๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 21 Ağustos 2010, 07:42:39



Konu Başlığı: Vakit İçinde Namazın Bir Kısmına Yetişen Kimse
Gönderen: Zehibe üzerinde 21 Ağustos 2010, 07:42:39
Vakit İçinde Namazın Bir Kısmına Yetişen Kimse Onu Vakit Çıksa Bile Tamamlar Mı?

 

Vakit, namazını şartlarından biridir. 45 dereceden yukarıda ya­şayan insanların zaman zaman yatsı vakti için bir namaz kılacak kadar zaman bulamadıkları için, ilim adamlarından bir kısmına göre, yatsıyı kılmaz, bir kısmına göre, kılması gerekir. Çünkü şartlar­dan birinin zorunlu olarak kalkmasıyla diğer şartlar kalkmış ol­maz ve o bakımdan namaz terkedilmeyip takdir yapılarak kılınır.

Ayrıca namazı herhangi bir sebepten geciktirip vaktin sonuna bırakan kimse, kılacağı namazın bir kısmını vakti içinde kılma im­kânı varsa kılar, geriye kalanını -vakit çıksa bile- tamamlar, di­yenler vardır. Bunun aksini savunup namazı hükümsüz kalır, diyen­ler de eksik değildir.

Konuyla ilgili hadîsler:

Ebû Hüreyre (r.a.)'den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:

"Güneş doğmadan ön­ce sabah namazının bir rek'atine yetişen kimse, sabah namazına gerçekten yetişmiştir. Güneş henüz batmadan ikindi namazının bir rek'atına yetişen kimse, cidden ikindiye ulaşmıştır."[166]

Aynı hadîsi Buharî şu lafızla rivayet etmiştir:

"Sizden biri gü­neş henüz batmadan ikindi namazının bir secdesine yetişirse, nama­zını tamamlasın! Sabah namazından, güneş henüz doğmadan önce deye ulaşırsa, namazını tamamlasın!.."[167]

Hz. Aişe (r.a.)'dan yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendi­miz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Kim, güneş batmadan ikindi namazının bir secdesine yetişirse, veya güneş doğmadan sabah namazının bir secdesine yetişirse, o namaza gerçekten yetişmiştir."[168]

Hadislerin ışığında müctehid imamların tesbit ve istidlalleri:

a) Hanefîlere göre:

Sabah namazını kılarken güneş doğarsa, namaz bozulur. Bilâhara onu kaza etmesi gerekir. Ama ikindi namazını kılarken güneş ba­tarsa, namaz bozulmaz vaktin çıkmasına rağmen namazı tamamlar ve bu namaz kaza değil edâ sayılır.[169] Hanefilerin usûl yönünden vakt-ı kâmil ve vakt-ı nakısla ilgili görüş ve ictihadları söz konusu­dur. Bu hususta geniş bilgi edinmek isteyenlerin Usûl-ı Fıkıh kitap­larına bakmaları tavsiye olunur.

b) Şâfiilere göre:

Başlanılan namazın tam bir rek'âti vakit içinde kılınır, gerisi va­kit dışında kılınırsa, hepsi edâ edilir, kaza sayılmaz. Çünkü Buhari ve Müslim'in sahih tesbitlerine göre, "Namazdan bir rek'ate ulaşan, hepsine ulaşmış olur..." mealindeki hadîs istidlal ve ihticaca mesned seçilmiştir.[170]                                                   

Bundan anlaşılan odur ki: Başlanılan namazın bir rek'atını ta­mamlamadan vakit çıkarsa, o namaz bozulur, kaza edilmesi gerekir. Çünkü bir rek'at namazın a'zami ef’âlini kapsamaktadır. Diğer rek'atlar aynı şeyin tekrarı mahiyetindedir. O bakımdan vakit dışında kalan rek'atlar vakit içinde eda edilen rek'ata tabidirler.[171]

c) Hanbelilere göre:

Bir rekâta ulaşan kimse namazın tamamına ulaşmış olur, yani vakit içinde bir rekât namaz kıldıktan sonra vakit çıkarsa, namazını tamamlar ve bu edâ kabul edilir. Ancak bir rek'attan az bir mik­tara erişen kimse namaza vakit içinde ulaşmış sayılır mı? Bu husustâ iki rivayet vardır: Birinci rivayete göre, ulaşmış olmaz. Harkî'nin zahir görüşü de budur. Mâliki mezhebi de aynı görüştedir. Nitekim daha önce yaptığımız rivayette bir rekâtın tahsisi, namazın tamamına yetişmenin bundan daha az bir cüz ile gerçekleşmiyeceğine delâlet eder. Nitekim Cuma namazının bir rek'âtına yetişen, ta­mamına yetişmiş olur, daha az bir cüz'üne yetişen, cumaya yetişme­miş sayılır. İkinci rivayete göre, namazın bir cüz'üne yetişmekle ta­mamına yetişmiş sayılır. Kadı diyor ki, "Bu, İmam Ahmed'in görü­şünün zahiridir." Ebulhattab diyor ki:

"Namaza ihram tekbiri mik­tarı yetişen kimse, vakit çıkmadan bu cüz'e erişmişse, namaza yetiş­miş sayılır, yani kılacağı namaz edâ kabul edilir." Nitekim İmam Ebû Hanîfe'nin de mezhebi budur.[172]

Hanbelîler bu mes'elede daha çok Buharî ve Müslim'in ittifakla rivayet ettikleri şu hadîsle istidlal etmişlerdir:

"Kim güneş batmadan önce ikindi namazının bir secdesine yetişirse, namazını tamamlasın ve güneş doğmadan önce sabah namazının bir secdesine yetişen kim­se de namazını tamamlasın."[173]

d) Mâlikîlere göre:

Bir tam rekata ulaşan, namazın tamamına ulaşmış olur, böylece vaktin dışında kalan kısmı kılar ve bu edâ sayılır.

Böylece Mâlikiler biri ihtiyari, diğeri zaruri olmak üzere vakti iki kısma ayırırlar. Bir rek'atinde ihtiyarî vakta ulaşır da gerisini zarurî sayılan vakitte tamamlarsa, hem namazı edâ sayılır, hem de günahkâr olmamıştır.[174]

Nitekim Malikîler cuma namazı hakkında şöyle demişlerdir: Kim cuma namazının bir rekâtına yetişirse, imam selâm verdikten sonra kalkıp bir rekât daha kılıp namazını iki rekât olarak tamamlar. Ama et-Tahiyyâtta gelip imama ulaşan kimse, imam selâm verdikten son­ra kalkıp dört rekât kılar. Bu artık cuma namazı değil, onun yerine geçen öğle namazı sayılır.[175]

Malikîler bu mes'elede Süfyan tarikiyle İbn Ömer'den (r.a.) rivâyet edilen şu hadîsle istidlal etmişlerdir:

"Cumadan bir rekâta ye­tişen kimse, ona bir rekât daha izafe eder (ekler), cemaate et-Ta­hiyyâtta ulaşırsa, kalkıp dört rekât kılar."[176]

Ayrıca bu mealde Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayet edilen şu ha­dîs de onlar için ihticaca mesned seçilmiştir:

"Kim cuma namazından bir rek'ata yetişirse, ona bir rekât daha eklesin. Kim de her iki rekâ­tı kaçırırsa, dört rekât kılsın.! (diğer bir rivayette, öğle farzını kıl­sın)..."[177]

Diğer rivayetler, tesbitler, yorumlar ve tahliller:

130 nolu Ebû Hüreyre hadisinde "bir rekâte yetişen..." tabirinden maksat nedir? İlim adamlarından bir kısmına göre, bu yorum isteyen bir sözdür: "Namazın hükmüne ulaşmış olur" demektir. Ve­ya "Namazın vücubuna ve faziletine kavuşmuştur" diye bir izmar yapılabilir. Kimine göre ise, o namaza eda olarak yetişmiştir, demek­tir. Nitekim Ebû Hüreyre'den yapılan bir diğer rivayette, Peygam­ber (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:

"Kim ikin­di namazından -güneş henüz batmadan önce- bir rekât kılar ve geri kalan kısmını güneş battıktan sonra kılarsa, ikindiyi kaçırmamış demektir."[178]

Ve bunun bir benzeri rivayeti de sabah na­mazı hakkında vârid olmuştur. Buhari'nin Ebû Hüreyre'den (r.a.) yaptığı bir rivayette, Hadisin son kısmında "namazını tamamlasın." denilmiştir. Nesâî'nin yaptığı rivayette ise, hadisin son kısmı şöyle bağlanmıştır.

"Gerçekten o namazın hepsine ulaşmıştır, ancak ne var ki, kaçırdığını kaza eder."

Beyhâkî ise, şu cümleyi nâkletmiştir:

"O rek'âta bir diğer rek'ât kılıp ilâve etsin!"

Bütün bu rivayetlerden çıkarılan hüküm şudur: "Sabah, ve ikin­di namazlarına güneş doğmadan ve güneş batmadan birer rekâtına yetişen kimse, o namazın tamamına yetişmiş demektir."

Tahavî (Ebû Cafer) ise, bu idrak yani yetişmeyi çocuğun ihtilâm olması, yani ergenlik dönemine girmesi, ayhali olan kadının te­mizlenmesi ve kâfirin İslâm'a girmesiyle yorumlayarak bağlı bulun­duğu Hanefî mezhebinin görüşünün isabetini iddia etmiştir ki, böy­le bir yoruma başka ilim adamları pek itibar etmemişlerdir. Tahavî şunu demek istiyor: Hadiste belirtilen "bir rekâte yetişme", o sırada ergen olan veya ayhalinden temizlenen veya İslâm'a giren kimse hakkında cari bir hükümdür. Onlar abdest alıp vaktin bir rek'âtına yetişirlerse, namaza ulaşmış sayılırlar veya vakitten bir rek'ât na­maz kılacak kadar bir cüz' kaldığında bu olaylar İmam Ebû Hanife bu mes'elede, vârid olan diğer hadîslerle is­tidlal ederek, sabah namazına güneş doğmadan yetişen kimse o namaza cidden yetişmiştir, bir rekâtına veya bir cüz'üne yetişen o namaza yetişmemiş demektir, hükmünü çıkarmıştır. Çünkü güneş doğarken namaz kılmak men'edilmiştir. O zaman hiçbir namaz kı­lınmaz, diyerek sabah namazı hakkında belirtilen ictihadda bulu­narak diğer imamlardan farklı bir yorum ortaya koymuştur.

131, 132. nolu hadîslere gelince, onlarda "bir rek'ât" tabiri yerine "bir secde" tabiri geçmektedir. Bir secdeden maksat nedir? Müslim de kendi sahihinde belirttiği gibi, bundan bir rekât kasdedilmiştir.

Buhari ise, aynı hadîsi şu lâfızla rivayet etmiştir:

"Kim bir rekâta yetişirse..."

Müslim'in Hz. Aişe'den yaptığı rivayette, hadisin sonun­da râvi şöyle demiştir: "Secde rekât demektir".

Fethülallâm sahibi diyor ki:

"Eğer bu söz Peygamber (a.s.) Efen­dimiz'in ise, yani O'na aitse, artık hiç bir işkal söz konusu değildir. Eğer râviye aitse, o da kendi rivayetini daha iyi bilir demektir. Hattabi ise, bu konuda şöyle demiştir: "Secdeden maksat, secdeleriyle rükû'uyla birlikte olan bir rekât demektir. Zira rekât ancak secde­leriyle tamamlanır. O bakımdan hadîste rek'ât, "secde" olarak anıl­mıştır.[179]

Buhari ve Müslim'in ittifakla rivayet ettikleri Ebû Hüreyre (r.a.) hadîsinde ise, sabah ve ikindi namazları tasrih edilmeksizin sa­dece namaz tabiri kullanılarak şöyle buyurulmuştur:

"Kim namaz­dan bir rekâta ulaşırsa, gerçekten namaza ulaşmış demektir."[180]

Anlaşıldığı gibi, bu hadîs "idrak-i rekât" hususunda umum ifâ­de etmekte ve sadece sabah ve ikindi namazına has bir hüküm taşı­mamaktadır. İbn Hacer'e göre, "mine's-salât"ın başındaki (elif-lâm) ahd içindir ve böylece namazdan maksat, sabah ve ikindi namazla­rıdır. Konunun başında naklettiğimiz hadîsler ise, mutlak değil mukayyeddir. O halde bu babda mutlak rnukayyed üzerine hamledilir.

