๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 22 Ağustos 2010, 01:51:14



Konu Başlığı: Vaktin Evvelinde Teyemmüm Edip
Gönderen: Zehibe üzerinde 22 Ağustos 2010, 01:51:14
Vaktin Evvelinde Teyemmüm Edip Namaz Kıldıktan Sonra Vakit İçinde Su Bulan Kimseye Ne Lazım Gelir?

 

Bilindiği gibi, teyemmüm, mü'minlere ruhsat mahiyetinde bir kolaylıktır. Şartlar elverdiği sürece bu ruhsata gidilmez. Vakit için­de su bulunmadığı veya bulunduğu halde kullanma imkânı olmadı­ğı takdirde ruhsattan yararlanmak gerekir.

O halde vaktin evvelinde su bulamadığından teyemmüm edip namaz kıldıktan sonra henüz vakit çıkmadan su bulan kimsenin kıldığı o namazı iade etmesi gerekir mi?

Bunun cevabını vermeden önce ilgili hadîsleri ve sonra da müctehid imamların ictihad, ihticac ve istidlallerini nakletmekte fayda vardır. Öylece konu daha iyi açıklanmış olur:

Ata' b. Yesar'dan, o da Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.)'den rivayet et­miştir. Ebu Şaîd şöyle demiştir: "İki adam sefere çıkmıştı. Namaz vakti girdiği halde yanlarında su bulunmuyordu. Temiz bir toprakla teyemmüm edip namaz kıldıktan sonra vaktin içinde su buldular. Onlardan biri abdest ve namazını iade etti, diğeri ise iade et­medi. Sonra Peygamber (a.s.) Efendimiz'e gelip durumu arzettiler. Peygamber (a.s.), iade etmeyen adama:

"Sünnete uymakta isabet etmişsin ve namazın da kâfi gelir sana."

Abdest alıp namazı iade eden adam ise şöyle buyurdu:

"Senin için de iki kere ecir vardır."[402]

Hadîsin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Su bulamadığı için vaktin evvelinde teyemmüm edip namaz kıldıktan sonra vakit henüz çıkmadan  su bulursa, o namazı iade edip etmemek hususunda serbesttir.

2- Abdest alıp iade ederse, sünnete uymakta isabet etmiş, yani gerekli olan şer'î ruhsata uyup ibâdetini yapmış sayılır.

3- Vakit henüz çıkmadığı için abdest alıp namazı iade etme­sinde iki ecir vardır: Biri ruhsat gereği teyemmüm edip namaz kıl­dığı, diğeri su bulup abdest almak suretiyle namazı iade etmesidir.

Hadîsin ışığında müctehid imamların ictihâd ve istidlaller :

a) Hanefîlere göre:

Teyemmüm her vakit için geçerlidir, yani hemen her vakitte teyemmüm caizdir. Öyle ki, vakit girdikten sonra da, girmeden ev­vel de buna ruhsat vardır. Çünkü teyemmüm mutlak bedel olarak abdest yerine geçer. Ancak Şâfiîlere göre, zarurî bir bedeldir. O ba­kımdan vakit girmeden teyemmüm caiz olmaz.

Vakit içinde teyemmüm etmek ise müstehabdır. Ancak vaktin sonuna doğru su bulma umudu söz konusu ise vaktin sonuna, böyle bir umut yoksa vakit girdikten sonra geciktirmemek müstehab­dır. el-Asıl kitabında ise, vaktin sonuna geciktirmenin müstehab ol­duğu belirtilmiştir. Nitekim Tabiînden Zührî, Hasen ve İbn Şirin de bu görüştedir. İmam Mâlik ise, vaktin ortasında teyemmüm etmek müstehabdır; yolcu, hasta ve korkan kimseler vaktin ortasında te­yemmüm ederler, demiştir.[403]

Hanefîlerin bu görüşüne delil olarak Hz. Ali'nin (r.a.) şu sözü gösterilmiştir:

