> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü  > Nesh
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nesh  (Okunma Sayısı 997 defa)
24 Haziran 2011, 17:31:50
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 24 Haziran 2011, 17:31:50 »



Nesh:



Sözlükte değiştirmek, silip yok etmek, bir şeyin ardından bir başka şey getirmek, nakletmek ve kaydetmek gibi manalara gelir. Terim olarak Hadis Usulünde nâsihu'l-hadîs ve mensûhuhû şeklinde kullanılır. Bunun dışındaki ilimlerde kısaca nesh denir. Umumiyetle şer'î bir hükmün yürürlükten kaldırılarak yerine bir başka hükmün getirilmesine denir. Hükmü kaldıran da, kaldırdığı hükmün yerine bir başkasını getiren de Allah Te'âlâ'dır. Onun emir veya müsaadesiyle peygamberi de bir şer'î hükmü neshedebilir.
Bir hükmü yürürlükten kaldıran hükme nasih; bir diğer hükümle yürürlükten kaldırılana ise mensûh denir.
İslâmî edebiyat içinde en çok münakaşa konusu olmuş meselelerden birisi neshtir. Öyle ki islâm âlimleri en azından vakıa olarak görülmüş nesh olayı üzerinde hayli münakaşalar yapmışlardır. Bu münakaşaların sonunda neshin imkânı, vukuu, şartlan, aklî ve naklî delilleri üzerinde durulmuştur. Sonunda konu ile ilgili zengin bir bilgi birikimi meydana gelmiştir.
Bilinen bir gerçektir ki, kainatın yaratıcısı olan yüce Allah kulları üzerinde mutlak hüküm sahibidir. Dilediğini emreder; dilediğini yasaklar. Dilediğini de bir süre yürürlükte bulunduktan sonra nesheder; yerine bir başka hüküm getirir. Kaldı ki kainat üzerinde bunca değişim mevcuttur. Yaradan, bu gün yarattığını yarın yok etmekte veya bir başka şekle getirmektedir. Şu hale göre nesh O'nun takdiri ve kullan üzerindeki mutlak tasarrufu ve hükmü sayılmalı; yoksa Allah'ın -hâşâ- koyduğu hükümden vaz geçtiği anlamına alınmamalıdır.
Neshin Kur'ân-ı Kerim'deki delili şu ayettir:
“Biz bir ayeti (hükmünü diğer bir ayetle değiştirir) neshedersek veya unutturursak ondan daha hayırlısını, yahut onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye hakkiyle kadir olduğunu bilmiyor musun?” 968
Nesh, yalnızca dinî hükümlerde olur. Beşeri hükümlerin değiştirilmesi nesh anlamına gelmez. Bazı toplumlarda İslâm Hukukunun tatbik edilmeyerek yerine beşeri hukuk sistemlerinin getirilmesi de nesh demek değildir. Şu da var ki, ebediyet kaydiyle bilinen hükümlerde mesela namazın, orucun, farziyyetinde nesh söz konusu olmaz. Ayrıca haberlerde, olayların hikâye edilmesinde de nesh olmaz.
Bir hükümde neshe hükmedebilmek, bir diğer deyişle şu hüküm nasihtir; şu ise mensûhtur diyebilmek için bazı şartlar vardır. Önce nesh hakkında bir hitap olmalıdır. Meselâ, İslâm'ın ilk devirlerinde yatsı namazını kıldıktan, uyuduktan sonra yemek, içmek, kansına yaklaşmak caiz değildi.


“Oruç (tutacağınız günün) gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı” ayetindeki hitap 969önceki hükmü neshetti.
İkincisi gerek nâsih, gerekse mensûh her ikisi de birer şer'î hüküm olmalıdır. Bilhassa, cahiliye devrindeki bir âdeti kaldıran şer'î hüküm gibi nasih, mutlaka şer'î hüküm mahiyeti taşımalıdır. Bundan başka mensûhun hükmü devamlı olmalı, belli bir süre için konulmuş bulunmamalıdır. Muayyen bir vakit için konulmuş hüküm zaten o vakit çıktığında yürürlükten kalkar. Bu itibarla böyle belirli bir zaman için konulmuş hükümlerde nesh vaki olmaz.
Nâsih hükmün mensûhtan sonra gelmesi, ikisinin birbirine zıt olup aralarını belirleştirmenin veya ikisiyle birlikte amel etmenin imkânsız oluşu da neshin şartlarındandır.
Nesh denilince akla ilk defa bir Kur'ân-ı Kerim hükmünün, başka bir Kur'ân-ı Kerim hükmünü neshetmesi gelir. Bundan başka, Kur'ân-ı Kerim'in Sünneti neshi ile Sünnetin Sünneti neshi vardır. Kur'ân-ı Kerim'in sünneti neshine Hz. Peygamber (s.a.s)'in önceleri Kudüs'deki Mescidi Aksâ'ya yönelerek namaz kılmasını Kur'ân-ı Kerim'in,
“(Namaz kılarken) artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey Mü’minler!) Siz de nerede bulunursanız bulunun (namaz kılarken) yönünüzü o tarafa dönün” 970ayetinin neshetmesi misal gösterilebilir. Sünnetin sünneti neshine gelince, nesh veya nâsihu'l-hadîs ve mensûhuh denilince kasdedilen budur. Hz. Peygamber'in Sünneti olarak varid olmuş bir hükmün, yine Hz. Peygamber tarafından neshedilmesinden ibarettir. Meselâ,
“Sizi kabirleri ziyaret etmekten men etmiştim. Artık ziyaret edebilirsiniz.” 971Hadiste görüldüğü gibi Hz. Peygamber Mü’minleri mezar ziyaretinden önce men etmiş; sonra bu yasağı kendisi kaldırmıştır. Dolayısiyle Sünnetle konulmuş bir hüküm yine Sünnetle kaldırılmıştır.
Hadiste neshin bulunduğuna, bir başka deyişle neshin şartlarına göre, birbirine zıt manada varid olup aralarının birleştirilmesi veya her ikisiyle amel edilmesinin mümkün olmayıp birinin nâsih, ötekininse mensûh olduğuna hükmedilmesi çeşitli yollarla olur. Bunlara neshin alâmetleri denir. Hadislerde nesh vaki olduğunun belli başlı alâmetleri şunlardır:
a) Hz. Peygamber'in kendi açıklaması. Yukarıda verilen kabir ziyareti hadisinde olduğu gibi Hz. Peygamber (s.a.s) önceleri bir şeyi men ettiğini, sonradan o önce men edilen şeyin yapılmasına izin verdiğini bizzat kendisi açıklar. Bu, önceden koyduğu hükmü sonradan neshetiğine delalet eder. O hadisin Müslimdeki devamı da aynı konuda iki misal oluşturur:
“... Kurban etlerini üç günden fazla tutmaktan sizleri men etmiştim. Artık onu da lüzum görülen müddet tutabilirsiniz. Deri kaplarda saklananlar hariç sizleri hurma şırası içmekten, de men etmiştim. Bundan böyle bütün kaplardan içebilirsiniz. Şu var ki, (hangi kapta olursa olsun) sarhoşluk verecek şekilde şarap haline gelmişse yine de içmeyin” 972
Rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.s) zamanında çevre kabilelerde yaşayan fakir müslümanlar bir Kur'ban Bayramı yaklaştığında akın akın Medine'ye gelmeye başladılar. Bu durumu gören Hz. Peygamber sahabîlere “Kurban etlerinizi üç gün tutun. Sonra geri kalanı sadaka verin” buyurdu. Ertesi yıl sahabîler
“Yâ Resûlallah, dediler; bazıları kurbanlarından kaplar dolusu erzak elde ediyorlar. Yağ eritip saklıyorlar.” Allah Resulü,
“Bunu bana niçin soruyorsunuz?” buyurdu. Sahabiler
“Geçen sene kurban etlerinin üç günden fazla tutulmasını men etmiştiniz de ondan” cevabını verdiler. Bunun üzerine
“Ben o zaman gruplar halinde akın edip yavaş yavaş gelen fakir çöl ahalisi(ni düşündüğüm) için sizi (kurban etlerinizi üç günden sonra yemekten) men etmiştim. Artık kurban etlerinizi yeuiniz. Biriktiriniz, sadaka veriniz” buyurdu.” 973
Bu hadiste de açıkça görüldüğü gibi Hz. Peygamber (s.a.s) kurban etlerinin çölden Medine'ye gelen fakirlere dağıtılması maksadiyle üç günden fazla tutulmasına önce müsaade etmemiştir. Ancak aradan bir yıl geçince bu yasağı kaldırmış, müslümanları diledikleri şekilde hareket etmekte serbest bırakmıştır. Şu hale göre ilk koyduğu hükmü sonradan kaldırmıştır. Bu da Sünnetin Sünnetle neshidir.
Önceleri deri tulumlarda muhafaza edilenin dışında hurma şırası içmenin yasaklanması, sonradan şaraplaşmadığı sürece hangi kapta muhafaza edilirse edilsin, içilmesine izin verilişi de öyledir. Her iki nesh olayı Hz. Peygamber'in bizzat kendisinin söylediği sözlerinden anlaşılmaktadır.
b) Sahabîlerin ifadesi de hadislerde neshe delâlet eder. Bu durumda Hz. Peygamber (s.a.s)'in bir hadisindeki hükmün bir başka hadisinin hükmüyle neshedilmiş olduğu sahabî sözünden anlaşılır. Şu misal bunu gösterir. Hz. Peygamber önceleri, “Ateş dokunmuş (deve eti yemek) sebebiyle abdest alın” buyurarak 974 ateşte pişen deve eti yemenin abdest almayı gerektirdiğini hükme bağlamıştır. Bu hükmün sonradan neshedilmiş olduğu sahabeden Câbir b. Abdillah'ın şu sözlerinden anlaşılmaktadır:
Hz. Peygamber (s.a.s)'in son olarak yaptığı iki işten biri ateşte pişmiş (deve eti) yemek yüzünden abdest almayı
bırakmak idi.” 975
Mensûh ile nâsih hükümleri bildiren sahabî ifadesi bazen bir arada bulunabilir. Meselâ,
“Hz. A'işe'den nakledildiğine göre Hz. Peygamber hamama gitmekten men etti. Sonra erkeklerin peştemallı olarak gitmelerine müsaade etti.” 976
c) İcmâ'da neshe delâlet eder. Bir diğer ifadeyle, hadiste neshin bulunduğu icmâ' ile sabit olur. Burada işaret etmek gerekir ki, icmâ' daha çok nâsihi gösterir; mensuha delâlet etmez. Meselâ Hz. Peygamber (s.a.s) üç defa içki içtiği için had cezasına çarptırılan bir kimsenin dördüncüde öldürülmesini emretmiştir. Hz. Peygamber'in bu emrinin tatbik edildiğini gösteren herhangi bir haber yoktur. Kaldı ki, bu hükmün tatbik edilmediğinde icmâ' vardır. Böyle bir hüküm tatbik edilseydi sahabe bunu rivayet ederlerdi. İşte içki içene dördüncü içişinde verilen ölüm cezası hükmünün tatbik edilmediği konusunda icmâ bulunması o hükmün Hz. Peygamber tarafından neshedildiğini gösterir.
İcmâ'ın neshe delâlet ettiğini gösteren ikinci misal şu hadistir:
“Câbir'den rivayet edilmiştir. “Biz, demiştir; Hz. Peygamber (s.a.s)'in maiyetinde haccettiğimiz zaman kadınların yerine telbiye etmiş; çocukların yerine cemreleri taşlamıştık” Haccederken -bedel haccı hariç- kadınların seslerini yükseltmemek kaydiyle kendilerinin telbiye etmelerinde icmâ' vardır. Nitekim Tirmizî, bu hadisi naklettikten sonra şunları söylemiştir: “Kadının haccederken kendi yerine başkasının telbiye edemiyeceği, aksine telbiyeyi kendisinin yapması konusunda âlimlerin icma'ı vardır. Yalnız kadının telbiye ederken sesini yükseltmesi mekruh görülmüştür. 977
Anlaşıldığına göre Hz. Peygamberle birlikte hacceden kadın sahabîlerin yerine erkeklerin telbiye etmesine önce izin verilmiş, bu izin Hz. Peygamber tarafından kaldırılmıştır. Bütün âlimlerin icma'ı, kadının haccederken -yüksek sesle olmamak kaydiyle- kedisinin telbiye etmesi yönündedir. Şayet Cabir'in bahsettiği hüküm mensûh olmasaydı hac menasiki arasında tatbik edilir ve haberi bize kadar ulaşırdı. Aksine sahih bir rivayet olduğu sürece de icmâ' hasıl olmazdı.
d) Tarih itibariyle nâsihin sonra, mensûhun önce oluşu da neshe delâlet eder. Buna göre birbirine zıt iki hüküm taşıyan Sünnetten biri önce diğeri sonra vaki olmuşsa önceki mensûh; sonraki nâsihtir. Me...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nesh
« Posted on: 29 Mart 2024, 03:48:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nesh rüya tabiri,Nesh mekke canlı, Nesh kabe canlı yayın, Nesh Üç boyutlu kuran oku Nesh kuran ı kerim, Nesh peygamber kıssaları,Nesh ilitam ders soruları, Neshönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes