> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü  > Rivayet Bil Lafz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Rivayet Bil Lafz  (Okunma Sayısı 974 defa)
24 Haziran 2011, 17:17:49
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 24 Haziran 2011, 17:17:49 »



Rivayet Bi'l-Lafz:




Bk. Lafzen Rivayet.

Rivayet Bi'l-Ma'na:

Ma'nen rivayet de denir. Her ikisi de mana ile rivayet demektir. Kısaca, hadislerin manasıyla rivayet edilmesine denir.
Hadisler, yerine göre Hz. Peygamber'den yıllarca sonra rivayet edilmiştir. Bu itibarla bir kısmının aradan zaman geçmesi dolayısiyle onun ağzından çıkan sözler yerine onlarla aynı manaya gelen başka lafızlarla nakledildiği olmuştur. Hadisin manasını bozmayacak şekilde bazı kelimelerinin yerine onunla aynı manaya gelen başkalarını getirerek rivayete bu isimler verilmiştir.
Hadislerin manasiyle rivayetine şu hadisin rivayeti misal verilebilir:
“Koğucu olanlar Cennete giremezler”. 989Bu hadis, bazı raviler tarafından metindeki “kattât” kelimesi yerine aynı manaya gelen “nemmâm” lafzı ile rivayet edilmiştir. 990Her iki kelime de koğucu manasına gelir. Şu hale göre, hadisin bir kelimesi yerine aynı manaya gelen bir başka söz getirilmekle mana bozulmamıştır. Dolayısiyle hadis, metnindeki bir kelime manası bozulmayacak şekilde başka bir kelimeyle değiştirilerek rivayet edilmiştir. İşte ravinin, şeyhinden işittiği hadisleri kelimesi kelimesine rivayet etmesine lafzan rivayet, bazı kelimeleri yerine manasını değiştirmeyecek başka sözler getirerek rivayette bulunmasına ise ma'nen rivayet adı verilir.
Hadislerin manasıyla rivayeti başlıca üç şekilde olur:
1. Bir sözü, onunla aynı manaya gelen bir başkasıyla değiştirerek. Söz gelimi “ka'ade” yerine “celese”, “alime” yerine “arefe” veya “edreke”, “istitâat” yerine “kudret”, “nebi” yerine “resul” kelimelerini getirmek suretiyle rivayet gibi.
2. Hadisteki bir lafız yerine aynı manayı vediği zannolunan, ancak kesinlikle aynı manaya gelmeyen bir kelime getirerek. Bu şekildeki ma'nen rivayetin caiz olmadığında hadis âlimlerinin görüş birliği vardır. Sebebi, böyle bir durumda mananın bozulacağıdır.
3. Ravi, hadisin manasını kavradığına kesinlikle inanır. Rivayet ederken bazı sözleri yerine onlarla eş-manalı başka sözler kullanacağı yerde, manayı kendi anladığı şekilde ifade ettiğine kesin olarak inandığı başka sözler getirerek rivayet eder. Getirilen ibarenin değiştirilen sözlerle kasdedilen manaya gelmesi şartıyla alimlerin çoğunlukla kabul ettikleri mana ile rivayet şekli budur.
Hadisleri Hz. Peygamber'den ilk olarak rivayet etmiş bulunan sahabe, ondan görüp işittiklerini naklederken büyük sorumluluk taşıdıklarının bilinci içindeydiler. Bu yüzden hadisleri, lafızlarını değiştirmeden rivayet etmeye büyük özen gösteriyorlardı. Büyük bir kısmı hadislerin, Hz. Peygamber'den nasıl işitilmişse o şekilde rivayet edilmelerinin şart olduğu görüşündeydi. Nitekim Abdullah b. Ömer, “Münafığın meseli, iki koyun sürüsü arasında kalan şaşkın koyunun meseli gibidir” hadisini991, manasını bozmayacak şekilde bir kelime değişikliği yaparak “kemeseli'ş-şâti'r-râbidati” şeklinde rivayet eden birini azarlamış ve “Yazıklar olsun sana! Allah Resulüne karşı yalan söyleme” demiştir. 992Aynı sahabî İslam'ın beş şartını sıralayarak sayan birine Ramazan orucunu beşinci şart olarak sona almasını söylemiş ve Hz. Peygamber'den nasıl işitilmişse öyle rivayet edilmesi lazım geldiğine işaret etmiştir.
Sahabeden sonra gelen Tabiîn ve Tebe'u't-Tâbi'in devirlerinde de hadislerin genellikle değiştirilmeden lafzıyla rivayet edilmeye çalışıldığı görülür. Bununla birlikte zamanla bu konu hadislerin manasıyla rivayet edilmelerinin caiz olup olmadığı konusuna dönüşmüş ve İslam alimleri, özellikle muhaddisler arasında görüş ayrılığına yol açmıştır. Kasım b. Muhammed, Muhanımed b. Şîrîn, Sufyan b. Uyeyne, İmam Malik, Ebu İshâk İsferâ'inî, Ebu Bekr er-Râzî, İbn Hazm gibi âlimler Arap dilinin üslup özelliklerine hakkıyla vakıf olması gereken muhaddislerin hadisleri, işitilen lafızlarını aynen muhafaza ederek rivayet etmeleri gerektiği, bunları hiçbir şekilde değiştirmelerinin caiz olmadığı görüşündedirler. Bu görüşte olanların dayandıkları deliller şunlardır:
a) Hz. Peygamber Veda Haccında binlerce sahabînin huzurunda,
“Benim sözlerimi işitip belleyenin, sonra işittiği şekilde başkalarına ulaştıranın Allah yüzünü ak etsin; zira nice kimseler vardır ki, belledikleri ilmi kendilerinden daha bilgili birine ulaştırmış olurlar” buyurmuştur. 993Dikkat edilirse hadiste Hz. Peygamber'in sözlerini işittiği şekilde ve değiştirmeksizin başkalarına ulaştıranlar öğülmüştür. Onun sözlerini değiştirmeden başkalarına ulaştırmak ancak kelimesi kelimesine tekrarlamak suretiyle rivayet etmekle olur.
b) Hz. Peygamber Arapların en güzel konuşanıydı. Sözleri ölçülü, dinleyenlerin anlayabilecekleri şekilde açık, herbir kelimesinde ayn bir mana, yerine göre bir edebî güzellik veya özellikle hüküm bulunacak şekildeydi. Eğer ona ait sözler rivayet sırasında değiştirilirse, bir an için mananın değişmeyeceği kabul edilse bile, bu özelliği kaybolur. Öyleyse hadislerin işitildiği şekilde muhafazası ve değişikliğe uğramadan rivayet edilmeleri gerekir. Nitekim aynı sebepten dolayı Kur'ân-ı Kerim'in manasıyla rivayeti caiz görülmemiştir.
c) Hz. Peygamberin sahabeden el-Berâ b. Âzib'e bir dua öğretirken onun duada geçen “nebiyyike” kelimesi yerine aynı manada “resûlike” demesi üzerine “hayır öyle deme, nebiyyike de” buyurduğu rivayet edilmiştir. 994Allah Resulünün bu ikazını, sözünün kelimesi kelimesine nakledilmesini istemesine bağlamak en isabetli yorum olur.
d) Sonraki devirlerde yaşamış olan müslümanlar, Hz. Peygamber (s.a.s)'in her sözünü değişik yorumlamak sonucu, birçok faydalı bilgiler elde etmişlerdir. Halbuki hadisler, lafızlarıyla değil de manalarıyla rivayet edildikleri takdirde bir lafzın yerine getirilmiş başka sözün, ne kadar aynı manaya gelirse gelsin, aynı bilgilere yorumlanması imkansızdır. Bunun gibi değiştirilen sözler arasındaki küçük farklardan dolayı hadisin, olduğundan daha değişik manalarda anlaşılması ihtimali de her zaman için vardır.
e) Bir ravinin Hz. Peygamber (s.a.s)'in bir sözünü değiştirmesi caiz olunca ondan rivayet edenin de değiştirmesi caiz olur. İkinci raviden rivayette bulunan bir üçüncü raviye aynı iş daha kolay gelebilir. Bu takdirde Hz. Peygamber'in sözü ile son ravinin rivayeti arasında geniş ölçüde farklılık meydana gelebilir. Böyle olduğu için hadislerin, sözleri değiştirilmeden rivayet edilmeleri kaçınılmaz bir zaruret halini alır.
Diğer taraftan İmam Malik, Hz. Peygamber (s.a.s)'in hadislerini lafzen rivayet edildiği şekilde hıfzederek nakletmekle birlikte Hz. Peygamber'in dışındakilerden gelen mevkuf ve maktu rivayetlerin manen rivayet edilmelerinin caiz olabileceği görüşündedir.
