> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye > Genel nüfûs idareciliği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Genel nüfûs idareciliği  (Okunma Sayısı 1383 defa)
10 Mart 2011, 13:07:48
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 10 Mart 2011, 13:07:48 »



B- GENEL NÜFÛS İDARECİLİĞİ, GÖREVLERİ VE NÜFÛS İŞLERİNDE MUAMELÂT USULÜ


Genel nüfûs idareciliğinin ise, yukarıdaki vazifeleri görme ya­nında beş vazifesi daha vardır.

1- Aralarında çıkan kabile ihtilâflarını çözmek.

2- Yetimlerin mallarını korumak.

3- İşlemiş oldukları kötü işlere cezalar tatbik etmek.

4- Velîsi belli olmayan kızları veya veliliği ihtilaflı kızları ev­lendirmek.

5- Ateh ve sefeh (Bunaklık ve yaşlılık hâllerinde) olanların eh­liyetini sınırlamak, hacr altına almak. Aklı başına gelince hacr, (kısıtlık) hâline son vermek.

Bu 5 yetki ve görevi de hâiz olan genel nüfûs idarecisidir. Nüfûs idarecisi olacak şahsın, hükmünün tesirli olması yönünden ictihad sahibi bir âlim olması gerekir; idareciliği kesinleşince du­rumu iki yön arzeder. Ya verdiği kararlarda, o yerin hâkiminden müstakil hareket eder. Veya hâkimin hükmüyle hareket eder, ba­ğımsız değildir. Genel bir nüfûs idarecisi ise mutlak yetkiyi hâizdir. Bununla beraber hâkim ve nüfûs idarecileri o yerin halkı­nın ihtilâflarına bakar.

Bir yerde özel nüfûs idarecisi var ve hüküm verme yetkisi mev­cutsa, hâkimin yetkisi de genel ise, özel nüfûs idarecisinin görece­ği işlerde onun işleri arasına giriyorsa, hangisi ilk defa ihtilâfa el koymuşsa, onun yaptığı iş muteberdir. Bozma söz konusu olamaz.

Taraflar anlaşamazlar da birisi nüfûs idarecisine, diğeri hakime gitmek isterse, bir görüşe göre, nüfûs idarecisine gitmek tercih edilir. Çünkü özel bir yetkiyi hâizdir. Bir görüşe göre de, nüfûs ida­recisi ve hâkim hüküm vermede eşit hakka sahihtirler. Bu, bir ül­kedeki iki hâkime gitmek gibidir. Dâvanın istediğine gidilir. Ta­rafların her ikisi de müsâvî iseler iki hâl yolu vardır. 1- Aralarında kur'a çekilir, kime çıkmışsa onun istediğine gidilir. 2- Aralarında anlaşıncaya kadar ihtilâfa bakılmaz.

Nüfûs idarecisi neseb dâvalarına bakacaksa ve hâkimin bu hususta yetkisi yoksa, hâkime taraflar müracaat etsin veya etme­sin ihtilâfa bakamaz. Yalnız iki ülke halkı arasında bir ihtilâfsa bu durumda karşı taraftan olan hâkime gitmek istemişse, nüfûs işle­rine bakamıyacak olan hâkim böyle bir ihtilâfta dâvaya bakar. Çünkü her hâkimin yetki sınırlaması, bulunduğu ülkenin halkı arasında çıkan ihtilâflarda geçerlidir; başka ülke halkının davası konusunda yetki sınırlaması bir hüküm ifâde etmez, onların baş­vurusu halinde konu ne olursa olsun bakabilir.

Nüfûs memurunun yetkisi ise kendi bulunduğu ülke insanları arasında geçerlidir, icrââtı başka ülke insanları arasında hüküm ifâde etmez. Bir ülke halkından iki şahıs, aralarındaki nesep ihtilâfında hâkime gitmekte anlaşsalar hâkim ihtilâfa bakamaz. Çünkü yetkili nüfûs memurudur. Sözgelimi Ebû Tâlib soyuna mensup olanla Abbasî soyuna mensup olan arasında ihtilâf mev­cut da her biri kendi nüfûs idarecisine müracaat etmek isterse, iki­sinin nüfûs idarecisi de dâvaya bakamaz. Çünkü taraflardan biri, idaresi altında olmayan soya mensuptur. Burada ihtilâfın çözü­münde iki yol vardır.

1- Her ikisi de ülkenin genel valisine giderler. Eyâlet valisi ve­ya sultanın ya bizzat kendisi uyuşmazlığı çözer veya görevlendire­ceği birine, ülkesinin bu ayrı soylara mensup insanlarının ihtilâfını çözmesini emreder.

2- Her iki tarafın nüfûs idarecileri bir araya gelir, tarafları dinler, sonra dâvâlının nüfûs idarecisi tek başına karar verir. Kendi kabilesinin hakkını gözetir oluşu sebebiyle davacının nüfûs idare­cisi karara iştirak etmez. Şâhid dinlenilecekle, aleyhine şâhid-likte bulunulacak olanın nüfûs idarecisi şahidin ifâdesini alır. Ye­min edenin idarecisi yemin verir, yemin teklifi ona aittir. Yemin etmesini isteyenin idarecisi yemin yaptıramaz. İhtilâfı çözen hâkimin, dâvâlının hâkimi olması için bu yol tercih edilir. İki tara­fın nüfûs idarecisi bir araya gelmekten kaçınırlarsa, bir görüşe gö­re her ikisine de sorumluluk terettüp eder. Ama en çok sorumlu olan dâvâlı tarafın idarecisidir. Çünkü ihtilâfta onun hükmü ge­çerlidir.

Talibi ve Abbasî olan iki şahıs, iki nüfûs idarecisinden birinin hakemliğine razı olmuşlarsa, razı olunan nüfûs idarecisi dâvaya bakar. Razı olunan dâvâlının idarecisinin ise vermiş olduğu karar hukuken muteberdir, hasmı da bağlayıcıdır. Davacının nüfûs ida­recisi hakem seçilmişse hükmünün geçerliliği konusunda iki ihtimâl vardır. Birincisine göre, davacıya geçerli, dâvâlı için ge­çersizdir. Bir diğer ihtimâle göre de her ikisi için de geçerlidir. Çünkü anlaşma sonucu davacının nüfûs İdarecisinin hakemliğine gitmek konusunda aralarında anlaşma yapmışlardır.

ikiden biri hâkime delillerini getirir, hâkim bunları nüfûs ida­recisine de yazarsa, ihtilâfa bakmaktan çekinmiş olur. Nüfûs ida­recisinin haberi olmadan, gıyabında her ne kadar ihtilâfa bak­makta ise de, nüfûs idarecisi yazışma sonucu ihtilâfı işitince, ken­di yetkisi sınırları içine giren^bu dâvaya artık hâkim bakamaz olur; görevsizlik kararı vermesi gerekir. Çünkü hâkimin hükmü, (nüfus idarecisi de hazırsa) aleyhine delil ikâme olunana geçerli olmaz. Nüfus idarecisi hazırken yapmış olduğu bu işlem geçerli ol­mayınca, nüfûs idarecisi hazır bulunmayan için hiç geçerli sayıl­maz.

Hâkim gâibte olan bir şahıs aleyhine dâvaya bakmak isterse ve işittiği delilleri gaibin asıl hâkimine yazar, istinabe suretiyle bu delillerin toplanmasını isterse, bu muamele hukuken muteberdir. İdarî işlerle adlî işler arasında bu fark vardır. Nüfûs idarecisi­nin baktığı dâvada gâibte olan hakkında vereceği hüküm geçersiz­dir. Gaibin aleyhine delîl de dinleyemez.

Taraflardan biri hâkim önünde hakkı ikrar ederse, hâkim yet­kisini hâiz nüfûs memuru huzurunda şahit olarak dinlenir. Bu­nunla beraber gâibte olana hükmünü zorla kabul ettiremez. Aynı şekilde iki tarafın idarecisinin dışında biri önünde hakkı ikrar et­se, o şahıs ikrar edenin idarecisi tarafından, şahit olarak dinlenir. Kendi idarecisi Önünde ikrar etse caizdir, bununla aleyhine hü­küm verebilir.

Hasmının nüfûs idarecisi önünde ikrar etmişse, iki hâl tarzı vardır. Bir ihtimâle göre nüfûs idarecisi şahit olarak dinlenir. Bir ihtimâle göre de hâkim olarak bu ikrarla" hasmın nüfûs idarecisi karar verir. Çünkü dâvâlının nüfûs idarecisi hâkim durumunda­dır.

Aşiretlerin, kabilelerin idarecilerinin aşiret ve kabileleri üze­rindeki durumu da buna benzer.[94]




[94] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 190-193.




[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Genel nüfûs idareciliği
« Posted on: 18 Nisan 2024, 17:50:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Genel nüfûs idareciliği rüya tabiri,Genel nüfûs idareciliği mekke canlı, Genel nüfûs idareciliği kabe canlı yayın, Genel nüfûs idareciliği Üç boyutlu kuran oku Genel nüfûs idareciliği kuran ı kerim, Genel nüfûs idareciliği peygamber kıssaları,Genel nüfûs idareciliği ilitam ders soruları, Genel nüfûs idareciliğiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes