> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye > Bu mahkemelerin görevleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bu mahkemelerin görevleri  (Okunma Sayısı 1490 defa)
10 Mart 2011, 13:19:22
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 10 Mart 2011, 13:19:22 »



 

B- BU MAHKEMELERİN GÖREVLERİ, FEVKALÂDE YETKİLİ HÂKİMLE GENEL HÂKİM ARASINDAKİ FARK

 

Topluluğu sevk ve idare ile görevli olan şahıs fevkalâde muha­keme işlerine bakmak için bir gün tâyin eder, O gün şikâyeti olan­lar, hak arayanlar işlerinin çözümünü isterler. Bu idareciler diğer günlerde devlet işlerini yürütürler.

Bir şahıs, yalnızca fevkalâde mahkeme işlerine bakmak Üzere tâyin edilmişse, haftanın her günü görevini yerine getirir. Böylece halkın şikâyetten, kötülükleri aksettirmekten çekinmeleri, yük­sek memurları fazla meşgul etmeleri önlenmiş olur.

Fevkalâde yetkili mahkemelerde işlere bakan hâkim bu göre­vi yerine getirirken 5 grup insana da ihtiyacı vardır. Onlarsız bu işlerini yapamaz.

1- Yardımcı polisler, bekçiler: Kuvvetli ve cüretlileri önlemek, onları duruşmaya, dîvana getirmek için.

2- Hâkimlerin, hakemlerin bulunması: İhtilaflı hususta hak­kın tam olarak belirmesi, mes'elenin çözülmesi için.

3- Hukukçular, bilirkişiler: Karışık işlerin, olayların sorulup danışılması için.

4- Kâtipler: Taraflar arasında cereyan eden, leh ve aleyhlerine olan husuları, mahkeme zabıtlarını yazmak için.

5- Şahitler: İhtilaflı mes'ele hakkında bildiklerini, gördükleri­ni söylemek, mahkemenin cereyan tarzını takibetmek, verilen kararı geçerli kılmak için bulunurlar. Bu beş sınıf kimseler ta­mam ve hazır olduktan sonra dâvaya bakılır.

Mezâlim Mahkemeleri (Fevkalâde Yetkili Mahkeme­lerinin görevleri 10 kısımdır:

a) idarecilerin, teb'aya (idare edilenlere) zulmetmesi, cebir ve şiddet hareketlerinde bulunması, hallerinde bunlara bakar. İda­recilerin bu hareketleri önlenir. İnsaf ve merhameti bırakmıyan memurlarla değiştirilir. Bu açıdan memurların durumunu araş­tırır. Anlatıldığına göre:

Ömer b. Abdi'1-Aziz ilk halîfe olduğunda topluluğa şöyle ko­nuşmuştur: "Allah'dan korkmanızı tavsiye ederim. Çünkü o, ken­dinden korkmayana yüz vermez, müsâade etmez, Öylelerinin işle­rini kabullenemez. Şüphesiz idarecilerin bir kısmı insanları doğ­ruluktan uzaklaştırdılar. Kötülükleri yaydılar, kötülerle işbirliği ettiler. Allah'a şu hususta and içerim ki: İyi bir âdet terk edilmişse onu diriltmeye, kötü bir âdet de yaygmlaşmışsa onu da önlemeye çalışırım. İsterse bu işler için bir saniyelik ömrüm olsun. Âhi­re tinizi düzeltin, imar edin ki dünyânız da düzelsin. Hükümdar­larla insanlar arasında ölümden başka bir şey yoktur. Hepsi de fanidirler." Ölüme o da dalıp gidecektir.

b) Vergi memurlarının vergi toplarken gösterdiği zorlukları önlemek, onların dînî esaslara, halîfelerin emirlerine göre Ölçülü hareket etmelerini sağlamak. Alınması gereken vergi miktarı ne ise onu almak. Fazla vergi alınmışsa hazîneden tekrar mükellefe iade ettirmek, noksan vergi alınmışsa mükelleften noksan kısmı tahsil etmek. Anlatıldığına göre: Abbasî halîfelerinden Mehdî, bir gün malî hususta duruşma yaparken para konusunda kendisine bir olay anlatıldı, durumu soruldu. Süleyman b. Vehb dedi ki:

- Ömer b. el-Hattab (r.a.) Irak halkına haraç vergisini koy­muştur. O zaman henüz Doğu ve Batı'da madenî her çeşit paralar, İran ve Bizans hükümdarı adına ve oranın Ölçülerine göre darbe-diîiyor, piyasaya sürülüyordu. Halk ellerindeki malı bu paralarla alıp satıyorlardı. Sonra insanlar paralarda hile yaptılar. Taberiye denilen dinarla vergiyi öderlerdi. Bunun 4 danikini (40 arpa tane­sini) 1 miskaî (6.8 gr.) e eşit saydılar. Ona göre de vergilerini ödü­yorlardı. Ziyad, Irak'a vali olunca vergileri para olarak almaya başladı. Emevîlerin diğer vergi memurları da aynı usulü, Abdu'l-Melik b. Mervân zamanına kadar takip ettiler. Abdu'l-Melik, pa­raların durumu ile Taberiye ölçüsünü karşılaştırmış, parayı ve miskâli kendi ellerinde Ölçü olabileceğini, kullanıl m al arının bir mahzuru olmadığım belirtmiştir. Sonraları Haccâc yine vergileri para olarak toplamaya başlamıştır. Ömer b. Abdi'1-Aziz Halîfe olunca, para ve miskâli ölçü olarak kabul etmiş, bu durum Mansur zamanına kadar gelmiştir. Mansur devrinde Irak ve İran halkının direnmesi üzerine buraların en çok yetişen hububatı arpa ve çav­dar üzerinden para olarak alınan haraç vergisini kaldırdı, tekrar arpa ve çavdar olarak aynî haraç vergisi almaya başladı. Az yeti­şen hububat ve meyvelerden para ölçülerine göre vergi aldı.

Bu olaylar üzerine Halîfe Mühtedî: "Geçmişte ve hal-i hazır­daki işlerden ötürü insanlara zulmetmekten Allah'a sığınırım, in­sanlardan bu türlü ağır vergiyi kaldırınız", demiştir. Hasan b.

Mahled, halîfe Mühtedî'ye:

- Geçip giden halîfeler bu türlü vergileri kaldırsaydılar her yıl hazînelerinden 12 milyon dirhem kıymetinde mallar çıkmış olur­du. Bu söz üzerine Halîfe Mühtedî,

-  Hazînenin malının tamamının gideceğini de bilsem hakkı korumak, zulmü yıkmak için bu ağır haraç vergisini kaldırıyo­rum, demiştir.

c) Devlet mallarının ve mülklerinin kayıtlarını lüzumu ânında kontrol etmek. Bu işle görevli memurlar halkın devlet ma­lından yararlanacağı miktarı, kimlere ait olduğunu, ne kadarını tekrar devlete iade etmesi gerektiğini esaslı bir şekilde yazarlar. Bu memurlar doğruluktan ayrılır, malların kayıtlarım noksan tutarlarsa gerekli hükümlere göre bu yanlış hareketlerin, önüne geçilir. Anlatıldığına göre:

Mansur, Dîvan kâtiplerinin yolsuzluklarını, işitince onları toplamış, hepsini birden cezalandırmıştır. Bu olay üzerine kâtipler tarafından şu şiir söylenmiştir:

"Ey Halîfemiz, doğruluk ve şeref içinde Allah Ömrünü uzun et­sin.

Bize kötülük de etseler senin afvınla kurtulmaktayız. Sen hal­kın canı ve malı için bir koruyucusun.

Biz kâtipler kötülük ettik, aramızda iyi kâtipler kalmamıştı. Artık biz de ıslah-ı nefs ettik."

Bunun üzerine Mansur onların tahliyelerini emretti. Şiir söy­leyen kâtibini de mükâfatlandırdı. Çünkü o, kabahatlerini mertçe

açıklamıştır.

Buraya kadar sayılan üç görevde şikâyetçiye lüzum olmadan da doğrudan doğruya bakılmaktadır.

d) Hazîneden kendilerine yiyecek ve içecek yardımı yapılan­lar erzakın geç ve noksan verilmesi hâlinde şikâyet üzerine duru­ma el koymak. Bu konuda hâkim kayıtları kontrol eder, eski veri­lenlerden daha noksan bir miktarda erzak ve maaş verilmişse ve bu noksanlık memurun şahsından ileri geliyorsa ona aradaki nok­sanlık ödettirilir. Kayıtlardan ve hazînenin almış olduğu tedbir­den ileri geliyorsa hazîne aleyhine hâkim karar verir. Bazı ordu komutanları Halîfe Me'mun'a:

"Ordunun aç oluşundan, bu sebeple yağmaya teşebbüs ede­ceklerinden" haberler yazmışlar, Me'mun da: "Şayet erzak âdil dağılırsa aç kalmazlar, karınları doyurulur, takdir edilen hakları (maaşları) verilirse yağmaya teşebbüs etmezler." diye cevap ver­miştir. Erzakı tam göndermiş, görevlerinde sû-i istimal edenleri görevlerinden almıştır.

e) Gasbolunan mal ve hakları geri vermek. İki gruptur.

aa) İdareci şahısların, bazı şahıslara âit mal ve mülkü ya rağ­betten (onu ele geçirmeyi çok arzulamaktan) veya zorla almaları­dır. Fevkalâde yetkili hâkim durumu açıkça bilirse iadesini emre­der. Durum açık olarak anlaşılmıyorsa duruşma yapar. Mal sahi­bi malı nereden elde ettiğini, isbat ederse mal gâsıbtan alınır, sahibine verilir. Mal, Divân-ı Sultanî'de (Devletin mal deposun­da) ise ayrıca bir delil ve şahide gerek olmadan malı kendisine ve­rilir. Yoksa o zaman tazminata hükmedilmesini emretmiştir.

Halîfe Ömer b. Abdi'1-Aziz, bir gün namaza giderken Ye-men'den gelen ve kötülüğe mâruz kalmış olan bir kişi şu şiiri oku­yordu.

"Sarayınızın kapısında gadre uğrayan, kötülüğe mâruz kal­mış, sizlere çok uzaklardan gelmiş birisi dâva açmakta, hakkının verilmesini istiyor." Bunun üzerine, Halîfe:

- Sana kötülük eden kim? Kötülük edilen husus nedir?

- Velid b. Abdi'l-Melik arazimi aldı, gasbetti.

- Kuyudâtçı, ganimet mallarına ait defteri getir, dedi.

Halîfe deftere baktığında, Abdullahu'l-Velid b. Abdi'1-Me-lik'in, başkasına ait arazîyi gasbettiğini, temellük ettiğini görür. Bu kaydın düşürülerek dâvâcı Yemenli adına kaydedilmesini, bir miktar da lehine tazminata hükmedilmesini emretmiştir.

bb) Bir kısım menkul malların ve hukukî tasarrufların gasbı. Bu iş de ya idareciler yahut kuvvetli (mütegallibe) şahıslar tarafından yapılır. Mal sahibinin şikâyet ve talebi ile 4 yoldan biriyle mal gâsıbın elinden alınır. Ya gâsıbın ikrar ve itirafîyle, ya fevkalâde işlere bakan hâkimin malın kime ait olduğunu bilme-siyle, ya gâsıbın gasbettiğine dair bâzı delillerin bulunmasiyle, yahut da şahsın malı gasbettiğine dair bazı şahitlerin şehâdeti ve haberlerin ulaşmasıyladır.

f) Vakıf mallarını himaye, koruma: Vakıf mallar iki kısımdır.

aa) Genel vakıflar,

bb) Özel vakıflar.

aa) Genel vakıflardan yararlanmada şahıs, vâkıfın şartına uyuyorsa istifadesine mâni olunmaz. Önlenirse şikâyette buluna­bilir. Vakfın genel bir vakıf oluşu da ya bu işle meşgul olan me­murların kayıtlarından öğrenilir, ya, devletin bu konudaki iznin­den tasarruflarından öğrenilir. Yahut da çok önceden bu hususta geçmiş olan kayıtlardan, vakıfnamelerden Öğrenilir.

Bu üç yoldan biriyle genel vakıf olduğu öğrenilmezse, o vakfın özel vakıf olduğuna hükmedilir.

bb) Özel vakıflardaki ihtilâflarda ise: Vakıf ehli şahıslar hak­kın isbâtı için hâkime müracaat ederlerse ihtilaf çözülür. İhtilaf hâkim önünde görülür. İdare makamlarına gitmeye lüzum yok­tur. Âdil şahitler yoksa eski kayıt ve defterlere de bakılmaz. Mütevelli heyetinin özel vakıf olduğunu belirtmesi, kaydettirme­si yeterlidir.

g)  Hâkimler vermiş oldukları kararlardan bir kısmını infaz edemeyince bunların hükmünü yerine ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bu mahkemelerin görevleri
« Posted on: 20 Nisan 2024, 02:22:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bu mahkemelerin görevleri rüya tabiri,Bu mahkemelerin görevleri mekke canlı, Bu mahkemelerin görevleri kabe canlı yayın, Bu mahkemelerin görevleri Üç boyutlu kuran oku Bu mahkemelerin görevleri kuran ı kerim, Bu mahkemelerin görevleri peygamber kıssaları,Bu mahkemelerin görevleri ilitam ders soruları, Bu mahkemelerin görevleri önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes