- Kavuşamama korkusu

Adsense kodları


Kavuşamama korkusu

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
ehlidunya
Tue 10 July 2012, 10:19 am GMT +0200
   

Leyla İpekçi
   
Kavuşamama korkusuyla insanlaşmak


Veda tavafındaydık, milyonlarca Hacı hep birlikte gözyaşları içinde dönüyorduk. Kâbe'ye veda etmek diye bir şey olmadığını fark etmiştim. Her birimiz, Kâbe'yi kalbimize alıp götürmekteydik çünkü. Sır, herkesin kendi kalbindeydi. Ve kalpten kalbe geçmek ancak aşk ile mümkündü. Kavuşamama korkusunun insanı nasıl sardığına, nasıl kuşattığına canlı tanıklık etmekteydim.

Allah'ın (cc) cemalini görememek, O'na kavuşamamak en büyük ceza değil miydi... Aşksız kalmak; en büyük korku değil miydi o halde... "Kişi sevdiği ile beraberdir" hadisinde önümüze bırakılan ipucu biraz da buydu belki: Âşık olmak için sevgili olmayı bilmek gerekliydi. Bir sevgili gibi yaşamaya çalışmak, sevdiğin adına mücadele etmek, her şeyini sevdiğinin uğruna vermeye hazır olmak demekti. Aşkın amele dönüşmesiydi bir anlamda bu.

Neyi, kimi seviyorsak, onunla beraberiz evet. Böyleyse eğer... Bütün beraberliklerimizin kaynağında, bütün sevgilerin temelinde, aşkın maksadında nihai kavuşmanın olduğunu 'görmek' mümkün. Ayette belirtildiği gibi, "Ey insan sen gerçekten Rabb'ine doğru çaba üstüne çaba gösterirsin, sonra O'na kavuşursun."

Bu her ne kadar kaçınılmaz ise de, kavuşmak için önce insan olabilmemiz gerekiyor. Nasıl, ne olarak geleceğiz bu nihai buluşmaya? Neyle geleceğiz? Her şey bu dünyada kalacak. Ama biz devam edeceğiz. Ve devam ederken yanımıza ne alacağız? Amellerimiz olmazsa ne kalacak bizden geriye? Fani bir dünyada bıraktığımız en şerefli isim olsa kaç yazar! O'nun (cc) cemalini görenlerden olabilecek miyiz?

Bizi gelecek zamana yollayan bu soruların hepsinin yanıtı şu an'da ve bu dünyada verilmekteydi işte. Kâbe'de -ya da herhangi bir yerde- tüm zamanların an'da mevcut olduğunu sezenler için korkuyla umut arasında kaçınılmaz bir bağ vardır artık. Kavuşamama korkusu, Allah sevgisidir. 'Aşk ameli'dir diyebiliriz hatta. Korkarak Allah'ı sevmenin imkânsızlığını söyleyen ve bunu kendinden bir savunmaya dayandıran 'nefsi emmare sanatçısı' ise nefsine iman etmektedir. Heva ve hevesi kışkırtan eserlere imza atmaktan çekinmez. Çekinmez çünkü vahiyle belirlenmiş bir ölçüye inanmaz. Nefsinden çıkardığı bir vehme inanır.

'BANA NEDEN KORKTUĞUNU SÖYLE...'

Tevhid sanatçısı çekinir. Duyduğu Allah korkusu; ahiret hayatında cezalandırılacağından korkmaktan ibaret değildir sadece. "Bana neden korktuğunu söyle, sana başından ne geçmiş olduğunu söyleyeyim" diyen Adam Phillips, korku hallerinde bilinen veya sezilen geleceğin, geçmişin olasılıklar repertuarı olduğunu anlatır Dehşetler ve Uzmanlar adlı kitabında: "Korkunun öznesi, geçmişteki gelecektir" der. Bu sözleri gayb olanı 'burada' görebilen bir tevhid sanatçısının yadsıyabileceğini sanmam. Zira onun 'şu an'ı ve her işi yukarıda da belirttiğim gibi ahirete aittir. Bunun sorumluluğunu taşımak, onun takva yolculuğunu belirleyecektir. Hayatta da, sanatta da...

