> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye >  Vezirlik ve vezirler tâyini
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Vezirlik ve vezirler tâyini  (Okunma Sayısı 4132 defa)
11 Mart 2011, 15:05:41
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 11 Mart 2011, 15:05:41 »



İKİNCİ BÖLÜM
Vezirlik Ve Vezirler Tâyini


A- VEZİRLİĞİN ÇEŞİTLERİ
 

Vezirlik iki kısımdır, a) VEZÂRET-İ TEFVİZ: Tam Yetkili Vezirlik, b) VEZÂRET-İ TENFÎZ: Yürütme, (Görevleri Yerine Getirme) Vezirliği.

a) TEFVÎZÎ VEZİRLİK (Tam yetki ile donatılmış vezirlik): Halîfenin, işlerin yürütülmesinde kendi görüş, fikir ve içtihadı­na göre serbestçe hareket edebilen bir şahsı tâyin etmesidir. Bu türlü vezirliğin doğru olabileceği hususunda Cenâb-ı Hakk'm Hz. Musa'dan haber verdiği:

ırBana kendi ailemden bir de biraderim Harun'u vezir ver. Onunla sırtımı kuvvetlendir. Onu işimde ortak yap."

(K.K. 20:29-30) âyetleri mevcuttur.

Böyle bir vezirlik Peygamberlik görevini ifada caiz olunca halifelik için evleviyetle caizdir. Halîfenin, âmmenin işlerini görmede vermiş olduğu vekâlet, vekilin bütün işlerde aynı kud­rete sahip olduğunu göstermez. Ancak halîfeye nâib olarak ha­reket eder. Halîfenin işlerine ortak olan vezirin, nâibliği daha çok devlet işlerinin yerine getirilmesinde ve halifeliğe zarar ve­recek işlerin dışında, kendi kendine hareket etmesi gerekir.

Tam yetkili vezir tâyininde aranılan şartlar: Neseb şartının dışında, bir halîfede aranılan şartların aynısıdır. Tam yetkili vezirin görüşlerinin keskin, muteber ve makul olması için bir müctehid hukukçuda bulunması gerekli sıfatlar kendinde bu­lunmalıdır. Hilâfetteki şartlara ek olarak harp ve haraç vergisi gibi işlere görevlendirildiğinde, bu işlere yeterli bilgi sahibi biri olmalıdır. Harp ve vergiler konusunda bilgisi bulunmalıdır. Bunları bazan bizzat yerine getirecek, bazan kendine nâib de tâyin edebilecektir. İşe lâyık olan, ancak kendi gibi birini nâib tâyin eder. Bilgisiz bir kimsenin böyle bir işe girişmesi ne kadar uygun düşmezse, bilgisiz bir vezirin durumu da aynıdır. Vezire nâib olacaktaki şartlar vezirlik için aranılan şartların aynısıdır. Devlet işleri ancak böyle ağır ve önemli şartları taşıyan insan­larla yürütülebilir.

Anlatıldığına göre: Me'mun, vezir tâyininde aradığı vasıfları şöyle yazar: "Ben işlerimin idaresi, yürütülmesi için her türlü üstün sıfatları, şartları şahsında toplamış bir adam seçtim. O yaratılışında, huylarında iffetli, tuttuğu yolda doğruluk sahibi­dir. Edeplerini güzel, tecrübelerini kuvvetli buldum. Sırlarıma emin, güvenilir bir şahıstır. En mühim işleri yerine getiricidir. Yumuşaklılıkla susar, ilimle konuşur, anlamlı bir bakış ona maksadı anlatmaya yeter. Onda komutanların kuvveti, hikmet sahibi filozofların isabeti, âlimlerin alçak gönüllülüğü, hukuk­çuların anlayışı mevcuttur, İyilik edildiğinde teşekkür eder. Kö­tülüklere mâruz kaldığında sabreder. Yarınından mahrum kal­ma uğruna bu günün nasibini satmaz. Güzel açıklaması, tatlı lisanı ile insanların kalbini çalar."

Bazı Arap şâirleri bu vasıfları şiirlerinde Özlü bir şekilde be­lirtmişlerdir. Abbasî Devleti vezirlerinden bazılarına bu konuda şiirler yazmışlardır. Bunlardan biri şöyledir:

"İnsanlar için bazı işler şüpheli, kapalı göründüğünde o ve­zirin açıklaması, düşünmesi, anlayışı bir anda olur.

Bir gün müşavirler ve müşirler yorulup âciz kalsalar da o vezir bütün işlerini ömrü boyunca hâl ve zabteder.

Her kalb sıkıntılardan daralsa, üzülse de onda sıkıntılara karşı koyucu, geniş kâlb vardır."

Bu vasıflar iyi bir idarecide bulunursa görüşlerine irâde ve idaresine ait bütün işler tam olur. Eğer noksan vasıflı olursa vezirin iyiliği de bozulur, noksan olan sıfat nisbetinde aksar, iş­lerde, idarelerde o nisbette gecikme, bozukluk, atâlet meydana gelir. Bu şartlar her ne kadar dînî şartlar değilse de milletin doğruluğa şevki, iyiliğe taalluk eden dînî şartlarla kaynaşması siyâsî şartlardır. Vezirliğe lâyık bir şahısta bütün bu vasıflar tam olunca, vezir tâyin edecek olan halîfenin muteber, açık söz­leri ile tâyini gerekir. Çünkü vezirlik bir akid, anlaşmadır. Akidler ise ancak açık, anlamlı sözlerle olur. Halîfenin bir şah­sa vezir gözü ile bakması, ona izin vermesi, onun hükmen vezir tâyinini gerektirmez. Örfen, vezir idarecilik makamına gelse, vezirliği iki şartı taşıyacak bir sözle sabit ve kesin olur. 1- Ge­nel bir fikir, 2- Nâiblik.

1-  Yalnız genel bir fikirle görevlendirilmişse idareciliğe tâyini hususî olmuştur, hususi idarecidir. Böyle genel bir fikir ve düşünce ile vezir tâyini olamaz.

2- Yalnız Nâiblikte tâyin: Belli olmayan bir işe nâib tâyin edilir. Özel olarak veya bir işin yapılması, görevin devri şeklin­de olursa yine vezirlik akdi teşekkül etmez. Bu iki ayrı şartın ikisini bir arada taşıyan söz, vezirliğin tâyinini tamamlar; vezâret anlaşması meydana gelir. İki şartı birden bulundurma da iki suretledir.

1- Akitlerde tâkib edilen yolla olur. "Seni kendime vezir tâyin ettim", "Seni kendime nâib tâyin ettim." derse vezirlik meydana gelir. Çünkü böyle bir söz genel bir fikri ve bu fikirde nâibliği, vezirliği toplamıştır. "Bana ait olan şeylerde bana nâib ol" derse bir ihtimâle göre vezirlik teessüs etmiştir. Çünkü bu sözde de genel bir fikir ve özel bir nâiblik tâyini mevcuttur. Bir diğer ihtimâlde de vezirlik teessüs etmemiştir. Çünkü akdin te­şekkülü ve müteakiben de izin verilmesi gerekir. Yani akid mâhiyetinde olan işlerde akid hükümleri o husustaki akdin ya­pılmasından sonra yürür. Fakat "Bana ait hususlarda seni nâib tâyin ettim" denilirse vezirlik tamam olmuş olur. Çünkü yalnız izinden akid sözlerine geçebilme imkânı mevcuttur. Şayet "Ba­na ait şeylere bak" derse vezirlik akdi teşekkül etmez. Böyle bir sözde yüz çevirerek bakma, o işi yerine getirme veya o işin ba­şında durma mânâları mevcuttur. Halbuki akidler ihtimalli sözlerden uzak ve net olmalıdır.

Sultanlar ve milletlerin hükümdarları genel olan akidler-den, tekidli şartlardan meydana gelen özel akitlerden, fayda­landıkları kadar faydalanmamışlar, genel akidlerle vezir tâyinine iki sebepten pek müracaat etmemişlerdir. Birincisi, halîfe ve hükümdarlar sözün kısa olanını, uzununa tercih et­mişler, az sözle konuşmayı âdet edinmişlerdir. Bu durum onla­ra mahsus bir örf olmuştur. Sözün ağır geldiği her yerde açık bir dînî hüküm bulunmadığında kısaltmışlar, işaretle yetinmiş­lerdir. Böylece onların bu türlü Örflerinden hukukî hükümler çı­karılmıştır.

Genel akidlere müracaat etmeyişlerinin ikinci sebebi, sul­tan ve hükümdarların bir şahsı vezirliğe davetlerinde durumun şahitleri, belirtileri bir ihtimâle fırsat vermeden kasdolunan fikri kısa sözlerden anlamak için açık ve keskin sözlerle hare­ket etmişlerdir. Bir diğer görüşe göre: tâyin hususunda özel akidlere müracaat bir örfdür. Meselâ, "Nâibliğe yükselmek üze­re seni vezir tâyin ettim" demesi gibi. Burada "Seni vezir yap­tım" genel bir fikri ile "Nâibliğe yükselmek üzere" sözündeki "Nâiblik" özel durumu bir arada bulunmuştur. Vezirlik kesinleşmiştir. Niyabet söz konusu olduğundan Tenfîzî Vezirlik: İşle­ri yürütme vezirliği, Tefvizi Vezirlik: "Tam yetkili vezirliğe yük­selmiştir. Sultan şayet "Seni vezirliğime tam yetkili olarak gö­revlendirdim" derse bir ihtimâle göre vezirlik "Tefviz: Tam yet­kili" kelimesinin kullanılın as iyi e meydana gelmiştir. Yürütme vezirliği değil tam yetkili, Tefvîzî vezirliktir. İkinci ihtimâle gö­re: "Tam yetki" kelimesinin hüküm taşıyabilmesi de kendinden önce bir akdin yapılmasına lüzum gösterir. Bu bakımdan böyle bir söz hükiim ifade etmez. Birinci ihtimâl daha doğrudur. Bu duruma göre "Seni vezirliğe tam yetkili olarak görevlendirdik" sözü de hüküm ifade eder. Çünkü işleri idare eden çoğul sîgası ile başka bir şahsı sözüne ortak yapmamak suretiyle kendini büyütüyor. Bu bakımdan "Seni vezirliğe tam yetkili olarak gö­revlendirdik" sözü "Seni vezirliğe tam yetkili görevlendirdim" sözünün aynısıdır. "Vezâret" ve "Vezâretî": Vezirliğim" sözleri makamı ifade eder. İkinci söz daha kuvvetlidir. Buna göre "Onu tam yetkili vezirliğe tâyin ettim" sözünden "Onu vezirliğime tam yetkili olarak görevlendirdim" sözü daha kesin ve kuvvetli­dir. Hükümdarlardan başkaları izafeti, tamlamayı terk ederek çoğul sîgasmı nefislerinden kinaye olarak kullanırlarsa kinaye söz alışılan lisan örfünün dışında olduğundan bir tek şahsa delâlet etmez.

Halîfenin "Seni vezirliğime tâyin ettim" veya "Seni vezirliğe tâyin ettik" sözleri tefvîzî vezirliğe delâlet etmez, o anlama gel­mez. Ancak "Tefviz: Tam yetkili" kelimesini veya ona işaret edi­ci sözleri kullanmakla "tam yetkili vezirlik" olur. Çünkü daha önce geçen "Bana kendi ailemden bir de kardeşim Harun'u ve­zir ver, onunla sırtımı kuvvetlendir. Onu işimde ortak kıl." (K.K. 20: 29-32) âyet-i kerîmelerinde Allah Teâlâ, Musa Pey­gamberden haber verirken Hz. Musa yalnız vezir istemiyor, ve­zirle sırtını kuvvetlenmesini, işlerine vezirin de ortak olmasını istiyor. Zira "Vezâret isminin türemesinde üç ayrı fikir vardır. a) "Vizr: ağırlık" kelimesinden alınmıştır. Çünkü vezir de halîfenin yüklerinin bir kısmını yüklenmektedir, b) "Ezr: Sığınak" kelimesinden alınmıştır. Âyet-i kerimede de: "Hayır hiç bir sığınak yok" (KK 75:ll)tur buyurulmuştur. Halîfe de vezi­rinin görüşlerine, yardımlarına sığınmaktadır. Bu bakımdan "Vezîr" denmiştir, c) "Ezr: arka, sırt" kelimesinden alınmıştır. Çünkü halife veziri ile kuvvet bulmaktadır. Aynen vücudun kuvvetinin de sırtla oluşu gibi. Her üç kökün hangisinden tü-rerse türesin hiçbirinde de işlerde istibdadı uzak durmayı ge-rektirici, hak verici bir mânâ yoktur.[30]





[30] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 63-68.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Vezirlik ve vezirler tâyini
« Posted on: 20 Nisan 2024, 08:00:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Vezirlik ve vezirler tâyini rüya tabiri, Vezirlik ve vezirler tâyini mekke canlı, Vezirlik ve vezirler tâyini kabe canlı yayın, Vezirlik ve vezirler tâyini Üç boyutlu kuran oku Vezirlik ve vezirler tâyini kuran ı kerim, Vezirlik ve vezirler tâyini peygamber kıssaları, Vezirlik ve vezirler tâyini ilitam ders soruları, Vezirlik ve vezirler tâyiniönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes