> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye > Dîvanlar tesisi ve hükümleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dîvanlar tesisi ve hükümleri  (Okunma Sayısı 1309 defa)
02 Mart 2011, 16:36:20
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 02 Mart 2011, 16:36:20 »



 
ON SEKİZİNCİ BÖLÜM
Dîvanlar Tesisi Ve Hükümleri

A- DÎVANIN TARİHÇESİ VE İSLÂMIYETTE İDARE SİSTEMİ İÇİNDE KURULUŞU
 

DÎVAN: Devlet idaresine âit mallara,, yapılan işlere, bu işler­de çalıştırılan asker ve diğer memurlara âit kayıtları tutmak, sak­lamak için kurulan yerdir. Dîvan denilmesinin sebepleri hakkın­da iki rivayet vardır:

1-  İran hükümdarı bir gün delilerin kayıtlarını tutan kâtiplerine uğrar. Oradaki kâtiplerin, kendilerini deli olarak dü­şündüklerini görür ve onlara "DİVÂNE" (Deliler) der. Bundan sonra da onların bulunduğu yere DÎVÂNE ismi verilir. Verilen bu ismin çok kullanılması sebebiyle kelime sonundaki "e" harfini bı­rakırlar. Böylece "DÎVAN" olarak kalır.

2- Dîvan kelimesi Farsça'da şeytanlara verilen isimdir. Devlet katipleri de devlet işlerini iyi anlayıp mütehassıs olduklarından gizli açık her türlü devlet işlerine vâkıf bulunduklarından onlara da "DİVAN" ismi verilmiştir. Sonra bu ismi çalıştıkları yer için de kullanmışlardır.

Müslümanlıkta Dîvanı ilk tesîs eden, Halîfe Hz. Ömer olmuş­tur. İnsanlar onun dîvan tesisi sebebinde ihtilâf etmişlerdir. Bir kısım râvüere göre: Ebû Hureyre, Bahreyn taraflarından pek çok mallarla birlikte, Medine'ye Hz. Ömer'e gelir. Hz. Ömer, Ebû Hu­reyre'ye,

- Ne kadar mal getirdin?

- 500.000 dirhem.

Hz. Ömer bu malları çok bulur ve Ebû Hureyre ye,

- Ne söylediğini biliyor musun? diye tekrar sorar. O da,

- Evet, 500.000 dirhem, der. Hz. Ömer,

- O mallar helâl kaynaklardan mıdır? der. O da,

- Bilmiyorum, ancak şu gördüklerini biliyorum, der. Bu ko­nuşma üzerine Hz. Ömer minbere çıkar, Allah'a hamd ü senadan sonra^ topluluğa,

- Ey insanlar, biliniz ki bana pek çok mal geldi. İsterseniz bu malları sizlere ölçerek, isterseniz sayarak dağıtayım. Bu konuş­ma üzerine cemaatten biri ayağa kalkar ve şöyle der:

-  Ey mü'minlerin Emirİ, ben İranlıları gördüm. Onlar bir divân kurarlar. Dağıtım işlerini o dîvan görür, malları bir deftere kaydeder. Sen de bir dîvan kur, mal dağıtım işini onlar görsün, herkes deftere göre alsın, kimin ne aldığı oraya yazılsın.

Bu söz üzerine Hz. Ömer, teklifi uygun bulur. Defter ihdas eder, malları ona göre taksim ettirir. Bir başka görüşe göre: Hz. Ömer'in dîvan kuruşunun sebebi: O, bir gün haberci gönderirken yanında Hürmüzân vardı. Hz. Ömer'e dedi ki:

- Sen bu habercinin eline mallar ve hediyeler verdin, içlerin­den biri çıkar da muhalefet ederse, elçinin yerine bir başkası geçer haberci olduğunu iddia ederse nereden bilecekler? Sen ona kayıt­ları da içine alan bir defter ve eline bir dîvan ver. Dîvanında verdi­ğin malların kayıtları bulunsun. Habercinden, vardığı zaman dîvan isterler ki, bununla kendilerine gelen habercinin, senin ha­bercin olduğunu anlarlar.

Âbid b. Yahya'nın Haris b. Nufeyl'den anlattığına göre: Hz. Ömer, dîvan kurulması, kayıtların tutulması konusunda müslü-manlarla istişarede bulunur. Hz. Ali, Hz. Ömer'e der ki:

- Her yıl toplanılan malları taksim eder, dağıtırsın. Yanında dağıttığına dair hiçbir kayıt bırakmazsın. Hz. Osman da:

-  Birçok malların insanlara dağıtıldığını görüyor ve biliyo­rum. Fakat kayıtları tutulmazsa senden mal alanlar ve almayan­lar belli olmaz. Bunun sonucu olarak da yanlış bir işin çıkmasına, dedikodunun yayılmasına sebep olursun. Bu kötü işin yayılma­sından çok korkarım. Hâlid b. Velid de,

- Ben bir ara Şam'da bulundum. Oranın idarecilerinin, devlet işlerine dâir bir takım defterler tuttuğunu, askerler ve ihtiyaçları­nı yazdıklarını gördüm. Sen de dîvanlar tut, kayıtlar yazdır. As­kerler edin ve onları bu defterlere yaz dedi.

Bu sözlerden sonra, Hz . Ömer, Kureyş'in delikanlılarından

Akîl b. Ebî Tâlib'i, Mahreme b. Nevfel'i, Cubeyr b. Mut'ım'ı çağırdı. Ve onlara,

- İnsanları evlerine göre yazınız, dedi.

Onlar da önce Haşini oğullarından başladılar. Sonra Ebû Be­kir kavmini, Hz. Ömer ve kavmini ve diğer kabileleri sırasıyla ya-dılar. Sonra da bazı ihtilâfları halledip neticeyi Hz. Ömer'e arzet-tiler. Hz. Ömer kayıtlara baktı ve,

- Bu kayıt işlemi olmamış. Ben böyle istememiştim. İnsanları Resûlullah'a (s.a.v) en yakın olanlarından başlayıp sonra biraz uzak olanları ve daha sonra da daha uzak olanları yazmak üzere bir yol tâkib edersiniz. Böylece Hz. Ömer (r.a.), Allah'ın yolundan gitmiş olsun. Kâtipler de böyle yaptı ve neticeyi tekrar halifeye sundu. Hz. Abbas, Ömer'in bu işine teşekkür etti.

Zeyd b. Eslem'in babasından rivayetine göre: Adiy oğulları Hz. Ömer'e gelerek,

- Sen, Hz. Ebû Bekr'in ve Resûlullah'ın (s.a.v) haîîfesisin. Ebû Bekir ise yalnız Resûlullah'ın (s.a.v) halîfesidir. Sen şahsını, Al­lah'ın seni ulaştırdığı makamda iyi koru. Halbuki şu kâtipler seni başka şekilde yazıyor, başka türlü gösteriyor, dediler. Hz. Ömer,

- Yazık yazık, ey Adiyy oğulları, günâhımı almak istiyorsunuz. Halbuki ben bütün iyiliklerimi size vermek isterim. Benim hak­kımda dediğiniz doğru değil, fakat siz defterdeki kendi kayıtları­nıza itiraz ediyorsunuz, son taraflarda yazılmış olduğunuzu söy­lemek istiyorsunuz. Doğru yolda yürüyen, âdil hareket eden iki dostum vardır. Onlara karşı çıkarsam bana da karşı çıkılır, muhalif hareket edilir. Fakat, Allah'a yemin ederim ki, Dünyada faziletleri, üstünlükleri bilemeyiz. Yaptığımız işler için Allah'dan sevap da ummayız. Ancak bildiğimiz Üstün ve hayırlı kimse varsa o da Resûlüllah'dır (s.a.v). O, bizim şerefimizdir. Kabilesi ve kav­mi de bizlerin en şereflileridirler. Sonra onlara yakın olanlar, son­ra daha az yakın olanlardır ve iş Öyle gider. Allah'a yemin ederim ki, Acemler bir iş, bizler de onların ayrı bir iş yapsak, kıyamet gü­nünde yaptıkları işleri sebebiyle onlar bizlerden daha çok Resûlullah'a (s.a.v) sevimli olurlar. Resulullah'a (s.a.v) yakınlık sebebiyle "İşlerini azaltanlara, meskenete düşenlere nesebleri bir şey yapamaz, demiştir."

Amirin anlattığına göre: Hz. Ömer Dîvana nüfûs işlerini yaz­dırmaya başlamış. Bu işe başlayınca etrafındakilere,

da

- Kiminle başlayayım? diye sormuştur. Abdurrahman b. Avf

- Önce kendi ailenle başla, demiştir. Hz. Ömer de,

- Resûlullah (s.a.v) ile hazır bulunduğumu biliyorum, ondan nasıl Öne geçerim, demiştir. Önce Hâşİm oğullarım, Abdul-Mutta-lib oğullarını, sonra kendi ailesini, daha sonra da kuşak kuşak Ku-reyşlileri bitinceye kadar yazdırmıştır. Ensâr'm yazılmasına ge­lince, kâtiplere,

- Önce Evs kabilesinden Sa'd b. Muaz oymağını yazmakla işe başlayın, sonra sırasıyla Sa'd'a yakınlık derecesine göre, diğer oy­makları yazın, demiştir.

Zührî'nin Saîd b. el-Müseyyeb'den anlattığına göre Hz. Ömer'in Dîvan tesisi ve nüfus kayıtlarını yaptırması hicrî 20'nci senenin Muharrem ayıdır. Bu şekilde insanların Resûlullah'a (s.a.v) ulaşan neseblerinin derecesi kâtiplerce tesbit edilmiş, sıra­ya konulmuştur. Bundan sonra da insanlara mal vermede, Pey­gambere (s.a.v) yakınlık derecelerine ve gördükleri hizmetlere gö­re farklı mal verilmeye başlanmıştır.

Hz. Ebû Bekir, Peygamberin (s.a.v) yakınlarına eşit muamele eder, aralarında farklılık gözetmezdi. Hz. Ali de eşit muamele ederdi. Şafiî ve Mâlik, Ebû Bekir ve Ali'nin tatbikatını esas almış­lardır. Hz. Ömer ise, Islâmiyetteki hizmetlerini, üstünlüklerini nazara almış, farklı muamelede bulunmuştur. Hz. Osman da Hz. Ömer gibi hareket etmiştir. Irak hukukçuları ve Ebû Hanîfe de bu tatbikatı esas almışlardır. Ömer, Hz. Ebû Bekr'in insanlar arasın­da eşit muamele yaptığını görünce, Ebû Bekr'e,

- Sen iki defa hicrette bulunanlar, iki kıblej'e karşı namaz kı­lanlarla, Mekke fethi günü kılıç korkusuyla müslüman olanlar arasında nasıl eşit muamele }'aparsm? demiş, O da:

- Onlar Allah için bu işleri yaptılar, mükâfatları da Allah ya­nında, âhirettedir. O, bu kimselerin mükâfatını verecektir. Dünyâ ise bir tebligat yeridir, dedi. Hz. Ömer:

- Ben, Allah'ın Resulüne (s.a.v) karşı savaşanlarla, onunla bir­likte düşmana karşı savaşanları bir ve eşit sayamam, demiştir.

Ömer halîfe olunca Dîvan kurmuş, İslama hizmeti çokça geçen ilk müslüman olanları farklı muameleye tâbi tutmuştur. Bedir sava­şında bulunan muhacirlerin her birine her yıl 500 dirhem vermiş­tir. Hz. Ali, Hz. Osman, Talha, Zübeyr, Abdurrahmân b. Avf... bunlardandı. Kendisine de 5000 dirhem yıllık bağlamıştır. Abbas b. Abd'l-Muttalib'i, Hz. Hasan'ı ve Hüseyin'i de Resûlullah'a (s.a.v) yakın olmaları sebebiyle bu gruba dâhil etmiştir. Bir görüşe göre de Abbas'ı herkesten üstün tutmuş, ona senede 7000 dirhem maaş vermiştir. Hz. Ömer Bedir savaşına katılanlara başkalarını tercih ve takdim edip, öne geçirmemiştir. Yalnız Resûlullah'm (s.a.v) ailelerinin her birine senede 10.000 dirhem maaş vermiştir. Hz. Âişe validemize 12.000 dirhem vermiştir. Cüveyriye binti'l-Haris ve Safıyye binti Huyeyy'i de Resûlullah'm (s.a.v) aileleri arasına dâhil etmiş, onlara da yılda 10.000 dirhem vermiştir. Bir rivayete göre de: Ailelerinin her birine yılda 6000 dirhem tahsîs et­miştir. Mekke'nin fethinden önce hicret eden her şahsa senede 3000 dirhem, Mekke'nin fethinden sonra müslüman olan her er­keğe 2000 dirhem, Muhacir ve Ensânn genç erkek çocuklarına 2000 dirhem, Ömer b. Ebî Selemeti'l-Mahzumıye 4000 dirhem hisse vermiştir. Bunun sebebi, annesi Ümmü Seleme'nin Resûlullah'm (s.a.v) ailesi oluşudur. Muhammed b. Abdillah b. Cahş, Hz. Ömer'e,                                           

- Niçin Ömer'i bizden üstün tuttun? Halbuki babaları­mız hicret etmiş, Bedir'de şehîd olmuştur, dedi. Hz. Ömer de,
<...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dîvanlar tesisi ve hükümleri
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:06:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dîvanlar tesisi ve hükümleri rüya tabiri,Dîvanlar tesisi ve hükümleri mekke canlı, Dîvanlar tesisi ve hükümleri kabe canlı yayın, Dîvanlar tesisi ve hükümleri Üç boyutlu kuran oku Dîvanlar tesisi ve hükümleri kuran ı kerim, Dîvanlar tesisi ve hükümleri peygamber kıssaları,Dîvanlar tesisi ve hükümleri ilitam ders soruları, Dîvanlar tesisi ve hükümleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes