- Hz. Süleyman ın imtihanı

Adsense kodları


Hz. Süleyman ın imtihanı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Thu 5 May 2011, 04:56 pm GMT +0200
 

e- Hz. Süleyman'ın İmtihanı




Peygamberlerin Allah'ın katındaki derecesi diğer insanla­ra göre daha yücedir. Çünkü onların görevi diğerlerine göre da­ha ağır, daha sıkıntılı idi. Onların karşılaştığı zorluklar, peygam­berlik görevlerini yaparken çektikleri eziyet ve meşakkatler da­ha fazla idi.

Bunlardan bir kaç örneği yukarıda verdik.

Şüphesiz Hz. Süleyman bu gerçeğin dışında değildi.

Ona verilen nebilik görevi bir deneme olduğu gibi, arma­ğan edilen bütün nimetler, mülk ve hükümdarlık ta birer sınav sebebiydi.

Hz. Süleyman bunu bizzat-biraz sonra anlatacağımız gibiSebe' kraliçesinin tahtı çok kısa bir zamanda yanına getirilince itiraf etmektedir:

"...Derken (Süleyman) onu yanında durur görünce dedi ki: Bu Rabbimin fazlındandır. O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti)..." [240]

Hz. Süleyman, olağanüstü bir olayla karşılaşıyor, olay kendisiyle ilgilidir, ya da kendisine bağışlanan bir mucizedir. O bunun farkındadır ve insanın gücü üzerindeki bu olayın sebebi­ni, Rabbinin kendisini denemesi olduğunun şuurundadır.

Hz. Süleyman (a.s.), -ayetin devamında söylendiği gibi- bil­mektedir ki şükreden kendisi için şükreder, nankörlük eden de yine kendi aleyhine nankörlük eder. Şükredenler denemeyi ba­şarıp ilâhî mükâfatı kazanırlar.

Kur'an, Hz. Süleyman'ın başka bir imtihanından bahset­mektedir:

Söyle ki:

"Andolsun, biz Süleyman'ı denemeden geçirdik. Tahtının üzerine bir ceset bıraktık. Sonra (eski durumuna) döndü.

Rabbim beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasip olmayan bir mülkü, (malı ve hükümdarlığı) bana armağan et. Şüphesiz Sen, karşılıksız armağan edensin." [241]

Hz. Süleyman ile ilgili en anlaşılmaz konulardan biri de onun denemeden geçirilmesi ve tahtının üzerine bir cesedin bı­rakılması olayıdır.

Hz. Süleyman ne gibi bir imtihandan geçirilmişti? Tahtı­nın üzerine niçin bir ceset bırakılmıştı? Bırakılan ceset ne idi? Âyette sözü edilen 'sonra eski haline döndü' ifadesinden amaç nedir? Hz. Süleyman mı eski haline döndü, yoksa başka biri mi veya bir şey mi? Hz. Süleyman'a ne olmuştu ki tekrar eski duru­muna döndü?

Bütün bu sorular tefsircileri bir hayli uğraştırmış, bunlara cevaplar bulmaya çalışmışlardır.

Ama ne yazık ki Kur'an kıssalarını anlama ve açıklama ko­nusunda düşülen pek çok hataya bu konuda da düşülmüş, Hz. Süleyman hakkında olur olmaz haberler uydurulmuştur. [242] Ge­tirilen yorumlar bırakın âyetleri anlamayı, konuyu daha da için­den çıkılmaz bir duruma sokmuştur.

Hz. Süleyman hakkında diyebiliriz ki en akıl almaz ma­sallar bu olay dolaysıyla ileri sürülmüştür.

Biz bu İsrailiyyat [243] kaynaklı ve gereksiz rivayetlerle oku­yucuyu meşgul etmek istemiyoruz. Ancak Hz. Süleyman hak­kında ileri sürülen ve kaynaklarda yer alan bazı rivayetleri de­ğerlendirmek faydalı olur diye düşünüyoruz.

Onların iddialarına göre Hz. Süleyman bir davada karısı­nın kardeşinin haklı çıkmasını istemiş, ya da onun lehine hük­metmek üzere söz vermiş.

Bir başka rivayette, savaşta esir alıp evlendiği bir hanımı­nın isteği üzerine, onun akrabalarının heykelini yaptırmış. Karı­sı ondan gizli o heykellere kırk gün tapmış. Bu işin farkına va­ran Hz. Süleyman heykeli kırmış, sonra da çöllere gidip küller içinde tevbe etmiş.

Bütün gücü ve saltanatı bir yüzüğünde saklı imiş. Helaya giderken bu yüzüğü güvendiği bir hanımına verirmiş. Şeytan onun kılığına girip yüzüğü almış ve tahtına oturmuş, günlerce dilediği gibi hükmetmiş. Süleyman (a.s.) hanımından yüzüğü isteğince şeytan zannedilip kovulmuş. Sokaklarda 'ben Süley­man'ım' demişse de kimse inanmamış. Sonra deniz kenarına gidip balıkçılara yardım etmiş, onlardan aldığı balıklarla karnını doyurmuş.

Şeytan onun tahtında hükmederken, israilogullarının bil­ginleri, onun tutarsız yönetimi üzerine hanımlarına özel hayatı­nı sormuşlar ve olumsuz cevap almışlar, gusül abdesti almadığı­nı söylemişler. Bilgin Asaf b. Berhiya bunun bir imtihan olduğu­nu anlamış. Hz. Süleyman da yediği bir balığın karnında yüzü­ğünü bulunca tekrar eski mülküne kavuşmuş. Meğer şeytan yü­züğü daha önceden denize atmışmış.

Hz. Süleyman denendiği zaman saltanat yüzüğü parma­ğında durmamış, düşmüş. Yüzüğünü, Asaf b. Berhiya'mn tavsi­yesi ile ona vermiş ve ondört gün tevbe istiğfar etmiş.

Hz. Süleyman'ın mülkü geçici olarak elinden alınmış. Çünkü onun bir erkek çocuğu doğunca şeytanlar, 'bu çocuk bü­yürse bizim sıkıntımız daha yıllarca sürer' demişler ve çocuğu öldürmek istemişler. Bunu duyan Hz. Süleyman buluta çocuğu doğuya götürmesini emretmiş. Allah (c.c.) Hz. Süleyman'ı azarla­mış. Çocuk ölmüş ve tahtının üzerine atılmış.

İnşaallah demeden hanımlarını dolaşmış ve onlardan biri­si yarım bir çocuk doğurmuş. Güya Azrail'e demiş ki çocuğun ölümümünü önceden bana haber ver. Sonra da çocuğu Azrailden saklamaya çalışmış. Cinler bu yarım çocuğu bulutların ara­sına saklamışlar. Azrail onu orada bulmuş ve Hz. Süleyman'ın tahtının üzerinde canını almış. Tahtın üzerindeki cesetten mak­sat buymuş. [244]

Bu konudaki bir kaç rivayet özetle böyle.

Kur'an, Hz. Süleyman'ın denendiğini ve tahtının üzerine bir cesedin bırakıldığını söylüyor. Başka bir bilgi vermiyor. Bu konuda kesin bir şey söylemek mümkün değildir. İhtimaldir ki Allah (c.c.) mülk ve hükümdarlık verdiği Hz. Süleyman'ı irşad ve daha hayırlı şeylere yönlendirmek üzere onu denemiştir, onu bir takım sıkıntılara ve ızdıraplara uğratmıştır. O da Rabbine yöne­lerek affını istemiş ve kendisine hiç kimseye verilmeyen bir mülkün verilmesini dilemiştir.

F Razi'ye göre ağır bir hastalıktan veya üzüntüden dolayı tahtında bir ceset gibi veya ceset gibi sessiz veya hareketsiz kal­mış olabilir. [245] Ki araplar, bir kimse ağır hasta olduğu zaman 'tıpkı ceset gibi oldu' derler. [246] Ancak âyet 'tahtının üzerine bir ceset bıraktık' diyor. Hz. Süleyman'ın ceset gibi olduğundan söz etmiyor. (Doğrusunu Allah bilir)

Yukarıda özetle verdiğimiz rivayetlere gelince; bunların içerisinde pek çok yanlışlar ve asılsız iddialar bulunmaktadır.

