Konu Başlığı: Cürümlerde kısas ve diyet cezaları Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Mart 2011, 20:43:43 CÜRÜMLERDE (ŞAHIS ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLARDA) KISAS VE DİYET (BEDEL) CEZALARI Şahıslara karşı işlenen cürümler üçtür: a) Kasden adam öldürme, b) Hatâen adam öldürme, c) Hataya benzer kasıtla adam öldürme. a) KASDEN ADAM ÖLDÜRME: Bir inşam boğazlıyarak, demirle bir uzvunu keserek, vücûduna bir cisim sokarak, ağır bir cisimle vurarak öldürmeye kasten adam öldürme denir. Failinin cezalandırılmasını gerektirir. Ebû Hanîfe'ye göre: Kısası gerektiren adam öldürme, yaralayıcı âletler ile boyun kesmek veya uzvunun herhangi bir yerine sokarak kasten adam öldürmedir. Taş ve odun gibi bir cisimle adam öldürme kasten adam öldürme sayılmaz. Kısası gerektirmez. Şafiî'ye göre: Kasten adam öldürmenin hükmü: Ölenin sahibi kısas ve diyetten birini seçmeye ehil, hür bir kimse olmalıdır. Ebû Hanîfe'ye göre: Ölünün sahibinin tek başına katilin kısasını isteme, katil ile anlaştıktan sonra bedel isteme hakkı vardır, ölü sahipleri ise, mala mirasçı olma hakkına sahip erkek ve kadınlardır. Mâlike göre: Ölünün sahipleri, mirasçılarından yalnız erkek olanlardır. ölünün sahiplerinin hepsi katilin kısas edilmesi hususunda birleşirlerse o zaman katil kısas edilir, içlerinden biri kısasını istemezse kısas cezası düşer, bedel verilmesi gerekir. İmam Mâlik'e göre: Düşmez. Ölünün mirasçıları arasında küçük veya akıl hastası varsa âkil, baliğ olanların tek başlarına kısas istemeleri mümkün olamaz. Şafiî'ye göre: Ölen ve öldürenin müsavi olmaları, öldürülenin ölenden hürriyet ve müslümanlık yönünden üstün olmaması gerekir. Katil hürriyet ve müslüman olma yönlerinden biri ile öldürdüğünden, üstün ise, meselâ hür kimse müslüman veya kâfir bir köleyi kasden öldürmüşse, bu durumlarda katil kısas edilmez. Ebû Hanîfe'ye göre: Öldürülen ve öldüren arasında böyle bir eşitlik aranmaz. Köleyi kasden öldüren hür, kâfiri kasden öldüren müslüman, öldürülür. Hür kimseyi öldüren kölenin, müslümanı öldüren kâfirin Öldürülüşü gibi. Böylece Hanefî hukukçuları nefisleri birbirine tercih ve himaye etmemişlerdir. Kadı Ebû Yusuf a kâfir Öldüren bir müslümanın dâvası iletilir. Müslüman aleyhine kısasla hükmeder. Elinde kâğıt olan bir adam gelir, Ebû Yusuf a uzatır, Kâğıtta şu şiir yazılıdır: "Ey kâfire karşı müslümana ölüm kararı veren, bu hareketinle sen kötülükte bulundun. Halbuki âdil olan hâkim bu kötülüğü yapmazdı. Ey Bağdat ve etrafında bulunan âlimler, şâirler! Dönünüz, dininiz ne hâle geldi görünüz, ağlayınız. Kötülüklere sabredin. Mükâfaat sabredenlerindir. Kâfire karşı mu mini öldürme kararı veren Ebû Yusuf, dinine karşı kötülükte bulundu." Ebû Yusuf, Harun Reşîd'e bu şiiri okur. Harun Reşîd, fitnenin çıkmaması için bu işi iyice araştırmasını emreder. Ebû Yusuf da öldürülen kâfirin mirasçılarından, zımmîliklerinin sıhhatli olup olmadıklarının isbâtını ister. Onlar da zımmî olduklarını isbât edemezler. Böylece kâfiri Öldüren müslümana kısas cezası tatbik etmez. Buna benzer olaylarda âmme menfaati için bir suçlu hakkında mevcut iki cezadan hafifini vermeye cevaz tanınmıştır. Bir köle diğer bir köleyi öldürürse, Öldürülenin kıymeti öldürenden veya öldürenin kıymeti öldürülenden fazla da olsa öldüren de Öldürülür. Ebû Hanîfe'ye göre: Katil kölenin kıymeti öldürülen kölenin kıymetinden fazla ise öldürülmez. Kâfirlerin dinleri ayrı ayrı da olsa biri diğerini öldürünce kısas edilirler. Kadım öldüren erkek, erkeği öldüren kadın, küçüğü öldüren büyük, deliyi öldüren akıllı, kısasla öldürülür. Katil, çocuk veya deli ise kısas yapılmaz. Çocuğunu öldüren baba da kısas edilmez. Ama babasını veya kardeşini öldüren kimse (baba veya kardeş katili) kısas edilir. b) HATÂEN ADAM ÖLDÜRME: Bir kasıtla olmaksızın bir şahsın ölümüne sebeb olmadır. Hatâen adam öldürene kısas cezası verilmez. Meselâ: Bir hedefe atış yapan insanın, bir şahsı öl-dürüvermesi, kazılan kuyuya bir şahıs düşerek ölüvermesi. Bir evin dışarı sarkıtılmış saçağının düşerek bir şahsı Öldürmesi, bindiği hayvana bıçak saplarken yandaki adama saplanıverip öldürmesi, yokuş bir yere konulan taşın yuvarlanarak şahıs üzerine varıp onu Öldürmesi... durumlarında insan Ölürse hatâen adanı öldürme söz konusudur. Sebeb olanlara Diyet bedel gerekir, kısas yapılmaz. Hatâen adam öldürenin mirasçılarından (Öldürenin malından olmaksızın) ölümün vukuundan itibaren üç yıl içinde üç eşit tak-sidle ölenin diyeti (bedeli) alınır. Ebû Hanîfe'ye göre: Hâkim diyete karar verdikten sonra üç yıl içinde diyet alınır. İslâm Ceza Hukukunda bu bahiste geçen "Akile: Hatâ ile öldürenin diyetini çeken, ödeyen akraba clij'etl" terimi içine babalar ve oğullar girmez. Hatâen katil olan, diyeti ödeyecek akrabanın bu külfetine dâhil olmaz. Ebû Hanîfe ve Mâlik'e göre; katil de diyeti ödeyecek fertlerden biri gibi olup, ödemeye iştirak eder. Duruma iyi olanlar her yıl hissesine düşen paranın yarısını verir. Orta durumda olanlar her yıl hissesinin dörtte birini (1: 4) verir. Fakir du-rumlulara bir ceza yüklenemez. Durumu fena iken sonradan ödeme kabiliyeti kazanandan, hissesine düşen diyet alınır. Durumu iyi iken fena duruma düşenlerden diyet alınmaz. Hür olan müslüman bir erkeğin, carî olan altın dinar üzerinden 1000 dinar diyeti vardır. Gümüşten ise, 12000 dirhemdir. Ebû Hanîfe'ye göre, gümüşten 10000 dirhemdir. Diyet deveden verilecekse 100 devedir. Bunun 20'si 1 yaşını tamamlamış, 20'si iki yaşını tamamlamış olan, 20'si dört yaşını tamamlamış bulunan, 20'si beş yaşında olan develerden olacaktır. Bedelin (diyetin) aslı devedir. Diğer şeylerin ve bu arada paranın verilmesi ise, deveden bedel sayılır. Kadının diyeti erkeğin diyetinin yansıdır. Yahûdî ve Hıristiyan olanların diyet miktarında ihtilâf vardır. Ebû Hanîfe'ye göre: Müslümanların diyeti gibidir. Mâlik'e göre: Müslümamn diyetinin yarısı kadardır. Şafiî'ye göre müslümanlarm diyetinin üçte biri kadardır. Mecûsînin diyeti müslümamn diyetinin on ikide biri (1: 12) olan 800 dirhemdir. Kölenin diyeti, kölenin bedelidir. Kölenin bedeli hür kimsenin diyetini geçerse, Şafiî'ye göre: Yine kölenin kıymeti kadar diyet verilir. Ebû Hanîfe'ye göre: Hür müslüman erkeğin 10000 dirhemlik bedelini geçerse 10000 dirhem bedel verilir. Fazlası verilmez. c) HATÂYA BENZER KASITLA ADAM ÖLDÜRME: Bir şahsın öldürmeyi kasdetmeksizin, fiili kasden yapması fakat fiili sonucu şahsın öhnesidir. Meselâ, bir şahsın odunla, öldürme kasdı olmaksızın, adama vurması, taş atması ve bunların sonucu adamın ölüvermesi. Yahut bir öğretmenin normal ölçüde talebesine vurması, işlediği kötü fiile karşılık sultanın bir şahsa ta'zir cezası vermesi sonuçları öğrenci veya o şahıs Ölse böyle ölümlerde de kısas yoktur. Ancak bedel ödeyecek yakınların bu diyetleri ağırlaştırılmış diyettir. Ağırlaştırmada altın ve gümüşte belirtilen miktarlara üçte bir mislisi (1: 3) ilâve edilerek diyet artırılır. Deveden diyetin artırılması ise, 100 devenin 30'u dört yaşını doldurmuş, 30'u beş yaşını doldurmuş, 4O'ı da karnında yavrusu olan deve olmalıdır. Resûlüllah (s.a.v)den rivayet edildiğine göre, "Akile olanlara, kölenin azadı, kasden adam öldürmenin diyeti, sulh olma, itirafta bulunma işleri yüklenemez.”[206] buyurmuştur. Hatâen adam öldürme haram ülkede, haram aylar içinde olursa veya yakın akrabadan biri hatâen öîdürülürse diyet cezası artırılır. Kasden adam öldürmede kısastan afvedilirse, ödenecek bedel artırılmış bedel olup katilin malından bir defada alınır. Birden fazla şahıslar müştereken öldürmüşlerse hepsinin de kısas edilmeleri gerekir. Kısastan afvedilirlerse hepsi birlikte bir diyet cezası verirler. Öldürülenin mirasçıları birden fazla katilden istediklerini kısastan afvederler. Afvedilmeyenler öldürülür. Hepsini afvederlerse hepsi bir tek diyet bedeli öderler. Aralarında ölünün diyeti taksim edilir. Ona göre cezalarını öderler. Katillerden bâzısı öldürülenin boğazını keser, bâzısı yaralar veya ezâ cefâ verirse, kısas cezası boğazlıyan kimseye verilir. Yaralıyan ve ezâ cefâ verene bedel cezası verilmez. Yaralamada müessir fiil hükmü uygulanır. (Yani yaralamanın diyeti ne ise o ceza verilir.) Bir şahıs, bir topluluğu veya birden fazla şahsı Öldürürse; ilk öldürdüğü şahsa karşılık kısas cezasına, diğerlerinin de bedellerini ödemeye mahkûm edilir. Ebû Hanîfe'ye göre; hepsi için kısas edilir. Diyet cezası verilmez. Birden fazla şahsı bir anda öldürmüş-se, ölülerin sahipleri aralarında kur'a çekerler, kurayı çeken kimselerin ölüsüne karşılık kısas cezası verilir. Ölülerin sahipleri, aralarında birine kısas hakkını teslime razı olursa, o şahsın ölüsüne karşılık kısas cezasına, diğerleri için de malından diyet, bedel, cezası alınmasına hükmedilir. Bir şahıs, emri altındakine adam öldürmeyi emretse, kısas cezası emir veren ve emir alanın her ikisine de uygulanır. Emir veren kendisine itaat edilmesi gereken şahıs değilse, kısas cezası yalnız emir alana verilir. Emir veren, kısas cezasına çarptırılmaz. Bir kimse adam öldürmeye zorlansa kısas cezası zorlayana verilir. Zorlanana kısas cezasının gerekip gerekmediğinde iki görüş vardır. Bir görüşe göre: Ona da kısas cezası verilir. Diğer görüşe göre; verilmez.[207] [207] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 433-437. |