๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkamüs Sultaniye => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 02 Mart 2011, 14:08:00



Konu Başlığı: Harb divanı ve işleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 02 Mart 2011, 14:08:00
B- HARB DÎVANI VE İŞLERİ


Devlet teşkilâtında bulunan dîvanlar 4 tanedir:

a) Orduya âit işleri, askerleri ve malları tesbit ile ihsanlarda bulunma işlerini yürüten dîvan ki Harb dîvanı denir.

b) Bir takım gümrük işleri ve ticarî haklan yürüten Dîvan. Bu dîvan öşür ve haraç gibi malî işlere de bakar.

c) Devlet memurlarının tâyin ve azli ile meşgul olan Dîvan.

d) Hazîneye giren ve çıkan mallara âit işleri yürüten Dîvan.

Bu 4 ana dîvanların dînî hükümleri açıklanınca bunlardan aşağı seviyede olan devlet kâtiplikleri de dolayısıyla anlatılmış

olacaktır:

a) ORDU DİVANI; Asker tesbiti .ve askerlere ücret verilmesi işlerini yürüten dîvandır. Dîvanın asker tesbiti işinde şahısların buraya yazılabilmesi için 3 şart aranır.

aa) Asker olabileceklerde bulunması, gerekli vasıflar.

bb) Askerliğe alınabilmesi için sebeb.

cc) Asker olmaları sebebiyle kendilerine verilecek parayı, tak­dir için gerekli şart.

aa) Ordu dîvanına asker tesbiti için dikkat edilecek şartla 5'dir:

1) Baliğ olmak: Çocuklar soy bakımından babalarına,

velîlerine bağlı kimseler sayılırlar.

Bir askerin zürriyetleri için ihsanda bulunabilir. Ama ihsan­da bulunulan bu çocuklar askere yazılamaz.

2) Hür olmak: Köleler efendilerine tâbidir. Efendilerine ih­sanda bulunulurken köleleri de dâhil edilir. Ebû Hanîfe hürriyeti esas aldığından köle için efendiye ihsanda bulunulamıyacağını belirtir. Savaş Dîvanında köleye şahıs olarak ihsanda bulunulabi-leceğini kabul eder. Bu görüş Ebû Bekrin görüşüdür.

Hz. Ömer aksi görüştedir. İhsan için hürriyeti şart koşar. Şafiî de Hz. Ömer'in bu görüşünü benimser.

3)  Müslüman olmak: Düşmanlarla inancıyla savaşacağın­dan 'ilâyı kelimetullah için asker dîvanına yazılacak ve ihsanda bulunul ab ilecek şahısların müslüman olması istenir. Zımmîler askere yazılsa da fiilen askere alınmaz. Müslüman biri dinden çı­karsa askerlikten de düşer.

4) Savaşa mani sakatlıklardan, hastalıklardan kurtul­muş olmak. Kötürüm, âmâ, sakat olan kimseler asker olamaz. Sağırlar asker olabilir. Topal kimse süvârî ise asker olur, piyade ise olamaz.

5) Savaşmayı bilmeli, harbedilecek güç ve kuvvette ol­malıdır. Savaş meydanına gidecek kadar kudreti yoksa, savaşma tekniğini çok az biliyorsa asker olamaz. Çünkü harb etmekten âciz olan, savaş meydanında kaçmayı, kurtulmayı düşünür. İşte bu 5 şartın biri veya birkaçı bulunmazsa ö şahıs asker olamaz, ih­sandan istifâde edemez.

Ama zamanla bu noksan şartlar tamamlanırsa, ordu dîvanına asker yazılmaları, kendi isteğine ve devletin de kabulü­ne bağlıdır. Bütün şartları taşıyorsa şahıs istekte bulunur. İdare makamında bulunan da askere ihtiyâcı varsa isteğini kabul eder. Meşhur, kıymetli birisi ise, askere de kaydolmuşsa dîvandan çıka­rılması iyi olmaz.

Bir şahıs cemiyet için hayırlı işler görüyor, çeşitli iyi teşebbüslerde bulunuyorsa o kimse ordu dîvanı kayıtlarından silinir. Ka­yıttan silinme sebebi de dîvan defterine işlenir. Askere yazılanın yaşı, boyu, rengi, yüz durumu, cephe vaziyeti, diğer şahıslara ben-ziyorsa ayrıca vasıfları yazılır. Bu şekilde hareketle isimlerin aynı olması, ana vasıfların tutması sebebiyle ihsan vaktinde karşılaşı­lacak olan güçlüklerin, bir şahsa mükerrer ihsanda bulunmaların önüne geçilir. Bir şahıs böyle bir hâlden, yararlanarak mükerrer ihsan alırsa kendisinden alınır, tazmin ettirilir. Kendisine ihsan­da bulunmak icâb ettiğinde onu tanıyan bir şahıs da çağırılır. Bu da işi sağlama almak içindir.[183]




[183] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 382-384.