ehlidunya
Sun 5 February 2012, 08:56 pm GMT +0200
Mukaddes Olan Rabbin Cennetliklere Bakması Cennetliklerin de Münezzeh Olan Rabbe Bakmaları:
Yüce Allah buyurdu ki:
"O'na kavuştuklan gün müminlere yapılacak dirlik temennileri "Selâm" demek olacaktır. Onlara cömertçe verilecek ecir hazırlanmıştır." (Ahzâb, 33/44)
"Merhametli Rab katından onlara selâm vardır." (Yasin, 36/58)
Sünen adlı eserinde îbn Mâce... Câbir b. Abdullah'tan rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Cennetlikler nimetleri içindeyken bir ara kendilerine bir nurun parıldadığını görürler. Başlarını kaldırıp baktıklarında Aziz ve Celil olan Rabbin, kendi lutfuyla üst taraftan kendilerine bakmakta olduğunu görürler. Rableri onlara: "Selâm size ey cennet ehli!" der. Şu âyette söylenen de budur:
"Merhametli Rab katından onlara selâm vardır." (Yasin, 36/58}
Rableri onlara, onlar da Rablerine bakarlar.[498]
Cenab-ı Allah'ın zâtını temaşa ettikleri sürece başka hiç bir nimete dönüp bakmazlar. Nihayet Cenab-ı Allah gözlerine görünmez olur. Ama diyarlarında O'nun nûr ve bereketi üzerlerinde kalır." [499]
Beyhakî... Câbir'den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Cennetikler kendi rheclislerinde oturmaktayken bir ara cennetin kapısında kendierine bir nûr parıldar. Başlarını kaldırıp baktıklarında yüce Rabbin kendilerine azametinin nurları ve rahmetiyİe tecelli etmekte olduğunu görürler. Onlara şöyle der:
— Ey cennet ehli! Benden dilekte bulunun.
— Bizden hoşnud olmanı senden diliyoruz.
— Diyarımı vererek hoşnud oldum sizden. Size ikramda bulunacağım. İşte şimdi dilekte bulunmanın zamanıdır. Benden dilekte bulunun.
— Senden, daha fazlasını diliyoruz."
Yularları kızılyakut ve yeşil zümrütten olan kızıl renkli yakut develer getirilir. [500] Bunlar o develere bindirilirler. O develer, adımlarını gözlerinin görebildiği en uzak noktaya atarlar. Yüce Allah emreder: Ceylan gözlü hım cariyeler, şöyle diyerek gelirler:
"Bizler nimete mazhar olmuşuz; yoksul düşmeyiz. Ebediyiz; ölmeyiz. İnanmış, âlicenap kimselerin eşleriyiz." [501]
Sonra Cenab-ı Allah emir verir. Katıksız., beyaz misk tepeleri getirilir. Onların üzerine mensere denen bir koku saçılır. Nihayet Adn cennetine götürülürler. Melekler: "Ya Rab! Kavim geldi" derler. Cenab-ı Allah: "Sadıklara merhaba. İtaatkârlara merhaba" der. Aradan perde kalkar onlar için. Aziz ve Celil olan Allah'a bakarlar. Rahman'in nuruyla gözlerini ihya olur. Öyle ki birbirlerini dahi göremezler. Cenab-ı Allah: "Bunları armağanlarla köşklerine gönderin" der. Köşklerine dönerler ve artık birbirlerini görürler." Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Şu âyette anlatılan da budur: "Bağışlayan ve acıyan Allah katından bir ziyafet olarak size sunulur." (Fussılei, 41/32)
Yukarıda anlatılanları naklettikten sonra Beyhakî şöyle demiştir: "Rü'yet kitabında, rivayet ettiğimiz bu hadisi teyid edici ifadeler vardır."
Doğrusunu Allah bilir.[502]
Ebü'l-Meâlî El-Cüveynî, Secerî'ye reddiye olarak şöyle demiştir: "Kutlu ve yüce Allah, aradaki perdeyi kaldırıp cennetliklere tecellide bulunduğunda ırmaklar hızla akar, ağaçların dalları birbirine girer, fırtına eserek odalar ve kanepeler târ-ü mâr olur, gözlerden şırıl şırıl yaşlar akar, fırtınalar eser, evlerle köşkler kâfur ve katıksız misk kokar, kuşlar öter, ceylân gözlü huriler ortaya çıkarlar." [503]
[498] Sınırsız bir şekilde bakışırlar. Müminler o zaman nura, sevinç ve neşeye gark olurlar. Öyle-ki diğer bütün nimetler önemsizleşir. Çünkü onlar ilâhî hoşnutluk ve ikram sağanağına tutulurlar.
[499] ibn Mâce, Mukaddime, 13
[500] Yani güzel görünüm ve renk bakımından kızıl yakuta benzer o develer. Yoksa o develer gerçekten yakut değildirler. Çünkü yakutluk, hayvaniyele ve hayata ters düşen bir şeydir.
[501] Heysemî, Mecmâ'uz-Zevâid, 10/418, Taberâ-nî'den
[502] Beyhakî. el-Ba'sü ve'n-Nüşûr, 249
[503] İbn Kesîr, Ölüm Ötesi Tarihi, Çağrı Yayınları, İstanbul, 2001: 444-446.
