- Üstünde Taşıdığı Elbisesinin Üzerine Secde Etmesi

Adsense kodları


Üstünde Taşıdığı Elbisesinin Üzerine Secde Etmesi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Fri 20 August 2010, 02:40 pm GMT +0200


Üstünde Taşıdığı Elbisesinin Üzerine Secde Etmesi Caiz Midir ?

 

Secde ancak Allah'a yapılır. Kulun O'na en yakın olduğu zaman, secdede bulunduğu anlardır. O bakımdan kul bu durumda mahviyetin kemal mertebesine erişme niyetiyle başını kuru bir zemin üzerine, üstünde örtü bulunmayan toprak ya da taş üzerine koymalıdır. İlk hatıra gelen budur. Çünkü toprak tevazu ve mahviyeti ifade eder.

Ancak müctehit imamların ve diğer ilim adamlarının bu konudaki tesbit, istidlal ve yorumlan hem farklı, hem de değişiktir. O ba­kımdan önce ilgili hadîsleri nakletmemiz, sonra da tesbit, yorum ve ictihatları sıralamamız gerekmektedir.

İlgili hadîsler:

Enes (r.a.)’den yapılan rivayette demiştir ki:

"Bizler çok sıcakta Resûlüllah (a.s.) Efendimizle beraber na­maz kılıyorduk. Bizden birimiz (fazla sıcaktan dolayı) alnını iyice yere koymaya güç getiremeyince, elbisesini serip onun üzerine sec­de ederdi."[276]

İbn Abbas (r.a.)’dan yapılan rivayette, demiştir ki:

"And olsun ki, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'i çok yağmurlu bir günde çamurdan sakınmak için secde edince üzerindeki elbiseyi ellerinin önüne gelir şekilde koyarak (üzerine) secde ettiğini gördüm."[277]

Abdullah b. Abdurrahman'dan (r.a.) yapılan rivayette, demiş­tir ki:                                                                                       

"Peygamber (a.s.) Efendimiz bize geldi ve Mescidi Benî Eşhel’­de bize namaz kıldırdı. Secde ettiği zaman elerini elbisesinin içine koyduğunu gördüm."[278]

Hadislerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Secdede asıl olan, toprak üzerine alnı koyup secde etmektir.

2- Fazla sıcaktan dolayı secde yerine elbisesinin bir ucunu serip üzerine secde etmek caizdir.

3- Üzerindeki elbisenin bir ucunu secde yerine koyup üzerine secde etmek caizdir.

4- Özellikle çok sıcak veya yağmurlu günlerde açık havada namaz kılındığı zaman sıcaktan ve çamurdan korunmak için secde yerine bir elbise veya benzeri bir şey üzerine hem elleri, hem alnı koyup secde etmek caizdir.

5- Namaz kılarken üzerindeki elbisenin bir ucunu ellerin al­tına gelecek şekilde serip öyle secde etmek de caizdir.

Hadîslerin ışığında müctehit imamların görüş, tesbit, istidlal, ic­tihat ve yorumları:

a) Hanefîlere göre:

Topraktan korunmak için yenini secde yerine serip üzerine secide etmek mekruhtur. Ama sarığını ve elbisesini topraktan korumak için sermesinde bir kerahet söz konusu değildir. Bunun gibi, toprak üzerinde namaz kılan adamın, alnını yerin sıcağından korumak için secde yerine bir parça kumaş sermesinde kerahet yoktur.[279]

b) Şâfiîlere göre:

Alnının üzerinde bir yara bulunmadığı halde bir bez sarıp üzerine secde ederse, caiz olmaz. Ama bir yara veya hastalıktan dolayı sarmışsa, o bir özür sayılacağından bir sakınca yoktur. Sıcak ve so­ğukta ellerini örtmeyip o vaziyette secde etmesi müstehabdır. Ama bu iki sebepten dolayı ellerini bir şeyle örtüp üzerine secde ederse, hem namazını iade etmesi, hem de yanılma secdesi yapması gerek­mez.[280]

c) Hanbelîlere göre:

Başındaki sarığın sargısı üzerine veya yeni üzerine veya eteği üzerine secde ederse, namaz bir tek rivayetle sahihtir. İmam Mâlik ile İmam Ebu Hanîfe'nin de mezhebi budur. Namazda, sıcak ve so­ğuk günlerde elbise üzerine secde etmeye ruhsat verenler şu zatlar­dır: Ata', Tavus, Nahâî, Şa'bî; Evzâî, İmam Mâlik, İshak b. Rahuye ve rey tarafdarı olanlar. Sarığın sargısı üzerine secde etmeye ruhsat verenler ise şu zatlardır: el-Hasan, Mekhul, Abdurrahman b. Yezîd ve arkadaşları.

Hanbelîler bu meselede Enes (r.a.) hadîsiyle istidlal etmişler­dir.[281]

Rivayetlerin tamamından anlaşılıyor ki: Üç mezhebe göre, fazla bir hareket göstermeden, soğuk veya sıcaktan korunmak için el­bisenin yeni veya eteği üzerine secde etmekte bir sakınca yoktur. Ayrıca secde yerine bir şey serip üzerine secde etmeye de cevaz ve­rilmiştir. Şâfiiler ise, bu hususta sadece eller üzerine secde etme ko­nusu üzerinde durmuş ve böyle yapıldığı takdirde namazın sahih olmayacağını belirtmişlerdir. İbn Kudâme, Şâfiîlerden belirtilen me­sele hakkında tek rivayet vardır, diyerek muhalif bir görüş olmadı­ğını anlatmak istemiştir.[282]

d) Mâlikilere göre:

Yukarıda kısmen onların görüşünü belirtmiş bulunuyoruz. An­cak bu mezhepte söz sahibi kabul edilen Sahnûn'un yaptığı nakle yer vermemizde yarar görüyoruz :

İmam Mâlik şöyle demiştir:

"Adam alnını neyin üzerine koyu­yorsa, ellerini de onun üzerine koymasını uygun görüyorum. Ama sıcak veya soğuk durumu söz konusu ise, bir elbise serip üzerine sec­de etmesinde ve bu esnada ellerini onun üzerine koymasında bir sa­kınca yoktur. Nitekim Hz. Ömer ile oğlu Abdullah'ın öyle yaptıkları bize kadar rivayet yoluyla ulaşmış bulunuyor."[283]

Şâfiilerden Şeyhülislâm Ebu Yahya Zekeriya el-Ansarî, İmam Şafii'nin el-Ümm'deki ictihadını şöyle yorumlayarak meseleye açık­lık getirmiştir:

"Namazda iki defa ardarda (her rekâtte) secde eder ve her secdede azaları yerini alıp karar kılacak kadar bekler. Bu, üzerinde taşıyıp kıyam ve kuudda kendi hareketiyle hareket etmiyen bir elbise üzerine de yapılabilir. Çünkü bu durumda o elbise on­dan ayrı sayılır. Ama onun kıyam ve kuud hareketiyle elbise de ha­reket ediyorsa, o zaman ondan ayrı değil, bir cüz' sayılır ve tahrimini bilerek o elbisenin bir ucu üzerine secde ederse namazı hüküm­süz olur, tahrîmini bilmediği halde üzerine secde ederse, namazı hü­kümsüz olmaz, ama o secdeyi iade etmesi vâcib olur.[284]

Zeylâî bu konuyla ilgili şu rivayetlere yer verip bazı yorumlarda bulunmuştur:

İkrime'nin İbn Abbas (r.a.)’dan yaptığı rivayette; İbn Abbas demiştir ki:

"Resûlüllah  (a.s.)  Efendimiz bir tek elbise ile namaz kıldı ve elbisenin fazla olan kısmıyla yerin sıcaklık ve soğukluğun­dan korunuyordu."[285]

Aynı hadîsi İbn Adiy el-Kâmil'de rivayet etmiş ve râvilerinden Hüseyn b. Abdullah sebebiyle hadîsin malûl olduğunu söylemiştir. İbn Maîn de bunun zayıf olduğunu belirtmiş, İbn Medenî de aynı gö­rüşü izhar etmiştir. Sonra da İbn Adiy, Hüseyn'in hadîsleri yazılabi­lir, çünkü ona ait münker bir hadîse rastlayamadım diye ilâve et­miştir.

Nitekim yukarıdaki hadîsin mânasına uygun bir diğer hadîsi al­tı hadîs imamı kendi kitaplarında rivayet etmişlerdir. Hadis şu lâ­fızla tesbit edilmiştir:

"Bekir b. Abdullah el-Müzenî'den o da Enes (r.a.)’den rivayetle Enes şöyle demiştir:

"Biz çok şiddetli sıcakta Resûlüllah (a.s.) Efendimizle namaz kılıyorduk, bizden birimiz yü­zünü tam yere koymaya takat getiremeyince, elbisesini (secde) ye­rine serip öyle secde ediyordu."[286]

Diğer rivayetler, yorumlar ve tahliller:

895 nolu Enes hadîsi, secdede bedene bitişik olan elbisenin bir ucu üzerine secde etmenin cevazına delâlet etmektedir. İmam Nevevi, Ebu Hanife ile cumhurun da ictihatlarının böyle olduğunu, Şa­fiî'nin ise, bu cevazı bedene bitişik olmayan elbiseye hamlettiğini be­lirtmiştir.

İbn Dakiyk el-Iyd diyor ki:

"Yerin sıcaklık ve soğukluğundan korunmak için namaz kılan kimsenin secde edeceği yer ile alnı ve elleri arasında elbise kullanmasının caiz olduğu biliştidlâl anlaşılı­yor. Saniyen secdede alın ve ellerin doğrudan yere dokunması asıl­dır. Ara yere elbise serilmesi ise soğuk ve sıcağa dayanamamakla il­gili bir hususiyettir. Böylece secdede asıl ve mutad olanı, ara yere bir şey konulmamasıdır."[287]

Diğer yandan Enes hadisi Habab b. Eret'in rivayet ettiği şu ha­dîs ile tearuz etmekte, yani birbirine karşıt bulunmaktadır:

"Biz, Resûlüllah'a (a.s.) alın ve ellerimizi dokunan yakıcı bir sıcaktan şikâ­yet ettik ama o bize (bundan dolayı) şikâyette bulunmadı."[288]

Şevkanî bu iki hadîs arasını telifle şöyle bir yorum getirmiştir:

"Sıcaktan şikâyet, ara yerde elbise kullanmayı arzusundan değil, na­mazın ortalık biraz serinlemesine kadar geciktirilmesiyle ilgilidir. Çünkü eğer şikâyet elbiseyi secde yerinde kullanmakla ilgili olsay­dı, herhalde Resûlüllah (a.s.) Efendimiz bedene bitişik olmayan bir elbiseyi hâil olarak kullanmalarına izin verirdi. Nitekim Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in küçük bir seccade üzerinde namaz kıldığı tesbit edilmiştir. Nitekim daha önce bu hususu belirtmiştik."[289]

Ebu Davud'un el-Merasil'de Salih b. Hîvân es-Sibaî'den yaptığı şu rivayete gelince, "Resûlüllah (a.s.) Efendimiz bir adamı kendi canibine doğru alnını sarık ile kapamış bir halde secde ettiğini görü­yor, o sebeple onun alnını açıyor, (sarığı o kısımdan gideriyor.)"

Ayrıca İbn Ebî Şeybe'nin Iyaz b. Abdullah'tan yaptığı rivayette, adı geçen şöyle demiştir:

"Resûlüllah (a.s.) bir adamı başındaki sarığın (alnı kapatan) sargısı üzerine secde ettiğini gördü, ona eliy­le işarette bulunarak sarığını kaldır, (buyurdu)."

Bu iki hadîsin hilâfına, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in sarığının alın kısmına gelen sargısı üzerine secde ettiği rivayet edilmiştir.

Beyhakî bu farklı rivayetler hakkında şöyle demiştir:

"Resûlüllah'ın belirtilen şekilde secde ettiği merfuân sabit olmamıştır. Ebu Naym'in Hilye'de birçok ashabdan ve bilhassa İbn Abbas'tan yaptı­ğı rivayetlerin hemen hepsi zayıftır.

896 nolu İbn Abbas hadîsini aynı zamanda İbn Ebî Şeybe şu lâ­fızla tahrîc etmiştir:

"Peygamber (a.s.) Efendimiz bir tek elbiseyle namaz kılıyor ve onun fazla kısmıyla yerin sıcaklık ve soğukluğun­dan korunuyordu." İmam Ahmed ve Ebu Ya'lâ da aynı lâfızla tahric etmişler, Taberâni da el-Evsat ve el-Kebîr'de rivayet etmiştir.[290] Mecmau'z-Zevâid'de, İmam Ahmed'in bu rivâyetindeki ricalin hepsi sahihtir, deniliyor.

Hadîs, sıcak ve soğuk gibi bir sebepten dolayı namaz kılan kim­senin üzerindeki elbisenin bir ucunu secde yerine serip üzerine hem ellerini, hem alnını koyup secde etmesinin cevazına delâlet etmektedir. 897 nolu Abdullah b. Abdirrahmân hadîsini, İbn Mâce, Ebu Be­kir b. Ebî Şeybe'den rivayetle tahrîc etmiştir. Ayrıca aynı hadîsi, Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî, İsmail b. Ebî Habibe'den, o da Abdullah b. Abdirrahman'dan rivayet etmiştir.

Ancak hadîsin isnadında farklı tesbit ve yorumlar ortaya çık­mıştır: İbn Ebî Evs'in İsmail b. Ebî Habîbe'den o da Abdullah b. Abdurrahman b. Sabit b. Sâmit'ten, o da babasından, o da dedesinden rivayet ettiği de tesbit edilmiştir ki isabetli olanı da budur. Hadîs, namaz kılarken soğuk ve sıcaktan dolayı elleri elbisenin bir kısmı­nın içine koyup öylece kapalı bir vaziyette secdeye varmanın ceva­zına delâlet etmektedir. Nitekim Buhari, el-Hasen'den naklen diyor ki:

"Kavm (ashab-ı kiram) sarık, külah üzerine secde ediyorlar ve elleri de yenlerinin içinde bulunuyordu." Saîd ise kendi Sünen'inde İbrahim'den naklen diyor ki:

"Ashab-ı kiram uzun yenli gömlek, uzunca takye ve uzunca sarık ile namaz kılarlar, ellerini de dışarı çıkarmazlardı."

Beyhakî bu rivayet üzerinde durup diyor ki:

"Secde hakkında ashabdan mevkufen rivayet edilenlerin en sahihi budur."

 

Çıkarılan Hükümler:
 

1- Yerin sıcaklık veya soğukluğundan korunmak için namaz kılan kimsenin önünde seccade bulunmuyorsa, üzerinde taşıdığı ge­nişçe elbisenin bir ucunu secde yerine serip üzerine hem ellerini, hem alnını koyup secde etmesi caizdir.

2- Toprak üzerine seccade serip namaz kılmakta bir sakınca yoktur.

3- Temiz toprak üzerinde durup namaz kılmak, yine toprak üzerine alnı koyup secde etmek asıldır.

4- Kalkıp otururken kendisiyle birlikte hareket eden bir el­bise üzerine secde etmek -tahrîmi bilinerek yapılırsa- namazın sıh­hatini bozar. Bu, Şafiîlere göredir.

ceren
Sat 16 June 2018, 02:14 pm GMT +0200
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri peygamber efendimizin sünnetine tabi kalan kullardan eylesin inşallah. ..

Bilal2009
Sat 16 June 2018, 02:17 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri dosdoğru bir şekilde ibadet eden kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Sat 16 June 2018, 11:23 pm GMT +0200
Aleykümüsselam sert bir yerde namaz kılıyorsak üstümüzdeki elbisemizi secde etmek için kullanabiliriz