Fıkhü's-Sünne sahibi de her iki rivayeti naklettikten sonra şöy­le demiştir:

"Kim namazdan bir rekâta ulaşırsa, gerçekten o namaza ulaşmış demektir" hadîsi, bütün namazları kapsamaktadır. Buharî'nin ise, "Sizden kim güneş batmadan ikindi namazının bir sec­desine yetişirse, namazını tamamlasın ve güneş doğmadan önce sa­bah namazının bir secdesine yetişirse, yine namazını tamamlasın." mealinde rivayet ettiği hadîste ise, secdeden maksat, rek'âttir.

Hadîsin zahiri, ikindi ve sabah namazından bir rekâta yetişen kimse hakkında güneş doğduktan ve güneş battıktan sonra namaz kılmak mekruh değildir hükmüne delâlet etmektedir, isterse kalan rekâtleri kerahet vaktinde kılmış olsun, onun hakkında kerahet söz konusu değildir. Böylece kılınan namaz eda sayılır, kaza değildir. Her ne kadar kasden namazı böyle dar vakte geciktirmek caiz değilse de, hüküm böyledir...[181]

Zeylâî "idrak-i rek'ât"le ilgili sahîh hadisleri naklettikten sonra, Hanefi mezhebinin, sabah namazını kılarken güneş doğacak olursa, namaz bozulur şeklindeki görüşlerini belirterek ortaya çıkan müşkile dikkatleri çekmiş, aynı zamanda Buhari ve Müslim'in bu bapta yaptıkları rivayeti, kâfirin İslâm'a girmesiyle yorumlayanları reddeder mahiyette bulunduğunu söylemiştir. Böylece o da, Tahavi'nin yorumunun uygun olmadığını belirterek hadîsleri zahirî manâların­dan saptırmamaya özen göstermiştir.[182]

 
Çıkarılan Hükümler:

 

1- Sabah namazının bir rekâtına yetişen kimse, güneş doğun­ca ikinci rekâtını da kılmak suretiyle namazını tamamlar ve bu edâ sayılır.

2- İmam Ebû Hanife'ye göre, namazı, bitirmeden güneş doğarsa, namazı bozulur, kerahat vakti çıkınca kaza etmesi gerekir.

3- İkindi namazının -güneş batmadan- bir rekâtına yetişen kimse, güneş batınca geriye kalan üç rekâtını da kılmak suretiyle na­mazı tamamlar ve bu edâ kabul edilir.

4- Namazın vakit içinde sadece ihram tekbirine ve bir rekâtın bir cüz'üne yetişen kimse de o namaza yetişmiş sayılır. Bu İmam Ebû Hanîfe ile, bir rivayete göre, İmam Ahmed’in kavlidir. Diğer iki mezhebe göre, namaza yetişmiş sayılır ve o namazı bilâhere kaza etmesi gerekir.


Konu Başlığı: Ynt: Vakit İçinde Namazın Bir Kısmına Yetişen Kimse
Gönderen: Ceren üzerinde 05 Şubat 2019, 15:35:59
Esselamu aleykum.bilgilerden dolayı rabbim razı olsun inşallah. ...


Konu Başlığı: Ynt: Vakit İçinde Namazın Bir Kısmına Yetişen Kimse
Gönderen: Mehmed. üzerinde 05 Şubat 2019, 22:48:22
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Vakit İçinde Namazın Bir Kısmına Yetişen Kimse
Gönderen: Sevgi. üzerinde 06 Şubat 2019, 05:11:06
Aleyküm Selam. Bu güzel faydalı bilgiler için Allah razı olsun