Görüldüğü gibi, kimi alimler yukarıda nakledilen aklî ve nakli delillere dayanarak hadislerin manasiyle değil lafzen rivayet edilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Buna karşılık kimi alimler de hadislerin manasiyle rivayet edilmesini caiz görmüşlerdir. Bunlar, görüşlerine delil olarak bazı haberler nakletmişlerdir. Bunlardan birine göre Hz. Peygamber (s.a.s)'e sahabeden bazıları
“Ya Resulallah! Senden hadis işitiyoruz, fakat işittiğimiz gibi eda edemiyoruz” deyince, O,
“Helali haram; haramı helal yapmadığınız ve manasında isabet ettiğiniz sürece işittiğiniz gibi eda etmenizde beis yoktur” buyurmuştur. 995Bir başka rivayete göre ise Mekhûl şöyle demiştir: “Sahabî Vasile b. el-Eskâ’ın yanma girdik. Bize Hz. Peygamber (s.a.s)'den işitmiş olduğun içinde vehim ve nisyan olmayan bir hadis rivayet et” dedik. Bize
“Bu gece içinizden Kur'ân okuyan oldu mu?” diye sordu
“Evet” dedik,
“Okuduğunuz Kur'ân'a elif, vav veya başka bir harf eklediniz mi?” dedi. Ben
“Kur'ân-ı Kerim'in lafızlarını iyice hıfzetmediğimiz için bazen fazla, bazen de noksan okuyoruz” cevabını verdim. O zaman şöyle dedi:
“Elinizdeki Kur'ân-ı Kerimi gece gündüz okuduğunuz halde (lafızlarını iyice ezberliyemediğinizi söylüyorsunuz da) bizler Hz. Peygamberden bir veya iki kere işittiğimiz bir sözü vehim veya hataya düşmeden, noksan veya fazla olmadan nasıl rivayet edebiliriz? Hadisi size manasiyle rivayet edersem bu size yeter.” 996
Hadislerin manasiyle rivayet edilmelerini caiz görenler Ayrıca şu aklî delilleri de ileri sürmüşlerdir.
1. İbn Mes'ud ve diğer bazı sahabîler rivayetlerinde;
“Hz. Peygamber (s.a.s) şunları buyurdular yahut bunun gibi, veyahutta buna benzer bir söz söylediler” demişlerdir. Demek oluyor ki, böyle diyen sahabî, Hz. Peygamber'in ne söylediğini hatırlayamamış, sözlerinin yerine manasını rivayet etmiştir, aynı şekilde birçok sahabînin,
“Hz. Peygamber (s.a.s) bize şunu emretti, bizleri şundan men etti” dedikleri bilinmektedir. Bu, Hz. Peygamber'in bir şey emredip ötekini yasaklarken söylediklerinin tekrarı değil, manasının rivayetinden başka bir şey değildir.
2. İmam Şâfi'î'nin belirttiğine göre tâbi'ilerden biri “yetiştiğim kimi sahabîler bir hadisin manasında birleştikleri halde sözlerinde ihtilaf etmişlerdi. İçlerinden birine bu hali söyledim, “manası bozulmadıktan sonra bunun bir mahzuru yoktur” diye cevap verdi” demiştir. Sahabilerin yukardaki sözleriyle tabiîlerin bu görüşleri, hadislerin manasıyla rivayet edilmelerinin caiz olduğu konusunda icma mesabesindedir.
3. Yine sahabîlerden aynı mecliste oturup bir kıssayı değişik sözlerle rivayet ettikleri halde birbirlerini uyarmadıklarını gösteren rivayetler vardır. Bu da onların hadisleri manasıyla rivayette bir sakınca görmediklerini gösterir.
4. Sahabîler Hz. Peygamberle birlikte bulunduklarında ondan işittiklerini hemence yazmadıkları gibi ezberlemek için huzurunda tekrar da etmiyorlardı. Böyle iken, belledikleri hadisleri aradan uzun yıllar geçtikten sonra rivayet etmeleri gösterir ki onların ezberledikleri çok kere Hz. Peygamber'in lafızları değil, ağzından çıkan sözlerin taşıdığı manadır.
5. Bir sözde asıl ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Rivayet Bil Lafz
« Posted on: 19 Nisan 2024, 15:48:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Rivayet Bil Lafz rüya tabiri,Rivayet Bil Lafz mekke canlı, Rivayet Bil Lafz kabe canlı yayın, Rivayet Bil Lafz Üç boyutlu kuran oku Rivayet Bil Lafz kuran ı kerim, Rivayet Bil Lafz peygamber kıssaları,Rivayet Bil Lafz ilitam ders soruları, Rivayet Bil Lafzönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes