> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü  > Arz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Arz  (Okunma Sayısı 1053 defa)
10 Ekim 2011, 17:04:29
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
Arz
« : 10 Ekim 2011, 17:04:29 »



Arz:



Sözlükte sunmak, ortaya koymak, bir nesneyi göstermek, arzetmek gibi değişik manalara gelir. Terim olarak arz ale'ş-şeyh şeklinde de kullanılır ve hadis rivayet metotlarından birine denir. Kısaca ravinin elinde bulunan hadisleri şeyhe okumasından ibarettir. Uygulaması şöyledir: Adına tâlib de denilen ravi, şeyhin rivayet hakkını elinde bulundurduğu hadisleri ezberinden veya çok kere şeyhe ait olan kitaptan okur.
Şeyh, ya ezberinden ya da yazılı metninden kendisine okunan hadisleri dinler, takip eder. Hata olursa düzeltir. Böylece uygulanan okuma işi tamamlanınca okunan hadisler tâlib tarafından rivayet edilmiş olur.
Arz metoduyla rivayete bazı alimler kîrâ'at ale'-şeyh (şeyhe okuma) demişlerdir. Aynı manada arz-ı kırâ'at, arz-ı semâ tabirleri de kullanılmıştır. Bununla beraber İbn Haceri'l-Askalânî kıra'atle arz arasında umum-husus farkı olduğunu ileri sürerek “arz kıra'atten daha özeldir. Kırâ'atsiz arz olamazsa da arz kasdı olmaksızın da kıraat olabilir” demiştir.
Arz yoluyla hadis rivayetinde ister talib bizzat okumuş, ister hadis meclisinde bir başkası okumuş da o dinlemiş; hadisler ister kitaptan isterse ezberden okunmuş; şeyh ister o hadisleri ezberlemiş olsun, ister ezberden değil, hadislerinin yazılı olduğu nüshasından kendisi veya o nüshayı elinde tutan diğer bir sika kimse takip etsin, farketmez.
el-Irâki, arzın bir başka şeklini haber vererek “kimsenin elinde kitap olmaksızın dinleyenlerden sika biri şeyhin asıl nüshasını ezbere bilir; şeyh de okunanı gaflete düşmeden dinlerse kâfidir” der.59
Bütün bu durumlara göre arz yolu ile rivayette altı ihtimal söz konusudur:
1. Şeyh, okunan hadisleri ezbere bilir ve asıl olan nüshasını elinde bulundurur. Bu şekilde rivayetin sahih olduğunda şüphe yoktur.
2. Şeyh, nüshasındaki hadisleri ezbere bilmekle beraber, nüshası sika ve okuduğuna dikkat eden karî denilen bir okuyanın elinde bulunur. Böyle rivayetin sahih olduğunda da şüphe yoktur. Hatta her iki zat dikkatli okuma konusunda birbirlerine yardım ettiklerinden denilebilir ki bu şekil arz, bir öncekinden daha sahihtir.
3. Şeyh, okunan hadisleri ezberine almamıştır. Ancak asıl nüshası kendi elinde bulunur. Böyle arzın sahih olduğunda görüş ayrılığı söz konusu değildir.
4. Şeyh, okunan hadisleri ezberlememiştir. Asıl olan nüshası sika ve dikkatle okuyan birinin elinde bulunur. Bu takdirde de rivayet sahihtir. Bu şekilde rivayeti hoş görmeyen şiddet taraftan hadiscilerin itirazları ise geçerli sayılmamıştır.
5. Şeyhin hıfzı yoktur. Hadisleri okuyan, şeyhin asıl nüshasından başka bir nüshadan okur. Dinleyenler arasında bulunan dikkatli ve sika biri asıl nüshayı elinde tutar. Böyle rivayetin sahih olup olmadığında ihtilaf vardır. İmâmu'l-Haremeyn'e göre bu şekildeki bir arz sahih değildir. Ebu Bekr Bakıllânî de böyle rivayetin sahih olduğunda tereddüt göstermiş ve daha çok sahih olmadığına meyletmiştir. Buna karşılık kimi âlimler bu şekil arzı caiz görmüşlerdir. Nitekim İbnu's-Salâh, böyle arzın muhtar olan sahih görüşe göre caiz olduğunu söylemiştir. Aynı konuda el-Irâki, “bütün şeyhlerin yaptıkları bu minval üzeredir”, es-Silefi ise “bütün alimlerimizi bunu kabulde ittifak halinde bulduk” demişlerdir.
6. Şeyh hadislerim ezberlememiş olduğu gibi asıl nüshasını elinde bulunduran kimse, ister okuyan kişi olsun; isterse dinleyenlerden biri olsun, sika değilse böyle rivayet sahih sayılmaz. 60
Görülüyor ki arz yoluyla rivayet şeyh ile talibin çeşitli durumlanna göre daha çok sahih olmakta, bazı hallerde ise olmamaktadır. Bununla birlikte bu yolla hadis rivayetinin sağlam bir şekilde gerçekleşebilmesi için bazı durumların göz önünde bulundurulması faydalı görülmüştür. Bu durumların belli başlılarını şöyle sıralayabiliriz.
a) Şeyhe okuyan kimse, hadisleri şeyhin huzurunda okuduğu sırada şeyh dikkatle dinlediği halde susar ve herhangi bir şekilde tasdik etmeyecek olursa bu şekilde semâ caiz olduğu gibi rivayet de caiz olur; zira bu şekilde rivayette rivayet esnasındaki durum şeyhin tasdikine karine sayılır. Bu konuda hadisciler, fıkıhcılar ve kelâmcılar arasında görüş birliği vardır. Ancak bazı zahiri âlimleri böyle durumlarda şeyhin herhangi bir şekilde okunan hadisleri tasdik etmesinin şart olduğu görüşündedirler. Şafi'îlerden Ebu İshak eş-Şirâzî ile Ebu Nasr İbni's-Sabbâğ ve Ebu'1-Feth Suleym er-Râzî de bu meselede zahiri alimlere uymuşlardır. Hatta İbnu's-Sabbâğ. “Bu suretle hadis alan kimsenin işittiğiyle amel etmesi caiz ise de haddesenî yahut ahberanî diyerek rivayet etmesi caiz değildir. Olsa olsa kara'tu aleyh yahut kuri'e aleyhi ve huve yesme'u diyebilir” der. 61İmam Gazâlî de sahih olan görüşün bu olduğunu söylemiştir.
b) Hadislerin şeyhe okunuşu sırasında gerek okunan hadisleri dikkatle dinlemesi gereken şeyhin, gerekse dinleyenlerden birinin semâ halinde başka bir şeyle meşgul olması, söz gelimi bir kilap kopya etmeleri halinde rivayetin sahih olup olmadığı konusunda görüş ayrılığı vardır. Ebu İshak İsferâ'inî ile İbrahim b. İshak el-Harbî, Ebu Ahmed b. Adi ve daha birçok hadis âliminin görüşüne göre böyle bir rivayet sahih değildir. Buna karşılık Musa b. Harun el-Hammâl ve diğer bazı muhaddisler sahih olduğu görüşündedirler. Nitekim Ebu Hatim er-Râzi'nin, üstadı Arim'in huzurunda hadis okunması anında yazı ile meşgul olduğu, Abdullah İbnu'l-Mubârek'in ise yanında hadis okunurken başka birşey yazdığı sabittir.
İbnu's-Salâh'a göre hadis okunurken bir kitap kopya etmekle meşgul olan kimsenin meşgul olduğu şey okunan şeyleri anlayıp hıfztetmesine mani olacak gibiyse rivayeti sahih değildir. Buna karşılık okunanları anlayıp hıfzetmesine engel olacak kadar değilse rivayet sahihtir. İbnu's-Salâh buna dair ed-Dârekutnî'den bir misal nakleder. Tanınmış muhaddisimiz gençliğinde İsma'il b. Saffâr'ın hadis meclisinde bulunur. Bir gün İsmail, talebelerine hadis yazdırırken o yazmayı bırakıp beraberinde getirdiği hadis cüzünü istinsah etmeye başlar. Orada hazır olanlardan biri “Böyle istinsah ile meşgul olursan semain sahih olmaz” der. ed-Darekutnî
“Benim kavrayışım seninkine benzemez” dedikten sonra
“Şeyhin şimdiye kadar kaç hadis yazdırdığını biliyormusun? diye sorar.
“Hayır” cevabını alınca da o ana kadar on sekiz hadisin imlâ edildiğini söyler. Yazdırılan hadisleri sayarlar o kadar çıkar. Bir de “Birinci hadis falandan, o da fülandan; ikincisi falancadan...” diyerek on sekiz hadisin senetlerini de metinlerini de birer birer sonuna kadar okur. Hazır olanlar şaşırakalırlar. 62
Aynı konuda yine er-Dârekutnî'ye dair ilginç iki misali de es-Suyütî nakletmiştir. Buna göre bir gün kendisine hadis okunurken namaza durur. Kıra'at esnasında kari, bir hadisin isnadındaki Nuseyr b. Zu'lûk ismine rastlayınca Nuseyri Beşîr okur. ed-Dârekutni yapılan yanlışı ihtar etmek üzere namazda olduğu halde “subhânallâh” der. Okuyan hatasını anlayınca bu sefer Buşeyr okur. Yine “subhânallâh” deyince Yesîr şeklinde okur. Bunun üzerine ed-Dârekutnî “nûn” ve'1-kalemi...” ayetini okumaya başlar. Böylece yanlış okunan ilk harfin “nûn” ismin de “Nuseyr” olduğunu ihtar etmiş olur.
Hamza b. Muhammad b. Tahir anlatmıştır: Bir kere ed-Dârekutnî'nin hadis meclisinde bulundum. Hadisleri ona arzetmek için okuyan kimse okumakla meşgulken o nafile namaza durdu. Okuma esnasında kari, bir hadisin isnadındaki Amr b. Şu'ayb ismini Amr b. Sa'id diye okudu. ed-Dârekutnî, “subhânallâh” dedi; okuyanın yanlışını ihtar etti. O ise yanlışını tekrarladı ve durdu. Bunun üzerine ed-Dârekutnî, “Yâ Şu'aybu e salâtuke te’ınuruke...” ayetini okuyarak hatayı düzeltti.” 63
Kıraat esnasında gerek şeyh, gerekse şeyhin hadislerini dinleyen kimse konuşur veya okuyan acele eder yahut alçak sesle okur. yahutta okuyanla dinleyen arasındaki mesafe fazla olur da dinleyen okunan hadisleri layıkıyla anlamayacak olursa böyle durumlarda rivayetin sahih olup olmamasında az önceki açıklama geçerlidir. Yani dinleyen okunan hadisleri anlayıp zabtedebilirse sahih olur. Edemezse olmaz. Hadisin siyakından çıkarılabilecek bir iki kelime yanlışı önemli değildir. Ancak bu takdirde okunan kitap veya cüzden işitilmemiş tek-tük kelimelerin rivayetinin sahih olabilmesi için şeyhin dinleyene icazet vermesi mustehab görülmüştür. 64
c) Hadîs âlimi ile talib arasında perde veya duvar gibi bir engel olduğu takdirde hadisleri dinleyen, şeyhin sesini tanır, yahut şeyhi tanıyan sika bir kimsenin haber vermesiyle konuşanın o olduğunu, yahut da şeyhin mecliste olup okuyanı dinlediğini öğrenirse hadis alimlerinin tümüne göre rivayet sahihtir. Ancak Şu'be “Dinleyenin şeyhi görmesi şarttır. Bir muhaddisin yüzünü görmedikçe ondan rivayet etme; zira ne bilirsin, belki de şeyhin suretinde görünüp ahberanâ, haddesenâ diyen şeytandır” demiştir. Şu'benin bu görüşü ifrattan çok tefrittir. Nitekim Ahmed Naim Merhum da “yüzünü gördüğü muhaddisin şeytan olmadığına nasıl güveneceğini sorarız” diyerek Şu'be'nin tefride kaçtığına dikkat çekmiştir.
Hadis alimi ile onun okunan hadislerini dinleyen arasında perde olduğu takdirde şeyhi sesinden tanıyorsa rivayetin sahih olduğu görüşünde olanlar İbn Ömer'in bir hadisine dayanırlar. Bu hadise göre Hz. Peygamber İbn Umrai Mektûm ezan okuyuncaya kadar imsakin geciktirilmesini emretmiştir. O ezan okurken herkes evinde bulunuyor; onu görmüyordu. Demek oluyor ki sesin tanınması yeterli görülmüştür. Aynı şekilde Mü’minlerin Annesi Hz. A'işe ve diğer peygamber ailelerinin perde arkasından söylediği hadisler rivayet edilmiş, hepsinin rivayeti sahih sayılmıştır.
d) Ravi şeyhten bir hadisi dinledikten sonra şeyh “bunu benden rivayet etme” veya “bunu benden rivayet etmene iznim yoktur” diyerek rivayetten men edecek olsa hiçbir hükmü olmaz. Özellikle şeyh, bazı kimselerin rivayetini kasdettiği halde hadisleri okunurken kendisinden habersiz bazı k...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Arz
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:55:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Arz rüya tabiri,Arz mekke canlı, Arz kabe canlı yayın, Arz Üç boyutlu kuran oku Arz kuran ı kerim, Arz peygamber kıssaları,Arz ilitam ders soruları, Arzönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes