Konu Başlığı: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Zehibe üzerinde 21 Ağustos 2010, 07:41:41 Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Vakit, namazın şartlarından biridir. Zorunlu bir hal yokken namazı vaktinde kılmamak büyük günâhlardan sayılır. Aynı zamanda vakit içinde tecellî eden feyiz ve rahmeti hiçbir şeyle telâfi etmek mümkün değildir. Ancak gerek zarurî bir sebepten veya ihmalden dolayı vaktinde kılınmayan namazlar birer borç olarak kalır. Onları kaza etmek farzdır. Konuyla ilgili hadîsler: Enes b. Mâlik (r.a.)'den yapılan rivayette, Peygamber (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Kim bir (farz) namazı unutursa, onu hatırladığı zaman kılsın. Bundan başka onun için bîr keffaret yoktur."[183] Müslim'in kendi Sahîh'inde yaptığı rivayette şu lâfızla yukarıdaki hadîs nakledilmiştir: "Sizden biri uyur da namazı kaçırrsa veya namazdan gaflet edip (vaktini geçirirse), onu hatırladığı zaman kılsın."[184] Ebu Hüreyre (r.a.)’den yapılan rivayette Peygamber (a.s.) Efendimizin şöyle buyurduğunu söyler: "Kim bir namazı unutur (da kılmazsa), onu hatırlayınca kılsın."[185] Ebû Katâde'den yapılan rivayette demiştir ki: "Peygamber (a.s.) Efendimiz'den uyuyup namaza kalkamadıklarını anlattılar. Bunun üzerine Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki, uykuda tefrît (kasıtlı bir ihmal, tembellik ve gevşeklik) yoktur; tefrit ancak uyanıldık halindedir. O halde sizden biri bir namazı unutur veya uyur da kaçırırsa, hatırladığı zaman onu kılsın."[186] Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktıdır: 1- Vaktinde kılınmayan namazı ilk müsait zamanda kaza etmek farzdır. 2- Vaktinde kılınmayan namazın keffareti, onu kaza etmektir. 3- Namazı kasden bırakıp vaktinde kılmayana kazası gerekmez. (Bu, Zahirilerden Davud'a ve İbn Hazım’a göredir). 4- Uykuda olan kimse -uyku halinde- mükellef değildir. Hadîslerin ışığında müctehid imamların ve diğer ilim adamlarının görüş, istidlal ve ihticacları: a) Hanefîlere göre: Farz namazlardan birini kaçırıp vaktinde kılmayan veya kılamıyan kimse onu hatırlayınca, vaktin farzına takdim ederek kılar. Çünkü kaza namazlarıyla vaktin farzı arasında tertip gözetilmesi gerekir bir haktır. Şâfiilere göre müstehabdır, tertibe riâyet edilmediği takdirde o mezhebe göre bir şey gerekmez. Çünkü İmam Şafiî'ye göre, her farz namaz bizatihi asıldır, başkasına şart olamaz.[187] Hanefîlerin bu mesele hakkındaki delilleri, Peygamber (a.s.) Efendimiz'in şu hadîsidir: "Kim uyuduğu için vakit namazını kaçırır veya unutup kılmaz ve ancak imamla beraber namaz kılarken hatırlarsa, önce (başlayıp) içinde bulunduğu namazı kılsın, sonra da hatırladığı namazı kılsın ve imamla beraber kıldığı namazı iade etmesin!"[188] b) Şâfiilere göre: İmam Şafiî'den yapılan rivayete göre, bu mesele hakkında şöyle demiştir: "Namazı vaktinde kılmayıp kaçıran kimse, içinde bulunduğu vaktin namazını kılmaya başladıktan sonra hatırlarsa, başladığı namaza devam edip bozmaz. Bu durumda ister imam, ister memum olsun farketmez. Namazı bitirince o kaçırdığı namazı kılar. Bunun gibi kaçırdığı namaz, içinde bulunduğu vakit namazına başlamadan hatırlarsa, bununla beraber vakit namazına -hatırladığı halde- başlarsa, başladığı namaz kâfi gelir, yani onu kılmasında bir sakınca yoktur. Namazı kılıp bitirince, bu defa hatırladığı o kaza namazını kılar. Ancak muhtar olan şudur ki, henüz içinde bulunduğu vakit namazına başlamadan kazaya kalmış namazı hatırlarsa, vakit de müsaitse, yani onu kaza ederken vaktin farzını kaçırma tehlikesi yoksa, önce kazaya kalmış namazı kılar, sonra vakit namazını edâ eder." "Kazaya kalan namazlar ister bir günün, ister bir yılın birikmiş namazı olsun farketmez."[189] c) Hanbelîlere göre: Başladığı namaz esnasında üzerinde kazaya kalmış namaz bulunduğunu hatırlayan kimse, başladığı namazı tamamlar ve sonra diğer namazı kaza eder. Vakit kalmışsa, kazadan önce kıldığı namazı iade eder. Çünkü kazaya kalmış namazlarda tertip vâcibdir. Bu hususta bir çok yerlerde kesin beyân vardır. Ebû Davud'un rivayetinde deniliyor ki: "Bir yıllık namazı terkeden kimse, onları kılar ve bu kaçırdığı namazları hatırladığı halde kıldığı bütün vakit namazlarını iade eder. İbn Ömer'den de tertibin vücubuna delâlet eden rivayetler yapılmıştır. Aynı zamanda Nahaî'den, Rebi'a, Yahya el-Ansari'den, İmam Mâlik, İmam Leys, İmam Ebû Hanîfe ve İshak b. Rahuye'den de aynı görüş doğrultusunda rivayetler mevcuttur. Şafii ise, "tertip vacib değildir" demiştir. Hanbeliler hem konumuzun başındaki hadislerle ve bir de İmam Ahmed'in tesbit ettiği şu hadîsle istidlal etmişlerdir: "Peygamber (a.s.) Efendimiz'in Hendek günü dört vakit namazını kaçırıp onları tertib üzere kaza ettiği ve sonra da şöyle buyurduğu tesbit edilmiştir: "Benim nasıl namaz kıldığımı gördüğünüz gibi namaz kılın!" Yine İmam Ahmed’in Ebû Cum'a Habib b. Siba'dan naklen onun şöyle dediğini tesbit etmiştir: "Peygamber (a.s.) Efendimiz Ahzâb yılı akşam namazını kılıp bitirdikten sonra sordu: "Sizden biri, benim ikindi namazını kıldığımı bilen var mı?" Bunun üzerine ashab: "Ya Resûlellah! Onu kılmadınız," diye cevap verdiklerinde, müezzine emretti namaz için ikamet getirdi ve kalkıp ikindi namazını kaza ettikten sonra akşam namazını iade etti." Bu da tertibin vücubuna delâlet eden rivayetlerden biridir.[190] d) Mâlikilere göre: İmam Mâlik şöyle demiştir: "Farz namaz kılarken unutup da kılmadığı bir namazı hatırlayan kimse, eğer yalnız başına kılıyorsa ve namaza da yeni başlamışsa, onu olduğu yerde bırakıp kazaya kalan namazı kılsın ve sonra da başlayıp bıraktığı namazı edâ etsin. Şayet başladığı farz namazdan bir tam rek'ât kılmışsa, artık onu kesmeyip bir rekât daha ilâve ettikten sonra kessin (olduğu yerde bıraksın). Üç rekât kıldıktan sonra hatırlarsa, ona bir rekât daha ilâve ederek tamamlasın ve sonra kaza namazını kılsın." Mâlikilerden İbn Kasım diyor ki: "Başlamış olduğu farz namazdan üç rekât bile kılmış olsa, kazaya kalan namazı hatırlayınca, bence müstehab olan onu orada kesmesi ve hatırladığı kaza namazını kıldıktan sonra o farzı yeniden kılmasıdır." İmam Mâlik yine bu mesele hakkında şöyle demiştir: "Unutup kılmadığı namazı, öğle ve ikindi namazlarını kıldıktan sonra hatırlarsa, güneş henüz batmamışsa ve o da kazaya kalan namazı kıldıktan sonra öğle ve ikindi namazlarını kılmaya imkân bulabiliyorsa o takdirde önce hatırladığı kaza namazını, sonra da öğle ve ikindi namazlarını kılar. Şayet unutup kazaya bıraktığı namazla sadece iki vakitten birini kılmaya imkân bulabiliyorsa, önce kaza namazını sonra da ikindi namazını kılar."[191] Konuyla ilgili diğer rivayetler, görüşler, yorumlar ve tahliller: Ebû Cafer et-Tahavî bu konuyla ilgili onaltı kadar rivayet tesbit etmiştir. Biz onlardan bir kısmını -konuya ağırlık kazandırmak ve diğer ilgili rivayetleri görmek için- kitabımıza meâlen nakletmeyi uygun gördük: Muhbir (veya Muhmir) b. Ahi Necâşî (r.a.) diyor ki: "Bir seferde Resûlüllah (a.s.) Efendimizle beraber bulunuyorduk. Uyuduk, ancak güneşin sıcaklığıyla uyanabildik ve o yerden uzaklaştık. Resûlüllah (a.s.) Efendimiz bize namaz kıldırdı. Sabah olup güneş doğup yükselince, ezan okuması için Bilâl'a emretti, sonra ikamet getirmesi için emretti ve kalkıp bize (o kazaya kalan) namazı kıldırdı. Namazı kaza edince şöyle buyurdu: "Bu bizim dünkü namazımızdır!"[192] Bu rivayetin açık delâletinden anlaşılıyor ki: "Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, kazaya kalan sabah namazını, öğle veya ikindiden önce kılmamış, ancak ertesi gün güneş doğup yükseldikten sonra kaza etmiştir. Burada Peygamberimiz ve ashabının tertip sahipleri olmadıkları da söz konusu değildir. Ancak bu hadîs râvilerinden Mesleme b. Alkame'nin zayıf olduğunu Ahmed b. Hanbel şu sözleriyle şöyle ifade etmiştir: "Zayıf bir şeyhtir; Davud'dan birçok münker rivayetler yapmıştır." Yahya b. Maîn ise onun sıka (güvenilir) olduğunu söylemiş ve Ebû Hatim de onun "salihü'l-hadîs" olduğunu belirtmiştir. O bakımdan müctehid imamların çoğu onun rivâyetiyle ihticac etmemişlerdir.[193] Yukarıdaki Necâşî hadisini kuvvetlendiren bir diğer hadisin ashabdan Semure b. Cündeb'den (r.a.) rivayet edildiğini görüyoruz: "Kim bir (farz) namazı unutur da kılmazsa, hatırlayınca onu ertesi günü aynı vakitte kılsın!"[194] Bu da, kaza namazında sahib-i tertip olup olmamanın bir ölçü olmadığına, kazaya kalan bir namazın hatırlanınca ertesi gün aynı vakıtta kılınmasının gerektiğine veya sünnet olduğuna delâlet etmektedir. Hadîsin râvilerinden Hammad b. Seleme hakkında İmam Ahmed şöyle demiştir: "O dayısı Hamîd et-Tavil hadîslerini hıfzetmede, insanların en âlimi idi. İbn Maîn ise şöyle demiştir: "Hadîs tesbitinde insanların en bilgini idi. Bir kişinin ona dil uzattığını görürseniz, onu İslâm'a karşı zan ve töhmet altında tutun..." Amir b. Seleme ise, Hammad'ın 10.000'den fazla hadîs bildiğini kaydetmiştir.[195] O bakımdan yukarıdaki hadîs istidlale uygundur, diyebiliriz. Bu iki rivayetin hilâfına şu rivayetler de yapılmıştır: İbn Ebî Meryem'in babasından, yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir: "Peygamber (a.s.) Efendimiz ile ashabı uyuyakaldılar da sabah namazını kılamadılar. Güneş doğunca uyandılar. Bunun üzerine Peygamber (a.s.) ezan okuması için Bilâl'e emretti. Sonra iki rekât (sünnet) namaz kıldı ve arkasından ikamet getirmesini emretti ve böylece (kazaya kalan sabahın) farz namazını kıldı.[196] Hadîsin ravilerinden Atâ' b. Sâib, tabiînin ileri gelenlerindendir. Ömrünün son yıllarında hafızasının iyice zayıfladığı söylenir. O bakımdan Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: "Atâ'dan önceleri işitilenler sahihtir; sonradan işitilenler ise kayde değer bir şey sayılmaz." Yahya b. Main diyor ki: "Onun rivayeti ile ihticac edilmez."[197] O nedenle yukarıdaki hadîsin gençlik çağında mı, yoksa yaşlandıktan sonra mı kendisinden nakledildiğini tesbit pek mümkün olmamıştır. Müctehid imamların çoğu, sözünü ettiğimiz sebepten dolayı onun rivayetine pek itibar etmemişlerdir. Bu rivayetle birlikte, kazaya kalan namazın hatırlandığı zaman kılınması emredilmiştir. Enes (r.a.)'den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Bir (farz) namazı unutup kılmayan kimse, onu hatırladığı zaman kılsın!"[198] Bu anlamda bir rivayet de Hz. Katâde'den yapılmıştır. Bu son mânayı kuvvetlendiren birkaç rivayet daha var ki, onlardan bir kısmını konunun başlangıcında nakletmiş bulunuyoruz. "Kim bir (farz) namazı unutur da kılmazsa, onu hatırladığı zaman kılsın. O namaz için bundan başka keffaret yoktur" mealindeki Enes hadîsi bu cümledendir. Böylece Tahavî'nin naklettiği hadîsler bize iki ayrı hüküm getirmektedir: 1- Kazaya kalan namazı, ikinci gün aynı vakitte kaza etmek gerekir veya böyle yapmak sünnettir. 2- Kazaya kalan namaz hatırlandığı zaman kılınır. Tahavî hadîslerin sıhhat derecesi üzerinde durmadığı gibi, kesin bir sonuç da ortaya koymamıştır. Çıkarılan Hükümler: 1- Kazaya kalan bir namazı, vaktin farzından önce kılmak gerekir. Ancak vakit daralmışsa o takdirde önce vaktın farzı kılınır. Bu Hanefî'lere göredir. 2- Kaza namazları hatırlanınca, vaktin farzına başlanmışsa, o takdirde onu edadan sonra kılınmasında bir sakınca yoktur, Bu, Şâfiîlere göredir. 3- Vaktın farzına başladıktan sonra üzerinde kaza namazı bulunduğunu hatırlarsa, başladığı namazı bozmayıp tamamlar ve sonra kaza namazını kılar; onu müteakip vakit çıkmışsa, vaktin namazını iade eder. Bu, Hanbelîlere göredir. 4- Vaktin farzını kılmaya başladıktan hemen sonra üzerinde kalan kaza namazını hatırlarsa, başladığı namazı kesip ona başlar. Bir rekâti tamamlamışsa, bir rek'at daha ilâve edip öylece keser. Bu imam Mâlik'e göredir. 5- Kazaya kalan namazın, onu hatırlayınca kılmaktan başka bir keffareti yoktur. 6- Uyku halinde meydana gelen bu gibi geciktirmeden dolayı kişi günahkâr olmaz. Çünkü uyuyup da sabah namazına uyanmamak irade dışında olan bir haldir. Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 29 Ocak 2014, 18:25:41 Aleyküm selam;
Allah herkesin namaz kılmasını istemiştir. Bazen kötü talihsizlikler olabiliyor. Bunu kazasını yapmamız doğru bir karardır. Vakit, namazın şartlarından biridir. Zorunlu bir hal yokken namazı vaktinde kılmamak büyük günâhlardan sayılır. Aynı zamanda vakit içinde tecellî eden feyiz ve rahmeti hiçbir şeyle telâfi etmek mümkün değildir. Ancak gerek zarurî bir sebepten veya ihmalden dolayı vaktinde kılınmayan namazlar birer borç olarak kalır. Onları kaza etmek farzdır. Allah herkesi af eylesin .Hz. Muhammed(sas)gibi bir insan eylesin. ;) Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 21 Haziran 2014, 21:34:33 Uyku halinde kaçan namazlarımızdan sorumlu değiliz, yalnız benim aklımı hep kurcalayan şu olmuştur; Bazen çalar saatin sesini duyup kalkamadığımız oluyor ya da sabah kalkınca hayal meyal hatırlıyoruz bundan da sorumlu muyuz? Mantıki olarak irade söz konusu oluyor ama beilen kardeşlerimizin de görüşlerini almak istedim.
Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Ceren üzerinde 21 Haziran 2014, 21:40:13 Esselamu Aleykum.Rabbim namazı zamanın da ve huşu içinde kılamyı nasip etsin inşallah.
Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Hatice Akdağ 8 üzerinde 21 Şubat 2015, 13:21:53 Esselamu aleykum Değerli kardeşlerim Her müslümana namaz kılmalı.Allah ın emridir.Namazı kılmamak günahtır.Bilgileriniz için Allah razı olsun ...
Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Hatice Akdağ 8 üzerinde 21 Şubat 2015, 13:22:26 Esselamu aleykum Değerli kardeşlerim Her müslümana namaz kılmalı.Allah ın emridir.Namazı kılmamak günahtır.Bilgileriniz için Allah razı olsun ...
Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Damla üzerinde 12 Mart 2016, 20:23:46 #Esselamu aleykum..Vaktinde kılınmayan unutlan veya zorunlu bir durum olduğunda namazlar kaza edilebilir..Fakat zorunlu bir durum yokken kılınmıyorsa bu çok büyük günahtır..Rabbim razı olsun..#
Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: İkraNuR üzerinde 12 Mart 2016, 22:30:48 selamun aleyküm.
inş namazlarımızı kaza etmek yerine vaktinde kılarız. Allah c.c. razı olsun. Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Selma 8 üzerinde 12 Mart 2016, 22:32:33 Rabbim namazı zamanında kilmayi nasip etsin kazaya birakttıtırmasın insaallah
Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Pelinay üzerinde 13 Mart 2016, 14:26:20 Veleykumusselam ve rahmetullah.unutul da kilmadigimiz veya gaflet halindeyken ihmal ettigimiz namazlarimiz uzerimize borctur ve eda etmemiz farzdir.
Rabbim kazalarimii tez zamnda eda edebil.eyi naisp eylesin.Rabbim bu borcla huzuruna cikmaktan korysun bizleri insallah. Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Melda üzerinde 13 Mart 2016, 16:14:19 Selamün aleyküm. Namazlarımızı vaktinde kılalım inşallah. Uyuyup ya da unutaram namaz kilmazsak kaza yapmamiz gerekir.
Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Ruhane üzerinde 17 Haziran 2016, 04:55:53 Aleykum selam.. Ibadetlerin sevabini almak için feyz ve bereketinden faydalanmak için vakti geldiğinde yapmamiz gerekiyor..Rabbim bu hassasiyeti göstermeyi nasip eylesin hepimize ..
Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Mehmed. üzerinde 17 Haziran 2016, 05:57:29 Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Namazı unutur veya uykuda olup kılamazsak kaza edip kefaretini yerine getirmeliyiz. Rabbim paylaşım için razı olsun.
Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Ruhane üzerinde 12 Ağustos 2016, 02:37:13 Allahim bizlere ibadetlerimizi zamanında huşu içinde yapma bilincini ver.Amin..
Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 12 Ağustos 2016, 02:40:23 Esselamu aleykum
Bazı sebeplerden dolayı namazları kilamayiz .....Ama sonradan kaza edilerek namazlarımizi kilmaliyiz ...Rabbim namaz borçlarımızı en kısa zamanda ödemeyi nasip etsin inşallah....Rabbim namazdan ayırmasını inşallah bizleri.... Konu Başlığı: Ynt: Vaktinde Eda Edilmeyen Namazları Kaza Etmek Gönderen: Sevgi. üzerinde 10 Mart 2018, 17:18:00 Aleykümüsselam her namaz vaktinde kılınmalıdır bir özür yok ise namaz vaktini geçirmek günahtır ancak özür var ise bu namazı daha sonra kaza edebiliriz inşaAllah
|