılması açıklama gerektiren bazı kelimeler vardır. Lügat ve hadislerdeki anlamları inceleyen bu branşa hadis ilminde garîbü'l-hadis denir.[1642] Böyle nadir kelimelerin geçtiği hadis metinleri üzerinde detaylı açıklamaların yapılması zarureti vardır.
Bursevî gerek hadisleri şerhederken, gerekse başka müelliflerin eserlerine şerh yazarken genellikle kelimeler üzerinde durur, açıklamalarda bulunur. Bununla ilgili bazı örnekler vermek gerekirse şunları verebiliriz:
a. Mücahid'den rivayet edilen bir hadiste Cibril (a.s.) bîr süre Peygamber (a.s.)'a gelmemişti. Daha sonra geldiğinde Peygamber (a.s.) ona niçin geciktiğini sormuş, o da; "Nasıl gelebilirim ki? Siz tırnaklarınızı kesmez, bıyıklarınızı kısaltmaz kaküllerinizi temizlemezsiniz" demiştir. [1643]
Bursevî, hadiste geçen "berâcim" kelimesini; "Parmakların üzerinde olan mafsallar ve ukdelerdir ki onda vesh müctemi olur. Oraları tenkih ve tanzif ile emretti [1644] şeklinde açıklayarak bu yerlerin parmak oynaklan ve kirin toplandığı parmak boğumlan olduğunu söylemiştir, [1645] Nitekim hadiste; "Parmak boğumlarını yıkamak fıtrattandır [1646] buyurulmuştur.
b. Nazzıfû lisâsekum: "Diş etlerinizi temizleyin" hadisindeki "lise" kelimesini dişlerin üstündeki etler olarak İzah etmiş, böyle yemek kırıntılarının dişlerden iyice temizlenmemesi sonucu ağzın kokacağını, meleklerin bundan rahatsız olacağını, Kur'an yolu olan bu yerlerin kötü kokulara sebep olacak şeylerden temizlenmesi gerektiğini söylemiştir. [1647]
c. Iyyâkum ve'1-kefûr, feinne sâkini'l-kefûr sâkinu'l-kubûr: Köylerde oturmaktan sakının. Zira köy halkı kabir sakinleri gibidir" hadisinde "kefûr" kelimesinin zamme ile küfrün çoğulu olduğunu, fakat burada fetha ile köy mânasına geldiğini belirtmiş, "Cemaattan uzak olan köylerde, ilmihal bilenlerden uzak olan dağ başında ve yeryüzünün ıssız bölgelerinde oturanlar kabirde yatan Ölüler gibidir [1648] demiştir.
[1642]İbnu's-Salâh, s. 272-274; Kettanî, s. 154-158; Ebû Zehv, s. 474-477; Itr, s. 332-334; Koçkuzu, s. 86-89; Çakan, s. 169-171.
[1643] Hadisi İbn Ebû Hatim tahriç etmiştir. İbn Kesir, III, 130, İmam Ahmed de benzer rivayete yer vermiştir. Müsned, I, 243.
[1644] Tuhfe-i HaHIiyye, s. 25; bk. Rûh, I, 223, II, 351.
[1645] Müslim,' taharet 56; Ebû Dâvûd, taharet 29; Tirmizî, edeb 14; Nesâî, zinet 1; İbn Mâce, taharet 8; Müsned, IV, 264, VI, 138.
[1646]İbnü'!-Esîr, 1,113.
[1647] Rûh, II, 351; Hadiste geçen "lise" kelimesi için bk. İbnü'1-Esîr, IV, 232; Buharı, libâs, 83; İbn Hacer, X, 377.
[1648] Tuhfe-i Halîtiyye, s. 72; bk. Buharı, el-Edebü'l-müfred, s. 175; İbnü'1-Esîr, IV, 189; İbn Arrâk, I, 53, Münâvî, IV, 401-402; Aclûnî, II, 477.