> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı > Allaha Kulluk > Amel Defteri Ne İçindir?
Sayfa: [1] 2 3 4 ... 6   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Amel Defteri Ne İçindir?  (Okunma Sayısı 12403 defa)
11 Aralık 2007, 03:34:00
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Aralık 2007, 03:34:00 »



Amel   Defteri

ALLAH-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:"O gün herkesin amel defteri ortaya konulmuştur. Ey Muhammed! Günahkarların, amel defterlerinden korkarak: "Eyvah bize! Bu nasıl deftermiş ki, büyük küçük hiçbir şey bırakmadan hepsini saymış dökmüş" dediklerini görürsün. Onlar, bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez." (Kehf; 49)
Bu dünyadayken çok iyi düşünmemiz lazımdır. Ne yapıyorsak, zerre kadar her şey, insanın nefesleri ve söylediği sözler, hepsi amel defterinde bulunacaktır. Yarın mahşer günü hepsini göreceğiz. Durum böyle iken, her şey apaçık ortada iken, nasıl olur da, gaflete dalıyoruz.
ALLAH-u Zülcelal'in, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve             sellem'in, meleklerin, dost ve düşman herkesin önünde amel defterimiz açılacaktır. Mizan'ın önüne geçeceğiz ve amel defterimiz herkesin önünde okunacak. İster, içi iyi amellerle dolu olsun, isterse kötü amellerle dolu olsun.
Kim ister ki orada; ALLAH-u Zülcelal'in, Peygamberlerin               meleklerin, dost ve düşman herkesin önünde amel defterimizdeki kötü amellerin okunmasını...
Dünyadayken küçük bir çocuktan bile sakladığı, görmesini istemediği hatalarının, günahlarının, orada herkesin içinde okunması, açığa çıkması, insan için ne zor ve kötü bir olaydır!
Daha dünyadayken bunları düşünmemiz, sanki orada amel                defterimiz açılmış da okunuyormuş gibi tefekkür etmemiz ve                  yaşantımızı, amellerimizi ona göre yapmamız lazımdır. Dünyadayken aklımız, fıkrimiz orada olmalı, zira yarın bu olay muhakkak başımıza gelecektir.
ALLAH-u Zülcelal'e ibadet etmek çok kolaydır. Biz bunu görü-yoruz. Bu bize kıymetsiz gibi geliyor, halbuki öyle değildir. İki rek'at namaz, bir salavat, ALLAH-u Zülcelal'in yanında o kadar değerlidir ki, eğer ALLAH-u Zülcelal kabul ederse, karşılığını fazlasıyla verir.
Ka'b radıyallahu anh'ın şöyle dediği anlatılmıştır:
"Kıyamet günü geldiği zaman, Adem aleyhisselam bakar ki, Muhammed ümmetinden biri cehenneme götürülüyor. Hemen seslenir:
"Ya Muhammed!" Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
"Sesini duydum, ey Ebu'l-Beşer, anlat!"  Şöyle anlatır:
"Senin ümmetinden biri cehenneme götürülüyor." Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hemen onun ardından gider, yetişir. Şöyle buyurur:
"Ey Rabbimin melekleri, hele biraz durun." Melekler şöyle             derler:
"Ya Muhammed,  hakkımızda gelen yüce ALLAH'ın şu emrini okumadın mı?
"Onlar, yüce ALLAH'ın kendilerine verdiği emre karşı gelemezler. Aldıkları emri yerine getirirler." (Tahrim; 6) bundan sonra şöyle bir ses gelir:
"Muhammed'in emrini dinleyin; itaat edin."
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onu mizana getirir; ameli tartılır, ama kötülükleri iyiliklerinden ağır gelir.
 Bundan sonra, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem cebinden bir kağıt çıkarır ki, onda, o kimsenin dünyada iken Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e okuduğu salavat vardır.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem o kağıt parçasını, onun iyilikleri üzerine koyar; iyilik tarafını ağırlaştırır. Bunu gören o kimse sevinir, şöyle der:
"Anam babam sana feda olsun sen kimsin?" Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
"Ben Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'im." Hemen o kimse, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ayağına kapanır; öper, şöyle der:
"Ya Resulallah! O kağıt parçası neydi?" Hz. Peygamber                sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
"O, senin bana dünyada iken okuduğun salavat idi. Ben, onu senin için saklamıştım." Bunun üzerine, o kimse şöyle der:
"Vay benim, ALLAH katında boşa giderdiğim zamanlara!"                  (Kenzü'l-Ahbar)
İşte ALLAH-u Zülcelal'in yanında sevaplar böyle değerlidir, kıymetlidir. ALLAH-u Zülcelal bizi Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve            sellem'in ümmetinden yaratmıştır. Bunun kıymetini iyi bilmemiz lazımdır.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ALLAH-u Zülcelal'in yanında  o kadar kıymetlidir ki, onun hürmetine bizim ibadetimizi          kabul ediyor. Bunun kıymetini çok iyi bilmek lazımdır. İşte bu sebep-le, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e layık bir ümmet olmak zorundayız. Kendimizi ailemizi, kötü olan her hareketten korumalıyız. Daha dünyadayken, ALLAH-u Zülcelal'in ahiret günündeki azabının ne kadar şiddetli olduğunu düşünmeli, ona göre de kendini muhafaza etmeye çalışmalıdır.
Rivayetlerde şöyle bir olay geçmektedir:
ALLAH-u Zülcelal, Adem aleyhisselam'ı cennetten dünyaya attığı zaman, yemek pişirmesi için ateş gerekti. ALLAH-u Zülcelal de, Cebrail aleyhisselam'ı cehennemin üzerinde bulunan meleklere, biraz ateş alması için gönderdi. Melekler Cebrail aleyhisselam'a           dedi ki:
"Ne kadar ateş verelim?" Cebrail aleyhisselam:
"Bir hurma miktarı kadar verin!" dedi. Melekler:
"Eğer bir hurma miktarı ateş verirsek ve siz onu dünyaya götürürseniz, yerin yedi tabakası ve göklerin yedi tabakası, onun sıcaklığında kül olur." dedi. Cebrail aleyhisselam:
"Öyle ise bir hurmanın yarısı kadar verin!" dedi. Onlar:
"Bir hurmanın yarısı kadar verirsek, göklerden bir damla su yağmaz, yerde ot bitmez, bir tane yeşil ağaç bulamazsın." dediler. Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam:
"Ya Rabbi, ne kadar ateş alayım?" diye, ALLAH-u Zülcelal'e               sordu. ALLAH-u Zülcelal:
"Bir zerre miktarı kadar ateş al!" buyurdu. Bunun üzerine, Cebrail aleyhisselam bir zerre miktarı kadar ateş aldı, sonra yetmiş cennet nehrinde, herbirinde yetmiş sefer yıkadı, sonra o ateşi bir dağın başına koydu ve dağ yanmaya başladı. Sonra o zerreyi, cehennem'e geri götürdü. Onun dumanı, bu dünyada kaldı. Şimdi, bizim bu ateşimiz onun dumanıdır.
Bir zerre kadar ateş, bu kadar yıkandığı halde, dumanı, bizim bu günkü ateşimizdir. Bir düşünelim! Böyle bir ateşe karşı kuvvet ve kudretimiz varsa, günah işleyelim. Kendi nefsimize yazıktır. Bunu iyi düşünmemiz lazımdır.
Nasıl böyle oturuyorsak, nasıl birbirimizi görüyorsak, o gün de cehennemle karşı karşıya geleceğiz. Ya cenneti, ya cehennemi             göreceğiz. ALLAH-u Zülcelal'e hesap vereceğimizi, aynı bu saat, şu an gibi göreceğiz.
İnsan ne günah işlerse işlesin, ALLAH-u Zülcelal'in yanında affı kolaydır. Tevbe ile insan bu günahlarından kurtulabilir.
Mansur bin Ammar büyük bir Evliya idi. Bir gün, Kufe'nin sokaklarında, gece geç saatlerde giderken bir evden ses duydu:
"Ya Rabbi, benim günahlarımı affet! Benim hatalarımı affet! Sen beni affetmezsen, benim halim ne olacak!" diye birisi dua  ediyordu.
Mansur bin Ammar, sesin geldiği pencereye yaklaşıp bir ayet-i kerime okudu. Ayet-i kerimede, ALLAH-u Zülcelal şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun." (Tahrim; 6)
Bu ayeti okuduğu zaman, içerden bir bağırma, bir gürültü geldi ve sonra ses kesildi. Mansur bin Ammar da yürüyüp gitti.
Sabahleyin aynı yoldan geçerken, yaşlı bir kadını ağlar gördü. Etrafı da kalabalık idi. Kadın:
"Bilmiyorum, ALLAH razı mı olsun, kahır mı etsin, o kimdi bilmiyorum." diye söyleniyordu. Yanına yaklaşıp:
"Ne oldu?" diye sordu. Kadın:
"Benim oğlum, zaten ALLAH'tan korkuyordu, kendi günahları için ağlıyordu, dün gece bir kişi, pencerenin önünden geçerken azap ayetini okudu, oğlum bunu duyunca, birden vefat etti!" dedi. Kadın böyle söyleyince, Mansur bin Ammar, adamın ölümüne ben mi sebep oldum, diye düşünmeye başladı ve bundan dolayı, kendini günlerce suçladı.
Olayın devamını şöyle anlatıyor:
"Bir gece rüyamda onu gördüm, bana:
"ALLAH senden razı olsun!" dedi. Ben de:
"Niçin?" dedim.
"Senin sayende ALLAH bana güzel muamelede bulundu." dedi.
"ALLAH-u Zülcelal sana ne şekilde muamele etti?" diye             sordum. O da:
"Bedir ve Uhud şehitleri gibi muamele etti." dedi.
"Neden öyle yaptı?" diye sorunca, o da:
"Bilmiyor musun, onlar kafirlerin kılıcıyla şehit oldular, ben ALLAH'ın kılıcı ile şehit oldum. ALLAH'ın kılıcıyla şehit olan,                 diğerlerinden daha efdaldir. Ben ALLAH'ın ayeti ile şehit oldum." diye cevap verdi.
İşte böyledir. İnsan, ALLAH-u Zülcelal'den korkarsa, cehennem ateşinden muhafaza olur.
ALLAH-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
"…Ahdinizi yerine getirin ki, ben de size verdiğim sözü             yerine getireyim…" (Bakara; 40)
ALLAH-u Zülcelal, dünyayı ve dünya içindeki varlıkları yaratmazdan önce yaşayacak olan tüm insanların ruhlarını yarattı ve ruhlar alemi denilen bir alemde bir araya getirdi.
 Sonra da hepsine birden hitap ederek onlara:
"Elestü birabbiküm (Ben sizin Rabbiniz değil miyim?)" diye sordu. Ruhlar da:
"Kâlû Belâ (Evet, sen bizim Rabbimizsin)" diye cevap         verdiler. (A'raf; 172)
Bizim ruhumuz: "Ya Rabbi! sen bizim Rabbimizsin!" deyip ALLAH-u Zülcelal'in verdiği emir ve nehiyleri yerine getireceğine ALLAH'a söz vermiştir. Onun için ALLAH-u Zülcelal ayet-i kerimede: "Ahdinizi yerine getirin." buyurmaktadır.
Biz sözümüzü yerine getirirsek, bu ALLAH'ın bizden razı olmasına, cehennemden muhafaza olmamıza ve cennet nimetlerine müstahak olmamıza sebep olacaktır.
İnsanın günahı ne kadar büyük olursa olsun, ALLAH-u Zülcelal merhamet sahibidir. Günahları affeder. Yeter ki insan samimi olsun. Samimi olduğu zaman, ALLAH-u Zülcelal'in yanında günahın                affolması hiç bir şey değildir.
ALLAH-u Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin...

 


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 21 Haziran 2014, 00:07:43 Gönderen: Rüveyha »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Amel Defteri Ne İçindir?
« Posted on: 28 Mart 2024, 21:09:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Amel Defteri Ne İçindir? rüya tabiri,Amel Defteri Ne İçindir? mekke canlı, Amel Defteri Ne İçindir? kabe canlı yayın, Amel Defteri Ne İçindir? Üç boyutlu kuran oku Amel Defteri Ne İçindir? kuran ı kerim, Amel Defteri Ne İçindir? peygamber kıssaları,Amel Defteri Ne İçindir? ilitam ders soruları, Amel Defteri Ne İçindir? önlisans arapça,
Logged
20 Şubat 2014, 22:01:33
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 20 Şubat 2014, 22:01:33 »

Bizleri Müslüman olarak yaratan ve Habibine ümmet eyleyen Rabbimize hamdü senalar  olsun...
Ya Rabbi Sen bizleri bağışla.Sana olan sevgimizi,aşkımızı ziyadeleştir.
Bu dünya hayatında yaptığımız her işin,söylediğimiz her sözün kaydedildiği  o defteri ahirette yüzümüzü ağartacak sahifelerle doldurabilmeyi,salih amellerimizin defterimizi süsleyebilmesini nasip et...
Mizan kurulup amellerimiz tartıldığı zaman bizleri iyilikleri ağır basan,amel defterini sağından alan kullarından eyle...
Bütün insanlar bir araya toplandığında, cennet cehennem pazarı kurulduğunda ve bir kısım insanların cennete ,bir kısmının ise cehenneme doğru ilerlediği o günde bizleri cennet ehlinin yanında bulundur ve bütün ümmet-i Muhammedi cehennem azabından koru...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 21 Haziran 2014, 18:05:15 Gönderen: mevlüdekalınsaz »
Kayıtlı

20 Şubat 2014, 22:04:38
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #2 : 20 Şubat 2014, 22:04:38 »

selam;
İnsanın dünya hayatında yaptığı iyi ve kötü bütün işlerin sözlerin kayıt edildiği defter. Bu defter sesli bir film misali insanın her türlü hâl ve hareketini, konuşmalarını zapt eden bir defterdir. Bu kayıt ve zabıtlarla insan ahirette hesaba çekilecek, bu defter insanın leh veya aleyhinde bir şahid olacaktır. Kur'an'da "kitab" olarak zikredilmektedir .

Dünya hayatında devamlı olarak insanla beraber bulunan ve onun yaptıklarını kaydeden melekler vardır. Kur'an-ı Kerîm bu melekler hakkında şöyle buyurur:

"...Halbuki üzerinizde gözetleyici melekler var, şerefli yazıcı (melekler). Her ne yaparsanız bilirler" (el-İnfitâr, 82/10-12). "O, (İnsan) her ne söz söylerse muhakkak yanında hazır bir gözcü vardır" (Kaf, 50/18).

Amel defterine insanın yaptıklarını yazan meleklere Hafaza* (Hâfıza) melekleri veya Kirâmen Kâtibîn * (Şerefli Yazıcılar) yahut "Rakîb Atîd" denmiştir.

Her insana, kendi amel defteri, Ahiret gününde verilecek ve insan kendi yaptıklarını orada bizzat görüp okuyacaktır. Defterleri sağ tarafından verilen kimseler Cennetlik bahtiyarlar, sol tarafından veya arkasından verilen kimseler ise Cehennemlik bedbahtlar olacaklardır. Bahtiyarların hesabı ya çok basit geçecek veya onlar hiç hesaba çekilmeyecek; bedbahtlar ise çok çetin bir hesapla karşılaşacaklardır. Kur'an-ı Kerîm bu hususta da şöyle buyurur:

"....İşte o vakit kitabı (amel defteri sağ eline verilmiş olan kimse der ki: 'Gelin kitabımı okuyun. Çünkü ben hesabıma ulaşacağımı (hesaba çekileceğimi) zannetmiştim!. Artık o hoşnut bir hayatta yüksek bir Cennet'tedir " (el-Hâkka, 69/19-22). "Kitabı sol eline verilmiş olan ise, der ki: 'Eyvah, keşke kitabım bana verilmeseydi... Hesabının da ne olduğunu bilmeseydim!... Tutun onu hemen bağlayın onu, sonra Cehennem'e atın onu..."(el-Hâkka, 69/25-27, 30-31).
:)
http://www.sevde.de/islam_Ans/A/A-2/amel_defteri.htm
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

20 Şubat 2014, 23:08:04
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 20 Şubat 2014, 23:08:04 »

Rabbim bizi af eylesin.Günahlarımızı af etsin.Amel defterimizi sağdan almayı nasip etsin inşallah.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

20 Şubat 2014, 23:46:29
Hanife Ls 1

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 892


« Yanıtla #4 : 20 Şubat 2014, 23:46:29 »

Ve aleyküm selam;Ölüm, bu dünyada yaşanan geçici hayatın sona ermesi, varlığı kesin olan ebedî hayata geçişin başlangıcıdır. Ölümle hayat durduğu gibi, yapılan hayırlar da, günahlar da sona erer. Ancak ilâhi hikmetin bir sonucu olarak bazı işlerin sevabı, bazı işlerin günahı ölümden sonra da devam eder.

Hadisde sevabı ölümden sonra da devam eden üç amelden bahsedilmektedir. Bunlardan biri sadaka-i câriye, yani hayrı devam eden iyiliktir. Herkesin faydalandığı ve varlığı devam ettiği müddetçe sevabı da devam eden hayırlardır. Böylelikle bizlerin amel defterleri kapanmaz ve hep sevap yazılır...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 20 Şubat 2014, 23:48:54 Gönderen: Hanife 8.D »
Kayıtlı

Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.
Sayfa: [1] 2 3 4 ... 6   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes