neslinur
Wed 14 July 2010, 12:47 pm GMT +0200
c. Erkeğin Birden Fazla Evlilik Yapabilmesi
Aile içi ilişkiler konusunda üzerinde durulacak bir diğer nokta, erkek için verilen ikinci bir kadınla evlenme ruhsatıdır. Öncelikle bu iznin sadece bir ruhsat olduğu tesbitinİ belirtelim. Sonra da, İslâm'ın bu ruhsatı erkeğe değil, kadına bir hak sağlamak için getirdiğini söyleyelim. Konuya dayanak teşkil eden âyet şudur:
"Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdirde) yetimlerin hakkına riayet edememekten korkarsanız (onlarla değil) beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Adaletli davranamamaktan korkarsanız bir tane alın. Yahut da sahip olduğunuz(cariyeler)le yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en güzel yoldur."[364]
Görüldüğü gibi âyet yetim kızların haklarını korumak için inmiştir. Nüzul sebebine de bakıldığında erkeğe ikinci eş imkânı vermekten ziyade, zayıf kadınları himaye etmek için indiği söylenebilir. Erkeklerin ikinci eş olarak yetim gibi toplum içinde zayıf durumda olan kadınları almaları hoşgö-rülmemiş, böyiece onların ezilmesinin önüne geçilmesi hedeflenmiş, erkeklere bunların dışında sosyal konum açısından güçlü olan kadınlarla evlenmeleri tavsiye edilmiştir. Böylece kadınlar korunmak istenmiştir.
Kadınlar arasında adaletin kurulması ön şartı da kadını himaye için ileri sürülmüştür. Bu iki vurgu sebebiyle âyetin kadını himaye amacının daha öne çıkmakta olduğu tespiti en azından yanlış değildir.
Bütün buradan hareketle, erkeğin ikinci evliliği için şunlar söylenebilir:
İkinci evliliklerin amacı kadını himaye için olmalı, o-nun zayıflığını istismar etmemeli, adalet şartı muhakkak yerine getirilmelidir. Bunun için de, birinci eşin rızası alınmalı, o, mağdur edilmemelidir. Adalet şartının gerçekleştirilmesi ise çok şüpheli bîr konudur. Çünkü aynı sûrenin bir başka âyetinde şöyle buyurulur:
"Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya gücünüz yetmeyecektir. Bari bütün meylinizi birine verip diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın." [365]
Adalet şartı yerine getirilemeyecekse, adaleti temin etme şartı ile ruhsat verilmesi hususu ne anlam ifade edecektir? Bunlar, üzerinde ciddî olarak durulması gereken hususlardır.
Ayrıca bir başka âyette evlilik, sevgi ve rahmet üzerine kurulan bir müessese olarak zikredilmektedir. [366]İlk eşinin üstüne kuma getiren bir adamla, ilk eş arasındaki sevgi ve rahmetin ne kadarı kalacaktır? Eğer sevgi ve rahmet kalmazsa, evliliğin âyette bildirilen tarifine uymayan bir durum ortaya çıkacaktır. O zaman da ilk evlilik kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm olacaktır. Görüldüğü gibi ister tasvip için, ister tenkit için İslâm'ın ikinci evliliğe İzin verdiğini söylemek, bir çok meselenin halline bağlıdır. Bu meselede şu haller bir çözüm yolu olarak düşünülebilir.
a- kinci evlilik kadını himaye için olmalıdır. Onun için, ikinci evlilik toplumsal konumu itibariyle, korunma altında olmayan kadınlarla yapılmalıdır. Bu durumda olan hanımlar da, ya yaş itibariyle evlilik dönemini geçirmiş ya da evlenip boşanmış veya dul kalmış, baba veya ağabey yanında kalan veya tek başına hayatla boğuşan hanımlar veya benzeri durumda olanlardır.
b- şler arasında adaleti tesis etmenin somut bir göstergesi olmalıdır. Bu da, bize göre, birinci eşin rızasının alınmasıdır. Birinci eş, adaletin temin edileceğine inanırsa, ikinci evliliğe izin verebilir. Bu izin adaletin teminine yorumlanabilir.
Bütün bunlardan sonra hatırlatmak isteriz ki Hz. Peygamber, damadı Hz. Ali'nin, kızı Fatma üzerine kuma getirmesini istememiş, onun kendisini dinlemeyeceğini anlayınca, onu Ashabına şikâyet ederek İkinci evliliği önlemiştir, Bu olay bile, İslâm'da ikinci evlilik vardır sözünü rahatça söylemeye engeldir. [367]
Aile içi ilişkiler konusunda üzerinde durulacak bir diğer nokta, erkek için verilen ikinci bir kadınla evlenme ruhsatıdır. Öncelikle bu iznin sadece bir ruhsat olduğu tesbitinİ belirtelim. Sonra da, İslâm'ın bu ruhsatı erkeğe değil, kadına bir hak sağlamak için getirdiğini söyleyelim. Konuya dayanak teşkil eden âyet şudur:
"Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdirde) yetimlerin hakkına riayet edememekten korkarsanız (onlarla değil) beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Adaletli davranamamaktan korkarsanız bir tane alın. Yahut da sahip olduğunuz(cariyeler)le yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en güzel yoldur."[364]
Görüldüğü gibi âyet yetim kızların haklarını korumak için inmiştir. Nüzul sebebine de bakıldığında erkeğe ikinci eş imkânı vermekten ziyade, zayıf kadınları himaye etmek için indiği söylenebilir. Erkeklerin ikinci eş olarak yetim gibi toplum içinde zayıf durumda olan kadınları almaları hoşgö-rülmemiş, böyiece onların ezilmesinin önüne geçilmesi hedeflenmiş, erkeklere bunların dışında sosyal konum açısından güçlü olan kadınlarla evlenmeleri tavsiye edilmiştir. Böylece kadınlar korunmak istenmiştir.
Kadınlar arasında adaletin kurulması ön şartı da kadını himaye için ileri sürülmüştür. Bu iki vurgu sebebiyle âyetin kadını himaye amacının daha öne çıkmakta olduğu tespiti en azından yanlış değildir.
Bütün buradan hareketle, erkeğin ikinci evliliği için şunlar söylenebilir:
İkinci evliliklerin amacı kadını himaye için olmalı, o-nun zayıflığını istismar etmemeli, adalet şartı muhakkak yerine getirilmelidir. Bunun için de, birinci eşin rızası alınmalı, o, mağdur edilmemelidir. Adalet şartının gerçekleştirilmesi ise çok şüpheli bîr konudur. Çünkü aynı sûrenin bir başka âyetinde şöyle buyurulur:
"Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya gücünüz yetmeyecektir. Bari bütün meylinizi birine verip diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın." [365]
Adalet şartı yerine getirilemeyecekse, adaleti temin etme şartı ile ruhsat verilmesi hususu ne anlam ifade edecektir? Bunlar, üzerinde ciddî olarak durulması gereken hususlardır.
Ayrıca bir başka âyette evlilik, sevgi ve rahmet üzerine kurulan bir müessese olarak zikredilmektedir. [366]İlk eşinin üstüne kuma getiren bir adamla, ilk eş arasındaki sevgi ve rahmetin ne kadarı kalacaktır? Eğer sevgi ve rahmet kalmazsa, evliliğin âyette bildirilen tarifine uymayan bir durum ortaya çıkacaktır. O zaman da ilk evlilik kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm olacaktır. Görüldüğü gibi ister tasvip için, ister tenkit için İslâm'ın ikinci evliliğe İzin verdiğini söylemek, bir çok meselenin halline bağlıdır. Bu meselede şu haller bir çözüm yolu olarak düşünülebilir.
a- kinci evlilik kadını himaye için olmalıdır. Onun için, ikinci evlilik toplumsal konumu itibariyle, korunma altında olmayan kadınlarla yapılmalıdır. Bu durumda olan hanımlar da, ya yaş itibariyle evlilik dönemini geçirmiş ya da evlenip boşanmış veya dul kalmış, baba veya ağabey yanında kalan veya tek başına hayatla boğuşan hanımlar veya benzeri durumda olanlardır.
b- şler arasında adaleti tesis etmenin somut bir göstergesi olmalıdır. Bu da, bize göre, birinci eşin rızasının alınmasıdır. Birinci eş, adaletin temin edileceğine inanırsa, ikinci evliliğe izin verebilir. Bu izin adaletin teminine yorumlanabilir.
Bütün bunlardan sonra hatırlatmak isteriz ki Hz. Peygamber, damadı Hz. Ali'nin, kızı Fatma üzerine kuma getirmesini istememiş, onun kendisini dinlemeyeceğini anlayınca, onu Ashabına şikâyet ederek İkinci evliliği önlemiştir, Bu olay bile, İslâm'da ikinci evlilik vardır sözünü rahatça söylemeye engeldir. [367]