"Yolculuk halinde olan kimse cünüb olursa, vaktin sonuna doğru teyemmümünü geciktirir." Ashab-ı Kirâm'dan bunun hilâfına bir rivayet yapılmadığına göre, icma' meydana gelmiş olu­yor. Çünkü namaz su ile abdest alınarak kılınırsa, daha üstün bir anlam ifâde eder. Çünkü abdest asıldır, teyemmüm ise bedeldir.[404]

Teyemmüm ile namaz kılındıktan sonra su bulunacak olursa, artık o namazı iade etmez. Çünkü emredilen şeyi yerine getirmiş­tir. Ancak namaz esnasında su bulunursa, o takdirde namazı bıra­kıp abdest alır ve öylece namaz kılar. Çünkü aslın yerine geçecek, yani ona bedel olacak şeyi henüz tamamlamadan asılla edâ etmeye gücü yetmektedir. Hem teyemmüm, suyu görmekle bozulur. Namaz esnasında böyle bir durum ortaya çıkınca, abdesti bozulmuş olur.[405]

b) Şâfiîlere göre:

Eyleşik halde olan kimse su bulamadığı için teyemmüm edip namaz kılarsa, bilâhare su bulunca abdest alır ve o kıldığı namazla­rı kaza eder. Yolculuk halinde olan kimse ise, teyemmüm ile kıldı­ğı namazları, su bulunca kaza etmez. Ancak günâh işlemek için çıktığı seferde teyemmüm ile kıldığı namazları su bulunca kaza eder.[406]

Yolculuk halinde bulunan kimse yanındaki suyu unutur veya yükünün arasında kaybederse, teyemmüm edip namaz kıldıktan sonra hatırlar veya bulursa, kıldığı namazı iade etmesi gerekir. An­cak içinde su bulunan yükünü arkadaşlarının yükleri arasında kay­beder ve teyemmüm edip namaz kıldıktan sonra yükünü bulursa, artık iade etmez.[407]

c) Hanbelîlere göre:

Yaptığı teyemmümle farz bir namaz kılmaya niyet etmişse, o teyemmümle dilediği kadar vakit içinde farz ve nafile namaz kılabilir. Ama nafile veya mutlak namaza niyet etmişse, onunla ancak nafile kılması caiz olur. İmam Şafii de aynı görüştedir. İmam Ebû Hanîfe ise onunla dilediği namazı dilediği kadar kılabilir. Çünkü teyemmümde bir taharettir, yani bir nev'î abdesttir, onunla nafile de farz da kılmak sahihtir, demiştir.[408]

Namaz içinde su görürse, namazını bozmayıp tamamlar ve artık o teyemmümle başka bir namaz kılamaz. Çünkü suyu görmekle hükmü kalkmış olur. Bu görüşe muhalefet edenler de eksik değil.

Namaz kılarken vakit sona erip başka bir vakit başlarsa, teyemmümü hükümsüz kalır, aynı zamanda namazı da bâtıl olur. Çünkü tahareti vaktin son bulmasıyla son bulmuştur. Böylece namazıda hükümsüz olmuştur.[409]

d) Mâlikîlere göre:

Su bulunur veya suyu kullanmaya kudreti yetmeye başlarsa, namaza başlamamışsa teyemmümü bozulur, başlamışsa, hemen bozulmaz. Namaza başlamadığı takdirde ise, abdest alıp bir rek'ate yetişecek kadar bir zamanın kalması şarttır, aksi halde yine de bozulmuş olmaz.[410]

İmam Mâlik'den yapılan bir rivayette ise, şöyle demiştir:

"Yolcu hasta ve korkan kimseler, teyemmüm ettikten sonra vakit içinde su bulurlarsa, yolcu namazı iade eder; hasta ile korkan kimse iade et­mez."[411]

Namaz içinde su bulunur veya mevcut suyu kullanma imkânı boğarsa, teyemmümü bozulmaz, dolayısıyla namazı da bozulmuş sayılmaz ve namazını devam ettirip tamamlar, isterse vakit geniş olsun, abdest alacak, yeniden namaz kılacak kadar bir süre bulun­sun...[412]

İlgili rivayetler ve tahliller:

997 nolu hadisi Daremî ve Hâkim de tahric etmiştir. Darekutnî ise, mevsulen rivayet etmiştir. İbn Mübarek ise, Beyhakî'ye mu­halefet ederek hadîsi mursel olarak rivayet etmiştir. Birincisinin rivayetinde râvilerden hiçbiri düşmemiştir, ikincisinin rivayetinde bir sahabi'nin düştüğü söz konusudur. Taberânî'nin de tesbitine göre, bu hadîsi sadece Abdullah b. Nâfi' muttasıl olarak rivayet etmiştir. İbn Seken de kendi Sahîh'inde Ebu Velîd tarikıyla mevsulen rivayet ederek Beyhakî ile bu hususta birleşmiştir.

Bütün bu farklı rivayetlere göre, hadis istidlale mesned seçil­miş ve müctehidlerin çoğu onunla ihticac etmiştir.

Ebu Zerr'den yapılan rivayette, Peygamber (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğu tesbit edilmiştir: "Şüphesiz ki temiz toprak müslümanın temizleyicisidir, isterse suyu on yıla kadar bulamamış olsun. Suyu bulunca da onu tenine dokundursun, çünkü böyle yapması hayırlıdır."[413]

Teyemmümle namaz kılmakta olan kimse namazı henüz bitir­meden su bulursa, teyemmümü bozulur ve o namazı iade etmesi ge­rekir, diyenler bu hadîse dayanmışlardır. Oysa hadîsin açık delâle­tinden böyle bir hüküm anlamak çok zor. Çünkü namazını bırak­sın, abdest alıp yeniden kılsın diye ne sarih, ne de işaret yollu bir ifade vardır. Buna karşılık, "Bir namazı bir gün içinde iki defa kıl­mayın!" diye açık beyân varid olmuştur.[414]

İbn Seken bu hadîsi sahîhlemiştir. Ancak râvileri arasında Ebû Kalabe hakkında ihtilâf edilmiştir. Bununla beraber aynı namazın bir gün içinde iki defa kılınması men'edildiği dikkate alınınca, teyemmümle kılınan namazı kıldıktan veya o esnada suyun bulun­masıyla o namazı iade etmiyeceği hükmü ortaya çıkıyor.

 
Çıkarılan Hükümler:

 

1- Teyemmümle namaz kılarken, su bulunur veya mevcut su­yu kullanma imkânı doğarsa, hem teyemmüm bozulmaz, hem de namaz hükümsüz kalmaz.

2- Namaz kıldıktan sonra suya rastlar veya mevcut suyu kul­lanmaya imkân bulursa, vakit müsait olsa bile, abdest alıp o na­mazı iade etmesi gerekmez.

3- Farz veya nâfile namaz için alınan teyemmümle, İmam Ebû Hanîfe'ye göre istenildiği kadar    namaz kılınabilir. Vaktin çıkmasıyla da teyemmüm bozulmuş olmaz.

4- Farz namaza niyet etmişse, vakit içinde o teyemmümle dilediği kadar farz ve nafile namaz kılabilir. (Bu, Hanbelîlere göredir).

5- Eyleşik halde olan kimse, teyemmümle namaz kıldıktan sonra su bulursa, vakit içindeyse o namazı yeniden kılar, vakit çıkmışsa kaza eder. Yolculuk halinde olan kimse, iade etmez. (Bu, Şâfiîlere göredir).


Konu Başlığı: Ynt: Vaktin Evvelinde Teyemmüm Edip
Gönderen: Ceren üzerinde 06 Şubat 2019, 21:50:35
Esselamu aleykum. SU bulunmadığı durumda hakkiyla farzina uygun şekilde teyemmum eden ve namazını kılıp ibadetini eden kullardan olalim inşallah. ..