> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye > Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlü  (Okunma Sayısı 1539 defa)
09 Mart 2011, 12:48:37
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 09 Mart 2011, 12:48:37 »



F- DÜŞMANDAN ELDE EDİLEN MENKUL MALLAR VE TAKSİM USÛLÜ


Menkul mallara gelince: Bunlar toplanılmış ganimetlerdir. Menkul malları Peygamber (s.a.v) kendi görüşüne göre taksim ederdi. Bedir savaşında Muhacirlerle Ensâr arasında bu yüzden ihtilâf çıktı. Bu olay üzerine Allah Teâiâ, Resulü (s.a.v) içinbu malları mülk mal yaptı. O istediği şekilde tasarrufta bulundu.

Ebû Umametil-Bahilî'nin naklettiğine göre: Ebû Umame şöy­le der. "Ubâde b. Sâmit'den Enfâl (Harp ganimetleri) hakkındaki ayet-i kerimeyi sordum. Sorduğum âyet-i kerîme de:

"Habibim sana harp ganimetlerinin hükmünü sorarlar. De ki: Bu ganimetler Allah'ın ve Resûlünündür. O halde tam mü'minlerdenseniz Allah'dan korkun, ihtilâfa düşme­yi p aranızı düzeltin." (K. K. 8: 1) dir. Ubade b. Sâmit dedi ki:

- Bedir harbinde idik. Ganimetler hakkında ihtilâf gösterdik. Ne kötü bir hareket idi. Allah Teâlâ ganimetleri elimizden aldı, Resulüne (s.a.v)'e verdi. Onu müslümanlar arasında eşit bir şekil­de paylaştırdı. Kendi de Bedir savaşı ganimetlerinden Münebbih b. Haccac'm kılıcı "Zülfikâr'ı aldı. Ganimetleri, Bedir savaşından sonra nazil olan şu âyet-i kerîmenin hükmüne kadar beşe taksim etmediler.

"Bilin ki, ganîmet olarak aldığınız herhangi bîr şeyin mutlaka beşte biri (1: 5) Allah'ın, Resulünün, Resulünün hısımlarının, yetimlerin, yolcuların, yoksullarındır." (K. K 8: 41) Allah Teâlâ bu hükümleriyle zekât gibi ganimetlerin de tak­sim şeklini göstermiştir. Bedir savaşından sonra Benî Kaynuka kabilesi ganimetini Resûîüllah (s.a.vj ilk defa bu hükümle taksim etti.

Harp esnasında elde edilen mallar, harp sona erinceye kadar taksim edilmez. Çünkü harbin sona erişi ile zaferin kazanıldığı, mülkiyetin kesinlik kazandığı bilinir. Böylece savaşçıların mal taksimi ile meşgul olmaları önlenir. Aksi hâlde yağmalama sonu­cu büyük bir düşman baskısına maruz kalınır, yenilgiye sebeb olu­nur. Harp sona erince komutan nasıl münâsib görürse o şekilde ganimetleri taksime başlar. Ya hemen harbin bitiminden sonra taksim eder. Ya da İslâm ülkesine gelinceye kadar bekler. Ebû Hanîfe'ye göre: Düşman ülkesinde, savaş meydanında taksim ya­pılmaz. İslâm ülkesine dönünce taksim edilir.

Dağıtımda usûl: Önce düşman ölülerinin elbise ve teçhizatı­nı dağıtmakla işe başlar. Her savaşçıya öldürdüğü düşmanın her şeyini verir. Halîfe bu hususta önceden şart koşsun koşmasın du­rum bu şekildedir, değişiklik yapılmaz. Ebû Hanîfe ve Mâlik'e gö­re: Savaşa giderken şart koşulmuşsa, herkese Öldürdüğünün teçhizatı verilir. Şart koşulmamışsa teçhizat ganîmet sayılır. Sa­vaşçıların hepsi ortaklaşa iştirak ederler. Peygamberin (s.a.v) ilâncılarından biri, ganimetlerin toplanışından sonra şu şekilde seslenmiştir:

"Kim bir şahsı öldürürse teçhizatı onundur”[137] Tabii ki bu ilânı yaptıran Resûlullah'dır. (s.a.v).

Ganimette dikkat edilecek husus, taksim işinin geciktirilme­mesi, elde edilen teçhizatın başkalarına veril meme si dir. Ebû Katâde'ye öldürmüş olduğu 20 kişinin teçhizatı verilmiştir. Me­tinlerde geçen teçhizat terimi içine, düşmanın üzerine korunmak için giydiği elbiseler, savaşta kullandığı silâhı, bindiği atı girer. Mallarından harp için hazırlayıp, ayırdığı şeyler teçhizat terimi içine girmez.

Harp meydanında yanında bulunan su kapları, hayvan teçhizatı bu terimin içine girer mi, girmez mi hususu ihtilaflıdır. Bir görüşe göre: Girer. Diğer görüşe göre: Girmez. Teçhizatın beş­te biri (1:5) söz konusu değildir. Mâlik'e göre: Techizâtm beşte biri (1: 5) söz konusudur. Bu miktar beşte bire hak sahibi olanlara veri­lir. Teçhizat verildikten, gerekli dağıtımı yapıldıktan sonra ne ya­pılacaktır?

Muteber olan bir görüşe göre: Ganimetlerin beşte biri (1: 5) hak sahiplerine ayrıldıktan sonra geri kalanı savaşanlara dağıtı­lır. Ayet-i kerime de:

"Biliniz ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin mutlaka beşte biri (1: 5) Allah'ın, Resulünün, hısımlarının, yetimlerin yoksulların, yolcularındır." buyurulmuştur. (K.K. 8: 41).

Ebû Hanîfe, Ebû Yusuf, Muhammed ve İmam Mâlik'e göre: Beşte biri yetimlere, miskinlere, fakirlere, yolda kalmışlara veril­mek üzere 3 eşit selime ayrılır. İbn Abbas'a göre: Beşte bir 6 sehme ayrılır. Allah'ın selimi Ka'be işlerine, harcanır. Burada sözü edi­len beşte birin sahipleri Fey'de sözü edilen beşte birin (1: 5) sahiplerinin aynıdır. 1: 5'in 1 sehmi Resulullah'a (s.a.v) aittir. 1: 5'in 1 sehmi Hâşim ve Abdu'l-Muttalib oğullarından Resûlullah'ın (s.a.v) yakın akrabalarına aittir. 1: 5'in 1 sehmi yetimlere, 1: 5'in dördüncü 1 sehmi miskinlere, 1: 5'in 1 sehmi de yolda kalmışlara verilir. Bunlardan sonra harpte hazır bulunan çocuklara, zimmîlere, kölelere ve kadınlara bahşişlerde, atıyyelerde bulunu­lur.

İkinci bir görüşe göre: Bunlar, bahşiş verilme bakımından beş­te bir hak sahiplerinin haklarını almalarından Öncedir. Fakat zımmîlere ihtiyaçları miktarı kadar mal verilir. Bunların hissesi bir piyade veya süvarinin hissesini geçemez. Harp esnasında: Kâfirin müslüman, çocuğun yetişkin, kölenin hür olrnasiyle atıy-yede, bahşişte bulunulacak kimseler azalırsa da onlara harp bit­meden bu statülere girdiklerinden, hîbe, bahşiş yerine savaşçıla­rın seliminden verilir. Harp bittikten sonra durumlarında, sayıl­dığı gibi değişiklikler olursa ihsan ve bahşişte bulunulur, gani­metten savaşçılara verilen sehimler gibi sehim verilmez. İşte ganimetlerden beşte bir (1: 5) ve sayılan kimselere verilmek üzere bahşiş ayrıldıktan sonra geri kalan ganimet, harbe katılan savaş­çılara dağıtılır. Savaşçılar da hür, müslüman, sıhhatli erkekler­den ibarettir. Bunların hepsinin bizzat savaşa girmeleri gerek­mez. Harp seferine katılıp, savaş meydanına girmeyenler, geri hizmetlerde bulunmuş olanlar da bu hareketleriyle savaşçılara çeşitli şekillerde destekçi olmuşlardır.

Bu konuda şu âyet-i kerîmenin hükmünde ihtilâf edilmiştir.

"Berikilere; gelin Allah yolunda muharebe edin yahud hiç olmazsa düşmanın kendinize ve ailelerinize saldırma­larını önleyin, denildi de..." (K. K. 3: 167).

Bu âyet-i kerimeye iki türlü mânâ verilir. Süddî ve İbn Cü-reyc'e göre: Desteği çoğaltmaktır. İbn Avn'a göre: At besleyip onunla savaşmak.

Ganimetler, muhâriblere istihkaklarına uygun olarak taksim edilir. Paylaştırma işini bizzat yapanın veya komutanın seçim ve tercihine bırakılamaz. İmam Mâlik'e göre: Ganimetlerin taksimi halîfenin görüşüne göre yapılır. İsterse savaşçılara eşit şekilde taksim eder, isterse savaşa katılmıyanları da katar, onlara da ganimetten pay ayırır. Hadis-i şerifte de:

"Ganimet, savaşa katılıp ona bizzat şahit olanların­dır'[138] buyurulmuştur. Böylece Mâlikin sözü geçen görüşü red­detmektedir.

Savaşa katılanlardan süvarileri, gördüğü hizmetlere karşılık piyhadelere üstün tutarsa bu isabetli bir hareket olur. Üstün tut­ma ve tercihte miktar nedir?

Bu konu hukukçular arasında ihtilaflı olup Ebû Hanîfe'ye gö­re: Süvariye iki sehim, piyadeye bir sehim verilir. Şafiî'ye göre: Süvariye üç sehim, piyadeye bir sehim verilir. Süvarilerden mak-sad da, at üzerinde savaşanlardır. Katır, deve, fil, merkep üzerin­de savaşanlar piyade sayılır. Atın koşu atı olup olmaması Önemli değildir. Süleyman b. Rebiâ'ya göre: Ancak koşu atlarıyla sava­şanlar süvari sayılır.

Süvari savaşa atlı olarak katılıyorsa ona pay verilir, katılma-mışsa verilmez. Bir kimse harbe birden fazla atla katılırsa, kendi­sine yalnız bir süvari hissesi verilir. Ebû Hanîfe ve Muhammed'in görüşü de böyledir. Ebû Yusuf a göre: İki süvari payı verilir. Evzaî de aynı fikirdedir. İba Uyeyne'ye göre: Kendisine muhtaç olunan nisbet ve miktara göre pay verilir.

Süvariye ve ata hiç ihtiyaç yoksa atla savaşa katılanlara süvari payı verilmez. Savaşa katıldıktan sonra süvarinin atı ölür­se, süvari payı alır. Savaşa katılmadan atı ölmüşse piyade payı alır, süvari payı hakkı alamaz. Süvarinin kendisinin Ölüm duru­mu da böyledir. Ebû Hanîfe'ye göre: Düşman toprağına girdikten sonra süvari veya atı ölürse ona süvari payı verilir.

Harp sona ermeden bir topluluk müslümanlara yardıma gelir­se, elde edilen ganimetlere iştirak ederler. Savaş bittikten sonra gelirlerse, ganimetlere iştirak edemezler.

Ebû Hanîfe'ye göre: Savaş bitmeden, yardıma gelenler, düş­man topraklarına girmişlerse ganimete iştirak ederler. Harbe ka­tılan levazım, sıhhiye gibi geri hizmet işi görenler de ganimetlerin paylaşılmasında bizzat savaşanlarla eşit paya sahiptirler.

Bir topluluk Sultanın müsâadesi olmadan savaşırsa, ganimet olarak aldıkları şeyler gerçek harp ganimeti gibidir... Beşte biri belirtilen yerlere verilir. Geri kalan aralarında paylaştırılır. Ebû Hanîfe'ye göre: Beşte bir de alınmaz. Tamâmı kendilerine aittir. Hasanu'l-Basrî'ye göre: İzinsin savaşanlar ganimet olarak aldık­ları şeylere sahip olamazlar.

Müslümanlar anlaşma veya esaretle düşman ülkesinde bulu­nur, arkasından müslüman savaşçılar da geliverirse, müslüman savaşçılar bu şekilde düşman ülkesinde bulunan o müslümanları âzad ederler. Mal ve şahıslarından yararlanamazlar.

Ebû Davud'a göre: Düşman ülkesinde bulunan müslümanm mal ve şahsından yararlanılır. Ancak emân verilirse yararlanıla­maz. Her iki grup müslümanlar birbirlerinden emin olur, birbirle­rine güvenirlerse afvedilirler, rnal ve şahıslarından faydalanmak haramdır. Savaşlarda sabit kararlılığı, cesareti, büyük yardımları görü­lenler olursa bunlar da diğerleri gibi eşit hakka sahiptirler. Âmmeye ayrılan maldan da gördüğü hizmet, gösterdiği kahra­manlıklara karşılık fazladan mal verilir. Başarı gösterenin hakkı hiçbir zaman kaybolmaz. Resulüllah (s.a.v), amcası Hamza b. Ab-di'1-Muttalibden sonra ikinci hicret yılında Rebiu'l-Evvel ayında, îslâm sancağının taşınması ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlü
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:46:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlü rüya tabiri,Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlü mekke canlı, Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlü kabe canlı yayın, Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlü Üç boyutlu kuran oku Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlü kuran ı kerim, Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlü peygamber kıssaları,Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlü ilitam ders soruları, Düşmandan elde edilen mallar ve taksim usûlüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes