> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye > Haraç vergisi ve toplama usulü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Haraç vergisi ve toplama usulü  (Okunma Sayısı 2492 defa)
09 Mart 2011, 12:46:00
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 09 Mart 2011, 12:46:00 »



 

B- HARAÇ VERGİSİ VE TOPLAMA USULÜ


Haraç: Arazînin mülkiyeti üzerine konulan bir vergidir. Ciz­ye hükmünün aksine olarak haraç hakkında açıklayıcı bir âyet-i kerîme vardır. Bu sebeple işin tatbiki imamların içtihadına bıra­kılmıştır. Allah Teâlâ âyet-i kerîmesinde,

'Yoksa sen onlardan bir hare (ücret) mi istiyorsun. İşte Rabbinin haracı. O daha hayırlıdır." (K K. 23: 72) buyurmuş­tur. Bu âyetteki "Yoksa sen onlardan bir hare mı İstersin" hük­münde iki türlü mânâ vardır. 1- Ücret, 2- Menfaat. "İşte Rabbinin harcı. O daha hayırlıdır." hükmünde de iki mânâ vardır. 1- Rabbi­nin rızkı dünyâda ondan daha hayırlıdır. Kelbî'nin görüşü budur. 2- Hasan'a göre: Allah'ın âhiretteki mükâfatı ondan daha hayırlı­dır. Ebû Amr b. Alâ'ya göre: "Harçla "Haraç" arasındaki fark: Hare, kuru mülkiyetten vergi olarak alınır. Haraç ise, lügatte, ki­ra ve faydalanma anlamına gelir. Hadîs-i şerifte de: "Haraç, öden­mesi gerekendir." buyurulmuştur. Haraç arazîler, mülkiyet ve hüküm bakımından öşür arazîlerden farklıdır. Genel olarak top­raklar 4 kısma ayrılır:

a) Müslümanların bizzat kendilerinin gayretleriyle işe yarar hâle getirdikleri topraklara Öşrî arazî denilir. Haraç vergisi ko­nulamaz. Arazîyi işe yarar hâle getirme: İhya bölümünde açıkla­nacaktır.

b) Arazînin sahiplerinin müslüman olması hâlinde, arazî ön­celikle müslüman olan sahiplerinindir. Bu nevi arazî Şafiî'ye göre: Öşrî Arazî sayılır. Haraç vergisi konamaz. Ebû Hanîfe'ye göre:

Sultan, Öşrî veya Haracı arazî yapmakta serbesttir. Haraç arazî statüsüne korsa bir daha Öşrî arazî statüsüne çevirmek doğ­ru değildir. Önce Öşrî arazî yaparsa sonra haraç arazîye çevirir.

c) Müşriklerden kılıç kuvvetiyle alınan topraklar. Şafiî'ye gö­re: Bu tür arazî ganîmet sayılır. Savaşçılara dağıtılır, öşür arazî olur. Haraç vergisi konulamaz. Mâlik'e göre: Arazî vakıf arazî sa­yılır. Müslümanlara tahsis edilir. Haraç vergisi konur. Ebû Hanîfe'ye göre: Sultan öşür veya haraç arazî yapmakta, vergi koymada serbesttir.

d) Sulh yoluyla müşriklerin kendi topraklarında bırakılması. İşte özellikle böyle arazîye haraç vergisi konur. Bu da iki kısımdır.

aa) Arazînin sahipleri tarafından boşaltılıp, savaşa mahal kalmadan müslümanların eline geçmesi. Bu arazî müslümanla-rın işleri uğruna vakfedilir. Haraç vergisi konulur. Ücret zamanla sınırlı değilse, devamlı olarak kararlaştırılmış sayılır. Zımmî ve­ya müslümanın kullanması önemli değildir. Vakıf arazî hükmüne benzetildiğinden mülkiyetim satış caiz değildir.

bb) Arazî sahipleri arazî üzerinde kalır, anlaşmayla haraç ödemeyi kabul ederlerse, haraç vergisi kararlaştırılır. Bu nevi arazî de yine 2 kısma ayrılır. Birincisi: Anlaşmayla arazînin mül­künü müslümanlara devretmiş olurlarsa, sanki sahibi ayrılmış bir vakıf gibi, müslümanlara vakıf olmuş olur. Konulan haraç ver­gisi de ücret sayılır ve müslüman olmalarıyla haraç düşmez, devam eder. Arazînin mülkiyetini de satamazlar. Anlaşma gereği arazîde kalmalarında öncelik hakkı vardır. Müşrik de olsalar, müslüman da. Arazî ellerinden çekilip alınmaz. Kiralanmış arazînin kiracıdan alınamaması gibi. Vatan edinmiş zımmî de ol­salar bu haraç, baş vergisi olan cizyeye dönüşemez. Haraç düşürü­lüp cizye alınması yoluna gidilemez. Zimmet ehli olmaz, anlaşma­lı olarak kalırlarsa, haraç vergisi senesini kararlaştırmaya lüzum yoktur.Sene kaydına bağlı olmayan ikrar muteberdir, ikincisi: Arazîyi mülk olarak ellerinde bulundurmaları. Konulan haraç vergisi hususunda anlaşmaları. Bu nevi haraç cizye sayılır. Müş­rik oldukça devamlı öderler. Müslüman olurlarsa düşer. Dolayı­sıyla mülkiyetlerine âit olan cizyenin alınmaması uygundur. Top­raklarını istedikleri kimselere (kendilerinden, müslümanî ardan veya zımmî başka insanlara) satabilirler. Şayet kendilerinden bi­rine satarlarsa hükmü haraçtaki hükme benzer, değişiklik olmaz, haracı ödemeye devam eder. Müslümana satarlarsa haraç vergisi düşer. Kendilerinden olmayan bir zımmîye satarlarsa, kâfir kal­dıkça haraç da devam eder. Arazî hakkındaki anlaşmadan vazge­çip zımmîiikten çıkarlarsa haraç da büyük bir ihtimâlle düşer.

Haraç, Ceribli arazîye vaz olunmuşsa her cerib (2025 metre kare)deki meyve ve hububatın miktarına göre alınır. Bâzı toprak­ların sahipleri müslüman olmuşsa onların üzerinden haraç düşer. Diğerlerinin haraç ödemesi devam eder. Müslüman olanların öde­mediği haraç miktarı, müslüman olmayanlara yüklenemez. Sulh­la alman haraç arazîdeki mal miktarına göre konulmuş olması hâlinde ceribli arazînin kendisinden haraç düşmüş olmaz. Şafiî mezhebine göre: Anlaşma ile arazîsinde haraç verecek olanlar müslüman olunca anlaşma ile verecekleri vergileri düşmez. Ebû Hanîfe'ye göre: Müslüman olmakla beraber Ödeyecekleri belirti­len malları öderler. Böyle bir belirtme yoksa müslüman oldukla­rında vergileri düşer.

Haracın miktarına gelince: Arazînin tahammülü nisbetin-de tâyin edilir. Hz. Ömer Irak taraflarında bazı toprakları alınca bazı yerlerin her bir (2025 metre karesine) Ceribine 2 ölçek (Kafiz) ve 1 dirhem haraç koşmuştur. Bu görüş Kisra b. Kubad zamanın­dan beri uygulanıp gelmekteydi. Hz. Ömer de bundan faydalan­mıştır. Arazîyi ilk defa ölçtüren, haraç koyan da Kisra b. Ku-bad'dır. Arazî kâtiplerine, her arazînin hududunu ve haracını ayrı ayrı kaydettirmiştir. Arazî sahibine sıkıntı, zirâatçilere zorluk vermemek için arazînin verimli olup olmayışına dikkat edilmiş, buna göre de her bir ceribden 1 ölçek, 1 dirhem takdir edilen haraç da olmuştur. 1 ölçek: 8 batman ve 1 batman: 480 dirhemdir. Ve 1 dirhem de 4,8 gr. olması hesabiyle 1 ölçek: 18,432 kg.a tekabül et­mektedir, ölçek hesabiyle o zamanlar ya bu miktar alınır, ya da bedeli olan 3 dirhem gümüş para alınırdı.

Bu miktarların Araplar arasında yayılması sebebiyle de câhiliyet devri şairlerinden Züheyr b. Ebî Sülmâ şöyle demiştir:

"Kendi ülkesi olan Irak halkını ölçek ve dirhemle kandırama-yınca bu vergiye sizleri kandırdı."

Başka topraklara da Hz. Ömer değişik miktarda haraç vergisi koymuştur. Osman b. Ebî Huneyf e toprakları ölçmesini, duruma göre de haracını belirtmesini emretmiştir. O da ölçümleri yapmış. Üzümlüklerden her bir ceribe 48 gr. gümüş para tutarı (10 dir­hem), hurmalıklara 8 dirhem gümüş tutarı, şeker kamışlıklarının her bir ceribine 6 dirhem tutarı, hurmalıklardan her bir ceribe 5 dirhem tutan, buğday tarlalarının her bir ceribine 4 dirhem gü­müş para tutarı, arpalıklara 2 dirhem tutarı mahsulü haraç vergi­si yazmıştır. Neticeyi Hz. Ömer'e bildirmiş, o da bunu tasdik et­miş, Irak topraklarında bununla amel edilmiştir. Şam tarafların­da da başka bir ölçüyle hareket edilmiştir. Bilinen husus: Her top­rağın durumuna dikkat edilmesidir. Haraç vergisi koyan her yet­kili, arazînin durumuna dikkat etmek zorundadır.

Arazînin durumuna tesir eden âmiller de üçtür. Bunlar haracı artırır veya azaltır.

1- Bir kısım topraklar münbit olur, bir kısmı da çorak. Haraç buna göre takdir edilir.

2- Arazîye ekilip dikilen şeylerin cinsi de değişik olur. Meyve­likler, hububat yerleri ve bir de bunların semerelerinin, az veya çok oluşuna göre haraç alınır.

3- Arazînin sulanış tarzı: Bâzı arazî yağmur ve sel sularıyla kolayca sulanır. Bazıları da zorla, masrafla, kuyulardan su çıkar­mak, uzaklardan su getirmek suretiyle sulanır. Haraç takdîr edi­lirken bu da nazara alınır.

Ağaçların ve mahsullerin sulanışları da 4'e ayrılır.

1- insanlar, vasıtasız, sel, pınar, nehir sularından arazîlerini istedikleri zaman sularlar. İstediklerinde suyu kesebilirler. En uygun yararlı sulama tarzı budur.

2- Kuyulardan, kovalar ve dolaplar ve diğer âletler yardımıyla su çıkarıp bununla arazî sulamak. En zor sulama şekli budur.

3- Yağmur, kar, çiğ gibi gökten yağan sularla sulanan, başka türlü sulama imkânı olmayan arazî. Bu nevi arazîye "Izî" denir.

4- Rutubetle, nemle, ortasına biriken sularla ekinleri ve ağaç­ları sulanabilen, kanallar açmak suretiyle biriken su götürülüp sulanabilen arazîdir ki bunlara da "Bil" denir. Şayet kanallar aç­mak suretiyle, sel, nehir suyundan sulanıyorsa linçi grup arazîye girer. Sulanamıyorsa, su kanallarla akıtılamıyorsa 2'nci grup arazîye girer. "Kezaim" denilen arazî kuyu suyu ile sulanan top­raklardır. Kuyulardan kova ile su çıkartılıp sulanıyorsa 2'nci sınıf arazîye girer. Kuyuların önüne kanal açmak suretiyle su akıtıla-biliyor ve arazî sulanabiliyorsa o zaman l'inci sınıf arazîye girer.

İlk 3 şart yanında, sulama yönünden de bu şekilde tesbit edil­dikten sonra haraç takdir edecek şahıs bunları göz önünde tutar, haracı tâyin ve tesbit eder. Bu işinde adaletten ayrılmaz. Fazla ha­raç tesbit etmekle mükelleflere ezâ ve cefâ veremez. Az haraç ver­gisi kararlaştırmak suretiyle de hazîne ve fey ehlini zarara soka­maz, haklarının azalmasına yol açamaz. İki grubun hak ve vazifelerine îtina eder.

Yukarıdaki üç şartın yanında bir dördüncü (d) şart ileri süren­ler vardır ki o da, arazînin şehir ve yollara, caddelere yakın veya uzak olması, arazînin kıymetinin düşük veya yüksek oluşudur. Bu durumda arazînin kıymeti fazla ise haraç vergisi gümüş dir­hem olarak alınır. Hububat veya meyve olarak alınması cihetine gidilmez. Önce kaydedilen ilk 3 şarta göre haraç vergisi para ola­rak da alınsa, mahsul olarak da alınsa bir sakınca yoktur. Mükelleflerin durumuna göre tesbit edilir. Buraya kadar sayılan asıl ve tâli şartlar her yerde farklı farklı karşıya çıkacağından haraç ver­gisi de ona göre her yerde farklılık gösterecektir. Bunun sonucu olarak da haracı her yerde ayrı ayrı tanzîm maksadı daha iyi anla­şılmış olacaktır. Arazî sahipleri de ellerinde kalan muhsûl, meyve ve paralarla kendi ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayacak, ödemek­le mükellef...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Haraç vergisi ve toplama usulü
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:57:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Haraç vergisi ve toplama usulü rüya tabiri,Haraç vergisi ve toplama usulü mekke canlı, Haraç vergisi ve toplama usulü kabe canlı yayın, Haraç vergisi ve toplama usulü Üç boyutlu kuran oku Haraç vergisi ve toplama usulü kuran ı kerim, Haraç vergisi ve toplama usulü peygamber kıssaları,Haraç vergisi ve toplama usulü ilitam ders soruları, Haraç vergisi ve toplama usulüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes