๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkamüs Sultaniye => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 01 Mart 2011, 20:36:06



Konu Başlığı: İyilikleri emir ve kötülüklerden nehiy
Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Mart 2011, 20:36:06
YİRMİNCİ BÖLÜM
Belediye İşleri - İyilikleri Emir Ve Kötülüklerden Nehiy

 
A- MUHTESİB (BELEDİYE GÖREVLİSİ)
VE FAHRÎ MEMUR (MÜTETAVVİ) NEDİR?
 


Hisbe: İyilikler yapılmaz olduğunda, iyiliklerin yapılmasını emretmek, kötülükler yapılır olduğunda yapılmasını önlemek, nehyetmektir. Âyet-i kerîmede de,

"Sizden öyle bir cemâat bulunmalıdır ki onlar herkesi hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükten vaz ge­çirmeye çalışsınlar." (K. K. 3: 104) buyurulmuştur. Bu işi yaptı­rana Muhtesib denir. Nafile işleri yaptırana Mütetavvi (Fahrî memur) denir. İkisi arasında 9 fark vardır:

1- İdareci, resmî memur olması sebebiyle farz işleri yaptırma Muhtesibin (Belediye görevlisinin) görevidir. Farz-ı kifâyeler dâhil nafile işleri yaptırma da Fahrî memurun görevidir.

2- Muhtesibin (Belediye işleri görevlisinin) farz olan işleri yaptırması resmî görevidir. Bu işlerde tasarruf hakkı vardır. Görevini bırakmaz, başka şeylerle uğraşamaz. Fahrî memur ise işle­ri nafilelerden olduğundan onun yerine başka işlerle de uğraşabi­lir.

3- Muhtesib, duyulan zaruret üzerine tâyin olunmuştur. Mü­tetavvi (Fahrî memur) ise böyle bir istek ve zaruret üzerine tâyin olunmamıştır.

4- Muhtesib kendisini tâyin edene cevab vermek, emirlerini yerine getirmek zorundadır. Fahrî memur ise cevab vermek, emirlere uymak zorunda değildir.

5- Muhtesib, açık kötülüklerden, terk edilen iyiliklerden bah­seder ki kötülüklerin kalkmasını, iyiliklerin yapılmasını ve yayıl­masını sağlıyabilsin. Fahrî memur ise bu türlü kötülükler ve iyi­liklerden bahisle yapılmamasını veya yapılmasını başkasına em­re demez.

6- Muhtesib, kötülüklerin Önlenilmesi ve iyiliklerin yapılma­sının temini hâlinde yardımcılar kullanabilir. Kötülükleri yen­mede, iyilikleri yapmada resmî görev yaptığından yardımcılar al­ma yetkisi vardır. Fahrî memurun görevine giren işleri yaptırma­sı için yardımcı alması doğru değildir.

7- Muhtesib, açık görünen kötülükleri yapanı, suçlar için be­lirtilen cezaları geçmemek üzere ta'zîr cezâsiyle cezalandırır. Se-vab, nafile işler yaptıran Fahrî memur ise kötülüğe benzer işleri yapana ta'zîr cezası veremez.

8- Muhtesib, gördüğü iş karşılığı hazîneden maaş alır. Fahrî memurlar kötülükleri önlese, iyi işler yaptırsa da maaş alamaz, çünkü yaptığı işleri karşılıksız, fahrî olarak yapar.

9- Muhtesib, dînî hükümler dışında örfe âit hususlarda içtihadıyla hareket edebilir. İnisiyatifini kullanır. Sokaklarda oturma, işgal etme, sokaklara saçaklar, balkonlar çıkartmak gibi hususlarda görüşü ne ise onu uygular. Bu yetki nafile işleri yaptı­ran Fahrî memurda yoktur.

Muhtesible Fahrî arasındaki fark belli başlı olarak bu 9 tane­sidir.

Muhtesibin şartları: Hür, âdil, dînî konularda görgü, cesaret ve sertlik sahibi, açık kötülükleri bilen biri olmalıdır. Şafiî'nin hukukçu talebeleri, muhtesibin, hukukçuların hakkın­da ihtilâf ettiği kötülüğü insanlara yaptırıp yaptırmamada kendi re'y ve içtihadıyla hareket edebilir mi, edemez mi, konusunda ihtilâf göstermişlerdir. Bu konuda iki fikir vardır. Ebû Saîd'il-İstahrî'ye göre: Muhtesib bu gibi işlerde kendi görüşüyle hareket eder. Bu sebebledir ki muhtesib, din işlerinden ihtilaflı olanlarda ictihad yapabilecek derecede dinî bilgisi olan biri olmalıdır. Diğer bir fikre göre de: Hakkında ihtilâf edilen işleri kendi re'y ve içtihadına veya mezhebinin görüşüne göre emir veya yasak ede­mez. Böyle olursa ihtilaflı olan bir husustaki ictihad herkese şü­mulle ndirilmiş olur. Halbuki bu doğru değildir. Bu sebepledir ki Muhtesib olacak şahsın, hakkında ittifak edilen kötülükleri bil­mesi yeterlidir. İçtihad ehli olması aranmaz.[212]




[212] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 448-450.