Rivayetlerde şeytanın Hz. Süleyman'ın kılığına girdiği söy­leniyor. Hiç böyle bir şey olur mu? Şeytan bir peygamberin kılı­ğına girebiliyor ve onun adına bir takım işler yapabiliyorsa, di­ğer peygamberlerin ve ilim adamlarının kılığına girmediğini na­sıl garanti edeceğiz?. Böyle bir iddia doğru kabul edilirse pey­gamberlere ve ilim adamlarına nasıl güven duyulacak?

Şurası kesindir ki, şeytanın böyle bir şeye gücü yetmez. Böyle bir yetkisi de yoktur. Bırakın bir peygamber kılığına, sıra­dan bir insanın kılığına bile giremez.

Şeytanın Hz. Süleyman'ın kılığına girerek hanımlarına yaklaştığını söylemek; hatta böyle bir şeyi peygamberler hakkmda düşünmek bile abestir.

Güya şeytan tam kırk gün onun tahtında oturmuş ve onun yerine hükmetmiştir. Böyle bir iddiayı aklı başında bir insan nasıl kabul edebilir? Şeytan hangi güç ve yetki ile bunu yapabilmiş? Bu şekildeki bir iddia Kur'an'ın verdiği haberlere zıttır. [247]

Hz. Süleyman, Allah'tan, hiç kimseye verilmeyen, hiç kimsenin ulaşamayacağı bir mülk, zenginlik ve yönetim gücü is­temişti. Bunun da peygamberliğinin bir belgesi olmasını arzu et­mişti. Mucize; peygamberlere verilen ve Allah'tan başka hiç kim­senin yapamayacağı olağanüstü şeylerdir. Bu demektir ki şeytan­lar Hz. Süleyman'a verilen bu mucizenin benzerini yapamazlar veya bu mucizeye üstün gelecek bir şey meydana getiremezler.

Peygamberler adil ve güvenilir insanlardır. Hükümlerinde ve uygulamalarında asla adaletten ayrılmazlar, önlerine gelen da­vaları hak ölçüleriyle hükme bağlarlar. Hz. Süleyman'ın karısının kardeşi lehine hükmetmeye söz verdiği iddiası ona bir iftiradır.

Cezayı hak eden Mahzum kabilesinden bir kişi için Pey­gamberimizden şefaat istemeye cesaret eden Hz. Üsame b. Zeyd (ra), Peygamberden sert bir cevap almıştı.[248] Bu gibi konularda peygamberler ayn düşünmezler.

Hz. Süleyman'ın eceli gelmiş bir çocuğunu Azrail'den giz­lemeye çalıştığını, ona zarar vermesin diye bulutlara sakladığını iddia etmek bu peygambere bir iftiradır. O yüce peygamber Al­lah'ın takdirinden bu kadar mı habersizdi?

Peygamberler hakkında bu gibi şeyleri düşünmek ne ka­dar yanlıştır.

Putlarla ve putçulukla mücadele etmek için gönderilen bir peygamber, sırf hanımının hatırı için evine put diktirip, gizli de olsa ona tapılmasına sebep olur mu? Böyle şeyler peygamberlik makamı ile bağdaşmaz.

Böyle bir iddia Kur'an açık âyetleriyle taban tabana zıttır. Allah (c.c.) ona mülk, ilim ve hüküm gücü verdiğini söylüyor. Bu­na karşın kimileri onun gücünün bir maden halkasında saklı ol­duğunu ileri sürebiliyor.

Hz. Süleyman'ın bütün gücü bir yüzükte imiş. Yüzük kay­bolunca veya şeytan tarafından çalınınca her şeyini kaybetmiş, bütün mülkü ve saltanatı elinden çıkmış (!)

Bu tılsım hikayeleri, hokus pokus işleri ancak masallarda olur. Kur'an kıssaları-hâşâ- bu masallardan ve masalcıların uy­durmalarından uzaktır. Bir peygambere verilen mucizeleri tıl­sımlı yüzüğe bağlamanın akıl ve mantıkla ilgisi yoktur.

Güya Hz. Süleyman yüzüğünü çaldırdıktan sonra kovul­muş, sokaklarda kalmış, kapı kapı dolaşıp ekmek dilenmiş, ha­karetlere uğramış, balıkçılara hamallık yaparak hayatını kazan­mış. Biz bütün peygamberleri böyle tanımlardan (iftiralardan) tenzih ederiz. Hiç bir peygambere böyle bir sıfat ve düşük du­rum yakışmaz. [249]

Bu gibi iddialarda peygamberlere olan güveni yıkmak, onla­rı sıradan kişiler olarak gösterip insanların gözünden düşürmek is­teyenler kötü niyetli kişilerin ve masalcıların büyük rolü vardır. [250]

Ebu Hüreyre'nin (ra) rivayetine göre Hz. Süleyman (a.s.) demiş ki: "Bu gece yetmiş hanımımı [251] dolaşacağım. Her biri, Allah yolunda cihad edecek bir mücahit doğuracaktır." Fakat 'inşallah' demedi. Bir hece hanımlarını teker teker dolaşır ama biri dışında hiç biri hamile kalmaz. O da eksik bir çocuk dünya­ya getirir. “Nefsimi kudret elinde tutan (Allah'a) yemin ederim ki, Süleyman inşaallah demiş olsaydı hanımlarının hepsi de hak yo­lunda savaşan müvahhidler doğururdu." [252]

Bu hadisle ilgili olarak Mevdudî şöyle diyor:

"Bu hadisi Buharî, Müslim ve hadisciler çeşitli senetlerle nakletmişlerdir. Buharî'de bile çeşitli yerlerde farklı senetlerle bu hadis yer almaktadır. Bu rivayetlerde Hz. Süleyman'ın hanımları­nın sayısı bazen 60, bazen 70, bazen 90 veya 99, bazılarına göre yüze kadar varmaktadır. Çoğunun rivayet senetleri kuvvetli hadis­lerdir. Bu yüzden hadisin sahihlik yönünden reddedilmesi müm­kün değildir. Fakat hadisin aklen kabul edilmesi ise imkan dışıdır. Çünkü bizzat hadisin içeriği, Peygamberimizin böyle bir şey söy­lemeyeceğini adeta haykırıyor. Çok kuvvetli bir ihtimale göre Hz. Peygamber bu olayı yahudilere istinaden ve başka birine örnek olarak anlatmıştır.Dinleyenler de bunu yanlış anlamışlar ve Peygamber'den bu olayı gerçek bir olaymış gibi rivayet etmişlerdir.

Böylesine akla aykırı rivayetleri senetleri sahih diye alırsak din bir eğlence halini alır. Hz. Süleyman'ın bir gecede bu kadar hanımın dolaşması, fiilen mümkün değildir. Sanıyorum Hz. Peygamber bu kadar mantıksız bir olayı gerçek bir hikaye olarak anlatmamıştır.

Ayrıca hadislerin hiç bir bölümünde Hz. Süleyman'ın tah­tı üzerine bu doğan yarım çocuğun bırakıldığına dair bir işaret bile yoktur. Dolaysiyle Hz. Peygamberin bu hikayeyi bu âyetin tefsiri için anlattığı da ileri sürülemez.”[253]

Şu bir gerçektir bu âyetler Kur'an'ın en müşkil (tam anla­şılmaz) bölümlerindendir. Çok açık bir şekilde tefsir edilmesi ve anlaşılması mümkün değildir. En doğrusu bildirilene iman edip gerisini Allah'ın ğayb ilmine bırakmaktır. [254]



[240] Neml: 27/40

[241] Sad: 38/34-35.

[242] M. H. Tabatabai, el-Mizan, 17/219.

[243] Taberî, et-C. Beyan, 23/100-102. Taberi, Tarih, i/351-355. es-Sa'lebi, K. Enbiya, s: 324-328. tbni lyas, B. Zuhur, s: 159-160. Ibni Esir, d-Kâmil fı'l-Tarih, Beyrut 1385-1965, 1/238-241. Kurtubî, el-C. li-A. Kur'an, 15/130-132. Û. Zamahşerî, el-Keşşâf, 4/90-91. Tantavi Cevhert, el-Cevâhir, Kahire 1349, 1881. Doç. A Aydemir, 1. K.G.Peygamberler, s:200-303

[244] Taberi, el-C. Beyan, 23/100-102. Taberi, Tarih, 1/351-355. es-Sa'lebi, K. Enbiya, s: 324-328. İbni Iyas, B. Zuhur, s: 159-160. Ibni Esir, el-Kamil Ei't-Tarih, 1/238-241. Kurtubî, el-C. li-A. Kur'an, 15/130-132. Ö. Zamahseri, el-Keşâf, 4/90-91. Tantavi Cevheri, el-Cevâhir, 1881. Doç. A. Aydemir, 1 K.G.Peygamberler, s:200-303.

[245] F. Razi, T. Kebir, 26/209. A.A. Tabbara, Maa'l-Enbiya, Yersiz, tarih yok, s: 285. A. Behçet, Peygamberler Tarihi, çev. T. Uzun, Konya 1994, s: 311. Ibni Kesir, K. Enbiya, s: 450

[246] M. Merâgi, Tefsir: 23/120.

[247] A, en-Neccar, K. Enbiya, Beyrut. Trh. S;388

[248] Buharî, Hudud: 12, Müslim: 8/16. Hudud/I, Hadis no: 1688, 3/1315

[249] E Razi, T. Kebir, 2/207-209. Doç. A. Aydemir, İ.K.G.Peygamberler, s: 203-205. Mevdudi, Tefhim, 5/73-76.

[250] M. Meragi. Tefsir, 23/121. Doç. A. Aydemir, İ.K.G.Peygamberler, s: 205

[251] Kaynaklar Hz. Süleyman'a ait, 700, 300, 400 hanımdan, 300, 700 ve­ya 900 odalıktan söz ederler. Bütün bunlar ve Hz. Süleyman'a yüz er­kek gücü verildiği şeklindeki rivayetler muharref Tevrat'ın uydurma­sıdır. Bir peygamberin akıl ve şeriat dışı bir şey yapması düşünülmez. (Taberî, eî-C. Beyan, 23/101. tbnu'l Esir, el-Kâmil Fi-Tarih, 1/230, İbni Saad, T. Kübra, Beyrut, 1377-1958, 8/202. İbni Kesir, el-B. ve'n Nihâye, 2/2. Tevrat, Krallar, 11/3, s: 350

[252] Buharî, Nikâh: 119, 6/160, Kefâret:9, 7/238. Müslim, Eyman:5, Hadis no: 1654, s: 1275-1276

[253] Mevdudi, Tefhim: 5/75.

[254] Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 127-135.



kaan 7A
Thu 25 December 2014, 09:25 pm GMT +0200
Peygamberlerin Allah'ın katındaki derecesi diğer insanlara göre daha yücedir. Hz. Süleyman hakkında diyebiliriz ki en akıl almaz masallar bu olay dolaysıyla ileri sürülmüştür.

melda 6D
Mon 29 December 2014, 06:21 pm GMT +0200
peygamberlerin ALLAH kkatındaki değeri daha yücedir çünkü onlar ALLAH a hep şükrettiler başlarına gelen olaylardan dolayı nankörlük etmediler...

Kaan8/B
Mon 29 December 2014, 07:06 pm GMT +0200
 Hz. Süleyman hakkında  en akıl almaz masallar bu olay  ileri sürülmüştür.

HAZİNE ŞAHİN 7D
Tue 6 October 2015, 08:31 pm GMT +0200
hz süleymanın yerine geçmesi bence doğru bisey degildir ama Kuran i kerim bunu doğruluyorsa bizim inansmız boynumuzun borcudur bide hz suleyman allah tarafindan yuce bir makama sahiptir seytanin yerine gecmesi imkansizdir

ceren
Tue 6 October 2015, 09:09 pm GMT +0200
Aleykümselam.Hz.Süleymanın imtihanı ayetler ile bildirilmiştir.Rabbim bizleri de imtihanlarını hakkıyla ve Rabbimin rızası içinde geçirmeyi nasip etsin inşallah...