Konu Başlığı: Yalnız insanların haklarından doğan yasaklar Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Mart 2011, 18:09:10 İ-YALNIZ İNSANLARIN HAKLARINDAN DOĞAN YASAKLAR Bir kimsenin, komşusunun evine tecâvüz etmesi, komşu duvarına ağaçlar koyması, sınırı geçmesi gibi. Komşu bu hususlarda muhtesibe şikâyette bulunmazsa, muhtesibin re'sen olaya el koyma yetkisi yoktur. Çünkü komşu olan bu hakkı tanıyabilir veya karşılığında para alabilir. Komşu, muhtesibe şikâyet ederse, aralarında ihtilâf olmasa bile tecâvüz edenin tecâvüzünü Önler, ceza verir. Aralarında anlaşmazlık varsa durumu mahkemeye bildirirler, muhtesib olaya el koyamaz. Hâkim ihtilâfı çözmeye yetkilidir. Komşu, ücret istemeden sınıra tecâvüz hakkı, duyara ağaç koyma hakkı tanımış, yapılan şeyleri yıktırmıyacağını bildirmiş sonradan da ücret isterim demişse, bunu istemeye hakkı vardır. Kendisine sayılan haklar tanınan kimse de, istenilen ücreti verir, isterse yaptığı şeyleri yıkar, bedel vermez. Bir kimsenin ağaçlarının dalları, komşusunun evine sarkarsa muhtesibe gidip bunların kesilmesini isteyebilir. Muhtesib de ağaçların sahibine, dalların kesilmesini emreder. Ayrıca ceza veremez. Çünkü ağaçların büyüyüp komşunun evine sarkması kendi kusurundan doğmamaktadır. Ağaçların kökleri, komşusunun toprağına geçmişse, komşu, ağacın köklerinin sökülmesini isteyemez. Şayet kesmişse duruma göre kendisine ceza verilir. Bir kimse evinde ocak yakıp bunun dumanından komşusu rahatsız olsa, rahatsız olan komşu ocağın yakılmasını önleyemez. Bunun gibi, evine su dolabı kurar, demir parmaklıklı kapılar, pencereler yaparsa komşu bunlara da engel olamaz. Çünkü herkes mülkünde istediği tasarrufu yapmakta serbesttir. Bu tip yapılar, işler herkes tarafından normal karşılanmıştır. Ücretle adam çalıştıran bir şahıs, çalıştırdığı adamları kararlaştırılan ücrete karşılık daha fazla çaliştırırsa bu nevi hakka tecâvüzlerine mani olunur. Duruma göre yasaklar konulur, işi tenkid edilir. Çalışan kimse de gerekli şekilde iş yapmaz, haksız olarak ücretinin artırılmasının isterse onun bu hareketlerine engel olunur. İyi bir hareket tarzı olmadığı bildirilir. Muhtesibe bu durumlar bildirilince, gerekli tedbiri alır, olay hakkında hükmünü verir. İşçi ile işveren, iş ve ücret konusunda anlaşamazlarsa bu durumda ihtilâfa hâkim bakar. Muhtesiblerin çarşı ve pazarlarda kontrol edebileceği sanatkârların işleri üç gurupdur: a) Çalışmaların tam ve noksan olduğunu kontrol ve tesbit. b) San'atkârlarm güvenilir kimseler olup olmadığını tesbit. c) Bir kısım'san'atkârların işlerinin iyi olup olmadığını kontrol. a) Çalışmaların tam veya noksan olduğunu tesbit: Doktorlar ve Öğretmenler gibi. Çünkü doktorlar hatâları sonucu insanların ölümüne veya sakat kalmasına yol açabilir. Öğretmenler de büyüyen yavruları terbiye ederler, onlara bilgiler öğretirler, yavruların olgun insan olmasını sağlarlar. İnsan şahsiyetinin bozulmaması, cemiyet âdabının kirlenmemesi, unutulmaması için kusurlu olan öğretmenlere mâni olur. b) San'atkârlarm güvenilir kimseler olup olmadığını tesbit: Kuyumcular, kumaş dokuyucular, demirciler, boyacılık yapanlar gibi. Çünkü bunlar her an insanların mallarını çalabilirler. İşte muhtesib; bu türlü san'at sahiplerinin güvenilir kimseler olup olmadığını tesbit eder, gerekli kontrolleri yapar. İyi kimseler işine devam eder, hilekâr, işten men edilir. Yaptığı hainlikler muhtesib tarafından herkese duyurulur. Onu tanımayan kimselerin zarar görmesinin önüne geçer ki, bu da yapılacak olan ilânla mümkündür. Bir görüşe göre de o yerin bekçileri, polisleri ve idarecilerin yardımcıları bu işleri yapmaya, kontrollerde bulunmaya muhtesibten daha çok yetkilidirler. Kuvvetli olan da bu görüştür. Çünkü hainlik, hırsızlığın bir nev'i sayılır. Onun hükmüne tâbidir. c) Bir kısım san'atkârların işlerinin iyi olup olmadığını kontrol: Hisbe idarecileri bu kontrolleri bizzat yapar. Her hangi bir şikâyet olmasa da âmmeyi İlgilendirdiğinden bozuk, çürük işleri tesbit eder, bunları yapanları yasaklar. Özel işlerde de, san'atkâr bu işlerde hileyi ve fesadı âdet hâline getirmişse, hasım da muhtesibe şikâyet etmişse, muhtesib sanatkârın hareketinin kötülüğüne ve meslekten men edilmesine karar verir. Eğer yapılan hainlik, fesâd ve zarara yol açıyorsa duruma bakılır, zararın tesbiti gerekiyorsa o zaman bu işe muhtesib bakamaz. Hâkimin kararına muhtaçtır. İşe hâkim el kor. Böyle bir tesbit ve hâkimin kararına ihtiyaç yoksa, muhtesib işe el kor, san'at-kâra, sebeb olduğu zararı Ödettirir. Yapmış olduğu haksızlıktan ötürü meslek cezası verir, sırasına göre icraı san'attan men eder. İnsanların yiyecekleri ve diğer ihtiyaç maddeleri için ucuzlatma ve pahalılaştırma yönlerinde narh koyamaz, fîat tesbiti yapamaz. İmam Mâlike göre: Yiyeceklerin pahalı olması hâlinde muhtesib narh koyabilir.[224] [224] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 474-477. |