> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye > Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyini
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyini  (Okunma Sayısı 1377 defa)
10 Mart 2011, 14:44:30
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 10 Mart 2011, 14:44:30 »



BEŞİNCİ BÖLÜM
Dâhili Huzura Temin, İç İsyanlara Kumandanlar Tâyini


A- İÇ İSYANLARIN ÇEŞİTLERİ, DİNDEN ÇIKANLARLA SAVAŞ
 

Müşriklerle yapılan savaşların haricindeki savaşlar 3 gruba ayrılır.

a) Dinden çıkanlarla savaş,

b)  Kanuna karşı gelen, taşkınlık çıkaranlarla (bâğî-lerle) savaş,

c) İç isyanda bulunan, savaşa teşebbüs edenlerle savaş.

a) DİNDEN ÇIKANLARLA SAVAŞ: İster müslüman doğup büyüsün, ister kâfir iken müslüman olsun, İslâm dîninde olup da sonradan bu dinden çıkanlarla savaştır. Yeni seçilen din semavî olsun, gayr-ı semavî olsun hiçbir farkı yoktur. Hakikat olan, dini kabul, bütün hükümlerine uymayı gerektirir. Ondan çıkan için de o dinin bu konudaki hükümleri aynen uygulanır. Peygamber (s.a.v) de: "Kim dînini değiştirirse onu öldürünüz."[63] buyur­muştur. Hak dîn olan İslâmiyetten çıkıp da başka dinlere girenle­rin, öldürülmesi gerekenin hâli iki durumdan birine girer.

aa) Müslümanlardan ayrı bir ülkeye gidemeden tek veya toplu dinden çıkanlar. Müslüman devletin idaresi altında böyle bir du­rumda öldürülmezler. Önce dinden çıkış sebepleri aranır. Şüphe ettikleri hususlar varsa açıklanır, deliller getirilir, hakikat olan ne ise anlatılır. Bâtıl yoldan hak yola girmeleri teklif edilir. Bu hu­susta İmam Mâlik der ki: Kitabî dinlerin haricinde bir dine giren­lerin tevbe etmesi istenmez. Ancak kendi kendine hemen dönüve-rirse kabul edilir. Kitabî dinlere girenlerin tevbe etmesi istenir, tevbeleri kabul edilir.

Dinden çıkanlar, çıkmadan önce namazın, orucun, farz olduk­larını bildiklerinden, dinden çıktıkları süre içinde geçirdikleri na­mazı, orucu kaza ederler. Ebû Hanîfe'ye göre kaza etmeleri gerek­mez. Tıpkı kâfirken müslüman olma gibidir. Müslüman iken hac­cetmiş, sonra dinden çıkmış, sonra yine tevbe edip müslünanlığa dönmüşse haccı bâtıl olmaz, kazası gerekmez. Ebû Hanîfe'ye göre yeniden haccetmesi gerekir. Her türlü telkine rağmen dinden çık­mada ısrar eden, kadın olsun erkek olsun öldürülür. Ebû Ha­nîfe'ye göre dinden çıkan kadın öldürülmez.

Dinden çıkanın cizye vermesi, anlaşma teklifi kabul edilmez, kestiği hayvan yenilmez müslüman bir kadın onunla evlenemez. Hukukçular dinden çıkanın derhal öldürülüp öldürülmeyeceği hususunda ikiye ayrılmışlardır. Bir gruba göre: Allah'ın, hakkının yerine getirilmesi için derhal öldürülür. Gecikmeye mahal yok­tur. İkinci görüşe göre: Belki tevbe etmeyi düşünür diye üç gün bekletilir. Hz. Ali de Müstevridu'l^İclî'yi tevbe eder diye üç gün Öl­dürmedi. Üç günden sonra öldürdü. Öldürülecek olan şahıs güç­lük çekmesin diye kılıçla Öldürülür. Şafiî hukukçusu İbn Süreyc'e göre, mürted ölünceye kadar odunla dövülür. Çünkü kılıçla Öİdürmeden daha ağır bir Ölümdür. Belki bu arada tevbe de edebilir. Ölünce yıkanmaz, namazı kılınmaz, bir çukura atılır. Dinden çık­tığından müslüman mezarlığına da gömülmez. Müşrik mezarlığı­na da gömülmez. Malları hazîneye kalır, ganimet alacak olanlara harcanır, Müslüman veya kâfir mirasçısı olamaz. Ebû Hanîfe'ye göre dinden çıkmadan önce kazandığı mallara mirasçı olunur. Dinden çıktıktan sonra kazandığı mallar ganimettir. Ebû Yusuf a göre de her iki hâlde kazandığı mallara mirasçı olunur. Dinden çı­kan, harp ülkesine gitmişse, malları bekletilir, İslâm ülkesine dö­nerse malları geri verilir. Dönmez de orada Ölürse ganimet olarak kalır. Ebû Hanîfe'ye göre düşman ülkesine gidene ölmüş nazarı ile bakılır, malları mirasçılarına taksim edilir. İslâm ülkesine döner­se, mirasçılarının elinde kalan mallan geriye alır, harcadıkları miktar için ona borçlu olmazlar. Buraya kadar anlatılanlar müs-lümanlar arasında bulunan, ayrı bir yeri ve ülkesi olmayan din­den çıkan şahıslar içindir.

bb) İkinci durum; dinden çıkanlar müslümanlardan ayrı bir yerde toplanır, tutulurlar. Verilen müddete, her türlü delillere rağmen dinden çıkma işinde İsrar ederlerse öldürülürler. Bunları korkutma, cezalandırıldıktan sonra öldürülmeleri, geceleyin, gündüzün, ansızın öldürülmeleri müşriklerle yapılan harplerdeki gibidir. Takdir bu işle görevlendirilene aittir. Tevbe etmezlerse hemen kılıçla öldürülür. Şafiî'ye göre bir yerde yalnızca bekletme münâsib olmaz. Dinden çıkanlar esir de olmazlar. Çocukları da velilerinin dinden çıkışından sonra esir olmaz, kendileriyle ayırt edilemezler. Bir görüşe göre: Dinden çıktıktan sonra çocuk doğar­sa köle olur. Ebû Hanife'ye göre: Düşman ülkesine giden dinden çıkmış kadınlar esir olurlar. Dinden çıkanların malı ganimet ola­rak paylaşılmaz. Hazînenin geliri olur, ganimet ehlinin ihracına harcanır. Sağ olanların malı bekletilir. Müslüman olurlarsa geri­ye verilir. Dinden çıkmış olarak Ölürlerse hazineye kalır.

Güç olan husus: Askerlerin durumu bilme ihtimali varsa gani­met malları Feyy olur. Müslümanların harb esnasında tükettikle-

*NOT:124-125. Sayfalasr eksik.*

3- Bütün müslümanlar için, savaşa katılsın katılmasın malla­rı ganimettir, hazîneye kalır.

4- Dinden çıktıktan ve bekleme müddeti geçtikten sonra, din­den çıkanların nikâhı bâtıl olur. Ebû Hanîfe'ye göre de: Karı-Ko-cadan birinin dinden çıkması ile nikâh bâtıl olur. îkisi birden çı­karsa nikâhları bakîdir.

Bir şahsa dinden çıkmıştır denilse, fakat kendisi de bunu inkâr etse yeminsiz bu inkârı kabul edilir. Ama dinden çıktığına delil getirilir, isbât edilirse, mücerred dinden çıkma iddiasını inkâr, müslüman olduğunu kabul ettirmeye yeterli değildir. İki defa kelime-i şehâdet getirmesi gereklidir. Devlete, zekatı inkâr suretiyle zekât vermekten kaçınanlar, zekâtın asıl hükmünü inkâr etmiş sayılırlar. Haklarında dinden çıkanlar hakkındaki hüküm uygulanır. Zekâtı ödemeden kaçınırlarsa, farz olduğunu kabul etmelerine rağmen, taşkınlık çıkarmış sayılacaklarından, zekât vermeleri uğruna kendileriyle savaşılır. Ebû Hanîfe'ye göre savaşılmaz. Hz. Ebû Bekir, müslümanlıklarını muhafaza ve zekâtı inkâr etmelerine rağmen, zekât vermeyenlere savaş açmış­tır.[64] Bunun üzerine Hz. Ömer, Hz. Ebû Bekir'e:

- Ne sebeple onlara savaş açıyorsun? Zira Resûlullah fs.a.v): "insanlar Allah'dan başka ilâh yoktur deyinceye kadar sa­vaşmakla emrolundum. Eğer onlar bu sözleri söylerse, be­nim yönümden kanları, canları, çocukları masun ve emindirler. Çünkü o sözlerin hakkı bunu gerektirir."[65] bu­yurmuştur. Bu söz üzerine Hz. Ebû Bekir de:

-  Zekât vermek de Kelime-i Tevhidin bir hakkı bir icâbıdır.

Şayet senin dediğin gibi olsa namazı terketmeyi, orucu bırakmayı, haccı yerine getirmemeyi isterlerse ne yapabilirsin? Bu takdirde yapayalnız, sözden ibaret bir müslümanlık kalır. Yemîn ederim ki Peygambere (s.a.v) verdikleri şeyi benden esirgerler, güçlükler çı­karırlarsa onlarla sonuna kadar zekât için savaşırım. Bu sözler üzerine Hz. Ömer:

- Allah, Ebû Bekrin kalbim açık ettiği hususta benim de kalbi­mi aydınlatmıştır.

Onların bu hareketleri, zekâttan kaçınmaları İslâmiyetten kaçınma kabul edilmiştir. Zekâttan kaçınan Harise b. Sürâkâ da şiirinde şöyle demiştir:

"Ortalık ağarmadan dikkat buyurun ey dostlarım, iyilikler çok yakındır, fakat bilmeyiz.

Aramızda cereyan eden hususlarda Allah'ın Resulüne itaat etmiştik. Hz. Ebû Bekrin bu tarz bir idaresi acaba nereden geli­yor?

Şüphesiz sizlerden istediler, sizler men ettiniz. Oysa onların hurmaları, ziynet eşyaları sizler içindir.

Bizde kalan az bir şeyi, sizden esirgedik. Zira sene kıtlıklar, güçlükler getirmiştir."[66]



[63] Buhari, cihad 149, i'tisam 28, istitâbe 2. Ebû Davud, hudud 1 vs.

[64] Farz olduğunu kabul edip de zekât vermekten kaçınanlar Hz. Ebû Bekir'e şöyle demişlerdir: "Allah'a yemin olsun ki biz imân ettikten sonra küfr etmedik. Sadece cimrilik yaptık."

[65] Buharı, iman 17, 28. Müslim, iman 32, 36. îbn Mace, fıten 1-3 vs.

[66] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 121-127.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyini
« Posted on: 18 Nisan 2024, 18:52:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyini rüya tabiri,Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyini mekke canlı, Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyini kabe canlı yayın, Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyini Üç boyutlu kuran oku Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyini kuran ı kerim, Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyini peygamber kıssaları,Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyini ilitam ders soruları, Dâhili huzura temin iç isyanlara kumandanlar tâyiniönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes