๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Anne baba eğitiminde yeni teknikler => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 28 Ocak 2012, 10:11:23



Konu Başlığı: Sevgi...
Gönderen: Ekvan üzerinde 28 Ocak 2012, 10:11:23
Sevgi...

NASIL YAPALIM?

Büyüleyici, etkileyici ve sihirli bir kelime..
Bütün gönül kapılarını açan, dostluğu kuran, kırgınlığı bitiren, kalpleri ısıtan bir sözcük...
Bir insanın sahip olduğu en büyük zenginlik sevgidir. Sevgi do¬lu, sımsıcak, temiz ve duru bir yüreğin yerini alacak başka bir zen¬ginlik var mı?
Bunun içindir ki sevgi, kıymet ifade eden şeylerle aramızdaki ma¬nevî bağlılığın önemli bir vesilesidir. Bu bağlılık sayesindedir ki, in¬sanlar hayattan zevk almakta ve yaşamları anlamlı hale gelmektedir. Sevginin her türlüsü, özellikle de manevî sevgiler ortadan kalktığında
veya kısmen yok olduğunda ruh büyük bir boşluğun içine düşmek¬tedir. Özellikle küçük çocuklarda anne veya babadan birinin veya her ikisinin yokluğu çocukta önemli psikolojik sorunların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Öyleyse çocuklardaki bu sevgi ihtiyacı hiçbir dönemde ihmal edilmemeli ve mutlaka doyurulmalıdır.
Çocuğun en önemli psikolojik ihtiyacı, içten sevilmektir. Bu ih¬tiyacı en iyi şekilde karşılayacak olan ise ebeveyndir. Çocuğun sa¬mimiyetle sevilmesi ve sevgiye doyurulması, aynı zamanda çocu¬ğun başkalarını sevmesini de sağlayacaktır. Sevgiye doyurulmayan çocuk başkalarını sevmez.
Çocuğa ihtiyaç duyduğu sevgiyi en iyi şekilde verebilecek olan annedir. Anneler çocuk sahibi oldukları günden itibaren hem ken¬dileri hem de cemiyet için büyük bir sorumluluk almış oldukları¬nın şuurunda olmalıdırlar. Çocuğa süt verirken, onu beslerken, ay¬nı zamanda onu bağrına basarak vücudunun sıcaklığını hissettire¬cek şekilde ona yakın olmalı, onu beslerken gözlerinin içine baka¬rak, gülümseyerek sevgisini damla damla akıtmalı ve insan sevgisi ilk aylardan itibaren en iyi şekilde işlenmelidir. Unutulmamalıdır ki, çocuk ilk sevgi ihtiyacını annesinin onunla ilgilenmesinden, ona olan yakınlığından almaktadır.
Sevgi, açlık ve susuzluk gibi sürekli doyurulmak istenen bir ihti¬yaçtır. Ana kucağındaki çocuk da, seksen yaşına gelmiş bir insan da sevgisiz yaşayamaz. Yalnız bu ihtiyacın şiddeti yaşa bağlı olarak bazı farklılıklar gösterebilir. Küçük bir çocuk, başının okşanmasından mutlu olurken, yetişkin bir insan aynı davranışa tepki gösterebilir.
Sevgi ihtiyacı yeterince karşılanan çocuk, çevresi ile ilgilidir, çevresine uymada güçlük çekmez, bir meclise girdiğinde kendini yalnız hissetmez, kolay arkadaşlıklar kurar.
Sevginin eksik olanı kadar aşırısı da tehlikelidir. Çocuklarına aşırı sevgi gösteren, onlara toz kondurmayan, her türlü aşırı davra¬nışlarına göz yuman ailelere çevremizde sıkça rastlamaktayız. Bu
aileler böyle davranmakla çocuklarına zarar verdiklerinin çoğu za¬man farkında değillerdir. Davranışlarının yanlışlığını anladıklarında ise artık iş işten geçmiştir. Ebeveynler çocuğa gösterilecek olan sev¬ginin öpme ve okşamaların sayı ile ölçülebilecek bir duygu olmadı¬ğını bilmelidir. Sevgiyi açığa vurmanın çeşitli yolları vardır. Sıcak bir bakış, tatlı bir gülüş, bir dokunuş, sevgiyi sözlerden ve edilen yeminlerden daha etkili olarak belirtebilir. (Gezer, 1996:110)
BİR ÖRNEK
Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki oğlunu kapı¬nın önünde beklerken bulmuş. Çocuk babasına "Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun?" diye sormuş. Zaten yorgun olan adam: "Bu senin işin değil..." diye cevaplamış. Bunun üzerine çocuk:
"Babacığım lütfen, bilmek istiyorum." diye ısrar etmiş.
Adam, "illaki bilmek istiyorsan 20 dolar." diye cevap vermiş. Bunun üzerine çocuk "Peki bana 10 dolar borç verir misin?" diye sormuş. Adam iyice sinirlenip: "Benim saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak vaktim yok, hadi derhal odana git ve ka¬pını kapat!" demiş. Çocuk sessizce odasına çıkıp kapısını kapatmış. Adam sinirli sinirli bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder, diye düşünmüş. Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakin¬leşmiş ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşün¬müş. "Belki de gerçekten lâzımdı." Yukarı çocuğun odasına çıkmış ve kapıyı açmış. Yatağında olan çocuğa "uyuyor musun?" diye sor¬muş. Çocuk "hayır" diye cevaplamış. "Al bakalım istediğin 10 dola¬rı. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm ama uzun ve yoru¬cu bir gün geçirdim." demiş.
Çocuk sevinçle haykırmış "teşekkürler babacığım". Yastığının al¬tındaki diğer buruşuk paraları da çıkarmış. Adamın yüzüne bakmış ve yavaşça paraları saymış. Bunu gören adam iyice şaşırarak: "Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun? Benim senin saçma
oyunlarına ayıracak vaktim yok." demiş.... Çocuk "Ama yeterince yoktu." demiş ve paraları uzatarak:
"İşte 20 dolar. Bir saatini alabilir miyim?" diyerek, ağlayan göz¬lerle babasına bakmış.
Siz ister çocuğunuza çok zaman ayırmak arzusunda olun, ister olmayın, çocuk her şeyin farkındadır. Ne onu oyuncağa boğmak, ne bol öpücükle karşılamak, ne eğitim konusunda ona üstün im¬kânlar hazırlamak, ne de sosyal açıdan her türlü avantajı sağlamak onunla birlikte sevgi ile bütünleşerek geçirilen zamanın yerini dol¬durabilir. Çocuk onunla geçireceğiniz zamana bakarak, onu sevip sevmediğinizi bilecektir. Bu nedenle anne babalar, çocuklarına olan sevgilerini onlara zamanlarını vermekle göstermelidirler.
Ayrıca anne babanın birbirlerine duydukları sevgiyi çocuklarının önünde göstermeleri çok önemlidir. Çünkü bir babanın çocukları için yapabileceği en önemli şey, annelerini sevmektir. (Zig Zağlar)