Konu Başlığı: Şahıslara karşı müessir fiiller ve cezaları Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Mart 2011, 20:39:20 ŞAHISLARA KARŞI İŞLENEN MÜESSİR FİİLLER VE CEZALARI a) Organların kısasına gelince: Her âzâ eklem yerinden kesilir. Ele karşı, el, ayağa karşı ayak, parmağa karşı parmak, parmak uçlarına karşı parmak uçları, dişe karşı diş ve benzeri şekilde organ kısası yapılır. Sağa karşılık sol organ, yüksek olan düşük olanla, azı diş ön dişe karşılık, Ön ikinci diş ön dördüncü dişe karşılık, dişi olan dişi olmayana karşılık, sağlam el sakat ele karşılık konuşan dil konuşmayan dile karşılık kısas edilemez. San'atkâr ve kâtibin eli san'atkâr ve kâtip olmayanmkine karşılık kısas edilir. Göze karşı gözde, sağlam göz şaşı göze ve gece görmeyen göze karşılık kısas edilir. Gören göz veya sakat el ancak benzeri göz ve elle kısas edilir. Kökü alan burun koku almayan buruna, duyan kulak duymayan kulağa karşı kısas edilir. İmam Mâlik aksi fikirdedir. Arap olan Arap olmayana, şerefli asil kimse bayağı kimseye karşı kısas edilir. Bu sayılan cezaların kısası afvedilirse ceza bedele (diyete) dönüşür. İki elin bedeli tam diyettir (100 deve). Bir elin bedeli yarı diyet, her bir parmağa 10 deve bedeli verilir. Bir parmak ucuna karşılık üç deve ve bir devenin üçte biri, yalnız baş parmağın ucuna karşılık beş deve, iki elin bedeli iki ayağın bedeli gibidir. Yalnız ayak parmak uçlarının diyeti elinkinden ayrı olup her parmak ucu için beş deve diyet gerekir. İki göze birden tam diyet (100 deve) bir göze ise yarı diyet cezası vardır. Şaşı olanla olmayanın üstünlüğü, farkı yoktur. Mâlik'e göre; bir şaşı göze tam diyet vermek gerekir. Dört göz kapağına tam diyet, her birine ise dörtte bir diyet cezası vardır. Buruna karşı tam diyet, iki kulağa karşı tam, bir kulağa karşı yarını diyet, dile karşı tam, iki dudağa karşı dörtte bir, her bir dişe karşı beş deve diyet cezaları vardır. Ağızdaki dişlerden hiçbiri diyetçe diğerinden farklı değildir, işitme kabiliyetini giderme tam diyeti, iki kulağı kesmek ve işitme kabiliyetini gidermek ikitam diyeti, burnu kesmek ve koku alma kabiliyetini gidermek iki tam diyeti, konuşma kabiliyetini gidermek bir tam diyet, dili kesip konuşma kabiliyetini giderme bir tam diyet, aklı kaybettirmek bir tam diyet, erkeklik uzvunu koparma bir tam diyet cezalarını gerektirir. Husyeler, zeker hepsi birdir. Ebû Hanîfe'ye göre: Erkeğin organlarının diyeti hâkimin vereceği karara bağlıdır. Kadının, kadınlık uzvunu tam kesme bir tam diyet, bir tarafını kesme yarı diyet, kadının göğüslerinin ikisini kesme tam, birini kesme yarı diyet cezalarını gerektirir. Erkeğin göğüslerini kesme karara bağlı, bir fikre göre de bir tam diyet cezasını gerektirir. (Buralardaki söz konusu bir tam diyet: 100 deveden ibarettir.) b) YARALAMA: 1- Yaralamanın ilki basit yaralama ki deri çizilip de kan çıkmamasıdır. Kısas ve diyeti yoktur. Karara bağlıdır. Bu nevi yaralamaya Harîsa denir. 2- Dâmiye denilen yaralamadır. Derinin çizilip, kan çıkıp akması hâli. Bu nevi yaralama da kısası gerektirmez, ceza karara bağlıdır. 3- Dâmiğa denilen yaralama: Derinin çizilip, kan çıkıp akma-masıdır. Cezası karara bağlıdır, kısas ve diyet gerekmez. 4- Mütelâhime denilen yaralama: Deri ile birlikte biraz da etten kesmedir. Cezası karara bağlıdır. 5- Bâziğa: Derinin ete kadar soyulması. Cezası karara bağlıdır. 6- Sumhâk denilen yaralama: Etin kemiğe kadar kesilip kemik yüzünde yalnız bir ince zarın kalmasıdır. Cezası karara bağlıdır. Karar veren hâkim yaranın ağırlık derecesine göre kıymet takdir eder. 7- Mûzıha veya Mudıha: Derinin, etin ve kemik üzerindeki zann tamamen kesilmesi ve kemiğin de varılmasıdır. Bu nevi yaraiamanın cezası kısastır. Aivederse beş deve diyet cezası vermek gerekir. 8- Hâşime: Kemik dahil, üzerindekilerin hep kesilmesidir. 10 deve diyet cezası vardır. Bu derecede yara alan, yaralıyanın kısasını isteyemez. Eğer yaranın mûzıha yarası olarak kabulünü, do-layısiyle suçlunun kısas ile cezalandırılmasını isterse, bu isteği kabul edilmez. Kendisine beş deve fazla verildiği belirtilir. Mâlik'e göre; Hâşime yarasının cezası da karara bağlıdır. 9- Münakkile: Kemiğin tamamen kesilip yerinden ayrılması, yaranın tedavisi, kemiğin yerine getirilmesine bağlıdır. Bu tip yaralamanın diyeti 15 devedir. Yaralı, yarayı Mûzıha yarası kabul edilip kısas isterse, kendisine 10 deve fazla diyet verildiğinden isteği kabul edilmez. 10- Me'mume:Damiğada denilir. Kafanın derisini, kemiğini ve beyin zarını yarıp dimağa, beyne kadar ulaşan yaradır. Diyeti üçte bir diyettir. Vücutta îka edilen yaralar ise; bunlarda bir ceza verilmez. Ancak karın boşluğuna ulaşan bir yaralama ise üçte bir tam diyet cezası vardır. Vücutta yapılan yaralamalardan yalnız yedinci dereceden yaralama olan Mûzıhaya kısas uygulanır. Burada da yine kısası tatbik hâkime aittir. Bir kimse bir şahsın âzalarının birçoğunu keser, yaralar meydana getirirse her organın (iyi olursa) ayrı ayrı diyeti gerekir. Vücûdunun yarısını kesmişse tam diyet cezası verilir. Organların kesilmesi sonucu iyi olmadan ölürse tam diyet gerekir. Organların cezası düşer. Yaralardan bir kısmı iyi olduktan sonra kişi ölürse, iyi olmayan yaralar yüzünden öldüğü için yine tam diyet cezası gerekir. Ayrıca her organın da diyeti alınır. Ahrasm dili, sakat olanın eli, fazla parmağın, görmeyen gözün yaralanmasında ceza, hâkimin kararına bağlıdır. Yaralanan köle ise, yaralanmadan önceki kıymeti ile yaralandıktan sonraki kıymeti arasındaki fark onun diyetidir. Yaralandıktan sonra köle olmuşsa yaralanmadan ne kadar eder? Yaralandıktan sonra ne kadar ederse? Bu iki fiyat farkı diyetini teşkil eder. Bir şahıs, kadının karnına vurmak suretiyle cenini düşürür-se, düşüren kadın hür kadın ise çocuk düşürtenin âkileleri (akrabaları) gurre cezası yani bir erkek veya kadın köle bedeli vermek zorundadır. Çocuk düşüren köle ise, annesinin kıymetinin onda biri (1: 10) diyet bedeli olarak verilir. Çocuğun dişi veya erkek olması farketmez. Düşen cenin ise ses çıkarıyor, ağlıyorsa sonra da ölmüşse tam diyet cezası gerekir. Dişi ve erkek oluşuna göre de diyet değişmez. c) Buraya kadar sözü edilen kasden veya hatâen adam öldüren her şahsın, diyet cezasından başka bir de keffâreti katil cezaları vardır. Ebû Hanîfe'ye göre, yalnız hatâen adam öldüren için keffâreti katil gerekir, kasden adam öldüren için keffâret gerekmez. Keffâret: İş görmeye engel ayıplardan uzak olan, müslüman bir kadın veya erkek köle âzâd etmektir. Buna imkânı olmazsa peş peşe 60 gün oruç tutmak, buna da imkânı yoksa Şafiî'nin bir görüşüne göre 60 fakirin iki vakit karnını doyurur, diğer görüşüne göre: Bir şey gerekmez. Bir topluluk diğer topluluk hakkında adam Öldürme dâvasında Kasâme de bulunurlarsa ve dâvalarına yarayıcı deliller de varsa davacıların dâvası kabul edilir. Davacıların sözleri esas alınır. Dâvâcı topluluğuna 50 yemin ettirilir. Kısas cezası olmaksızın ölenin diyet cezasının davacılara verilmesine hükmedilir. Dâvâcı topluluğunun tamâmı veya bir kısmı yeminden kaçarlarsa, karşı dâvâlı tarafa 50 yemin yaptırılır ve berâeÜerihe karar verilir. Bir şahsın veya organın kısası gerekince, bu cezanın yerine getirilmesinde yalnız ölünün veya yaralının velileri ve kendileri istekte bulunmazlar. Halîfe de cezanın yerine getirilmesine izin verecektir. Organların kısasında halîfenin izni mutlaka istenmez. Başkasını da görevlendirebilir. Kısas masrafları, kime kısas cezası tatbik ediliyorsa onun malından alınır. Kim için kısas yapılıyorsa ondan alınmaz. Ebû Hanîfe'ye göre; kim için kısas yapılıyorsa onun malından alınır. Kısas yapılanın malından alınmaz. Bir insan kısas ediliyorsa bizzat halîfenin kendisi kısası tatbik eder. Öldürülecek şahıs o anda hazır değilse halîfe, imzalı bir emri kendine âit bir kılıçla yollar, Öldürülmesini ister. Kısas hakkı sahibi can veya organ kısas veya diyetinde tek başına kalır ve mazereti sebebiyle halîfeye durumu arzedemezse, tek başına kısas işlerini yürütür ve diyetini alırsa herhangi bir sorumluluğu yoktur.[208] [208] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 438-442. |