- Herşey Bir Rüya Gibi

Adsense kodları


Herşey Bir Rüya Gibi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Wed 9 November 2011, 09:45 pm GMT +0200
Tencere


Ekim 2005 82.SAYI


Ferzan TOPATAN
kaleme aldı, TENCERE bölümünde yayınlandı.


Heyhat-Ferhat Kardeşler ve Yeğenleri Sedat

Sedat: Selamun aleyküm Heyhat dayı.

Heyhat: Ve aleykümselam Sedatçım, gel sana bir sarılayım.

Sedat: Oo, Ferhat dayı, sen de mi buradasın?

Ferhat: Mhu mhu ...

Sedat: Hayrola dayı, niye öyle garip sesler çıkarıyorsun?

Ferhat: Mho-hum!..

Sedat: Ha? Konuşamıyorsun! Niye?

Ferhat: Hum hum...

Sedat: Haa ... Dişin yüzünden tabi, e dayı, bir dişçiye gitseydin... Heyhat dayı sen niye gülüyorsun?

Heyhat: Hoh - hoh - hoo ... Allahım sen büyüksün hooy hooy!..

Sedat: Dayı n'oluyor, folklor ekibi gibi gülüyorsun?

Heyhat: Allahım, ben gülmeyim de kim gülsün? Koh koh koh...

Sedat: Dayı, gülme de bi anlat hele! Biriniz acı içinde, öbürü göbeğini hoplata hoplata gülüyor!

Heyhat: Peki peki, gülmeyecem. Bu Ferhat var ya!

Sedat: Hıı ?..

Heyhat: Bu müzmin bekâr dayın... bu benim biricik yakışıklı kardeşim kuh kuh...

Ferhat: Humo - humo -mu- muu!

Sedat: Dur dayı, nereye gidiyorsun, dur gitme! Gördün mü, küstürdün gitti...

Heyhat: Ah-hah! Gözümden yaş geldi... Neyse, Bu Ferhat kaç zamandır evlenmeye yanaşmıyordu ya... Daha doğrusu, kim olsa beğenmeyip bir kusur bulurdu gelin adaylarına. Ne oldu, oldu. Bunun kafasına dank etmiş sonunda tohuma kaçacağı. Başladı benim başıma ekşimeye. Bir gün yengesi gittiği dişçinin yardımcısından bahsetmi ş. Artık nasıl bahsettiyse, bizimki hiç danışmadan görüşmeden soluğu dişçide almı ş. Almış almasına ama dişçinin birkaç tane yardımcısı var.

Sedat: Ee, sonra?

Heyhat: Sonrası, bizimki o muydu bu muydu derken, utan-sıkıl konuşama, ağzında çürük-sağlam demeden dişlerinin kimini doldurt, kimini çektir... Ağzını köstebek yuvasına çevirt, iyi mi! Ve ne öğrendi biliyor musun? O kızımız meğer hastaymış, bir haftadır yokmuş.

Sedat: Yapma yahu!

Heyhat: İşin en komiği, yengesi usulünce karşılaştıracak bunları, ama bizimkinin ağız-göz şiş, konuşacak hali yok!

Sedat: Hay Allah! Yahu Ferhat dayı ne talihsizsin.

Heyhat: Yok yok, öyle deme. Dişçideki çalışanlar onu öyle sevmiş ki, biri nişanına, öbürü de oğlunun sünnet düğününe çağırmış Ferhatı. Kih kih, hih - haa..

Herşey Bir Rüya Gibi

Geçenlerde bir rüya gördüm. Rüya görmek sağlıklı bir insan olmanın belirtisi. Eş-dost, sırtın açık kalmıştır, yemeği fazla kaçırmışsındır, rüyayla amel olmaz diye başlarından savdıklarından gördüğüm rüyaları pek anlatmam. Hayra yorup üstünde pek durmamaya çalışırım. Özellikle de kâbusların.

Neyse, rüyaya gelelim. Meğer yıllar önce vefat eden Remzi abi gizli gizli kimi camilere sabah namazlarına gelirmiş. Şaşırdım. Yahu Remzi abi ölmedi mi? Sen onu bırak dediğimi dinle, diyor rüyamda kadim bir dost. Şaşkınlık içinde bir caminin önündeyim. Tam da sabah namazı vakti. Bir baktım ki Remzi abi ... Demek doğruymuş. Remzi abi , diye bir sarıldım, sanki içinde kayboldum. Beni bekliyormuş gibi sevecen, gülümsedi. Koluna girdim, camiye girdik. İçerde tanıdığımız başka abiler de var. Meğer herkes beni bekliyormuş. Derken, camiden çıkmışım. Arkamdan ileri-geri konuşup canımı sıkan birini gördüm, yüzümü çevirdim. Oralarda ne işi vardı, bilmiyorum. Bir kalabalığın içinde avludan çıkıyordu.

Ertesi gün olmuş yine bu adamla karşılaşmışız. Pek bir üzgün görünüyor ama oralı olmuyorum. Şaşılacak bir saygıyla bana sesleniyor. Dün kendisini görüp görmediğimi soruyor. Yok, diyorum, dün seni hiç görmedim. Nasıl olur, diyor, konuştuk ya, bana annemle babam için Yasin okumamı söyledin. İhtiyaçları olduğunu söyledin. Sana teşekkür etmeye geldim. Allah senden razı olsun.

Uyandım. Sabahın vakti çoktan girmiş. Abdest aldım, acele ederek namazlığı serdim. Namaza durdum ama bir anda rüyanın atmosferi beni yeniden sardı. Remzi abiye sarıldığım an, avludan çıkan kalabalık, camide toplanan tanıdık yüzler, Remzi abinin ve diğerlerinin beni bekliyor oluşu, adamın benden özür dileyişi, Yasin-i Şerif .. Birden bu kalabalığın benim için toplandığı, beni ahirete uğurlamaya geldikleri doğdu içime.

Bütün bunları birkaç saniye içinde düşündüm. Birdenbire iliklerime kadar irkilerek, bu namazın kıldığım son namaz olduğunu hissettim. Öyle bir şey ki, selam vereceğim ve film bitecek. Hadi, denecek, gidiyoruz. Rükû, secde derken, içime bir gülümseme yayıldı. Yahu nasıl gülümsemişti Remzi abi , kol kola girip arkadaşların yanına gitmi ştik. Ortalık güllük-gülistanlıktı. Demek ki Allah'ın izniyle iyi bir son bekliyordu bizi. Ne güzel, dedim içimden, rahat bir soluk alıp namazımı edaya devam ettim.

Selam verdim, bir şey yok. Kamet getirdim, farza durdum. Evet, gidecektim artık bu zalim dünyadan. Oh be! Allaha şükür. Birden bizim oğlan geldi aklıma. Yahu, daha pek de küçüktü. Sonra hanım düştü aklıma. Bir ev almadan gittim diye nasıl söylenir arkamdan. Niyeyse zorlukla yutkundum. Namazı fesatlamayım dedim. Fakat bu son namazım hissi birden soğuk bir esinti olup odayı kapladı. Bu soğukluğa pabuç bırakmamalıydım. Selam verdim. Tam o sıra bizim oğlan kötü kötü öksürdü. Oğlanın sesine içeri koştum. Dünden beri iyi değildi. Bademcik, ateş, geniz akıntısı, yavrucak pek sıkıntılıydı. Hanım oğlanın başını kucağına almı ş, alnının terini siliyor. İkisine son kez baktığımı düşününce içim bir tuhaf oldu. Hanım bana baktı, artık nasıl görünüyorduysam, sen iyi misin, dedi endişeyle. Ağzımdan, ben öleceğim galiba, sözleri dökülüverdi. Yüzü allak bullak oldu. Şaka yapmadığımı anlayıp nasıl hemen inandı bilmiyorum. Acelece olan biteni anlattırdı. Ben gidiyorum galiba, dedim. Hanım bir anda ayağa kalkıp, hiçbir yere gidemezsin, diye bağırdı. Göndermiyorum! Dondum kaldım. Emir demiri kesiyor. Bir anda bütün hissiyatlar uçuştu, elimde olmadan gülmeye başladım. Ama nasıl bir gülmek... Oğlan geldi, bacağıma sarıldı, baba sen nereye gidiyorsun, diye.

Yahu, sabah sabah ölümün eşiğinde bir namaz kılıyorsun, sevdiklerinle vedalaşıyorsun. Vaziyeti Allah'ın izniyle kurtarmışsın, tam gidecekken hanım müsade etmiyor. Şuna bak yahu! Allah Allah... Yarabbi sen ne büyüksün! Sen nelere kadirsin! Şu şaşkın kuluna neler öğretiyorsun böyle!