Konu Başlığı: Askere alınacakların kayıt işlemleri Gönderen: Sümeyye üzerinde 02 Mart 2011, 14:06:49 C- ASKERE ALINACAKLARIN KAYIT İŞLEMLERİ Askerlerin isimlerinin ordu defterlerine yazılma sırasına gelince: Burada iki sıralama usûlü vardır. a) Genel sıralama, b) Özel sıralama. a) Genel sıralamada kabilelere, ırklara göre tertiplenir. Her kabîle diğer kabileden, her ırk diğer ırklardan ayrılır. Ayrı kabile ve ırktan olanlar birleştirilemez. Aynı kabîle ve ırktan olanlar da ayrılamaz. Dîvanın bu şekilde bir tertip ve düzende olması, nesebleri bildirmesi, ihtilâfları, münakaşaları önler. Askerlerin arap olanlarıyla, arap olmayanları belli olur. aa) Askerler arap iseler, neseblere göre toplanır. Neseb-ler de Resulüllah (s.a.v)e yakınlık derecesine göre, kabilelere ayrılır. Hz. Ömer'in nüfus sayım ve tesbîtinde takip ettiği usul burada da uygulanır. Sıralamaya nesebin aslı ile başlanır. Sonra o asıldan gelen şahıslar sıralanır. Araplar, Adnan ve Kahtân soyundan-dırlar. Adhân soyu Kahtân soyuna tercih edilir. Çünkü Nübüvvet bu soydan gelmiştir. Adnan soyu Rebia ve Mudar kollarını içine alır. Mudar koîu Rebia koluna tercih edilir. Çünkü Nübüvvet bu koldan gelmiştir. Mudar kolu da Kureyş ve Kureyş'in dışındakile-ri içine alır. Kureyş de, Nebî (s.a.v) aralarından geldiği için diğerlerine tercih edilir. Kureyş de Hâşim oğullarını ve başkalarını içine alır. Nebî (s.a.v) aralarından geldiğinden Hâşim oğulları diğerlerine tercih edilir. Böylece Hâşim oğulları sıralamanın başı olur. Sonra bunlara nesebce yakın olanlar derecelerine göre sıralanır. Neticede Kureyş kabilesinin tamâmını içine almış olur. Sonra soyca Kureyş'den gelenler sıralanır ve neticede bütün Mudar oğullarını içine alan bir kayıt elde edilir. Mudar oğullarına nesebce men-sub olanların hepsi kaydedilir ki bunun sonunda Adnan oğullarının tamâmını içine alan bir kayıt ortaya çıkar. Arap soyu 6 derecede sıralanmıştın Nesebleri ve tabakaları bu dereceler içine konulmuştur. Bunlar da: Sırasıyla Şu'be-- Kabile - Kol (Reislik): İmara veya Ammâre - Batın - Fahz (En yakın akraba) - Fasile (Aşiret) sırasına uyularak yazılır. ŞÛT3E: En uzak nesebtir. Adnan ve Kahtân gibi. Şû'be denilmesi "Kabilelerin soylardan, nesebten, çıkması" anlamına geldi-ğindendir. KABİLE: Şû'belerin soylara ayrılmasından meydana gelir. Rebia ve Mudar gibi. Kabîle denilmesinin sebebi, soyların bu derecede biribiriyle karşılaşmaları, tekabülüdür. AMMÂRE (Kol): Kabîle soylarının kısımlara ayrılmasıdır. Kureyş ve Kinâne gibi. BATIN: Ammâre'nin soylarının kısımlara ayrıldığı derecedir. 'Abdu Menaf ve Mahzûm oğullan gibi. FAHZ (En yakın akraba): Batın soylarının kısımlara ayrıldığı derecedir. Hâşim ve Ümeyye oğulları gibi. FASİLE (Aşiret): Fahzm soylarının kısımlara ayrıldığı derecedir. Ebû Tâlib ve Abbas oğulları gibi. Bu sıralamaya göre, Fahz (En yakın akraba) Fasileleri, Batın Fahzları, Ammâre (Kol başı) 386 Ahkâm-ı Sultaniyye batınları, Kabile Ammâreleri, Şube bütün kabileleri içine alır. Soylar uzaklaştıkça, aşağıdan yukarı çıktıkça kabileler Şu beler, Ammâreler de kabileler olmaktadır. bb) Arabm dışındakiler soylara göre yazılmazlar. Nesebe göre de yazılmayınca bunlar için iki şey uygulanır. Ya ırklara (cinslere) ya da memleketlere göre yazım işi yapılır. Irklardan bilinenler, tanınanlar: Türkler, Hindliler gibi. Sonra Türkler çeşitli cinslere, Hindliler de yine çeşitli cinslere ayrılırlar. Memleketlere göre ayırmak da ovalılar, dağlılar şeklindedir. Ovalılar bölgelere, dağlılar da yine bölgelere ayrılırlar. Irklara veya memleketlere göre ayırım yapılınca bunlardan İslâmiyete önce veya sonra girenlere göre bir sıralama yapılır. Defterlere bu sıralamaya göre kayıtlar yapılır. İslâmiyete giriş zamanı bilinmiyorsa, Devlet merkezine yakınlık derecelerine göre sıralamaları yapılır. Bu noktada daı bir eşitlik söz konusu ise o zaman halîfeye önce veya sonra itaat ediş sırasına göre yazılırlar. b) Özel sıralamaya gelince: İslâmiyete girişteki öncelik ve sonralığa göre teker teker şahısların sıraya konmasıdır. Dîne aynı anda girmişlerse dindeki durumlarına göre, aynı durumda iseler cesaret ve şecaatlerine göre, aynı cesaret ve şecaatte iseler, o zaman bu işleri yürüten kâtip onları sıralamakta muhayyerdir. İsterse kur'a ile sıraya kor. İsterse kendi rey ve içtihadına göre bir sıralama yapar.[184] [184] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 384-386. |