Phillips, daha ziyade nefsi emmare dünyasının 'ruh hali'ni çözümlediği birçok eserlerindeki gibi bu değerli çalışmasında da "psikanalizin amaçlarından biri kaygıyı korkuya dönüştürmektir" der: "Korku gerçekliğin ta kendisidir, bu da bilme kapasitesiyle sarmalanmış güven içindeki bir insan öznesinin var olduğu anlamına gelir. Oysa kaygı, korkunç bir kuşkuculuk, meşum beklentilerle dolu bir bilinmezliktir. Korkunun nesnesi, kaygının ise ele geçirilemez bir mekânı vardır."

Sanırım kaygının bu müphem, bu ele geçirilemez 'mekânı' kalpten ziyade zihinde şekilleniyor. Zihin parçalar, ayırır, tekrarlarla beslenir, vesvese eder. Zihnin kamçıları nefsin rızası için inip kalkıyorsa eğer, bir önceki yazımda belirttiğim gibi nefsten kaynaklanan korkulara teslim olup çıkarız. Hırsızdan, yangından, depremden, şiddetten korkmak, asıl korku değildir demiştim. Endişeyle, kaygı ve vesveseyle beslenen bu tür nefsanî korkular, bizi korkunun asıl kaynağına ulaştıramaz, aksine hakikatle aramıza perdeler çeker durmadan.

Sanatta güzel'in ölçüleri üzerine düşünme çabasına devam ettiğim bu yirmi birinci yazımda milyonlarca Hacı'da şahit olduğum kavuşamama korkusunun sanatta 'güzel' algısına tuttuğu ışıktan da kısaca bahsetmeye çalışayım o halde.

Birçoğumuzun kendinden tanık olduğu gibi, insan, ebed için yaratılmıştır ama fani olanı imar etmeye devam eder. Kavuşamama korkusu işte bu anlamda bizde ebediyet şuurunu canlı tutmaktadır. O'nu (cc) gerektiği gibi sevememekten, onun sonsuz büyüklüğünü yakinen bilememekten, O'na yaraşır bir kul olamamaktan endişe duymak... Tüm bunlar tevhid sanatçısının eserini amel kılmaya dönüştüren kriterlerdir. Bu tür endişe ve kaygılar ile Phillips'in bahsettiği endişe ve kaygılar hemcins değil kuşkusuz. "Korku yetersizliğin göstergesidir, neyin eksik olduğuna işaret eder" diyen Phillips, gerçi nefsi emmare dünyasından getirmektedir tanıklıklarını. Ama Allah korkusu duyanlar için de benzer bir 'eksiklik' vardır: O'nun (cc) azameti karşısında duyulan... Farklı olarak, onların kalbinde vesvese değil huzur vukuu bulur. Bir ilahi ikramdır bu huzur.

Veda tavafına geri döneyim. "Ey insan sen gerçekten Rabb'ine doğru çaba üstüne çaba gösterirsin, sonra da ona kavuşursun. (84:6) Bu ayetteki anlam katmanlarından biri insan olmamızın, yani insanlaşmamızın kriterini işaret ediyor gibiydi. O'ndan gelip O'na doğru giderken, Kâbe'ye varmak bir simgeydi, bu aynı yolculuğa her birimiz başka yollardan geliyorduk. İnsan olabilmek en uzun yolculuğumuzdu kuşkusuz. Nihayetinde güzel'leştikçe insan olma uğraşımızı engelleyen örtüler kalkıyordu. Sanatta da, hayatta da...

sümeyra
Fri 16 November 2012, 04:37 pm GMT +0200



      Aşka dair birşeyler okumak güzel..Ama yaşadıklarımızla tasdik edebilsek daha da güzel olurdu sanırım..Rabbim en hayırlısını ve en güzelini yaşatsın inşaallah..

ceren
Mon 14 November 2016, 08:55 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri onun yolunda giden ve onun emrine uyup onun rizasini kazanan ve ons kavusan kullardan olalim inşallah.Rabbim razi olsun paylaşımdan...

HALACAHAN
Thu 22 December 2016, 03:32 pm GMT +0200
Aleykum.selam...Amin cerencim ..Allah razi olsun paylasim icin

Yehma
Tue 2 October 2018, 08:25 am GMT +0200
İçimizdeki ALLAH aşkı ona yönelmek olmalıdır. Biz bunun gereklerini yerine getirirken arada simgeler bizi ona ulaştıran vesiledir.