- Adalet-i mahza ve adalet-i izafiye

Adsense kodları


Adalet-i mahza ve adalet-i izafiye

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
ehlidunya
Sun 1 August 2010, 03:05 pm GMT +0200
Adalet-i mahza ve adalet-i izafiye ne demektir?

“Adalet-i mahza-i Kur’âniye; bir masumun hayatını ve kanını, hattâ umum beşer için de olsa, heder etmez. İkisi nazar-ı kudrette bir olduğu gibi, nazar-ı adalette de birdir.”

Mektûbat

Adalet-i mahza, “Tam ve mükemmel adalet.” “Bir ferdin hakkını, bütün insanlar için de olsa, feda etmeyen adalet.” şeklinde tarif edilir. Adalet-i izafiye ise, “Küllün selâmeti için, cüz’ü feda eden adalet tarzı.” “Cemaatin menfaati için ferdi feda eden adalet şekli.”dir.

Mahz; “sırf, halis, katıksız, tam” gibi mânâlara geliyor. Buna göre, adalet-i mahza, “tam ve katıksız adalet, mükemmel adalet,” demek olur. Bu adalette, hiçbir kimsenin en küçük bir hakkının bile çiğnenmemesi esastır.

Adaletin diğer şubesi olan adalet-i izafiye ise katıksız, tam değildir. Zira cemaatin menfaati için ferdin hukukunu nazara almaz.

Adalet-i izafiyede ehven-i şer esas alınır. Bütün insanların zarara uğraması büyük ve küllî bir şer, bu zararın giderilmesi için bir insanın yahut küçük bir gurubun hakkının çiğnenmesi ise cüz’î bir şerdir. Küllî şerden kurtulmak için cüz’î şerri kabul etmek ise ehven-i şer ile amel etmek demektir ve adalet-i izafiyenin esasıdır.

Adalet-i mahzada bir şahıs kendi rızasıyla hakkından vazgeçmediği müddetçe, bütün insanların faydası için de olsa onun hakkı çiğnenemez.

Meselâ, adalet-i mahzaya göre, bir şahsın rızası olmaksızın evi istimlâk edilemez. Bunun uygulanmasında ise bazen çok büyük zorluklar ortaya çıkar. İşte bu gibi zaruret hallerinde, adalet-i izafiye tatbik edilir. Ve o şahsın hukuku, umumun menfaatine feda edilir; rızası olmaksızın evi sökülür, istimlak edilir.

Bir âyet-i kerime :


“Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz bir tek nefsin (kişinin) yaratılması ve diriltilmesi gibidir.” (Lokman Sûresi, 28)

Ve Nur Külliyatından bir hikmet dersi:


“Adalet-i mahza-i Kur’âniye; bir masumun hayatını ve kanını, hattâ umum beşer için de olsa, heder etmez. İkisi nazar-ı kudrette bir olduğu gibi, nazar-ı adalette de birdir.” (Mektûbat)

Demek oluyor ki, bir insanı yaratmakla bütün insanları yaratmak nasıl ilâhî kudret için fark etmiyorsa, ilâhî adalet için de bir insanın hukuku bütün insanların hukuku kadar kıymetlidir. Ve o hukuku çiğneyen bir kimse, bütün insanlara zarar vermiş gibi olur.

Nur Külliyatında meseleye orijinal bir yaklaşım daha getirilir. Bir mü’minin güzel sıfatları masum insanlara, kötü sıfatları da cani insanlara teşbih edilerek, adalet-i mahza bu sıfatlar âlemine tatbik edilir.

Buna göre bir insanın bir tek sıfatı masum olsa, bütün sıfatları da cani olsa, o tek sıfatın hakkı diğerleri yüzünden zayi edilemez. O mü’mine düşmanlık beslendiğinde bu masum sıfat çiğnenip gideceğinden bu hâl adalet-i mahzaya uymaz.

Konuyu çok önemli bir hükümle noktalayalım:

“Fakat adalet-i mahza kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez, gidilse zulümdür.” (Mektûbat)

ceren
Sun 7 April 2019, 04:14 pm GMT +0200
Esselamh aleykum. Rabbim razı olsun bizlere bu bilgileri sunan kardesimizden. ...

gulsahkilicaslan
Mon 8 April 2019, 09:27 am GMT +0200
Allah razı olsun hocam selam ve dua ile...

Sevgi.
Fri 29 January 2021, 11:44 pm GMT +0200
Esselâmü Aleyküm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim

Bilal2009
Sun 31 January 2021, 03:05 pm GMT +0200
Rabbim paylaşım için razı olsun