sümeyra
Thu 22 December 2011, 07:09 pm GMT +0200
4159) "... Cabir bin Abdillah (Radiyallahü anh)dan; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bizi üç yüz kişilik müfreze olarak bir sefere yolladı. Azıklarımızı (azlığından dolayı) boyunlarımızda taşıyorduk. Sonra azığımız tüken (meye başla) di. Öyle ki bizden beher adam (başın) a bir tane kuru kurma (nafaka verilir) oldu. (Câbir bu durumu anlatınca râvisi Vehb bin Keysân tarafından) :
Yâ Ebâ Abdillah! Bir kuru hurma (aç) adam için ne yerine düşer? denildi. Bunun üzerine Câbir:
Bir kuru hurma (yi bile) bulamadığımız zaman yokluğunu (n ne olduğunu) cidden duyduk, dedi (ve sözüne devamla) sonra biz denize vardık. Orada denizin sahile attığı bir büyük balıkla aniden karşılaştık ve on sekiz gün o balıktan yedik." ,[53]
İzahı
Bu hadisi Buhârî, Müslim ve Tirmizî de rivayet etmişlerdir. Buhârî' nin Mağâzi'deki bir rivayetinde Câbir (Radıyallâhü anh) şöyle demiştir.-
"Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), bizi üç yüz. kişilik bir süvari müfrezesi olarak bir sefere yolladı. Kumandanımız da Ebû Ubeyde bin el-Carrâh (Radıyallâhü anh) idi. Kureyş kervanını gözetlemek üzere görevlendirilmiştik. Deniz sahilinde yanm ay konakladık..."
Bâzı rivayetlere göre bu müfreze C ü h e y n e kabilesinin bir kolu üzerine gönderilmişti. İbn-i Hacer: Bu rivayetler arasında ihtilâf yoktur. Çünkü bu müfrezenin hem Kureyş kervanını gözetleme, hem de anılan kabile koluna gönderilmiş olması mümkündür, demiştir.
Câbir (Radıyallâhü anh)'a soru soran zâtın Vehb bin Keysân olduğu, Buhâri' nin bir rivayetinden anlaşılmaktadır
Bu hadis, sahâbilerin maddî açıdan çektikleri sıkıntılara bir,örnektir. Ayrıca denizin sahile atıp orada bıraktığı ve orada ölen baliğin yenilebileceğine delâlet eder. •
Bu şekilde ölen deniz avının yenilip yenilmiyeceğine dâir hükümleri 3246, 3247 nolu hadislerin izahı bölümünde anlattım. Burada, tekrarlamaya gerek görmüyorum.[54]