Yüce Allah buyurdu ki:
"O'na kavuştuklan gün müminlere yapılacak dirlik temennileri "Selâm" demek olacaktır. Onlara cömertçe verilecek ecir hazırlanmıştır." (Ahzâb, 33/44)
"Merhametli Rab katından onlara selâm vardır." (Yasin, 36/58)
Sünen adlı eserinde îbn Mâce... Câbir b. Abdullah'tan rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Cennetlikler nimetleri içindeyken bir ara kendilerine bir nurun parıldadığını görürler. Başlarını kaldırıp baktıklarında Aziz ve Celil olan Rabbin, kendi lutfuyla üst taraftan kendilerine bakmakta olduğunu görürler. Rableri onlara: "Selâm size ey cennet ehli!" der. Şu âyette söylenen de budur:
"Merhametli Rab katından onlara selâm vardır." (Yasin, 36/58}
Rableri onlara, onlar da Rablerine bakarlar.[498]
Cenab-ı Allah'ın zâtını temaşa ettikleri sürece başka hiç bir nimete dönüp bakmazlar. Nihayet Cenab-ı Allah gözlerine görünmez olur. Ama diyarlarında O'nun nûr ve bereketi üzerlerinde kalır." [499]
Beyhakî... Câbir'den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Cennetikler kendi rheclislerinde oturmaktayken bir ara cennetin kapısında kendierine bir nûr parıldar. Başlarını kaldırıp baktıklarında yüce Rabbin kendilerine azametinin nurları ve rahmetiyİe tecelli etmekte olduğunu görürler. Onlara şöyle der:
— Ey cennet ehli! Benden dilekte bulunun.
— Bizden hoşnud olmanı senden diliyoruz.
— Diyarımı vererek hoşnud oldum sizden. Size ikramda bulunacağım. İşte şimdi dilekte bulunmanın zamanıdır. Benden dilekte bulunun.
— Senden, daha fazlasını diliyoruz."
Yularları kızılyakut ve yeşil zümrütten olan kızıl renkli yakut develer getirilir. [500] Bunlar o develere bindirilirler. O develer, adımlarını gözlerinin görebildiği en uzak noktaya atarlar. Yüce Allah emreder: Ceylan gözlü hım cariyeler, şöyle diyerek gelirler:
"Bizler nimete mazhar olmuşuz; yoksul düşmeyiz. Ebediyiz; ölmeyiz. İnanmış, âlicenap kimselerin eşleriyiz." [501]
Sonra Cenab-ı Allah emir verir. Katıksız., beyaz misk tepeleri getirilir. Onların üzerine mensere denen bir koku saçılır. Nihayet Adn cennetine götürülürler. Melekler: "Ya Rab! Kavim geldi" derler. Cenab-ı Allah: "Sadıklara merhaba. İtaatkârlara merhaba" der. Aradan perde kalkar onlar için. Aziz ve Celil olan Allah'a bakarlar. Rahman'in nuruyla gözlerini ihya olur. Öyle ki birbirlerini dahi göremezler. Cenab-ı Allah: "Bunları armağanlarla köşklerine gönderin" der. Köşklerine dönerler ve artık birbirlerini görürler." Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Şu âyette anlatılan da budur: "Bağışlayan ve acıyan Allah katından bir ziyafet olarak size sunulur." (Fussılei, 41/32)
Yukarıda anlatılanları naklettikten sonra Beyhakî şöyle demiştir: "Rü'yet kitabında, rivayet ettiğimiz bu hadisi teyid edici ifadeler vardır."
Doğrusunu Allah bilir.[502]
Ebü'l-Meâlî El-Cüveynî, Secerî'ye reddiye olarak şöyle demiştir: "Kutlu ve yüce Allah, aradaki perdeyi kaldırıp cennetliklere tecellide bulunduğunda ırmaklar hızla akar, ağaçların dalları birbirine girer, fırtına eserek odalar ve kanepeler târ-ü mâr olur, gözlerden şırıl şırıl yaşlar akar, fırtınalar eser, evlerle köşkler kâfur ve katıksız misk kokar, kuşlar öter, ceylân gözlü huriler ortaya çıkarlar." [503]
[498] Sınırsız bir şekilde bakışırlar. Müminler o zaman nura, sevinç ve neşeye gark olurlar. Öyle-ki diğer bütün nimetler önemsizleşir. Çünkü onlar ilâhî hoşnutluk ve ikram sağanağına tutulurlar.
[499] ibn Mâce, Mukaddime, 13
[500] Yani güzel görünüm ve renk bakımından kızıl yakuta benzer o develer. Yoksa o develer gerçekten yakut değildirler. Çünkü yakutluk, hayvaniyele ve hayata ters düşen bir şeydir.
[501] Heysemî, Mecmâ'uz-Zevâid, 10/418, Taberâ-nî'den
[502] Beyhakî. el-Ba'sü ve'n-Nüşûr, 249
[503] İbn Kesîr, Ölüm Ötesi Tarihi, Çağrı Yayınları, İstanbul, 2001: 444-446.