> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Eğitim > Anne baba eğitiminde yeni teknikler > Sedef Çiçeği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sedef Çiçeği  (Okunma Sayısı 1273 defa)
27 Ocak 2012, 12:39:14
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 27 Ocak 2012, 12:39:14 »



Sedef çiçeği


O gün mahkeme salonu olağandışı günlerinden birini yaşıyordu. Mah¬kemeye ilk kez geldikleri her hallerinden belli olan seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, nine ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve bıkkın bakışlarıyla süzüyordu etrafını. Ve hakimin tokmak sesiyle sustu uğultu. Hakim, tok sesiyle sö¬zü yaşlı kadına verdi. "Anlat teyze. Neden boşanmak istiyorsunuz?" Yaşlı kadın derin bir nefes aldıktan sonra başörtüsünü aralayıp kısılmış sesiyle konuşmaya başladı: "Bu herif yetti gari. Elli yıldır bezdirdi hayattan." Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonuna. Sessizlik bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bo¬zuldu. Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış elli yılın ardın¬dan. Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı. Kadın neler diyecekti? Yaşlı kadının gözleri doldu:
"Bizim bir sedef çiçeği vardı, hakim bey evladım" dedi, yaşmağıyla gözle¬rini silerek, "çok severdim." Sonra başıyla yaşlı adamı işaret ederek, "O bilmez." dedi. "Elli yıl önceydi. O çiçeği, bana sevdalandığı sırada getirdi¬ği çiçeklerin yaprağından dermiştim. Sonra evlendik. Çok istedik, ama yavrumuz olmadı. Ben kendimi çiçeklere verdim. Onları yavrumuz bildim. Herbirini severek büyüttüm. Onlar büyüyüp çiçeklendikçe içime derin bir ferahlık geliyordu. Hele de sedef çiçeğim! Onun yeri bir başkaydı. Bensiz yetim kalır gibiydi. Her gün okşayarak, konuşarak büyüttüm onu." Salonu derin bir sessizlik bürümüştü. Herkes öykünün sonunu merak ediyordu. Yaşlı kadın ağlamaklı bir sesle devam etti: "Bir gün sedef çiçe¬ğim kurumaya yüz tuttu, hakim bey evladım. Yavrum hastalanmıştı. Ne yaparım, ne ederim ben onsuz! Toprağını değiştirdim, yerini değiştirdim. Dualar okudum. Saksısını büyüttüm. Adaklar adadım. Her gece yarısı kalkıp çiçeği bol suyla sulamam gerektiğini söylediler. Ben de öyle yap¬tım. Her gece yarısı, uykumu en tatlı yerinden bölüp bol suyla suladım sedef çiçeğimi. İyileşir gibi oldu. Sevindim. Her gece sularken onunla konuştum, güzel sözler fısıldadım yapraklarına. Sonra serpildi. o çiçek açtıkça, benim de içim açıldı."
Bir ara durdu. Yine yaşlı adamı işaret ederek ve bakışını olabildiğince kaçırarak devam etti.
"Nerdeyse kırk yıl oldu. Bu adam bir gece kalkıp bir kerecik olsun şu çi¬çeği ben sulayayım demedi. Geçen ay, olanlar oldu. Bir gece takatim ke¬silmiş, uyuyakalmışım. Sulayamadım çiçeğimi. Çiçek kurudu. Ben bu adamla elli yıl geçirdim. Ama o benim için, benim çiçeğim için bir defa olsun bir şey yapmadı. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim." Hakim, bu defa yaşlı adama döndü: "Diyeceğin bir şey var mı baba?" Yaşlı adam bastonuna dayanıp kürsüye yanaştı. o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi: "Hakim bey evladım," diye başladı kısık ama kendinden emin bir sesle, "ben askerliğimi, reisi cumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. o bah¬çenin şimdiki gibi yemyeşil olması için epey ter dökmüştüm. Fadime'mi de orda tanıdım, sedefleri de. Her defasında ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. Çiçeklerle doludur bahçesi. o, çiçekleri ne kadar seviyorsa, ben de onu çiçeğim gibi sevdim. Belki çiçekleri onun kadar dert edinmiyorum, ama o benim tek çiçeğimdir."
Bu sırada mahcup bir edayla gözleri elli yıllık hayat arkadaşına kaydı. Genç bir kız gibi utangaç, ama küskün duruyordu yerinde. Yaşmağının arasından gözlerinin nereye yöneldiğini kestirmek zordu. Adam anlat¬maya devam etti:
"Evliliğimizin ilk yıllarında Fadime'mi bir boyun ağrısı tuttu. Doktorlara götürdüm. Kaplıcalar gezdik. Fizik tedaviler gördü. Bir türlü boyun ağrı¬sından kurtulamadı. Son götürdüğüm doktor, boynundaki kireçlenme¬nin buna neden olduğunu söyledi. Doktor 'Çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireçlenme sertleşir, kötüleşir' dedi. 'Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin' dedi. Ama benim kadınım doktoru pek dinlemedi. Lafım geçmedi. o günlerde tam da sedef çiçeğinin kuruyası geldi."
Adam zor bir itirafta bulunuyormuş gibi derin bir iç geçirdi. Bir süre sustu. Bastonuna biraz daha yaslanarak konuşmaya başladı: "işte o gün karımı aldattım, hakim bey evladım!" dedi. Bu cümleyi bek¬lemeyen dinleyiciler şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Adam biricik "aldatma"sını anlatmaya devam etti. "Bu çiçeği her gece bol suyla sularsan kurumaz, dedim. Bana inandı. Her gece hiç istisnasız uyandı. Ben de gözlerimi hafifçe aralayıp onun çiçeğini sulamasını seyrettim. Her gece böyle oldu. Sanki o çiçek ben oldum, hakim bey. Fadime'min yü¬zündeki o ışıltılı bakışı, gözlerinde okuduğum o muhteşem umudu seyrettim. Şunca yıllık hayatımın en güzel hatırasıdır o bakışlar, o umutlar. Sanki o çiçeği suluyor değil, çiçek onu suluyordu. Fadime'm her bir damla suyla hayata yeniden dönüyordu. Ben sevdiğimi seyret¬tim her gece!" o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek bir aşkla söyle¬mişti son cümleyi.
Yaşlı kadın oturduğu yerde başını biraz daha kaldırmış, şaşkınlıkla olanları seyrediyordu. Belli ki bu itirafları ilk kez duyuyordu. Adam biraz daha dik durmaya çalışarak, "Hakim bey evladım," dedi tok bir sesle, "ben askerliğimi bahçıvan olarak yaptım. Biliyor musu¬nuz, sedef çiçeği bol suyu sevmez! Bol suda uzun süre kalırsa hemen kurur, ölür. işte ben her gece Fadime'min yüzündeki eşsiz tebessümü
seyrettikten sonra o uyur uyumaz, hemen kalktım, saksıdaki suyu bo¬şalttım. Yeter ki biricik sevdiğim boyun ağrısından kurtulsun, yeter ki ben onun o güzel bakışını seyredebileyim. Yaşlılık işte, hakim bey evla¬dım, geçen ay ben de uyanmamışım. Sabaha kadar bol suda kalmış çi¬çek... o uyanamayıp çiçeği bol suyla sulamadığı için kurudu sanıyor. Oysa ben suyu boşaltmadığım için kurudu çiçek. Suç bende. Kabul ediyorum."
o an mahkeme salonundaki her şey sustu. Yaşlı kadın ve yaşlı adamın birbirlerine yeni bir aşkla bakışı, buğulu gözlerle sarılışları konuştu sa¬dece. Ertesi sabah bazı gazetelerin iç sayfalarında küçük bir haber ge¬çiyordu: "Sedef çiçeği kurumuş!"
Kimseye aşktan haber vermeye niyetleri yoktu.
Senai Demirci / Aşka Dair Öyküler s. 52
Suçlu çocuk yoktur. Suça itilmiş çocuk vardır. Bu çocuklarla ilgilenerek, onlarla konuşarak onları kazanabilirsiniz.
Konuşturulmayan, dinlenmeyen çocuk, her türlü olumsuzluğa açık hale gelir.
Çocuklar ilgi ve sevgi örneklerini, eşlerin birbirlerine olan davranışlarında görmelidir.
Dikkat edin! Davranışlarınız sözlerinizi doğrulasın. Yoksa boşa konuşmuş olursunuz.
Çocuk eğitimi bir ömür alır. Çaba harcanmadan sonuç alınmaz.
Mutluluklara sabır, irade ve çabayla ulaşılır.
Çocuklarına vakit ayırmayan bir anne ve baba, her şeyi baştan kaybetmiş demektir.
Mutluluğun sırrı, sık sık bir araya gelmektir. Yemek vakitlerinde birlikte olmaya çalışın. Bazen sofra ilaç gibi gelir.
Çocuklarınıza sık sık onları sevdiğinizi belli edin.
İltifat alan çocuk, saygı duymayı öğrenir.
Çocuğun Dünyasına Girin ve Onu Yönlendirin

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sedef Çiçeği
« Posted on: 20 Nisan 2024, 16:56:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sedef Çiçeği rüya tabiri,Sedef Çiçeği mekke canlı, Sedef Çiçeği kabe canlı yayın, Sedef Çiçeği Üç boyutlu kuran oku Sedef Çiçeği kuran ı kerim, Sedef Çiçeği peygamber kıssaları,Sedef Çiçeği ilitam ders soruları, Sedef Çiçeğiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes