- İşitmedeki Mu'cize

Adsense kodları


İşitmedeki Mu'cize

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Tue 3 July 2012, 08:43 am GMT +0200


İşitmedeki Mu'cize


Çocukken İzmir'de yaşayan teyzem köyümüze ziyarete gelmişti. O zamanlar evlere yeni girmeye başlayan ses kayıt cihazı (teyp) ile hepimizin sesini kaydetmiştik. Kayıtlar bittikten sonra sıra seslerimizi dinlemeye gelmişti. Ben sesimi tanıyamadım. Babamın benimle dalga geçtiğini zannederek saatlerce ağladım. Hâlbuki duyduğum ses, benimdi, benim konuştuğum kelimeler çıkıyordu teypten. Bu farklılığın sebebi, kendi sesimizi farklı iki yoldan algılamamızdır. Bunlardan birincisi, doğrudan kafatası kemiklerimiz yoluyla iletilen ses, diğeri de kayıt cihazından havaya yayıldıktan sonra kulak zarı ve kulak kemikçiklerimiz üzerinden, yani hava yoluyla iletilen farklı titreşimlerle yayılan sestir.

Bu farkı şöyle daha iyi açıklayabiliriz. Sesimizi teybe veya mp3 e alıp dinlediğimizde, farklı olduğunu kendimiz de kolaylıkla anlarız. Diğer insanlar da, sesimizi teypten dinlediğimiz şekilde duyarlar. Yani teypten dinlediğimiz ses, bizim gerçek sesimizdir. Çünkü diğer insanlar sadece hava yoluyla işitebilirler. Bu farklılığın bir mu'cize eseri olduğunu, tıp fakültesinde fizyoloji dersinde anladım.

Sesi işitmemize vesile olan kulak; dış, orta ve iç kulak olmak üzere üç bölümden yaratılmıştır. Dış kulak, kulak kepçesi ile kulak zarı arasında yer alan olan dış kulak yolundan oluşur. Orta kulak, dış kulakla iç kulak arasında bulunan içi hava dolu küçük fakat çok mükemmel âletlerle donatılmış bir odacıktır. Bu odacıkta ancak onlarca defa büyütülünce görülebilen iki kas ve üç kemik bulunur. İç kulakta ise, mekanik titreşimlerle meydana gelen ses dalgalarının sinir sinyallerine dönüştürüldüğü kohlea denen kemikten yapılmış salyangoz şeklinde bir yapı bulunur.

Orta kulak boşluğunun hacmi yaklaşık 0,5 cm3'tür. Bu odacıkta çekiç, örs ve üzengi adı verilen üç adet kemikçik bulunmaktadır. Bunlar vücudumuzun en küçük kemikleridir. Bu kemikçiklere sesin duyulmasında önemli görevler verilmiştir. Konuşma ile havada fark edilebilen bir hava hareketi olmamasına rağmen, havadaki ses titreşimleri bu kemikçiklerde harekete sebep olur. Kemikçiklerle kurulmuş kaldıraç ve iletim sisteminin havadaki zerrelerin titreşimlerinin seviyesine uygun bir düzende yaratılması düşündürücüdür. Bu harika mekanizma her şeyi bilen ve işiten bir Yaratıcı'ya işaret eder.

Kulak zarının ortasına tutunan çekiç kemiğinin diğer ucu, örs kemiğine; onun diğer ucu ise üzengi kemiğinin kökü ile eklem yapar. Bu kemik yol üzerinden iletilen ses titreşimleri kohlea adı verilen salyangoza ulaşır. Salyangoz sıvısının dalgalanmasıyla, ses dalgaları sinir hücreleri tarafından algılanır.

Orta kulak boşluğunun basıncı, yutak boşluğuna östaki borusu vasıtasıyla bağlanarak, atmosfer basıncıyla eşit hâle getirilir. Östaki borusu tıkanırsa, orta kulak boşluğundaki basınç yükselir ve şiddetli rahatsızlık yutkunma ile açılır ve kulağımız rahatlar (uçak seyahatlerinde daha sık görülür). Östaki borusu, özellikle çocuklarda genellikle geniz etinin aşırı büyümesine bağlı olarak tıkanır ve meydana gelen negatif basıncın tesiriyle dokulardan ortakulak boşluğuna sıvı ifrazatı olur. Bu da sık tekrarlayan orta kulak iltihabına ve dolayısıyla işitme kaybına sebep olur. Tedavi için kulak zarı üzerine küçük bir ameliyatla tüp yerleştirilerek orta kulak basıncı ile atmosfer basıncı eşitlenir. Beş-altı ay sonra bu tüp kendiliğinden kulak zarı tarafından dışarıya atılır.

Orta kulakta küçük kemiklerden başka kulak zarını gergin tutan kas (musculus tensor tympani) ve üzengi kası (musculus stapedius) bulunur. Vücudumuzdaki bu en küçük kaslar, hem işitmenin mükemmel gerçekleştirilmesinde ve hem de sesin kulaklarımıza verebileceği muhtemel zararların önlenmesinde önemli vazife yapar. Eğer kulak zarını geren kasta felç olursa, seslerin duyulması zorlaşır; ancak üzengi kası felç olursa, en küçük sesler bile aşırı duyulur. Bu durumda en küçük bir ses bile insanı aşırı rahatsız eder.

Zayıflatma refleksi
Gürültülü sesler merkezî sinir sistemine iletildikten 40?80 msn sonra kulak zarını geren kas ile üzengi kası beyinden gelen emirlerle aynı ânda kasılarak ses iletimi azaltılır. Buna zayıflatma refleksi denir. Kulak zarını geren kas, çekicin kolunu içe doğru, üzengi kası ise üzengiyi dışa doğru çeker. Bunun neticesi olarak kemikçik sisteminde kaldıraç sistemi bozulur ve 1.000 frekanstan düşük sesler iletilmez. Neden 1.000 frekanstan az sesler denebilir? Çünkü konuşma sesleri 1.000 frekanstan yüksektir. Gürültü sesleri ise 1.000 frekanstan düşüktür. Hattâ bomba patlaması şeklinde âni sağırlığa sebep olan seslerin frekansı 1.000 frekanstan iyice düşüktür. Özet olarak bir sesin şiddeti veya zarar verici özelliği arttıkça, frekansı azalmaktadır. Bu refleks üç önemli gaye için hikmetli bir şekilde yaratılmıştır:

1. İç kulağı, aşırı yüksek şiddette, yani düşük frekanslı seslerin hasar verici titreşimlerinden korumak.

2. Düşük frekanslı gürültü seslerini maskeleyerek, yani duyulmasını engelleyerek, kişinin 1.000 frekanstan yüksek konuşma seslerine yoğunlaşmasını ve konuşmaların anlaşılmasını sağlamak. Bu durum fabrika gibi gürültülü ortamlara girildiğinde hemen kendisini hissettirir. Gürültülü bir ortama ilk girdiğinizde konuşma seslerini hiç duyamazsınız. Ancak kısa bir süre sonra gürültü sesleri, bu refleks ile maskelenir ve normal konuşma sesleri duyulabilir hâle gelir.

3. Bu refleks kişinin kendi sesini işitme hassasiyetini azaltır. Beyin konuşma aktivitesini başlatırken, bu kaslara da aynı ânda kasılma emirleri göndererek kaslarda kasılmayı başlatır. Özellikle yüksek sesle konuşmak mecburiyetinde olan hatipler için bu çok önemlidir. Eğer bu refleks olmasaydı hatip kalabalığın duyabilmesi için bağırdığında kendi sesi onu rahatsız edecek ve belki de aşırı bağırma neticesinde iç kulakta ve beyinde harabiyet oluşacaktı. Böyle mükemmel bir işleyişe ait sistemin tesadüfen kendi kendine kurulabilmesi mümkün değildir.

Burada söylemek gerekir ki, kulaklıkla müzik dinlemek, rock konserleri veya fabrikalar gibi aşırı gürültülü ortamlarda uzun süre kalmak, kulak sağlığı açısından son derecede zararlıdır. Bunlar uzun sürede iç kulakta zedelenme yaparak kalıcı sağırlığa yol açar. Son zamanlarda deney hayvanlarında yapılan bazı çalışmaların verilerine göre; aşırı gürültü, beyinde bazı bölgelerdeki sinir hücrelerinin ölümüne de sebep olmaktadır. Özellikle hafıza ve öğrenme alanlarında zedelenme yaparak önemli ölçüde zararlara yol açmaktadır. Ayrıca cep telefonu kullanımının zararları yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Mecbur olmadıkça cep telefonu kullanmamak en doğrusudur.

SIZINTI